Haberler
Altın Küre Adayları 2011
15 Ocak’da sahiplerini bulacak 69. Geleneksel Altın Küre Ödülleri’nin adayları açıklandı. Film kategorilerinde 6 adaylıkla The Artist, 5’er adaylıkla The Descendants ve The Help yarışı önde götürüyor. Yazının devamında tam liste bulunmakta. Ama ben öncesinde kısaca dikkat edilmesi gereken noktaları vurgulayacağım.
- Extremely Loud & Incredibly Close, Tinker Tailor Soldier Spy ve The Tree of Life tek bir adaylık dahi alamadı. Yalnız özellikle Altın Küre için oy veren HFPA’den The Tree of Life‘ı aday etmelerini beklemek yanlış. Bu insanlar geçen sene The Tourist‘i ödüllerine aday ettiler. O yüzden Malick‘in yokluğu bir şey ifade etmiyor. Ama Extremely Loud & Incredibly Close gibi anaakım bir filmden bahsediyorsanız ve adaylık yoksa işte şimdi çanlar kimin için çalıyor sorusunu sorma vaktidir.
- Owen Wilson ve Viggo Mortensen adaylarına ses çıkarmak mümkün. Yalnız listenin geneli hakikaten çok başarılı. Ben kimsenin de çıkıp bu kadar niteliksiz film nasıl seçilir diyebileceğini. Özelikle En İyi Film (Müzikal / Komedi) dalı dudak uçuklatıyor.
- Dün SAG Demian Bichir sürprizi yaptı. Altın Küre ise Brendan Gleeson ve The Ides of March‘ı sunmuş. W.E.‘nin de iki adaylığına dikkat. Madonna‘yı getirip reyting almanın yolları…
- Televizyon dallarında ise Boss için ne kadar sevinsem de özellikle komedi dizileri kategorisi tam bir felaket. New Girl‘ü hangi akla hizmet aday ettiklerini anlamıyorum. Eğer bu tür bir şeyler izlemek istiyorlarsa Deschanel‘in kariyerinden herhangi bir filmi seçip aynı karakterle karşılaşmaları mümkün.
- Amy Poehler!!! Ötesi yok.
- Unutmadan Melissa McCarthy‘nin yokluğu üzdü. Yalnız daha da kötüsü SAG’e de aday olamayan Vanessa Redgrave. Yine yok, yine yok.
Gevezeliği sona erdirip adaylara geçersek…
FİLM
En İyi Film (Drama)
The Descendants
The Help
Hugo
The Ides of March
Moneyball
War Horse
Yorumlar: Anlaşılan bu sene oylarda bir eşitlik söz konusu olmuş ki altı aday birden var karşımızda. Extremely Loud & Incredibly Close‘un artık tamamen yarış dışı kaldığını söyleyebilir miyiz? Fragmanını ilk gördüğüm günden beri söylüyorum Oscar şansı olmadığını. Bakınız Altın Küre’de bile isimleri yok.
En İyi Film (Komedi / Müzikal)
50/50
The Artist
Bridesmaids
Midnight in Paris
My Week with Marilyn
Yorumlar: Geçtiğimiz yılki felaket adaylar düşünülünce bu sene inanılmaz kaliteli seçimler yapmış HFPA diyebilirim. My Week with Marilyn dışında hepsini izlemiş biri olarak ben beğendim açıkçası. The Artist‘in kazanacağı kesin zaten. Onu konuşmamıza gerek yok.
En İyi Yönetmen
Woody Allen, Midnight in Paris
George Clooney, The Ides of March
Michel Hazanavicius, The Artist
Alexander Payne, The Descendants
Martin Scorsese, Hugo
Yorumlar: The Ides of March‘ı çok ama çok sevmişler, orası kesin. Yalnız Spielberg‘in tamamen yarış dışı kalması ayrı bir mevzu. Yalnız ben Oscar’da şansı olduğunu düşünüyorum. Aday olabilir.
En İyi Erkek Oyuncu (Drama)
George Clooney, The Descendants
Leonardo DiCaprio, J. Edgar
Michael Fassbender, Shame
Ryan Gosling, The Ides of March
Brad Pitt, Moneyball
Yorumlar: Başından beri söylüyordum Gosling‘in The Ides of March‘daki performansı Drive‘dan daha iyi diye. Sonunda benimle aynı fikirde olan birileri! Ve Fassbender SAG’de şutlanmasından sonra burada adaylık elde etmiş. Altın Küre’nin SAG’den daha cesur olacağı kimin aklına gelirdi?
