Tahminler

82. Akademi Ödülleri’ne hazırlık

Yayınlandı

on

Yeni sitemizde yeni bir derlemeye ihtiyacımız olduğunu düşünerek 82. Akademi Ödülleri için güzel bir dosya hazırladım.In Contention, Awards Circuit ve The Film Experience gibi önemli Oscar tahmini yapan sitelerin de görüşlerini dikkate aldığım yazıda 2 Şubat’ta açıklanacak adaylar için tahminler mevcut.En önemli filmlerden şansı daha az olanlara doğru ilerledim ve gelecek sene için güzel tahminler oluşturdum.Yazının en altında da ana dallardaki tahminlerimi bulmanız mümkün.Bu tahminlerde ana dalda 15 film yazmamın sebebi ise önümüzdeki sene En İyi Film kategorisinde 10 filmin aday olacak olması.Geçtiğimiz sene http://oscarpredictionsofumua.blogspot.com/ sitesinde yaptığımız gibi bu sene de beraber tahminlerde bulunmayı öneriyorum.Şimdiden iyi okumalar ve iyi seyirler.

THE LOVELY BONES

Yönetmen: Peter Jackson

Oyuncular: Saoirse Ronan, Mark Wahlberg, Rachel Weisz, Stanley Tucci, Susan Sarandon

Susie Salmon adında genç bir kız tecavüz sonucu öldürülüyor ve cennetten hem ailesini hem de katilini izlemeye başlıyor.Alice Sebold‘un enteresan kitabından sinemaya uyarlanan The Lovely Bones bu yılın en enteresan işlerinden.Çünkü ölümden sonraki şeyleri anlatan filmler pek mevcut değil.Üstüne bunu Peter Jackson görselliğiyle anlatan bir film hiç mevcut değil! Atonement ile Hollywood’un kapılarını aralayan Ronan, karşımıza Susie Salmon olarak çıkacak.Anne ve babasını ise Rachel Weisz ile Mark Wahlberg canlandırıyor.Peter Jackson‘ın senaryo ekibinde de yer aldığı filmin diğer yıldızları da şimdiden insanı meraklandırıyor.Önceleri fazla ilgi çekmeyen The Lovely Bones filmden kareler ve fragman yayınlanınca epey yol kat etti.Bu sene herkesin favorileri arasında yer alıyor şimdiden.Filmi izleyen henüz yok, ancak filmi izlenilmeden bu kadar kıyamet kopardıysa izlediğimizde neler olacak siz düşünün.

Genel görüşüm şu ki, The Lovely Bones‘un aday olmak konusunda iddialı olmadığı bir dal yok.Daha doğrusu her dalda aday olabilecek potansiyeli var.Ama elbette çok iddialı olduğu dallar mevcut.Özellikle büyük dalda bu sene 10 ismin olacağını düşünürsek, birinin kesinlikle The Lovely Bones olacağını söylebiliriz.Ben bu dalda filmden ödülü almasını da bekliyorum ayrıca.Bunun dışında özellikle yönetmen ve senaryo dallarında The Lovely Bones‘un sesinin kesinlikle duyulacağını düşünüyorum.Eğer film beğenilir ve iyi bir Oscar kampanyası yapılırsa gelecek senenin favori filmlerinden biri olması için önünde hiçbir engel kalmaz.

NINE

Yönetmen: Rob Marshall

Oyuncular: Nicole Kidman, Penelope Cruz, Marion Cotillard, Kate Hudson, Judi Dench, Sophia Loren, Stacy Ferguson, Daniel-Day Lewis

Nine kim ne derse desin gelecek senenin en büyük favorilerinden.Daha önce Chicago ile müzikalleri resmen sahalara döndüren Rob Marshall bu sefer de Tony ödüllü bir başka müzikale ele atmış.Federico Fellini‘nin filminden esinlenilerek yazılan senaryo orta yaş krizindeki bir yönetmeni anlatıyor.Bu orta yaş krizi yaratıcılığını kaybetmesine ve kadınlarla farklı ilişkiler oluşturmasına sebep olmuştur.Hayatındaki kadınlar arasında bir denge kurmaya çalışan yönetmeni Daniel Day Lewis, karısını Marion Cotillard, metresini Penelope Cruz, ilham kaynağını Nicole Kidman, yapımcısını Judi Dench canlandırmış.Ayrıca Stacy Ferguson‘ı bir fahişe, Kate Hudson‘ı gazeteci, Sophia Loren‘i ise yönetmenin annesi olarak izleyeceğiz.Kadro oldukça harika anlayacağınız.Filmde Oscar ödüllü 6 oyuncu, Oscar adayı 1 olmak üzere toplamda 7 önemli isim var.Müzikali sinemaya uyarlayan isimler ise geçtiğimiz sene kaybettiğimiz yönetmen Anthony Minghella ve The Player‘ın Oscar adayı yazarı Michael Tolkin.

Nine hala çok iddialı bir film olsa da daha önceki tahminlerimizde var olan görkemini kaybetti.Ama sırf yukarıdaki fotoğraf bile insanı heyecanlandırmaya yetiyor.Nine‘da en büyük merak konusu bayan oyunculardan hangisinin yardımcı kadın oyuncu kategorisine aday olabilir bir karakteri olduğu.Fragmandan anladığımız kadarıyla Judi Dench diğer bayanları sollayacak bir role sahip.Penelope Cruz için aday olabilir deseler de ben yeni ödül aldığı için uzun zamandır ödül almayı bekleyen Kate Hudson‘ın ismini vereceğim.Filmin yönetmeni Rob Marshall ise kesin Chicago ile kaybettiği ödülü bu sefer yakalayacak.Yani en azından şimdilik böyle gözüküyor.Şimdilik tahminde bulunamadığım şarkı kategorisinde ise kesin Nine‘dan birkaç eser göreceğizdir.Buna eminim.

AVATAR

Yönetmen: James Cameron

Oyuncular: Sam Worthington, Michelle Rodriguez, Sigourney Weaver, Zoe Saldana, Giovani Ribisi

James Cameron‘ın yazıp yönettiği, sinemada bir çığır açacağı söylenen Avatar 22. yüzyılda Pandora adlı bir uydudada geçiyor.Bir gaz devinin yörüngesinde dönen Pandora, on ayak uzunluğunda, mavi insansı görünümlü, kabile kültürünü benimsemiş, saldırıya uğramadıkları sürece barışçıl olan Na’vi halkına ev sahipliği yapmaktadır. İnsanlar, Pandora’nın havasını soluyamadıkları için, akıl bağlantısı aracılığıyla kontrol edilebilen insan ve Na’vi karışımı Avatarlar üretirler. Felç olan Deniz Piyadeleri mensubu Jake Sully (Sam Worthington), bir Avatar olarak Pandora’da yaşamaya gönüllü olur. Bir Na’vi prensesine aşık olan Sully, kendisini Pandora’yı gün geçtikçe tüketen insan ordusu ile Na’vi halkının arasındaki çatışmanın ortasında bulur.

James Cameron‘ın yeni filmi 3 boyut teknolojisinin sonuna kadar kullanan ilk proje olacak.Bu yüzden de sinemaseverler tarafından çok benimsenmesi ve bir dönüm noktası olarak görülmesi bekleniyor.Bu sebepten de Avatar‘ın pek çok dalda ismini görebiliriz.Özellikle teknik kategorilerde hemen hemen her dalda(tabiki kostüm tasarımı hariç) Avatar ismi göreceğimizden eminiz.Tabi bir problem olmaz, yayın tarihi değişmez ise olabilir ancak.Eğer hakikaten anlatıldığı kadar var ise James Cameron‘ın yönetmen kategorisinde ismini görebiliriz.Bu sene 10 film En İyi Film kategorisini oluşturacağından, bu fazlalıktan yararlanarak kendine burada da yer bulabilir.Ama bana kalırsa filmin yolu pek parlak değil.Her an herşey başına gelebilir, dikkat etsinler!

