Oscar Boy’dan aldığım bir haftalık molada sadece tezimle ilgili sorumluluklarıma yüklenip her şeyi unuttuğum sanılmasın, iki film için sinema salonlarına uğradım. Bugün Mr. Holmes, yarın The...
Son dönemde arka arkaya izlediğim romantik dönem filmleri (Suite Française, Testament of Youth, Far from the Madding Crowd) neden bilmem üzerimde iyi bir etki bıraktı. Sanıyorum bu...
Üç yıldır büyük bir keyifle takip ediyor olsam da Comedy Central’ın en iyi programlarından Inside Amy Schumer’ın yaratıcısını tüm dünyayla paylaşmaya henüz hazır değildim. Uzun süredir New...
Rötarlı da olsa 2015 filmlerini yazmaya bugün The Duke of Burgundy’den devam ediyorum. Bir önceki filmi Berberian Sound Studio ile özellikle anavatanındaki eleştirmen çevreleri tarafından takdir...
Ryan Gosling ile bir küs, bir barışık devam eden hikayem Lost River sayesinde tepetaklak oldu. Çok olağanüstü bir keşif olmadığını düşünsem de popüler kültürdeki konumu, şov...
Ufak bir detay aktararak başlamak istiyorum söze. Yeni ödül sezonu tam olarak start almadan yıllar yılı aynı kalıpta kullandığım “Yorum” sayfalarının taslağını biraz olsun değiştireyim istedim....
Steven Soderbergh’in Magic Mike gibi bir filmi kariyerine sığdırmış olmasına hala alışamamış olsam da Amerika’nın durmadan yükselen yıldızı Channing Tatum ile kurduğu ortaklık iyi sonuçlar vermişti. Filmin...
Yine sizden özür dileyerek başlamak istiyorum söze. Televizyona kafamı gömdüğüm için izlediğim filmleri değerlendirecek vaktim olmadı. Vakit bulduğumda yazasım gelmedi. Yazma arzum olmayınca çıkan şeylerin de...
Farkında mısınız bilmem 2010 tarihli Toy Story 3’den beri tam anlamda bizleri doyurabilen tek bir animasyon dahi izlemedik. Miyazaki ve Studio Ghibli’nin hisli işlerinin pek hayranı olmadığım için ben...
Aranızda Gilmore Girls’ü cnbc-e yıllarında takip etmiş olanlarınız vardır elbet. Alexis Bledel tarafından canlandırılan Rory’nin Yale ile Harvard arasındaki gitgelleri tabii ki de aklıma gelen ilk...
Her aksiyon filmi yazısı öncesi aynı şeyleri söylüyormuşum gibi hissetsem de tekrarlamaktan vazgeçmeyeceğim bir şey var ki, o da küçükken The Lord of the Rings serisi...
Favori oyuncularım sorulduğunda adını anmayı asla unutmadıklarım arasında yer alıyor Michelle Williams. 90’lı yılların sonunda start alan ve The O.C., Gossip Girl gibi türünün diğer örneklerine...
Henüz ödül sezonuna yaklaşamadığımız şu dönemde (Gerçi Cannes ile ortalık epey şenlenecek.), ben de filmlerle aramı açmamak için eğlenceli işler izleyerek günümü gün etmeye gayret ediyorum....
Öncelikle hayatımda ilk kez bir korku filmi hakkında yorum yazacağımı belirtmem şart. Türe karşı inanılmaz mesafeli olduğumu ve bilgimin epey sınırlı olduğumu söyleyeyim ki birazdan yazacaklarım...
Wachowski Kardeşler’in The Matrix’den sonra hiç film çekmediklerini düşünmenizi isteyeceğim sizlerden. Bound ile 1996’da başlayıp The Matrix ile 1999’dan sonra tamamen nadasa bırakılmış bir kariyere sahiplermiş...
Bir zamanlar Anne Hathaway’i ne kadar çok seviyorduk hatırlıyor musunuz? The Princess Diaries ile yediden yetmişe herkesin sevgilisi olmuştu. ABD’de büyük başarı elde eden yapım okyanusun...
Oscar sezonu kapandığından beri filmlere olan ilgimi biraz kaybettiğimi itiraf etmeliyim öncelikle. Kendimi televizyona ve tabii yaz sonunda gerçekleşecek Emmy Ödülleri’ne odakladım. Ama Cannes programının açıklanması, kaçırdığım...
Yalan söylemeye gerek yok, David O. Russell filmografisini tanımaya 2010’da gelen The Fighter ile başladım. Filmden çok büyük bir keyif almamış olmama rağmen oyuncularının en iyi performanslarını...
Az çok kitap okuma alışkanlığınız, kitap satan yerlerde mutluluktan kendinizden geçmek gibi bir özelliğiniz ve tabii dünyada ne olup bitiyor, neler meşhur neler değil diye şöyle...
2015 filmlerine giriş yapmak meğer yepyeni bir sitede, şimdiden ısındığım bir çatı altında olacakmış bilememişim. Oldukça yoğun geçen ve her zamankinden daha çok mesai harcamış gibi...