En İyi Kadın Oyuncu (Drama)
Glenn Close, Albert Nobbs
Viola Davis, The Help
Rooney Mara, The Girl with the Dragon Tattoo
Meryl Streep, The Iron Lady
Tilda Swinton, We Need to Talk About Kevin
Yorumlar: Fincher hayranlarının da gönlü olmuştur herhalde. Yeni filmini izlemek için yanıp tutuşurken ve her taraf Mara‘nın performansının ne kadar iyi olduğundan bahseden eleştirilerle doluyken bakarsınız Oscar’a aday olmaya doğru uzar bu yolculuk.
En İyi Erkek Oyuncu (Komedi / Müzikal)
Jean Dujardin, The Artist
Brendan Gleeson, The Guard
Joseph Gordon-Levitt, 50/50
Ryan Gosling, Crazy Stupid Love
Owen Wilson, Midnight in Paris
Yorumlar: Beşini de izledim. Sadece Owen Wilson‘ın buradaki anlamını çözemiyorum. Biraz fazla sevmişler herhalde Midnight in Paris‘i. Filmden başka aday edecek birini bulamayınca da Wilson‘ı seçmişler. Halbuki Corey Stoll vardı…
En İyi Kadın Oyuncu (Komedi / Müzikal)
Jodie Foster, Carnage
Charlize Theron, Young Adult
Kristen Wiig, Bridesmaids
Michelle Williams, My Week with Marilyn
Kate Winslet, Carnage
Yorumlar: KRISTEN WIIG!!!!!!!!!!!!!
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Kenneth Branagh, My Week with Marilyn
Albert Brooks, Drive
Jonah Hill, Moneyball
Viggo Mortensen, A Dangerous Method
Christopher Plummer, Beginners
Yorumlar: Brooks, SAG şansını kaçırdıktan sonra buraya aday olarak hala yarışta olduğunu hatırlatmış oldu. Jonah Hill yavaş yavaş Oscar adaylığını gidiyor olabilir. Rüya gibi hakikaten. Ve Viggo Mortensen… Sonuçta Altın Küre’den bahsediyoruz. Herkes aday olmayı hak etseydi adı Altın Küre olmazdı.
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Berenice Bejo, The Artist
Jessica Chastain, The Help
Janet McTeer, Albert Nobbs
Octavia Spencer, The Help
Shailene Woodley, The Descendants
Yorumlar: Melissa McCarthy‘nin yokluğu göze çarpıyor. Halbuki SAG’den sonra kendisine olan inancım artmıştı. En kolay adaylık alabileceği yer olarak düşündüğüm Altın Küre’de ilk beşe girememesi iyi olmadı.
En İyi Senaryo
The Artist; Michel Hazanavicius
The Descendants; Alexander Payne, Nat Faxon ve Jim Rash
The Ides of March; George Clooney, Grant Heslov ve Beau Willimon
Midnight in Paris; Woody Allen
Moneyball; Aaron Sorkin ve Steven Zaillian
Yabancı Dilde En İyi Film
The Flowers of War (Çin)
In the Land of Blood and Honey (ABD)
The Kid with a Bike (Belçika)
A Separation (İran)
The Skin I Live In (İspanya)
Yorumlar: Şimdi In the Land of Blood and Honey nasıl aday olur sorularına hemen cevap verelim. Çünkü illa ki sızlanan olacaktır. Kategorinin adı “yabancı film” değil “yabancı dilde film”. O yüzden adaylıkta bir problem yok. Keşke Türkiye kendini gösterebilseydi. Yalnız aday adayı şartlarını sağlıyor muydu, onu bile bilmiyorum.
En İyi Animasyon
The Adventures of Tintin
Arthur Christmas
Cars 2
Puss in Boots
Rango
En İyi Özgün Müzik
The Artist; Ludovic Bource
The Girl with the Dragon Tatto; Atticus Ross ve Trent Reznor
Hugo; Howard Shore
W.E.; Abel Korzeniowski
War Horse; John Williams
Yorumlar: W.E. hakkında hep kötü eleştirler okuduk. Yalnız A Single Man‘den hatırlayacağınız Korzeniowski‘yi es geçmemişler. Güzel.
En İyi Özgün Şarkı
“Hello Hello”; Gnomeo & Juliet
“The Keeper”; Machine Gun Preacher
“Lay Your Head Down”; Albert Nobbs
“The Living Proof”; The Help
“Masterpiece”; W.E.
