Sizlere hangi yazıda çıtlatmıştım hatırlamıyorum. Ama sanırım Filmekimi sonrası bir sürpriz yapabileceğimi ve Türkiye’de vizyona girmemiş filmleri izleyip Oscar Boy’da yorumlayabileceğimden bahsetmiştim. Sürprizi Twitter hesabımı takip edenler...
Açılış notu: Tembellik, ülke gündemi, iş, seyahat, tez heyecanı derken Filmekimi’nin en başarılı filmlerinden Son of Saul’u yazmayı unuttum. Fikirlerimi çok merak ettiğinizden değil de kendi...
Akademi’nin Yabancı Dilde En İyi Film kategorisinde yapılan seçimleri bir matematiğe oturtmak ve buna göre tahminde bulunmak her sene biraz daha zorlaşıyor. Gerçi artık kategori tüm...
Sitenin adı her ne kadar Oscar Boy olsa da günden güne Oscar’a aday olan (ya da adaylık potansiyeli olan) filmlerden ziyade, Akademi’nin vakit harcamaya değer görmediği...
İlkokul yıllarında sinemaya merak salmış ufak bir izleyici olarak dünya Oscar’ın etrafında dönüyor zannediyorken prestijli film festivalleriyle tanıştığımda yepyeni bir dünyanın kapılarını aralamıştım. Özellikle Cannes’a olan...
Robert Redford’un Oscar ve onun gibi popüler sinemayı destekleyen oluşumlara karşı yarattığı Sundance Film Festivali, 2008’den bu yana her sene büyük ödülü almış filmi ödül sezonu...
Oscar Boy’a senelerdir hala devam ediyor olmamın tek sebebi kendimi tatmin etme takıntım değil tabii ki. Zaman içerisinde siteye gelen yorumlarla bir şekilde oluşan interaktif ortam da...
Ben Filmekimi heyecanını tam gaz yaşamaya devam ederken, ne yazık ki eve geç saatlerde dönmenin ve döndüğümde de bir şeyler yazacak pek enerjim olmamasın bedelini ödüyorum....
Ve Filmekimi heyecanı başladı! Türkiye’deki her sinemaseverin iple çektiği tek festival Filmekimi. Çünkü özellikle Cannes programından merak ettiğimiz neredeyse her şeyi izleme imkanı yakalıyor, bir de...
Filmekimi telaşı bu akşam başlıyor. O yüzden yine tembelliğimin esiri olarak izlenip bir köşede beklettiğim filmler hakkındaki fikirlerimi beyan etme zamanım geldi. Straight Outta Compton ile...
Kariyerinin ilk günlerinden bu yana şiddetli geçimsizlik sebebiyle sürekli mesafeli durduğum Denis Villeneuve’ün Oscar macerası ilk filmi Polytechnique ile değil, Incendies ile başladı. Ağlak bir drama...
Arka arkaya Oscar iddiası olan filmleri izlediğimiz bir döneme girdik yine. Venedik ve Telluride’la birlikte fitilin ateşlendiği şu dönemde Akademi üyelerinin aklını çelebilecek yapımlar teker teker...
Önyargı özellikle söz konusu ödül sezonu takibi olunca insanın en büyük düşmanlarından birine dönüşebiliyor. Bu önyargıyı sadece negatif bir görüş olarak düşünmeyin. Kimi zaman harika eleştirilere...
Oscar sezonuna adım adım yaklaşmaya başladık. Filmekimi’nden evvel yılın ilk yarısında ABD’de prömiyerini yapmış ve bizim ancak yeni yeni izleyebildiğimiz, ödül iddiası olan yapımları tüketme vakti...
Bilmem ne kadar farkındasınız ama Noah Baumbach son dönemde Amerikan bağımsız sinemasının en heyecan verici isimlerinden birine dönüştü. Kimileri onu 2010 öncesi filmleri The Squid and the...
Taxi’yi vizyonda izlememin üzerinden aylar geçti; ama açıkçası film hakkında ne yazacağımı kestirmekte epey güçlük çektim. İran sinemasının önde gelen isimlerinden Jafar Panahi bize öyle farklı...
Her yıl beklemediğim kadar çok beğendiğim birkaç film çıkıyor ve 2015’te bu de kontenjana giriş yapan ilk yapım Far from the Madding Crowd oldu. Sevmelere doyamadığımız Danimarkalı...
Bu sene izlediğim filmleri kısa kısa yazıp geçiştirmeyeceğime söz vermiştim; ama o kadar çok vasat filmi seyredip bir kenara attım ki hiçbiri hakkında uzun uzun gevezelik...
Prömiyerini Sundance’te yapan ve iki uçta eleştiriler alan The Diary of a Teenage Girl’ü izleme şerefine eriştim geçtiğimiz günlerde. Önceleri Kristen Wiig’in performansıyla Oscar yarışına dahil...
Oscar Boy’dan aldığım bir haftalık molada sadece tezimle ilgili sorumluluklarıma yüklenip her şeyi unuttuğum sanılmasın, iki film için sinema salonlarına uğradım. Bugün Mr. Holmes, yarın The...