INVICTUS

Yönetmen: Clint Eastwood

Oyuncular: Matt Damon, Morgan Freeman

Clint Eastwood‘un bu seneki yönetmenlik numarası Nelson Mandela’dan bahsediyor.Mandela’nın hapisten çıkışı, Güney Afrika’da başkan seçilmesi ve 1995 Rugby Dünya Kupası maçlarından bahsedecek filmde Mandela’yı büyük aktör Morgan Freeman canlandırıyor.Güney Afrika rugby takımının kaptanı olarak ise Matt Damon‘ı izleyeceğiz.John Carlin‘in Playing The Enemy: Nelson Mandela And The Game That Changed a Nation kitabından Anthony Peckham tarafından uyarlanan filmin iddiası inanılmaz derecede büyük.Çünkü ekip hep ödüllük isimlerden oluşuyor.Filmin Wikipedia tanıtım sayfasında bile Akademi Ödülleri için önemli isimlerden biri olduğu konuşulmuş.Düşünün iş o derece büyümüş.

Geçtiğimiz senelerde Million Dollar Baby ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü alan Morgan Freeman‘ın Nelson Mandela rolünde harikalar yaratması ve bu sefer bir başrolle ödülü alması bekleniyor.Hatta bu konuda üç önemli Oscar tahmincisi site de(InContention, Awards Circuit ve Film Experience) aynı kanıda.Şimdiden bu dalı kapamış durumda.Geçen senelerin Forest Whitaker ya da Philip Seymour Hoffman durumlarından biriyle karşı karşıyayız anlayacağınız.Oyuncularına ödül kazandırma başarısıyla bilinen Eastwood‘un da şansı epey yüksek bu sene, hem de yakın zamanda ödül almasına karşın.Matt Damon ise bu sene hem The Informant! hem de Invictus ile gündemde olacak.Kısacası geçen sene Kate Winslet‘in başına gelenler ona da gelebilir.Bakalım daha önce Sidney Poitier, Danny Glover ve Dennis Haysbert tarafından canlandırılan Nelson Mandela’nın yeni yorumu ne kadar beğenilecek?

THE HURT LOCKER

Yönetmen: Kathyrn Bigelow

Oyuncular: Jeremy Renner, Anthony Mackle, Brian Geraghty, Evangeline Lilly, Ralph Fiennes, Guy Pearce, David Morse

2004 yılında Irak savaşı sırasında görev yapan William James(Jeremy Renner) bomba imha timinin başında çalışmaktadır.Ölüme aldırmayan bir asker olan James, bu bombalardan psikolojik anlamda da etkilenerek görevine devam etmektedir.Ekip vahşi bir lider tarafından yönetilmektedir ve hepsi de sıcak savaş için oldukça cesur askerlerdir.Kısacası ölümle oynayan askerleri ne tür bir Amerikan milliyetçiliği içerisinde anlatacağını bilemediğimiz The Hurt Locker ciddi ciddi gelecek senenin en iddialı projeleri arasına adını yazdırdı.Açıkçası beni pek etkilemeyen bir konuyu işlediği için The Hurt Locker hakkında ne kadar isabetli bir tahminde bulunabileceğimi saptayamıyorum.Sadece duyduğum, sıradan bir savaş filmi olmadığı.

Jeremy Renner ve Anthony Mackle‘ın oyunculuklarıyla ön plana çıktığı söylenen The Hurt Locker, şaşırtıcı şekilde bir kadın yönetmen tarafından çekilmiş.Bu tür vurdu kırdı ve patlamalı filmleri kadınlardan izlemeye alışık olmadığımızdan ayrıca enteresan bir deneyim de olacak hepimiz için.Nitekim Kathyrn Bigelow‘un adı yönetmen beşlisi için geçmekte.Sanırım üzerinde oldukça çok konuşulacak bir film olacak.Şimdiden gazetelerdeki eleştirileri görür gibiyim: “Kadın gözüyle savaş”.Ayrıca özgün senaryo dalında da iddiası epey büyük The Hurt Locker‘ın.Ben size bilinen Oscar tahmini sitelerinden birinde çoğu tahmincinin The Hurt Locker‘ı En İyi Film ödülünü alacak yapım olarak gösterdiğini söylemiş miydim? Benim önemsiz gibi bahsettiğime bakmayın.Bu sıradan gözüken savaş filmi fena şekilde geliyor!

BRIGHT STAR

Yönetmen: Jane Campion

Oyuncular: Abbie Cornish, Ben Whishaw, Paul Schneider

Cannes Film Festivali’nde bu sene yarışan filmlerden biri de Bright Star idi.Bizde Filmekimi’nde gösterim şansı bulacak olan Bright Star, 19. yüzyılda geçen aykırı bir aşk hikayesi.O dönemde yaşamış olan şair John Keats(Ben Whishaw) ile realist Fanny Browne’un(Abbie Cornish) ilişkisini, Keats’in 25 yaşındaki ani ölümüne kadar olan süreçte anlatan filmin dokunaklı bir anlatımı olduğu söyleniyor.Doğanın tüm pastoral güzelliklerini izleyiciye sunan yönetmen Jane Campion‘ın ise bu filmle kariyerinin zirvesine ulaştığı yönünde eleştiriler mevcut.Senaryosu da yine Campion tarafından yazılmış filmin.John Keats’in mektuplarından ve notlarından yola çıkılarak senaryolaştırılmış olan bu aşk hikayesi bu senenin romantik Oscar çıkartmalarından biri.

Bright Star, Oscar için adı anıldığı ilk günlerde beni oldukça meraklandırmıştı.Ancak fragmanın ortalığa çıkmasından sonra küçük çaplı bir hayal kırıklığına uğradım.Ama bir fragmanla karar verilecek bir mevzu değil bu.Malum geçen sene Australia‘nın fragmanı ile iyice havalara girmiş, filmi izledikten sonra ise fena şekilde hayal kırıklığına uğramıştım.Yani pek fragmana girmek istemiyorum.Yine de umutlanmamak gerek diyorum.Tahminlerimde yanılma olma halinde Bright Star‘ı üç oyuncusuyla da Oscar’da görebiliriz.Film, yönetmen ve uyarlama senaryo konusunda da iddialı olduğu konuşulmakta.Ama özellikle kostüm tasarımı ve sanat yönetimi için Bright Star‘ın daha uygun bir kazanan olduğunu düşünüyorum.Eğer An Education‘ın romantik yapısı Akademi’yi daha fazla cezbetmez ise, ki klişe halleri daha Akademi’nin ağzına layık, Bright Eyes pek çok şey yapabilir.

AN EDUCATION

Yönetmen: Lone Scherfig

Oyuncular: Carey Mulligan, Peter Sarsgaard, Alfred Molina, Rosamund Pike, Dominic Cooper, Olivia Williams, Emma Thompson

Jenny(Carey Mulligan) 17. yaşının gençliğini daha yeni yeni yaşamaya başladığı günlerde bir anda kendini, ondan yaşça büyük olan David(Peter Sarsgaard) ile bir aşk macerası içerisinde bulur.Bu dönemde Oxford’a girmek için hazırlanan Jenny, David’in standartların üzerindeki hayat tarzını görünce istediğinin bu olmadığına karar verir.Yalnız bu seçim ona pek çok sorunu beraberinde getirir.Kısa sürede genç bir kız olmayı bırakıp, bir hanımefendi gibi davranmaya başlaması gerekir.Bu kargaşada da gerçekten kim olduğunu unutmaya başlar.Ünlü İngiliz gazeteci Lynn Barber‘ın anılarından Nick Hornby tarafından senaryolaştırılan ve Lone Scherfig tarafından yönetilen An Education bu senenin İngiliz çıkartması.Sundance’de görüntü yönetimi ve seyircilerin seçimi ödülünü alan film ayrıca da benim bu sene en çok merak ettiklerimden.