Yorumlar: Albert Nobbs‘un tüm ruhundan uzak, sırf ödül almak için yapılmış bir şarkıya adaylık vermeleri hoşuma gitmedi açıkçası. Yine şarkılar açısından çok zayıf bir sene. Yalnız The Muppets tamamen görmezden gelinmiş.
TV
En İyi Dizi (Drama)
American Horror Story
Boardwalk Empire
Boss
Game of Thrones
Homeland
Yorumlar: Şu an Boss‘ın adaylığı için o kadar çok seviniyorum ki gözüm The Good Wife‘ı aramıyor bile. SAG gibi eski kafalı davranmayıp, listelerinde revizyona giden Altın Küre’yi burada tebrik etmek gerek. Bu arada Mad Men‘in aday olamamasının sebebi son bir senedir yeni bölümünün yayınlanmaması. Köpürmeyin hemen.
En İyi Dizi (Komedi)
Enlightened
Episodes
Glee
Modern Family
New Girl
Yorumlar: Kimse kusura bakmasın ama 30 Rock ya da Parks & Recreation‘ın giremediği bir listede New Girl‘ün yeri yok! Episodes‘a çok sevindim yalnız. Onu da belirtmeden geçemeyeceğim.
En İyi Dizi (TV Filmi / Mini Dizi)
Cinema Verite
Downton Abbey
The Hour
Mildred Pierce
Too Big to Fail
En İyi Erkek Oyuncu (Drama)
Steve Buscemi, Boardwalk Empire
Bryan Cranston, Breaking Bad
Kelsey Grammer, Boss
Jeremy Irons, The Borgias
Damien Lewis, Homeland
Yorumlar: Sadece yarım saat evvel yazdığım Boss yazısında Kelsey Grammer için adaylık dilenmiştim. Daha mutlu olamazdım herhalde.
En İyi Kadın Oyuncu (Drama)
Claire Danes, Homeland
Mireille Enos, The Killing
Julianna Margulies, The Good Wife
Madeleine Stowe, Revenge
Callie Thorne, Necessary Roughness
Yorumlar: Necessary Roughness‘ı izleyen var mı? Dizinin konusu ne, onu bile bilmiyorum.
En İyi Erkek Oyuncu (Komedi)
Alec Baldwin, 30 Rock
David Duchovny, Californication
Johnny Galecki, The Big Bang Theory
Thomas Jane, Hung
Matt LeBlanc, Episodes
Yorumlar: Bir de Joel McHale olsaydı tam olacaktı. Şimdi birincisi Steve Carell aday değil ki dizideki son sezonuyla bir şeyler bekliyordum ben açıkçası. Jim Parsons yerine Galecki‘nin aday olması ise başka bir sevinme nedeni. The Big Bang Theory‘yi sevmiyorum. Parsons‘ın yaklaşık 100 bölümdür kendini tekrarlamasına rağmen bu kadar ödüllendirilmesi isine ayrıca kızıyorum. Galecki‘yi kesinlikle tercih ederim.
En İyi Kadın Oyuncu (Komedi)
Laura Dern, Enlightened
Zooey Deschanel, New Girl
Tina Fey, 30 Rock
Laura Linney, The Big C
Amy Poehler, Parks & Recreation
Yorumlar: AMY POEHLER!!!!! Lütfen artık bir şey kazansın.
En İyi Erkek Oyuncu (TV Filmi / Mini Dizi)
Hugh Bonneville, Downton Abbey
Idris Elba, Luther
William Hurt, Too Big to Fail
Bill Nighy, Page Eight
Dominic West, The Hour
En İyi Kadın Oyuncu (TV Filmi / Mini Dizi)
Romola Garai, The Hour
Diane Lane, Cinema Verite
Elizabeth McGovern, Downton Abbey
Emily Watson, Appropriate Adult
Kate Winslet, Mildred Pierce
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Peter Dinklage, Game of Thrones
Paul Giamatti, Too Big to Fail
Guy Pearce, Mildred Pierce
Tim Robbins, Cinema Verite
Eric Stonestreet, Modern Family
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Jessica Lange, American Horror Story
Kelly Macdonald, Boardwalk Empire
Maggie Smith, Downton Abbey
Sofia Vergara, Modern Family
Evan Rachel Wood, Mildred Pierce
Müge Dörtok
15 Aralık 2011 at 13:55
İki Kategoriye ayırmaları mantıklı geldi bana: drama ve müzikal/komedi. Listedeki adayları da mantıklı buldum, güzel bir liste olmuş, aday gösterilenlerin hak ettiğini düşünüyorum.
