Haberler

The Young Victoria

Yayınlandı

on

Her sene illaki bir dönem filmi çıkar ve Oscar’da kostüm tasarımı dalına aday olur biliyorsunuz.Son yıllardan örnek vermek gerekirse aklıma gelen filmler The Duchess, Elizabeth: The Golden Age ve Marie Antoinette.Üçü de kraliyet saraylarında geçen, aslında Oscar’da diğer kategorilerde pek iddiası olmayan filmler.Dediğim gibi “dönem filmi” işte.Bu sene de kraliyet ailesine ait bir film var elimizde, The Young Victoria.Aslında film bu sene gerçekleşecek 82. Akademi Ödülleri için değil 81. Akademi Ödülleri için The Duchess ile beraber anılıyordu.Ancak filmin gösterim tarihi ertelenince bu senenin yarışına dahil oldu The Young Victoria.Filmin Emily Blunt için de bir adaylık getirisi olacağını düşünenler olsa da bence abartmasınlar, böyle bir şey mümkün değil.

The Young Victoria‘nın konusu 63 yıllık bir süreyle Birleşik Krallık’ta en fazla hükümdarlık sürmüş I. Victoria’nın hayatını anlatıyor.Ama adından da anlaşılabileceği gibi genç zamanlarını.Amcası IV. William’ın ölümü üzerine tahta 18 yaşında çıkan Victoria’nın hayatından tahta çıkış ve Prens Albert’la evlilik dönemlerini izliyoruz filmde, ki bana göre tadı damağımızda kalıyor.

Özellikle 2005 yapımı C.R.A.Z.Y filmiyle tanınan Jean-Marc Vallee yönetiyor filmi.Yemek sırasında bardaklarla yaptığı kamera oyununa hasta olduğumu ekleyerek, Vallee‘nin yönetmenliğinin oldukça iyi olduğunu söylemek istiyorum.Bu tarz filmlerde kostümlerle göz boyanabileceği düşünülse de bana göre yönetmenlik de en az kostümler kadar önemli.Çok berbat bir televizyon yönetmenini koyun Marie Antoinette‘in başına da göreyim.Sofia Coppola olmadan Marie Antoinette nasıl bir hiçse bu diğerleri için de geçerli.

Senaryo ise Gosford Park ile Oscar almış Julian Fellowes‘e ait.Kendisinin yeni Alfonso Cuaron projesi The Tourist‘in senaryosunu da yazdığını ekleyeyim.Filmin oyuncuları ise Angelina Jolie ve Johnny Depp olacakmış.Konumuza tekrar dönersek, Fellowes iyi bir iş çıkarmış ama kesinlikle dört dörtlük değil.Hatta bir sürü kusur sayabilirim size.Bir kere filmin ilk yarısı inanılmaz derecede yavaş işledi ve klişelerle doluydu.Ne olacağını zaten daha önceki dönem filmlerinde görmüştük.İkinci yarısında ise senaryo delice bir hız aldı ve zevki de o zaman çıktı zaten.Eksi puanlar buradan gelsin.

Kadroda ise hakikaten harika isimler var.Victoria’yı canlandıran Emily Blunt tek kelimeyle harika.Zannediyorum The Devil Wears Prada‘da Blunt bize ne kadar yetenekli olduğunu haber vermişti.Bu sene Cheri‘de de izlediğim Rupert Friend ise Cheri‘den bambaşka bir role bürünmüş.Bir sene içerisinde iki dönem filminde oynamasına önce talihsizlik diye yaklaşmış olsam da taban tabana zıt bu iki role de apayrı renkler katmış Friend.Ben bu beye dikkat derim.Kadro bu kadarla bitmiyor.Başta kısaca izlediğimiz Jim Broadbent ve filmde iyiyle kötü olmak arasında giden anne rolündeki Miranda Richardson filmin deneyimlilerinden.Yan rollerin başarılı oyuncusu Mark Strong bir başka süpriz.Bir türlü hak ettiği değeri görmeyen Paul Bettany gözüme takılan son isim.

Bu tarz filmlerde çok önemli olduğunu düşündüğüm müzikler ise fena değildi.The Duchess‘inkilerle boy ölçüşemezdi tabi ama rahatsız da etmedi.Filmin müziklerini besteleyen isim Ilan Eshkeri bu arada.Kendisini Stardust ve Hannibal Rising’den tanıyan vardır.

Kısacası film ortalamanın üzerinde bir seyirdeydi.Yazdıklarımdan pek kusuru yokmuş gibi görünse de senaryodaki durgunluğun gitmediği sıralarda hakikaten sıkılıyorsunuz.Ama Victoria’ya ve Emily Blunt‘a karşı koyamıyorum.Bence izleyin.

[B-]

Oscar Karnesi
En İyi Sanat Yönetimi
En İyi Kostüm Tasarımı
En İyi Makyaj

Yorum yazın...Cevabı iptal et

Exit mobile version