Özellikle başroldeki Carey Mulligan‘ın performansının çok beğenilmesi, konunun Akademi’nin seveceği türden olması ve bunlara ek olarak yine Akademi’nin ağzına layık pek çok karakter oyuncusunun yan rollerde yer alıyor oluşu An Education‘ı iyiden iyiye bir Oscar yarışı atı haline getiriyor.Uyarlama senaryo dalında bu sene pek çok iyi materyal olmasına rağmen An Education‘ın da ilk 5’i hak edecek derecede güzel bir senaryosu olması işleri iyice kızıştırıyor.Nick Hornby‘nin kaleminin daha önce About a Boy ve High Fidelity‘yi yazdığını düşünürsek hele…Her sene İngilizlerin birkaç filmle teşrif ettiği ve son senelerde ağırlıklarını epey hissettirdiklerini de eklersek, An Education için kapalı bir kapı yok.Geçen sene Revolutionary Road için bu kadar heyecan yapmıştım ve bunun An Education‘ın da başına gelmesini istemem.Özellikle ana kategorilerde aday olmaya müsait yapısı sebebiyle umutlarım oldukça büyük.

THE TREE OF LIFE

Yönetmen: Terrence Malick

Oyuncular: Brad Pitt, Sean Penn, Jessica Chastain

The Tree of Life, 2010 için tahmin yaptığımdan beri ilk kez Oscar radarına takıldı.Daha önce kadrosu dahi gözüme çarpmamış olan film hakkında ben de şu satırları yazarken yeni yeni birşeyler öğreniyorum.1950ler’de geçen The Tree of Life zamanla ve yeni şeyler öğrendikçe masumiyetlerini kaybeden çocukların hikayesini anlatıyor.Olağanüstü güçler ve ölümsüzlük veren bir ağacı bulma çabalarının anlatıldığı filmin başrollerinde geçen senenin iki adayı Brad Pitt ve Sean Penn var.Brad Pitt‘in oynadığı Mr. O’Brien rolü için daha önce Heath Ledger‘ın projede olduğunu, ama ölümünden önce bilinmeyen sebeplerden dolayı kadrodan çıkarıldığı da film hakkında bildiğimiz birkaç bilgiden biri.En son The New World ile sinemalarımıza konuk olan Terence Malick ise filmi hem yönetmiş, hem de senaryosunu yazmış.Bir başka detay ise geçen sene yine bir Brad Pitt filmine, The Curious Case of Benjamin Button‘a, müziklerini hazırlayan Alexandre Desplat‘ın The Tree of Life‘da çalıştığı.

İnternet üzerinde bunun dışında doğru düzgün herhangi bir ayrıntısına rastlayamadığım The Tree of Life için beklentiler ise oldukça yüksek.Bilinen tahmin sitelerinin çoğu filmi, radarlarına girmesinin daha ilk haftasında pek çok dalda üstlere taşımış.En İyi Film kategorisi için alternatif bir isim olarak gösterilen filmin imdb’de Fantasy(Fantastik) ve Sci-fi(Bilimkurgu) türlerine ait olarak gösterildiğini de ekleyelim.Jessica Chastain oyunculuk dallarında kadrodan kendine yer bulabilecek tek isim olarak gösteriliyor.Aynı zamanda Terence Malick‘in kamerası ve kalemi için de beklentiler mevcut.Görüntü yönetimi ve özgün müzik dalları da benim film için uygun gördüğüm diğer dallar.Yine bana göre The Tree of Life‘ın akıbeti çok belirsiz.Hızlıca girdiği bu yarıştan aynı hızla çıkabilir, dikkat!

PRECIOUS: BASED ON THE NOVEL PUSH BY SAPPHIRE

Yönetmen: Lee Daniels

Oyuncular: Gabourey Sidibe, Mo’Nique, Paula Patton, Mariah Carrey, Lenny Kravitz

Aşırı kiloları yüzünden pek çok problem yaşayan ve daha yaşı küçük olan Clareece “Precious” Jones(Gabourey Sidibe) sorunlu ailesiyle beraber yaşamaktadır.İkinci kez babası tarafından hamile bırakılmıştır ve annesiyle de şiddet dolu bir ilişkisi mevcuttur.Precious bu sırada umutlarının gerçek olabileceğine inandıran alternatif bir okula davet edilir.Precious bu senenin en trajik filmi.Aynı zamanda da Oscar kampanyası için en iyi pazarlama şirketini tercih etmiş olan filmi.Cannes Film Festivali’nde gösterim şansı bulan filmi Oprah Winfrey‘ye ait olan Harpo Productions şirketi pazarlıyor.Oprah Winfrey ise Amerika’nın en çok sözü dinlenen, en güçlü kadını.Filmin şimdiden aldığı ödüller ise Sundance’de Seyirci Ödülü, Büyük Jüri Ödülü ve Mo’Nique‘e takdim edilen Özel Jüri Ödülü.Ayrıca Toronto Uluslararası Film Festivali’nde People’s Choice ödülünü de almış bulunmakta Precious.

Filmin iddiası o kadar büyük ki, yukarıda Invictus‘da örneğini gördüğümüz gibi, Precious da Wikipedia’da 2010 için en önemli adaylardan biri olarak gösterilmiş.Gabourey Sidibe ve Mo’Nique ikilisine oyunculuk dallarında, filme ise En İyi Film kategorisinde büyük bir şans tanınmakta.Özellikle Mo’Nique‘in şimdiden ödülü almasına garanti gözüyle bakılıyor.Oprah‘nın şirketinden çıkıyor olması sebebiyle de önü çok açılan Precious‘un ismi pek duyulmamış yönetmeni Lee Daniels‘a da birşeyler katacağı kesin.Sapphire‘in 1996 tarihli Push romanından uyarlanan senaryosu da uyarlama senaryo ödülü için şimdilik en ideal film.Precious belki teknik kategoriler için uygun bir film değil, ancak ana dallarda pek çok rakibini geride bırakabilecek yapıda.Eğer filmin gidişi bu şekilde devam ederse önündeki hiçbir engeli tanımayacağını garanti ediyorum.

AMELIA

Yönetmen: Mira Nair

Oyuncular: Hilary Swank, Richard Gere, Ewan McGregor

Hilary Swank‘in başrolünde yer aldığı Amelia, Amerikalı ünlü kadın pilot Amelia Earhart’ın gerçek yaşam öyküsünü anlatıyor.Amelia Earhart, Amerikan ordusu tarafından Distinguished Flying Cross adlı uçuş madalyasını alan ve Atlantik’i tek başına uçarak geçen ilk kadın pilot.Aynı zamanda da bestseller olmuş pek çok romanın da yazarı.George Putnam adında ünlü bir yayıncıyla olan evliliği ile de bilinen Earhart’ın hayat hikayesini Hintli bir kadın yönetmen, Mira Nair çekmiş.1937 Temmuz’undan beri kayıp olan Amelia Earhart’ın yaşam hikayesi bu senenin gözyaşı kontenjanından yararlanacak filmlerinden.2 Oscar ödüllü aktris Hilary Swank ve romantik komedilerin aranılan ismi Richard Gere dışında kadroda son yılların en başarılı aktörlerinden Ewan McGregor da var.Richard Gere‘in Amelia’nın eşi George Putnam’ı oynadığı filmde, McGregor ise aşık olduğu adam olarak karşımıza çıkacak.Filmi sinemaya uyarlayan isim de yine ödüllü bir isim, Oscarlı(Rain Man) senarist Ronald Bass.

Amelia her ne kadar büyük bir favori olsa da(özellikle Hilary Swank‘in iddiası epey büyük) aynı zamanda da kafalarda soru işaretleri bırakıyor.İzleyiciyi genelde karşısına almak istemeyen Akademi Meryl Streep hayranlarını dikkate alarak Hilary Swank‘e ödülü vermeyebilir.Bunun nedeni ise hem Swank‘in, hem de Streep‘in 2 Oscarlı ve Swank‘in bu sene ödülü alırsa Meryl Streep‘i 3 altın heykelle alt edecek olması.Bu küçük bir ayrıntı gibi gözükse de Meryl Streep hayranlarını sinirlendirecek ve Akademi’nin de pek hoşuna gitmeyecek bir durum.Çünkü Streep‘e olan hayranlıkları 15 adaylıkla kendini epey belli ediyor.Bu yüzden Amelia‘nın başrol oyuncusu Hilary Swank‘e adaylıktan ötesini vermeyebilirler.Bunun dışında bir dönem filmi olması sebebiyle Amelia‘nın kostüm tasarımı, sanat yönetimi gibi dallarda aday olma ihtimali yüksek.İlk 10 film arasına girerek senenin en iyileri arasına girmesi muhtemel.Amerikalıların seveceği türden bir film olduğundan, bence Amelia gelecek senenin en önemli adaylarından.