İkbal
15 Aralık 2011 at 13:59
Yılın dizisi Game of Thrones, yılın en iyi erkek oyuncusu Bryan Cranston. Bunlar dışında kazanan olursa, harbi saçmalık derim.
onur
15 Aralık 2011 at 14:09
the tree of life’a yapılan resmen haksızlık. the ides of march iyi güzel film ama the tree of life’ı indirecek kadar değil. hele en iyi yönetmen kategorisinde adayları da görünce haksızlığın boyutu daha bir ciddiyet kazanmakta.
Müge Dörtok
15 Aralık 2011 at 14:16
The Tree of Life’ı çoğunluk beğenmedi, sen beğenebilirsin, psikolojik bir film herkesi etkileyemedi. Ortada ben bir haksız durum göremiyorum. Liste gayet güzel.
onur
15 Aralık 2011 at 14:59
peki izlediysen her ikisini de. bana the tree of life dan daha iyi yönetmenlik midnight in paris’te nerede var anlatabilir misin? film sevilmeyebilir. en iyi filmde tercih farklı olabilir ama yönetmenlikte haksızlık değil mi?
yaxley
15 Aralık 2011 at 17:29
Yok Müge arkadaşımız filmi izlemeden atıp tutuyor bir haftadır.Fragman yeterliymiş.Ona göre The Tree of Life “dünyanın nasıl oluştuğunu anlatan sıkıcı bir aile dramı”..Ve kimse filmi beğenmedi diye de bir iddiası var.Nerede yaşıyorsa bütün eleştirmenler tam destek verdi filme..Neyse The Tree of Life kuşkusuz yılın en iylerinden.Terrence Mallick ise yönetmenlik konusunda olağanüstü bir iş çıkardı.Ancak burada Altın Küre’den bahsediyoruz.O filmi anlayacak kapasitede bir kurum değil ne yazık ki..Popülariteye daha fazla önem verir kendileri.
onur
15 Aralık 2011 at 14:34
The İdes of March’ın bu kadar dalda adaylık elde etmesi haricinde beklediğim bir listeydi.Bu arada Gary Oldman yok oldu gitti.NE SAG da aday oldu ne de diğer pekçok eleştirmen ödüllerinde.Oscar şansı da neredeyse kalmadı gibi ama belki Leo’yu geçip aday olabilir.Bafta haricinde iddialı olacağı bir yer yok sanırım.Extremel Loud da oscara aday olsa bile kazanması imkansız diyebiliriz.
Sonat
15 Aralık 2011 at 14:37
Steven Spielberg sadece Golden Satellite ödüllerine aday oldu. Ne Eleştirmen ödüllerinde, Ne Critics Choice’da ne de Altın Küre’de aday gösterilmedi. Yahu Spielberg filmini bu kadar kötümü yönetmiş. Asla ve kat’a inanmam. Artık pek bir umudum kalmadı ama inşallah Oscar’a aday olur.
Müge Dörtok
15 Aralık 2011 at 14:39
Müzikal / Komedi filmleri ben daha başarılı buldum, sanırım bu tarz filmler daha fazla sayıda izleyiciyi etkileyebiliyor…
Müge Dörtok
15 Aralık 2011 at 15:13
Allahım nerede haksızlık var, liste çok başarılı, yönetmen kategorisinde de bulamıyorum. Adil, zevkli, çoğunluğa hitap eden bir liste olmuş.
onur
16 Aralık 2011 at 12:37
hangi çoğunluk bu? biraz açabilirmisin? the descendants, the artist2i hangi çoğunluk izleyebildi. ya da the tree of life’ı beğenmeyen kaç kişi midnight in paris’i anlayıp sevdi? dali-bunuel birlikteliğini kaç kişi biliyo. trollük yapıosun galiba ama neyse.
Emel
15 Aralık 2011 at 15:35
Tv kısmıyla pek ilgili biri değilim o yüzden iyi kötü ayrımı yapamam ama Johnny Galecki ismini görmek beni fazlasıyla mutlu etti 🙂
Film kısmında ise rüya gibi bir liste karşımda her kategori çok çok iyi..Belki 1’er değişiklik yapılabilir ama genel olarak beni fazlasıyla mutlu etti…
The Tree Of Life filmi benim açımdan ne çok iyi ne çok kötüydü ama adaylık alamamasına üzüldüm..
