Festival koşturmacasının arasına sıkıştırdığım, koca salonda tek başıma izlediğimden anıra anıra ağladığım Everything Everywhere All At Once hakkında konuşma vakti de geldi nihayet… Her jenerasyonun ilk...
Geç de olsa kapatıyorum “Artakalanlar” serisini. Gerçi festivalden izlediklerimi yazmayı henüz tamamlayamadım ama azmettim, olacak! Hadi uzatmadan konuya gireyim ben yine… Bir sihir numarasının ardından, Mısır’da...
41. İstanbul Film Festivali’nden Artakalanlar üçlemesinin ikinci parçasıyla devam ediyorum bugün. Bayram seyran demeden buralar film yazılarıyla dolacak, 2022 sezonuna yetişilecek, ev sinemasında yeni filmler tüketilecek....
41. İstanbul Film Festivali biteli neredeyse iki hafta olacak ama inanın kendi yoğunluğumdan nefes alıp bloga bir şeyler yazacak vakti bir türlü yakalayamadım. Dolayısıyla uzun uzun...
Sevin ya da sevmeyin, göze hitap eden deliliklerin virtüözü Robert Eggers, ilk iki uzun metrajlısı The Witch ve The Lighthouse ile çok kısa bir sürede folk...
41. İstanbul Film Festivali’ni Altın Lale ve En İyi Görüntü Yönetimi zaferleriyle, Sundance’i de Dünya Sineması seçkisinin En İyi Yönetmen ödülünü alarak tamamlayan Klondike, belli ki...
Éric Rohmer ve Claude Lelouch gibi usta isimlerin filmlerinden tanıdığımız Françoise Fabian’ın başrolünde yer aldığı, kendi küçük, kalbi büyük bir iş Rose. 41. İstanbul Film Festivali...
Geçtiğimiz aylarda gerçekleştirilen 72. Berlin Uluslararası Film Festivali’nden Büyük Jüri Ödülü’yle dönmüş The Novelist’s Film, her seneye uzun metrajlı iki adet film sığdıran Güney Koreli yönetmen...
41. İstanbul Film Festivali’nin ulusal yarışmasında Antalya’dan yapılan transferlerle (izlediğim gün bağrıma bastığım Zuhal, Tayfun Pirselimoğlu’nun yine ıskalamadığı Kerr ve hivfobik Birlikte Öleceğiz) birlikte gerçekten ülke...
İlk filmi Estiu 1993 ile hem prömiyerini yaptığı Berlin’de, hem de izleyenlerin kalbinde iz bırakan Carla Simón, yeni filmi Alcarràs’la da aynı başarıyı tekrar ediyor. Bu...
Yine İstanbul Film Festivali’nde gösterilen ilk uzun metrajlısı Heartstone ile de benzer büyüme sancılarının orta yerinde kuir bir varoluşun doğuşunu izleten İzlandalı yönetmen Guðmundur Arnar Guðmundsson,...
41. İstanbul Film Festivali koşturmacasına geçtiğimiz hafta başlayan gösterimlerle bir ucundan ben de dahil oldum ama o yoğunluk içerisinde iki lafın belini kırmaya, klavyemin başına oturmaya...
2022 BFI Flare: Londra LGBTQIA+ Film Festivali’nden dört film daha konuşup kapatacağım bu faslı. Bir önceki yazımda da belirtmiştim, ne yazık ki benim adıma bereketsiz geçti...
Araya Oscar töreni ve gelecek senenin yazısı girince 2022 BFI Flare: Londra LGBTQIA+ Film Festivali dahilinde izlediğim filmleri bloga yazmayı unuttum tabii ki. Neyse, iki enstalasyonla...
2022 BFI Flare: Londra LGBTQIA+ Film Festivali, 16 Mart’ta tatlı bir açılışla startını verdi ve ben de bir kez daha bütün lubunyaların toplaştığı festivaldeki yerimi aldım....
Geçtiğimiz hafta çevrimiçi olarak katılma fırsatı yakaladığım 18. Glasgow Film Festivali açıkçası etkinliği şehir dışından takip edenler için epey zor geçti. Akreditasyonlarının büyük bir kısmını Birleşik...
Yerel bloggerınız Oscar Boy’un uluslararası sularda yüzme macerasında yeni adımı Glasgow Film Festivali’nden akreditasyon kapmak oldu. Birleşik Krallık topraklarına göçüşümle birlikte artık buradaki yerel festivallere koşturacağımı...
Tim Burton, Joel Schumacher, Christopher Nolan ve Zack Snyder’lı yorumlarından sonra Batman, kostüm içerisinde yepyeni bir oyuncuyla, Matt Reeves yönetiminde hayatlarımıza tekrardan dönüyor. Twilight ertesi birbirinden...
Nightmare Alley gelince bütünüyle kapatmaya hazırlandığım 2021 sinema yılından elimde kalanların bir kısmı hakkında daha konuşmak istiyorum izninizle. Ama bu sefer başlık başlık ayırıp kendimce yeni...
Ethan Coen’in film yapmayı bırakmasıyla birlikte kardeşi Joel Coen’in tek başına yöneteceği ilk filmin The Tragedy of Macbeth olacağı aklımıza gelir miydi? Muhtemelen hayır. Daha evvel...