UP

Yönetmen: Pete Docter & Bob Peterson

Her sene tek bir animasyonla tüm dünyayı kendine hayran bırakan animasyon şirketi Pixar bu sene de yapacağını yaptı ve Up ile tozu dumana kattı.2009 Cannes Film Festivali’nin açılışını yaparak tarihe adını festivalin açılışında yer alan ilk animasyon olarak yazdıran Up gösterildiği her çevrede beğenildi.Imdb’nin kıdemli Top 250 listesinde şimdiden geçen senenin 6 dalda Oscar adayı animasyonu Wall-E‘nin üst sıralarına yerleşti.Daha pek çok ülkede gösterime girmeyen Up‘ın şimdilik gişe hasılatı ise 500 milyon dolar.Ülkemizde Yukarı Bak ismiyle gösterime girecek olan filmin konusu ise şöyle: Hayatı boyunca macera yaşamak istemiş, yalnız hep monoton ve sıkıcı bir hayata maruz kalmış olan 78 yaşındaki Carl, evine binlerce balon bağlayarak dünyayı gezmek için uçmaya başlar.Ama tahammül edemediği her şeyi bünyesinde barındıran aşırı iyimser, 8 yaşındaki Russell bu gezinin davetsiz misafiri olur ve daha ilk andan huysuz Carl’ın keyfini kaçırır.3 boyutlu olarak gösterilecek olan Up‘ın Türkiye’de 16 Ekim tarihinde gösterime gireceğini de son olarak ekleyeyim.

Up, yukarıda da belirttiğim gibi Imdb Top 250 listesine giriş yaptı ve şimdilik 39. sırada, ki bu bir animasyon için harikulade bir başarı.Gerçi son zamanlarda bu tür başarılar animasyonlar için daha kolay hale gelmiş olsa da ben belirtmeden geçmek istemedim.Son yıllarda animasyonlar için film dalında büyük beklentiler olsa da, hiçbir şirket animasyonunu Motion Picture olarak adlandırılan film kategorisinden yarışa sokmuyor.Ama bu sene bu dalın 10 filme açık olması ve Up‘ın bu durumdan yararlanmak için ideal bir film olması işleri tersine çevirebilir.Öyle ki Cannes’da bir ilk yapan Up, Oscar’da da En İyi Film dalına aday olan ilk animasyon olarak bir ilk daha yaşayabilir.Tabi bu durumun da animasyon endüstrisine katacaklarını, çıtayı aşırı derecede yükselteceğini ve oluşturacağı rekabet ortamını düşünmeden edemiyorum.Özgün müzik, ses kurgusu ve ses miksajı dışında özgün senaryo dalında Up‘dan beklentim büyük.Bakalım Up bu sene neler yapacak?

UP IN THE AIR

Yönetmen: Jason Reitman

Oyuncular: George Clooney, Vera Farmiga, Anna Kendrick, Jason Bateman

2005 tarihli Thank You For Smoking‘in 2 sene ardından gelen Juno ile büyük bir çıkış yakalayan Jason Reitman yeni filmi Up In The Air ile yine Oscar gündeminde.George Clooney‘nin başrolde yer aldığı film Walter Kirn‘in aynı adlı romanından bir uyarlama.Ryan Bingham(George Clooney) işi sebebiyle sürekli seyehat eden, düşük maaşlı bir şirket elemanıdır.Yıllardır hayalini kurduğu 5 milyon uçuş mili hedefine tam ulaşacak iken çalıştığı şirket seyehat bütçesini kısma kararı alır.Ki bu karar aynı zamanda Ryan‘ın yeni tanıştığı seyehat tutkunu kadınla olan görüşmelerini de engelleyecektir.Juno sayesinde Oscar’a aday olan yönetmen Reitman bu sefer senaryoyu uyarlama işine de el atmış.Hem de yanına, ilginç bir seçim olarak değerlendirdiğim, Texas Chainsaw Massacre‘nin senaristi Sheldon Turner‘ı da alarak.

Son senelerde iyice yükselişe geçen entellektüel komediler Akademi Ödülleri’nde de kendine yer bulmaya başladı.Daha aday olmuş kesin bir film olmasa da adaylar açıklanmadan önce bu tür filmlerin ismi kesinlikle geçiyor.Genelde Altın Küre’den yana şanslı olan bu komedilerin yeni durağı Up In The Air.Oyuncu kadrosundan George Clooney ve Anna Kendrick şimdilik adı geçen isimler.Reitman ise yönetmen beşlisine girmek için henüz alt sıralarda.Ancak Jason Reitman‘ın senaryo dalında oldukça kuvvetli bir aday olduğu kesin.Yine de uyarlama senaryo dalının yılın pek çok favorisini bünyesinde bulundurması sebebiyle Up In The Air‘ı dışarıda bırakması mümkün.Yine de ben entellektüel komedilerin çıkışını göz önüne almamız gerektiğini ve filmin ana dallarda karşılaşmamız olası bir yapım olduğunu eklemek isterim.

INGLOURIOUS BASTERDS

Yönetmen: Quentin Tarantino

Oyuncular: Brad Pitt, Christoph Waltz, Michael Fassbender, Eli Roth, Diane Kruger, Daniel Brühl, Til Schweiger, Melanie Laurent

Alman işgali altındaki Fransa’da çok sevdiği ailesinin gözleri önünde Nazi Albay Hans Land(Christoph Waltz) tarafından katledilmesi sonrası kaçarak Paris’e yerleşen Shossana(Melanie Laurent) orada yeni bir kimlikle hayata başlar.Avrupa’nın başka bir köşesinde ise Teğmen Aldo Raine (Brad Pitt), Yahudi askerler tarafından kurulan, “Basterds” adında bir grubu düşmana karşı misilleme yapma amacıyla organize etmektedir.Amaçları Nazi Almanyası’nın önde gidenlerine zarar vermektir.Bu amaçla, Alman sinema oyuncusu ve gizli ajan Bridget Von Hammersmark(Diane Kruger) ile işbirliği yaparlar. Shosanna’nın kendi intikamını alma planlarını yaptığı bir sinema salonunun çatısı altında hepsinin kaderleri kesişecektir.

Tarantino‘nun ismi sebebiyle daha açıklandığı ilk günden herkesi merağa boğan Inglourious Basterds bana göre pek Oscarlık bir film değil.Ancak filmin Cannes’da gösterilmesi ve Christoph Waltz‘a En İyi Erkek Oyuncu ödülünü getirmesi işin rengini değiştirdi.Tarantino‘nun Basterds‘ı bir anda favorilerden biri olup çıktı.Daha eleştirilerin genel olarak hangi yönde gittiğini kestiremesek de özellikle Waltz için yardımcı erkek oyuncu dalında iddialı tahminler yapılmakta.Ödülü alacağına pek inanılmasa da aday olma ihtimalinin yüksek olduğu söyleniyor.Tabi Nazi Almanyası’nı yaratırken yönetmen elini korkak alıştırmamış ve elinden gelen herşeyi yapmış.Bu sebeple de sanat yönetimi, görüntü yönetimi, kostüm tasarımı gibi dallar Tarantino‘nun yeni filmine açık gözüküyor.Benim son görüşüm ise süprizlere açık olduğu ve yarıştaki yerinin sağlam olmadığı yönünde.