Owen Wilson ın oyunculuğu sevemedim gitti ki aday olmasına çok şaşırdım…Corey Stoll kesinlikle çok daha iyiydi…Ve yardımcı erkek oyuncuda Nick Nolte ismi neden yok 🙁 Bence adaylığı hakediyordu…
Bir de Ryan Gosling hayranı olarak aldığı iki adaylık için de çok çok sevindim…Listeye bakarsak The Ides of March filmi için oscar adaylığı olma ihtimali arttı.
TigerBlood
15 Aralık 2011 at 15:57
Ides of March’in bu kadar adaylık alacağını tahmin etmiyordum,ama Oscar da aday olamayacaktır(Kötü bir film olduğundan değil,ondan daha iyi filmler olduğu için)
The Tree Of Life daha izlemedim,o yüzden o konuda yorum yapmıyorum,ama bu kadar tartışılan bir filmin de Oscar da ödülü kucaklayabileceğini sanmıyorum
tahminim oscar da ödülü % 60 The Artist % 40 The Descendants alabilir.
Diğer bir konu da Drive bir adaylığı olması
En iyi film kategorisinde kesinlikle aday olmalıydı,saçmalık
Bir iki küçük şaşkınlık dışında da nasıl olur böyle bir şey diyebileceğim pek şey de yok
Sonat
15 Aralık 2011 at 17:27
The Ides of March, Midnight in Paris ve Moneyball’u hiç mi hiç beğenmedim. Bu kadar ilgiyi hakkettikleri kanısında değilim. Woody Allen’ın filmlerini zaten genel olarak sevmem. En iyi filmi Hannah and Her Sisters’dı bence. Onların yerine The Tree of Life ve Tinker Tailor Soldier Spy olmalıydı. Steven Spielberg’ü aday göstermemelerini gerçekten kınıyorum. George Clooney’nin yönetmenlik kategorisinde ne işi var allah aşkına. Steven Spielberg’ü sollayacak ne yapmışta Clooney o kategoride yer alıyor. Gerçekten inanılır gibi değil. Altın Küreler zaten kendimi bildim bileli ısınamadığım bir ödüldür. Bazen çok abuk subuk kişileri ya da filmleri aday gösteriyorlar.
yaxley
15 Aralık 2011 at 17:58
İlginç bir liste olduğunu düşünüyorum
En İyi Film (Drama)—–4/5 Bu dalda 5 tahmin yapmıştım.5’inden 4’ü tuttu.Extremely Loud and Increibly Close’un yerine Moneyball gelmiş.Bir de extradan The Ides of March.Extremely Loud and Incredibly Close’un olmaması çok çok şaşırttı beni.Halbuki ben tam Altın Küre’ye göre bir film olduğunu düşünüyordum.Hiçbir dalda göremeyince epey şaşırdım.The Tree of Life ve Tinker Tailor Soldier Spy’ı beklemiyorduk zaten.Altın Küre için devrim olurdu herhalde..
En İyi Film (Komedi)—–4/5 50/50 yerine Young Adult demiştim ama sanırım film diğer Reitman işleri kadar sevilmedi.Ancak kesinlikle iyi bir liste olmuş.Hele geçen seneyi düşündükçe..
En İyi Erkek Oyuncu (Drama)—–5/5 Tam da beklediğim gibi bir listeydi.Gönül isterki Gary Oldman da aday olsa ama sanırım bu sene de görmezden gelinecek..Sizce de çok haksızlık yapılmıyor mu bu adama..Neyse
En İyi Erkek Oyuncu (Komedi)—–2/5 Çok ıskaladım burda.Jean Dujardin ve Joseph-Gordon Levitt doğru.Zaten ödülü de Dujardin alacak.Ancak ben Owen Wilson’ın çok saçma olduğunu düşünüyorum.Tek başına filmi heba etmişti.Ryan Gosling yerine de Steve Carrell demiştim.Ewan McGregor ve Paul Giamatti tahminlerim ise fazla uçuk olmuş sanırım.Ancak Brendan Gleeson Altın Küre için ilginç bir tercih olmuş.Sevindim mi?Fazlasıyla..
En İyi Kadın Oyuncu (Drama)—–4/5 Sadece Tilda Swinton yerine Keira Knightley demiştim.Yine beni çok şaşırtan bir durum bu.Altın Kürede bile adaylığı kaptıysa Tilda Oscar’a aday olur diye düşünüyorum.Bu arada Rooney Mara için extra sevinçliyim..
