Günü Netflix’le açtık madem, Netflix’le de devam edelim. Dizi izleme ritüelimde her şeyi hemen tüketme kabiliyetim bulunmadığı için Unbelievable’ı da herkes izleyeyim diye çığlıklar atmasına karşın...
Bird Box’ı izlememin ardından Anthony McCarten’dan sonra ana akım sinemanın başına gelmiş en kötü kalem olduğuna kanaat ettim artık Eric Heisserer’in. Yine bir bilimkurgu uyarlaması için...
Netflix’in film seçkisi Private Life, The Kindergarten Teacher ve (ben hayranlarından olmasam da) Roma ile iyice zenginleşti diyorduk ama her kuşun da etini yiyemiyoruz ne yazık...
2017’ye zincirleme vedalarıma Perşembe günü 10. Oscar Boy Ödülleri’nin adaylarını açıklayarak başladım. Önümüzdeki üç günü de bu sinema yılını kapatırken çıkardığım farklı listelerle dolduracağım. Daha evvelden...
Dürüst olmak gerekirse, Patti Cake$’in kusursuz bir senaryosu olduğunu, hiçbir eyleminde mantık hatası barındırmadığını, tek bir klişeye dahi mahal vermediğini söylemek düpedüz yalancılık olur. Ama uyuşmazlıklardan birlik...