PUBLIC ENEMIES

Yönetmen: Michael Mann

Oyuncular: Johnny Depp, Christian Bale, Marion Cotillard

1930’larda Büyük Bunalım döneminde, FBI ajanı Melvin Purvis(Christian Bale) dönemin ünlü suçlularını aramaktadır.Bu suçlulardan en bilineni ise Johnny Depp‘in canlandırdığı John Dillinger’dır.Daha önce aşırı aksiyonlu gayriciddi bir yapımdan bahsetmiş olsam da Public Enemies beklediğimden çok farklı çıktı.Ülkemizde Halk Düşmanları adıyla gösterime giren film özellikle başrol oyuncusu Depp ve filmde Dillinger’ın kız arkadaşı Billie olarak karşımıza çıkan Marion Cotillard‘la yarışta yerini almış durumda.Önceleri daha büyük bir Oscar prodüksiyonu gibi lanse edilmiş olan Public Enemies‘in hala akıbetinin belirsiz olduğu konusunda ısrarcıyım.Erken gösterim tarihi tahmincileri yanıltmaya devam ediyor.Aynı zamanda çok beğenenlerin sayısının fazla olmaması ve istediği gürültüyü kopartamamış olması da problem yaratıyor.Görüntü yönetmeni Dante Spinotti için ilk 5 ümitleri olsa da ben Public Enemies için kesin cümleler kurmanın yanlış olacağı kanaatindeyim.

DISTRICT 9

Yönetmen: Neill Blomkamp

Oyuncular: Sharlto Copley, Jason Coper, Robert Hobbs

1982 yılında Johannesburg’a büyük bir uzay gemisi iner.İlk temasta geminin içerisinde binlerce sefil uzaylı yaratık olduğu görülür ve 9. Bölge adı verilen bir mülteci kampına yerleştirilirler.Bu kampın takibi için MNU adında bir organizasyon kurulur.MNU’nun başındaki şef temas ettiği bir biyokimyasal sonucu başkalaşır ve hikaye buradan sonra başlar.Imdb’nin Top 250 listesinde 71. sırada olduğunu görünce oldukça şaşırdığım District 9, Avatar‘dan sonra önümüzdeki senenin en iddialı bilimkurgusu.İçinde korku öğelerini de oldukça fazla bulunduran filmin yönetmeni ise özel efekt uzmanı olarak da bilinen Neill Blomkamp.Bu büyük beğeni sebebiyle filmin En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Özgün Senaryo kategorilerinde adaylık için yarışması bekleniyor.Bunun dışında makyaj ve özel efektte de film çok başarılı bulunuyor.Yılın şimdiden halk desteğini almış bilimkurgusu District 9‘ın yapımcısı ise Peter Jackson.

A SERIOUS MAN

Yönetmen: Joel ve Ethan Coen

Oyuncular: Michael Stuhlbarg, Richard Kind

No Country For Old Men, Burn After Reading derken üst üste üçüncü kez Oscar radarına dahil olan yeni Coen kardeşler filmi A Serious Man.1960lar’ın ortasında geçen yeni Coenler filmi Larry adında üniversitede fizik profesörü olan bir adamın gittikçe kötüye giden hayatı anlatıyor.Ardı arkası kesilmeyen dertlerini çözmek için bir hahamdan yardım isteyen Larry’nin tek aradığı tüm bu karmaşanın arasında cidden bir arkadaştır.Konu her zamanki gibi insana “Böyle bir film olabilir mi?” sorusunu sordurtsa da Joel ve Ethan Coen‘in hem yönetmen hem senarist olduğunu hatırlamak gerek.Yani yine Coen usulü bir mizahla “değişik” bir komedi izleyeceğiz.Filmin adı özellikle özgün senaryo dalında anılıyor.Yalnız aynısı Burn After Reading‘in de başına gelmişti ve sonuçta birşey olmadı.Bunun dışında kadronun iki önemli isminin de(Michael Stuhlbarg ve Richard Kind) adaylık ihtimalleri mevut.Şimdilik yeni Coen kardeşler filminin tek problemi seyircinin vereceği tepki.Bakalım Filmekimi’nde de gösterilecek olan A Serious Man daha önceki komedileri kadar başarılı olabilecek mi?

THE IMAGINARIUM OF DR PARNASSUS

Yönetmen: Terry Gilliam

Oyuncular: Heath Ledger, Christopher Plummer, Johnny Depp, Jude Law, Colin Farrell

Gezgin bir tiyatro kumpanyasını idare eden 1000 yaşındaki Doktor Parnassus(Christopher Plummer), seyircilerine sihirli bir ayna vasıtasıyla gerçeğin ötesine gitme şansını sunmakta ve şeytan ile yaptığı anlaşma sayesinde başkalarının hayal gücünü yönlendirebilmektedir.Ancak artık şeytanın bu anlaşmadan kendine düşen payı tahsil etme zamanı gelmiştir.Heath Ledger‘ın ani ölümü sebebiyle çekimleri duran ama daha sonra karakterin diğer sahneleri için Johnny Depp, Jude Law ve Colin Farrell ile çalışılan yılın sıradışı filmlerinden The Imaginarium of Doctor Parnassus sonunda gösterime giriyor.Gösterime girerken de adı Oscar talihlileri arasında geçiyor.Şimdilik ana kategorilerde bir iddiası olmasa da diğer teknik kategorilerde bu fantastik filmin aday olma ihtimali varmış gibi gözüküyor.Çok büyük bir yarışçı olmasa da kadrosu sebebiyle ilgi çeken Doctor Parnassus‘un yönetmeni ise Oscar’a daha önce aday olmuş(Brazil-1985-En İyi Özgün Senaryo) olan Terry Gilliam.

SHERLOCK HOLMES

Yönetmen: Guy Ritchie

Oyuncular: Robert Downey JR., Jude Law, Rachel McAdams, Mark Strong

Arthur Conan Doyle‘un yarattığı ünlü karakter Sherlock Holmes sinemalara bir kez daha konuk oluyor.Bu sefer Snatch‘in başarılı yönetmeni Guy Ritchie tarafından uyarlanan dedektif Robert Downey JR. tarafından canlandırılmış.Jude Law‘ın da Sherlock’ın ortağı Watson olarak karşımıza çıkacağı film her zamankinden farklı olarak aksiyon ağırlıklı bir versiyonla karşımızda.Yeni uyarlamanın öncekilerden çok farklı olduğunu belirten Ritchie yeni projesiyle oldukça iddialı geliyor.Kült filmler yaratma konusunda başarılı olsa da Guy Ritchie hala devler liginde değil ve yeni filmlerinin her biri eskileri mumla aratıyor.Onun için de yeni bir sayfa olacağını düşünüyorum.Oscar konusunda şimdilik kostüm tasarımı, sanat yönetimi ve görüntü yönetimi dallarında Sherlock Holmes ismini yarışıyor olarak göreceğiz.Kadrodan Robert Downey JR. ve Jude Law şanslı olabilecek isimler gibi gözüküyor.Ama yönetmenin vaat ettiği bol aksiyonlu Sherlock Holmes Akademi’nin hoşuna gitmeyebilir, bizden söylemesi.

THE ROAD

Yönetmen: John Hillcoat

Oyuncular: Viggo Mortensen, Robert Duvall, Guy Pearce, Charlize Theron, Kodi Smith-McPhee

Kıyamet sonrası Amerikasında bir baba(Viggo Mortensen) ve oğlu(Kodi Smith-McPhee) yola çıkarlar.Nereye gittiklerini bilmediği bu yolculuk onları haydutlarla karşılaştıracak, bilinmezliklere sürükleyecektir.Cormac McCarthy‘nin çok satan romanından uyarlanan The Road yeni sezonda ilgimi çeken projeler arasında.Charlize Theron‘un da anne rolünde karşımıza çıkacağı film aslında bir bilimkurgu gibi dursa da trajik öğeleri de içinde barındıran bir western olarak lanse ediliyor.Gelecek ve kıyameti anlatan filmlerin sayısı günden güne artıyor olsa da The Road hepsinden farklı bir konumda duruyor.Filmin baba-oğul için Oscar şansı olduğu çoğu tahmincinin ortak fikri.Aynı zamanda görüntü yönetimi ve makyaj dalları da The Road‘a açık gözüküyor.Genel tepkiye bağlı olarak En İyi Film kategorisinde de bir ihtimal The Road‘un ismini görebiliriz.Yine de filmin gösteriminin neredeyse bir sene sarkmış olması ve sanki Oscar için bekletilmiş gibi durması kafaları karıştırabilir ve antipati oluşturabilir.