En İyi Kadın Oyuncu (Komedi)——4/5 Jodie Foster yerine Scarlett Johansson demiştim.Onun dışında beklediğimiz gibi bir liste zaten.Michelle Williams ve Charlize Theron kapışır.
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu——2/5 En büyük sürprizi burada yaşadım.Melisa McCarthy nerede???Bir yanlışlık oldu herhalde.Sezon boyunca olmadık yerlerden ödülle dönen McCarthy Altın Kürede nasıl olmaz..Hiçbir yerde olmasa burada kesinlikle aday olur diyordum.Çok çok şaşırdım.Janet McTeer Vanessa Redgrave’in yerine gelmiş.Vanessa Redgrave için giderek umutlarım azalıyor.Çok üzüldüm burda.Öte yandan Shailene Woodley yerine Sandra Bullock demiştim.Ama ELAIC’un bu denli bozguna uğrayacağı hiç aklıma gelmemişti.
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu—–3/5 Viggo Mortensen niye aday olmuş anlamış değilim.Ben Kingsley demiştim onun yerine.Ve ELAIC’un bir tokat daha yediği bu dalda Jonah Hill, Max von Sydow’un yerine gelmiş.Bu arada tahminlerime koymamıştım ama Armie Hammer sürpriz yapabilir diyordum.Mortensen çıktı yumurtadan..
En İyi Yönetmen—–3/5 Scorsese tamam.Payne tamam.Hazanivicus tamam.Ama Woody Allen’ın neyi vardı da aday oldu.Spielberg’ün olmaması çok çok büyük şaşkınlık sebebi.Aynı zamanda George Clooney benim tahminim Stephen Daldry’nin yerine geçmiş.Bu arada ben ELAIC’un bu durumuna fazlasıyla sevinmiş durumdayım.Fragmandan beri soğumuştum zaten.
Özgür
15 Aralık 2011 at 20:19
Altın Küre şöyle bir ödül kurumu ki çok sayıda kategorisi var yani nerdeyse her film çeşitli dallarda adaylık almış her ne kadar The Tree of Life a büyük hakaret olmuşsada. Filmler kendi içinde Drama ve komedi/müzikal, yine dizilerin de kendi içinde ayrıca bu şekilde bölünmesi ve ayrıca mini dizi denen bir kategori olması çok kapsamlı bir ödül töreni olduğunu gösteriyor ve bu da doğal olarak Oscar’dan daha az ilgi gösterilmesine neden oluyor.. Ben diziler bölümüyle pek ilgilenmesem de film kategorisini 2 ye ayırmak çok mantıklı. Her ne kadar bazen çok saçma aday seçimi olabilse de(geçen sene Turist gibi) ben genel olarak beğeniyorum bu kurumu. Hatta ödül dağıtımında Oscar’dan daha adaletli bence. Malesef Oscar siyasi davranabiliyor.. bu nedenle Altın Küre’yi ben büyük bir ölçüt olarak görüyorum.
Ha bir de Leo eleştirmen ödüllerinde nerdeyse ismi bile anılmadı, çok korkmuştum. Ama neyseki SAG ve Altın Küre’ye aday oldu ve yüzde 90 Oscar’a da aday olur. Çünkü aday olursa çok büyük bir rakip olacaktır..
onur
15 Aralık 2011 at 21:02
Leo oscara aday olsa nasıl çok büyük bir rakip oluyor?Sadece aday olarak kalıcak.Ödül Dujardin ya da Clooney’e gidecek.Bu çok belli birşey.
Özgür
16 Aralık 2011 at 21:18
Sözkonusu ödül Oscar ise ve ortada eşcinsel bir karakter varsa ve ayrıca bu karakteri Leo canlandırıyorsa ve ayrıca yıllardır görmezden geliniyorsa o kadar da ufak bir rakip olmuyor. Şuan Clooney ve Dujardin büyük aday olabilirler ama unutma daha Aralık ayındayız ve Oscar ödüllerine 2 aydan fazla bir zaman var. Köprünün altından çok su geçecek. Bu 2 ay içerisinde kim daha fazla reklam yaparsa ödül onun olur. Zira Oscar çoğu zaman reklam ve politika kurbanı oluyor. Özellikle son 4 senedir bu böyle değil
yavuz ekin
15 Aralık 2011 at 22:16
Arkadaslar, dujardin veya clooney e gidecek ihtimalini ödül törenlerindeki adaylıklara göre mi yapıyorsunuz yoksa İZLEYİPTE mi karar verdiniz ? Ben izlemedigim için etiket tutar gibi taraf tutamıyorum kusura bakmayın.
