2019/20 televizyon sezonunun Mayıs ayında sonlanmasının ardından kendi ödüllerimi dağıtmadan evvel birkaç Sezon Günlüğü karalamışım ama düşünün o günden bu yana tek bir dizi yazısı çıkmamış...
Dünyanın diğer tarafında kim hangi tuşa bastı bilmiyorum ama son birkaç yıldır üremek üzerine, epey mikro bir yerden sürecin geleneksel yollardan çocuk sahibi olamayanlara tesir eden...
Ortodoks Yahudiliği olarak özetlenebilecek bir Musevi mezhebi olan Hasidiklik hakkında çok hikâye izlediğimiz söylenemez; ama yakın tarihte tıpkı şimdi konuşacağımız Unorthodox isimli mini dizi gibi Netflix...
İkinci nesil Müslüman/Mısırlı bir ABD vatandaşı olarak yaşadığı deneyimi az biraz esprili bir dille anlatan Ramy Youssef, Louis C.K. ve Aziz Ansari gibi öncülerin bıraktığı yerden...
Wally Lamb’un 1998 tarihli aynı adlı romanından uyarlama I Know This Much Is True, HBO’nun her yıl televizyon takviminin sonuna sıkıştırdığı o sürpriz taşyapıt geleneğinin son...
Sex and the City, Girls ve giderek sayısı artan kadın merkezli, bizzat ana karakteri canlandıran aktris tarafından yazılıp çizilmiş dizilerin yarattığı alt janrın yeni nesil temsilcisi...
Çok yapacak bir şeyim varmış gibi henüz izlediğim Killing Eve sezon finaliyle birlikte ben de “Evet, bu sezon Killing Eve’in zirvesiydi.” diyenler kervanına katıldım. Başladığı yerden...
Broadcast networklerinin çöküşe geçip, özellikle 45 dakika ve üzerindeki drama üretiminde sahneyi kablolu kanallarla streaming servislerine bırakışında meşaleyi gururla taşıyan tek bir yapım vardı o dönem:...
Sam Esmail’in komplo teorileri üzerine kurduğu kariyerinde Mr. Robot ertesi yeni bir fecaate evrilmesini beklediğimiz Homecoming el değiştirip ilk sezonundaki bilinmezlikler üzerine gerilimini ritmi daha yüksek...
Phoebe Waller-Bridge modern zamanlar şaheseri Fleabag henüz tiyatro sahnesinden öteye gidememişken tanıştığı yönetmen Vicky Jones ile dostluğunu yeni boyutlara taşıdı zamanla. Soho Tiyatrosu’nun ortak topluluklarından DryWrite’ı...
Netflix’e rakip olacak streaming servisi Prime derken Hulu’nun orijinal içerik konusunda yaptığı atakla rüzgâr yönünü değiştirdi, bilmem farkında mısınız. Belli bir ortalamanın altına kati surette düşmeyen...
Haziran 2019’da başlayan televizyon sezonu 31 Mayıs’ta nihayete varacağı ve Emmy, Oscar Boy, Readers’ Choice derken ödüller birer ikişer dağıtılacağı için bitirip kenara ayırdıklarımı son bir...
Ryan Murphy fikir fabrikasının çoğunlukla ıskalardan oluştuğunu bildiğim için artık kendisi tarafından hayal kırıklığına uğratılmama çok şaşırmıyorum açıkçası. Glee’nin zaman içerisinde kendi parodisine dönüşmesi, American Horror...
2017’de Thoroughbreds ile seyirci karşısındaki ilk sınavını veren Cory Finley’nin yeni filmi Bad Education geçtiğimiz güz Toronto’ya uğramış ve acaba Hugh Jackman’a bir Oscar adaylığı gelir...
Rötarlı Sezon Günlükleri’nde bugün bir rekora koşup 11 diziyi birden konuşalım istiyorum. Aralarından uzun uzun yazmak istediklerim de yok değildi; ama ne bileyim işte korona tembelliği...
Sally Rooney’nin Türkçe’ye de çevrilip çok satanlar listesinde yerini almış Normal İnsanlar isimli romanı hem kendi ülkesi, hem de Booker gibi uluslararası platformlarda baş tacı edilirken...
Uyarlandığı materyalin suyunu çekmiş olsalar da sırf tuttuğu için ikinci sezonu yapma planlarının gündeme geldiği mini dizi (bakın altını çize çize söylüyorum mini dizi diye) Little...
Buranın her şeyden evvel kişisel bir blog olduğunu hatırlamanıza yardımcı olacak bir yazıyla karşınızdayım bugün ve konumuz da önümüzdeki akıbeti belirsiz Emmyler’e damgasını vurmasını beklediğimiz bir...
Nasıl olsa hepsinin üzerinden asır geçti diyerek bir Rötarlı Sezon Günlükleri serisine daha girişmeye karar verdim. Bitireyim ki sırada yazacağım dizilere ve henüz izlemediğim filmlere yer...
Nick Hornby ve filme çekilsin diye karaladığı kitaplardan oluşan kariyeriyle aranız nasıl bilmiyorum; ama ben ürettiği hiçbir şeyi okunabilir bulmayanlardanım. Bir kere her şeyden evvel kadın...