THE MEN WHO STARE AT GOATS

Yönetmen: Grant Heslov

Oyuncular: George Clooney, Jeff Bridges, Ewan McGregor, Kevin Spacey

Gazeteci Bob(Ewan McGregor), Lyn Cassady(George Clooney) adında özel güçleri olan bir ajanla tanıştıktan sonra bir anda kendini beklenmedik bir maceranın ortasında bulur.Özel güçleri olan askerlerin yetiştirildiği bir birim olduğunu öğrenen Bob, Lyn’in telekineziyle keçilerin kalplerini durdurduğuna tanık olur.Konusundan bile nasıl absürd bir komedi olduğu anlaşılan The Men Who Stare At Goats devleri buluşturan kadrosu sebebiyle bile Oscar dosyasına dahil olmayı hak ediyor.Özellikle Jeff Bridges‘in En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalı için aday olmayı hak eden bir komedi performansı sergilediği söylenmekte.Clooney ve McGregor‘ın bu sene iki projeyle gündemde olmaları sebebiyle(hatta McGregor‘ın üç) hangi filmleriyle aday olmaya daha yakın olduklarını kestiremiyorum.Yalnız filmin eğer Up In The Air‘den yer bulabilirse komedi kontenjanından En İyi Film dalına aday olmasını bekliyorum.Eğlenceli fragmanını izlerseniz siz de bir anda kendinizi The Men Who Stare At Goats‘a destek olanlardan biri olarak bulabilirsiniz.

WHERE THE WILD THINGS ARE

Yönetmen: Spike Jonze

Oyuncular: Max Records, Catherine Keener, Mark Ruffalo

Seslendirme kadrosunda Forest Whitaker, Catherine O’Hara ve Chris Cooper gibi isimleri bulunduran Where The Wild Things Are annesiyle tartıştıktan sonra evini terk ederek deniz kıyısındaki bir ormana kaçan Max(Max Records) adlı çocuğun maceralarını konu alıyor.Ülkemizde Arkadaşım Canavar adıyla gösterime girecek olan filmin yönetmeni müzik videoları ve reklamlarıyla tanınan Spike Jonze.Tom Hanks‘in de yapımcılığını üstlendiği filmin senaryosu ise Maurice Sendak‘ın çocuk kitabından uyarlanmış.Where The Wild Things Are ana dallarda çok iddialı gözükmese de, En İyi Film dalı için ümidi olan filmlerden.Özellikle masal dünyasından gelen yapısı sebebiyle ilgi çekmesi bekleniyor.Ayrıca çok kuvvetli olmasa da sanat yönetimi, makyaj, kostüm tasarımı ve özel efekt kategorileri Where The Wild Things Are‘ın süpriz yapabileceği dallar.Spike Jonze ve Dave Eggers‘ın uyarladıkları senaryonun da az da olsa şansı mevcut.

CHERI

Yönetmen: Stephen Frears

Oyuncular: Michelle Pfeiffer, Rupert Friend, Kathy Bates

1920ler Paris’inde genç bir adam(Rupert Friend) ile ondan yaşça büyük olan aşığının(Michelle Pfeiffer) tutku dolu aşkını ve daha sonrasını anlatıyor Cheri.Önceleri Michelle Pfeiffer‘ın En İyi Kadın Oyuncu ödülünü almasına kesin gözüyle bakılmış olsa da şu aralar Pfeiffer bu dal için geri sıralarda kalmış durumda.Filmde ara ara rastladığımız Kathy Bates tıpkı geçen sene Revolutionary Road‘da olduğu gibi yardımcı kadın oyuncu kategorisi için alternatif bir isim.Stephen Frears‘ın yönettiği filmin dönem filmi olması sebebiyle özellikle çok başarılı bulduğum kostümlerinin taçlandırılması mümkün.Alexandre Desplat tarafından bestelenen müzikleri de Cheri‘nin yüzünün gülebileceği kategorilerden biri olabilir.Ancak filmi izlemiş biri olaraktan Cheri‘de özellikle anlam yoksunluğunun olduğunu düşünüyorum.Zaten genel kanıda filmin kendini fazla önemsediği yönünde.Yine de yarattığı atmosfer adına Akademi filmi birkaç adaylıkla ödüllendirebilir.

JULIE & JULIA

Yönetmen: Nora Ephron

Oyuncular: Meryl Streep, Amy Adams, Stanley Tucci

İki gerçek hikayeden yola çıkan filmin, eş zamanlarda olmasa da bizlere iki kadının da yaşadığı benzer şeyleri anlatacak.Ünlü aşçı Julia Child’ın kitabını ve onun tariflerini uygulamaya çalışan Julie Powell’ın maceralarını yazdığı romanı baz alan Julie & Julia bu yılın komedilerinden bir başkası.15 kere Oscar’a aday olup 13’ünü kaçıran Streep 1983’den beri törenden ödülsüz dönüyor.Geçen seneki harikulade Doubt performansını da es geçen Akademi’nin yakın zamanda Streep‘i ödüllendireceği kesinden de net bir şey.Ancak ödüllendireceği filmin Julie & Julia olacağına pek ihtimal vermiyorum.Meryl‘ın yine harikalar yarattığına emin olsak da film oyuncularına Oscar kazandırmak için oldukça sıradan duruyor.Kadrodan Amy Adams ve Stanley Tucci‘nin de adlarının oyunculuk kategorileri için zikredildiğini eklemek gerek.Uyarlama senaryo haricinde Julie & Julia‘nın varlığını hissettireceği bunlardan başka yer söz konusu değil.

BROKEN EMBRACES

Yönetmen: Pedro Almodovar

Oyuncular: Penelope Cruz, Blanco Portillo, Lluís Homar

Akademi’nin sevdiği Avrupalı yönetmenlerden İspanyol asıllı Pedro Almodovar‘ın yeni projesi Broken Embraces Oscar gündeminde yer alan bir başka film.Korkunç bir trafik kazası sonucu hem sevdiği kadını hem de görme yetisini kaybeden bir yazarı anlatan film özellikle Penelope Cruz‘un adı ile anılmakta.Geçtiğimiz sene Vicky Cristina Barcelona ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü kapan Penelope‘nin şansının ne kadar yüksek olabileceği için ise kesin bir yargı yok.Aynı zamanda Nine ile de bu sene gündemde olan Cruz şimdilik her iki filmle de ilk 5 için iddialı bir isim gibi duruyor.Kısacası bu sene(hatta son iki sene) Penelope‘nin altın senesi.Ayrıca Almodovar‘ın bizzat kaleme aldığı senaryosuyla da adından söz ettirecek gibi duruyor film.Aralık oyunda ülkemizde gösterime girmesi beklenen film daha önce 2 kere Oscar’a aday olmuş Alberto Iglesias‘ın müzikleriyle de altın heykelciğe aday olabilir.Cruz‘un daha yeni ödül almış ve filmin de aşırı bağımsız bir Avrupa filmi olması dışında sorun yok gibi duruyor.

THE INFORMANT!

Yönetmen: Steven Soderbergh

Oyuncular: Matt Damon, Scott Bakula, Joel McHale, Melanie Lynskey

Bir şirkette üst düzey yönetici olarak çalışan Mark(Matt Damon) şirketinin müşterilerini dolandırdığını FBI’a bildirir ve gizli olarak FBI için çalışmaya başlar.Ancak Mark’ın ajan olmaya müsait olmayan doğası ve kısa sürede kendi cebini doldurması sebebiyle hapsi boylaması kısa sürer.Matt Damon‘ın Mark’ı canlandırmak için 15 kilo aldığı The Informant! entellektüel sınıfına soktuğum komedilerden.Ancak içinde Coen absürdlüğü de mevcut.Oscarlı yönetmen Steven Soderbergh‘in yönettiği, The Bourne Ultimatum‘dan tanıdığımız Scott Z. Burns‘ün yazdığı film özellikle Matt Damon‘ın komedi performansıyla konuşuluyor.Yalnız Damon‘ın bu sene Invictus‘la da gündemde olması sebebiyle hangi filmiyle ön plana çıkacağı merak konusu.Hatta Green Zone‘daki oyunculuğuyla da radara gireceği konuşulmakta.Kısacası Damon bu sene bir şekilde Oscar’a aday olacak ama hangi filmle kestirmek mümkün değil.Filmin Scott Z. Burns tarafından Kurt Eichenwald‘ın kitabından uyarlanan senaryosu da ilginç gözüküyor.Tabi her fırsatta belirttiğim uyarlama senaryo kategorisinin bu sene çok iddialı filmlere açık olması The Informant!‘ı da yerle bir edebilir.