ergin
15 Aralık 2011 at 22:30
tutma o zaman İZLEYİPTE karar verirsin.hatta biz senide tutmayalım bence
yavuz ekin
16 Aralık 2011 at 21:11
ergin gerim gerim gerilmene gerek yok ajda pekkan gibi. Sadece marka tutar gibi izlemediğiniz filmler hakkında sayısal loto yapıyorsunuz. Üstüne de birseyler ekleyıp 40 yıllık elestırmen ve sınema yazarı gibi konusmanız tuhaf.
Genel olarak ukalalık sınırlarını zorlamadan fikirlerimizi paylasmakta yarar var.
shifty
15 Aralık 2011 at 23:38
tree of life’ın fragmanını beğenmemişler galiba. altın küreler gerçekten çok komik oluyor. the tourist’i herkes belirtmiş zaten. Onun dışında baze adaylıklar dışında altın küreye göre iyi bir liste bence.
Müge Dörtok
16 Aralık 2011 at 09:20
Benim zevkim, beğendiğim şeyler o kadar net ki, ben neyi beğenip neyi beğenmeyeceğimi sadece fragmana bakarak bile kestirebiliyorum. Sizin zevkiniz the tree of life’ı beğenme eğiliminde olabilir, ama ben kendimden oldukça eminim ki o filme 2 saatimi ayırıp izlemiş olsam dahi, bütün güçlü oyuncu kadrosuna ve Terrence Malick’e rağmen beğenmeyeceğim. Beğenen kişilere de saygı duyarım. Oscar ödüllerinde kazansa bile ben beğenmeyeceğim.
onur
16 Aralık 2011 at 12:39
ahahahahahah izlemedenmiş. ben de cevap yazıyorum ciddiye alıp :)))))
Sonat
16 Aralık 2011 at 13:01
Yani Müge, öyle bir cevap vermişsinki “sadece fragmana bakarak bile kestirebiliyorum.” Çok gülünç. Böyle bir düşünce ciddiye alınacak türden değil. Kendini komik duruma düşürüyorsun. İki dakikalık fragmanı izleyip, tüm bir film hakkında yorum yapılamaz. Bu senin sinema sevginin düşük olduğunu gösterir. Ayrıca ne zaman bir aday listesi yayınlansa hepsine ellerine sağlık çok güzel bir liste olmuş diyorsun. Bu da senin sinema hakkındaki bilgilerinin düşük olduğunu, bu yüzden de filmler hakkında herhangi bir eleştiride bulunamayacağın bir kapasiten olduğunu gösterir.
İzlemediysen bir film hakkında yorum yapma bence. Çünkü bilmiyorsun. Hem başkalarının tepkilerini çekiyorsun hem de zaten yanlış birşey.
Su
16 Aralık 2011 at 20:18
The Tree of Life bu senenin zekice yapılmış filmlerinden biriydi. Sadece fragmanını izleyerek önyargılı davranmanız üzücü… Vermek istediği mesaj da beni derinden etkilemişti. (Tabii şahsi görüşüm)
shifty
16 Aralık 2011 at 11:05
http://imageshack.us/photo/my-images/194/atgzl.gif/sr=1
Müge Dörtok
16 Aralık 2011 at 12:54
Onur arkadaşım sana komik bir şey daha söyleyeyim de biraz daha gül ha,ha,ha, şimdi ben the artist filmini henüz izlemedim ama çok beğendim. Gül diye söylüyorum.
onur
16 Aralık 2011 at 23:24
sağol hakkaten komikmiş, yorucu bir gün geçirmiştim sağol :))))))))) bana bak the descendants için ne diyosun? daha izlememişsindir o yüzden de bi yorumun vardır kesin?
shifty
16 Aralık 2011 at 13:04
hasashduhashusdf gerçekten sinirlerim bozuldu
Müge Dörtok
16 Aralık 2011 at 13:34
Göreceli kavramlar ve zevkler bunlar. Benim zevkim sana uygun olmak zorunda değil, benim beğenmediğim bir film ödül de alabilir. Ben beğenmek zorunda değilim.