COCO AVANT CHANEL

Yönetmen: Anne Fontaine

Oyuncular: Audrey Tautou, Benoît Poelvoorde, Alessandro Nivola

Coco avant Chanel, ya da Amerika’daki gösterim adıyla Coco Before Chanel, gerçek adı Gabrielle Chanel olan Coco Chanel’in ünlü olmadan önceki hayatını anlatıyor.Yetimhanede büyüyen, kabare şarkıcılığı bile yapan Chanel’in sonunda dünyanın önde gelen modacılarından biri oluşu Anne Fontaine‘in yeni filminin konusu.Daha çok Fransa’da yaptığı işlerle tanınan Fontaine, eğer ki film aradığını bulur ise Amerika’da da tanınan bir isim haline gelecek.Şimdilik filmle ilgili iki tahmin mevcut.Birincisi Audrey Tautou‘nun yarattığı Coco Chanel portresinin Oscar’ı hak ettiği.İkincisi ise bu sene oldukça çok çalışmışa benzeyen Alexandre Desplat‘ın müzikleri.Daha önce 2 kere Oscar’a aday olmuş Desplat için durum daha iyi gözükse de bu sene yaptığı iş sayısının fazlalığı kafaları karıştırıyor.Audrey Tautou‘nun ise artık hak ettiği yeri bulması lazım ve sanırım bu proje buna en müsait olan.Tabi ödülü alması için birşey söyleyemiyorum, ama en azından bir adaylık beklediğimiz kesin.Modayla ilgilenlerin de yakından ilgilendiği Coco avant Chanel biyografik yapısı sebebiyle Akademi’nin gözünden kaçmayacaktır.Marion Cotillard‘ın Edith Piaf biyografisiyle Oscar’ı aldığını unutmamak lazım…

(500) DAYS OF SUMMER

Yönetmen: Marc Webb

Oyuncular: Joseph Gordon-Levitt, Zooey Deschanel

Genelde erkeğin aşık olmadığı, kızların aşık olduğu ilişkileri izlemeye alıştığımızdan (500) Days of Summer standart dışı kalıyor.Çünkü bu sefer tam tersi oluyor.Erkek aşık oluyor, kız ise olmuyor.Kızımız bir de üzerine aşka inanmayınca işler daha da eğlenceli bir hale geliyor.Çok değer veriyormuşum gibi davransam da aslında pek de öyle olmayan Imdb Top 250 listesinde 173. sıraya demir atmış bir filmle karşı karşıyayız.Bu listeden bahsetmemin sebebi ise her sene bu listeye giren filmlerin çoğunun Oscar’a aday olması.Romantik komedi olması sebebiyle Oscar’dan biraz uzak dursa da en azından senaryosu için beklentileri var (500) Days of Summer ekibinin.Eğer ki özgün senaryosu haricinde bir dala aday olur ise şimdilik süpriz olur.Ancak film, erkek oyuncu ve kadın oyuncu dalları için de küçük beklentiler yok değil.Tabi şimdilik hayal gibi duruyor.

BROTHERS

Yönetmen: Jim Sheridan

Oyuncular: Tobey Maguire, Jake Gyllenhaal, Natalie Portman

Kocası Sam’in(Tobey Maguire) savaşa giderken erkek kardeşi Tommy’ye(Jake Gyllenhaal) emanet ettiği Grace(Natalie Portman) kısa süre içerisinde Tommy’ye açık olur.Kocasını öldü zannederken bir anda karşısında bulan, hem de onun savaştan kalma bozuk psikolojisiyle de yüzleşen Grace, Sam’in bazı şeyleri fark etmesiyle iyice kapana kısılır.Konusunu okuduğunuzda “Acaba bir Türk mü yazdı?” diye düşündüren entrikalı senaryosuyla Brothers bu senenin “Her an yükselebilir.” filmlerinden.Şimdilik büyük bir yarışçı gibi gözükmese de filmin fanatik destekçileri Brothers‘ı bir anda yukarılara taşıyabilir.Tobey Maguire‘ın oyunculuğu ve Thomas Newman‘ın müzikleriyle gündemde olsa da uyarlama senaryo dalında da belki diğer rakiplerini zorlayabilir.Tabi dediğim gibi henüz Brothers o kadar sükse yapamadı.Ama beklentilerimiz büyük.Son olarak yönetmen Jim Sheridan‘ın 6 kere Oscar’a aday olduğunu da ekleyelim.

STAR TREK: Kaptan Kirk ve Mr. Spock’un Oscar’a aday olması bizi kesinlikle şaşırtmaz.Hatta bu ödüllerden birkaçına ulaşması da.Filmin özellikle makyaj ve özel efekt dalına aday olması bekleniyor.Tabi En İyi Film dalında da görme olasılığı oluşabilir.Ama şimdilik bir hayal.

TRANSFORMERS:REVENGE OF THE FALLEN: Megan Fox ve Shia LaBeouf’ün başrolleri paylaştığı ikinci Transformers filmi ses miksajı, ses kurgusu ve özel efekt dallarında iddialı.Bunun dışında pek ses getirmesi mümkün değil gibi duruyor.İlk filmin 3 dalda Oscar aday olduğunu da ekleyelim.

HARRY POTTER & THE HALF BLOOD PRINCE: Her ne kadar Harry Potter serisinin en az sevilen filmi 6. film olsa da Melez Prens‘in görselliği göz ardı edilecek gibi değil.Serinin 5 filmiyle toplamda 6 Oscar adaylığı yakalayan filmin sanat yönetimi, makyaj, özel efekt dallarında görülmesi olası.

2o12: Yılın merakla beklenen felaket filmlerinden 2o12‘nin de ses efekti, ses kurgusu ve özel efekt dallarında iddiası mevcut.Filmin yönetmeni kıyamet varyasyonlarının bir numaralı yaratıcısı Roland Emmerich.Başrolde ise bu türde görmeye alışık olmadığımız John Cusack var.

WATCHMEN: Beklenmedik bir şekilde son zamanların en iyi çizgi roman uyarlamalarından biri ilan edilen Watchmen, yine görselliği sebebiyle öne çıkan filmlerden.Özellikle filmin makyözlerinin Akademi Ödülleri’ne aday olması bekleniyor.

THE YOUNG VICTORIA: Gösterimi bir anda ertelenen filmlerden The Young Victoria, Emily Blunt‘ın başını çektiği Paul Bettany, Jim Broadbent gibi isimlerle dolu kadrosuyla dikkat çekiyor.The Aviator ve Velvet Goldmine ile kostüm tasarımı ödülünü alan Sandy Powell ise kadronun tüm renkli isimlerinden daha şanslı.

TERMINATOR SALVATION: John Connor rolünün Christian Bale‘e teslim edildiği yeni Terminator ne yazık ki beklenen başarıyı yakalayamadı.Gerçi devam filmi için şimdiden konuşulmaya başlanmış.Birkaç teknik kategori de John Connor’ı görebiliriz.

IT’S COMPLICATED: Meryl Streep, Alec Baldwin ve Steve Martin‘in başrolleri paylaştığı yeni yetişkin romantik komedisi Streep ve Baldwin adına yarışta.Filmin yönetmeni ve senaristi ise Something’s Gotta Give‘in arkasındaki başarılı isim Nancy Meyers.

THE PRINCESS AND THE FROG: Öpülünce prense dönüşen kurbağa masalı sonunda Disney etiketiyle sinemalarımıza geliyor.Animasyon dalında Up‘dan sonra en önemli animasyon gibi gözüken film Randy Newman imzalı müzikleriyle gündemde.

BROOKLYN’S FINEST: Farklı kariyerlere sahip olan üç polis bir anda kendilerini aynı cinayet davasına bakarken bulurlar.Richard Gere, Don Cheadle, Ethan Hawke ve Wesley Snipes‘lı kadrosuyla ilgi çeken Brooklyn’s Finest, Gere ve Hawke için çalışacak.

A CHRISTMAS CAROL: Charles Dickens‘ın hikayesinden Robert Zemeckis‘in kafaya taktığı IMAX teknolojisiyle uyarlanan A Christmas Carol pek iddialı değil ancak müzik ve ses dallarında arka sıralarda yarışacak gibi.

CAPITALISM:A LOVE STORY: Her gün 14 bin çalışanın işsiz kaldığı kapitalizm aşkına el atan Michael Moore bu yeni belgesiyle Oscar’da boy gösterecek gibi.Şayet ödülü alır ve sahneye çıkarsa ne tür bir konuşma yapacağını ise şimdiden merak ediyorum.

9: Up‘dan sonra bana göre yılın en ilginç animasyonu olan 9, animasyon dalı haricinde ses kategorilerinde yarışa dahil olabilir.

TRUCKER: Yılın merak edilen bağımsızlarından Trucker, oğlunun mutluluğu için hayatında değişiklikler yapan bir kamyon şöförünü anlatıyor.Michelle Monaghan, Gone Baby Gone‘dan sonra gelen yükselişini belki Trucker ile tamamlayabilir.

BIUTIFUL: Javier Bardem‘in oynadığı yeni Alejandro Gonzalez Inarritu filmi hakikaten iddialı geliyor.Film, yönetmen, erkek oyuncu dalları için ismi geçiyor olsa da şimdilik bunlar mümkün değil.Ancak mümkün olmadığı, hiç olmayacağı anlamına gelmez.

ADAM: Asperger sendromlu Adam bir anda kendisini yan komşusu Beth ile bir ilişki içerisinde bulur.Yılın tatlı romantik komedilerinden Adam, Hugh Dancy‘nin yarattığı profille yarışa giriyor.

IN THE LOOP: Birleşik Krallık-ABD savaşını kara mizah olarak ele alan bu İngiliz yapımı film Peter Capaldi‘nin performansıyla göz dolduruyor.Ayrıca filmin bir ihtimal de olsa özgün senaryo dalında aday olacğaı söylenmekte.

THE BURNING PLAIN: Farklı kurgusu ve Babel, Amores Perros, 21 Grams gibi önemli filmlerin senaristi olan Guillermo Arriaga tarafından yönetilmiş olmasıyla ilgi çeken The Burning Plain kadronun iki başarılı ismi, Jennifer Lawrence ve Charlize Theron için bir şans oluşturuyor.

THE COVE: Yılın en önemli belgeseli Capitalism:A Love Story gibi gözükse de su altında geçen bu belgesel bayrağı Michael Moore‘un elinden alabilir.Şimdiden 10 tane ödül aldığını ekleyelim.

FUNNY PEOPLE: Funny People, hem yeni dönem komedyenlerden en başarılısı sayılabilecek Judd Apatow‘un senaryosuyla, hem de kadrodan Leslie Mann‘ın oyunculuğuyla gündemde.Filmin diğer ünlüleri ise Adam Sandler, Eric Bana ve Seth Rogen.

EN İYİ FİLM

  1. The Lovely Bones
  2. Precious
  3. Nine
  4. An Education
  5. Invictus
  6. Up
  7. Amelia
  8. Bright Star
  9. Up In The Air
  10. Avatar
  11. The Tree of Life
  12. The Road
  13. The Hurt Locker
  14. The Men Who Stare at Goats
  15. District 9

EN İYİ YÖNETMEN

  1. Rob Marshall, Nine
  2. Peter Jackson, The Lovely Bones
  3. Clint Eastwood, Invictus
  4. Lone Scherfig, An Education
  5. Jason Reitman, Up In The Air
  6. Lee Daniels, Precious
  7. James Cameron, Avatar
  8. Kathyrn Bigelow, The Hurt Locker
  9. Quentin Tarantino, Inglourious Basterds
  10. Michael Mann, Public Enemies

EN İYİ ERKEK OYUNCU

  1. Morgan Freeman, Invictus
  2. George Clooney, Up In The Air
  3. Jeremy Renner, The Hurt Locker
  4. Viggo Mortensen, The Road
  5. Johnny Depp, Public Enemies
  6. Daniel Day-Lewis, Nine
  7. Matt Damon, The Informant!
  8. Hugh Dancy, Adam
  9. Ben Whishaw, Bright Star
  10. Peter Sarsgaard, An Education

EN İYİ KADIN OYUNCU

  1. Carey Mulligan, An Education
  2. Gabourey Sidibe, Precious
  3. Hilary Swank, Amelia
  4. Meryl Streep, Julie & Julia
  5. Abbie Cornish, Bright Star
  6. Michelle Pfeiffer, Cheri
  7. Audrey Tautou, Coco avant Chanel
  8. Saoirse Ronan, The Lovely Bones
  9. Penelope Cruz, Broken Embraces
  10. Charlize Theron, The Burning Plain

EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU

  1. Matt Damon, Invictus
  2. Christoph Waltz, Inglourious Basterds
  3. Stanley Tucci, The Lovely Bones
  4. Alfred Molina, An Education
  5. Jeff Bridges, The Men Who Stare at Goats
  6. Paul Schneider, Bright Star
  7. Richard Kind, A Serious Man
  8. Richard Gere, Amelia
  9. Tobey Maguire, Brothers
  10. Kodi Smith-McPhee, The Road

EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU

  1. Mo’Nique, Precious
  2. Susan Sarandon, The Lovely Bones
  3. Judi Dench, Nine
  4. Rachel Weisz, The Lovely Bones
  5. Anna Kendrick, Up In The Air
  6. Marion Cotillard, Public Enemies
  7. Penelope Cruz, Nine
  8. Jessica Chastain, The Tree of Life
  9. Jennifer Lawrence, The Burning Plain
  10. Marion Cotillard, Nine

EN İYİ UYARLAMA SENARYO

  1. Precious
  2. The Lovely Bones
  3. An Education
  4. Invictus
  5. Up In The Air
  6. Nine
  7. The Road
  8. Amelia
  9. Where The Wild Things Are
  10. The Informant!

EN İYİ ÖZGÜN SENARYO

  1. Up
  2. Bright Star
  3. The Tree of Life
  4. (500) Days of Summer
  5. The Hurt Locker
  6. Broken Embraces
  7. A Serious Man
  8. District 9
  9. Avatar
  10. Funny People

0 Comments

  1. Muttalip

    7 Ekim 2009 at 09:40

    3-D için >> “UP” ve yeni nesil 3-D filmleri için belki yeni/ayrı bir kategori açılabilir. Çünkü 3-D hali ile DVD’de izlediğin film bambaşka oluyor. “AVATAR” var mesela, 3-D sonuna kadar kullanacak deniyor; onları nasıl değerlendirecekler merak ediyoruım. Akademi üyeleri şu ana kadar filmleri DVD kopyada izliyordu.

    EN İYİ FİLM ADAYLARI için >> “DISTRICT 9” filminin kamera arkası belgeseli mi, aslı mı; tam anlayamadığım bir halini DVD’de izledim. Bence çok, çok kötü.

    PRECIOUS >> Bu filmide senden duyup, merak etmeye başladım. Bakalım…

    EN İYİ KADIN OYUNCU için >> Hiç bir aday tahminini daha izlemedim ama benim favorim, en azından adaylık almasını istediğim Audrey Tautou. Fikrimce eğer Meryl ve Hillary aday olursa, Akademinin ikisinden biri yerine; başka birine ödülü verebileceği.

  2. Pingback: 11 Ay Sonra | Oscar Boy

Yorum yazın...Cevabı iptal et

Exit mobile version