Sonat
16 Aralık 2011 at 15:06
Müge arkadaşım burada sorun beğenip beğenmemen veya zevklerin değil. Filmi izlemeden, sadece fragman üzerinden yorum yapman. İnsanlar sana bu yüzden tepki gösteriyor. Artık “sadece fragman üzerinden kestiriyorum” dedinya, bu düşüncenin yanlış olduğunu bile bile arkasında duruyorsun. Sanki çok büyük bir yetenekmiş gibi lanse ediyorsun. Ama işte insanın inadı böyle. Halbuki şu söylediğin cümleyi büyük bir yetenekmiş gibi göstermeyip, yanlış bir düşünce olduğunu kabul etsen, bu iş hallolacak.
Ve senin yüzünden patlak veren tartışma ve boş yorum kalabalığıda sona erecek.
yaxley
16 Aralık 2011 at 18:32
hayır senin zevkine göre olmayabilir.anladık da The Tree of Life’ın her ödül aldığı ve Midnight in Paris’in her ödül alamadığı eleştirmen grubuna” ohaa şaka gibi kafayı yemiş bunlar diğer filmleri izlemediler herhalde çünkü the tree of life sıkıcı bir aile” filmi yorumlar yazman..tam dalga geçilesi birisin gerçekten kusura bakma da..film izlemeden eleştirmenleri film izlememekle itham etmek…bu arada arkadaşımızın afişe göre film yorumlayabilme kabiliyetleri de var şimdi onu da es geçmeyelim.
Su
16 Aralık 2011 at 20:06
Brad Pitt ile George Clooney’nin adaylıkları kesinleşmiş gibiydi zaten. Açıkçası adaylıklar beni pek de şaşırmadı desem yeridir. Animasyon dalında adaylar da beklediğim gibi çıktı, Tintin ile Rango favorilerim arasındalar. Bana göre bu senenin kuşkusuz en iyi çıkışını yapan oyunculardan biri Michael Fassbender’dır; ancak sanırım Pitt ile Clooney gibi güçlü isimler arasında şansı çok görünmüyor. Temmuz ayında Pitt’in The Tree of Life’taki performansına hayran kalmıştım, geçen hafta da Moneyball’la tam anlamıyla “döktürmüş” diyebilirim. Maalesef hala Clooney’nin The Descendants filmini izleyemedim, o yüzden yorum yapmak düşmez diye düşünüyorum.
Ödül almasını istediğim oyunculardan biri ise şüphesiz Tilda Swinton’dır. We Need To Talk About’ı izleten ögelerden biriydi. Müthiş bir performans… Meryl Streep her sene olduğu gibi bu sene aday oldu, pek şaşırtmadı desem doğru olur. Oyunculuğuna sözüm yok; ama bana göre Meryl’in yerine Michelle Williams aday olsa daha çok sevinirdim galiba.
Komedi/Müzikal dalındaki adaylardan ise Bridesmaids en gereksiz bulduğum film sanırım. İzlerken hiç zevk almadığım, klişelerle süslenmiş bir komediydi diye düşünüyorum. Bu dalda The Artist veya Midnight in Paris şansı yüksek olanlardan…
Daha yazarsam bayağı zamanımı alacak sanırım… 🙂
Bu arada annemle (13 yaşındayım da…) ortak bir blogumuz var: http://www.aylinayazyilmaz.blogspot.com Sinema kritiklerimi takip edebilirsiniz.
shifty
19 Aralık 2011 at 05:35
Şimdi daha yeni farkettiğim bir konudan bahsetmek istiyorum. Tüm sezon boyunca hiçbiryerde adını duymadığım “In the Land of Blood and Honey” filmi yabancı dildeki en iyi film dalında aday. Filmi izlemedik tabi birşey demiyeyim ama sırf Angelina Jolie yüzünden aday olmuş olmasından feci kıllanıyorum. Malum geçen sene sadece ödül sezonunda vizyona girmiş bir film olması ve Johnny Depp ve Angelina Jolie’i barındırması sebebiyle The Tourist’i aday yapmışlardı. Angelina’nın ilk yönetmenlik denemesi filmi ise şu ana kadar filmin başarısıyla değil sansasyonlarıyla duyduk. İlk başta bosnalı kadın savaş kurbanları derneği tarafından kınanmıştı. Daha sonra da yakın zamanda Sırp gaziler tarafından filmin yasaklanması teklif edildi. İki tarafı da sinirlendiren bir durum anlıyacağınız. O yüzden ABD gözüyle bakılmış olması muhtemel. Ee böyle bir bakış açısını da Altın Küre tabi ki gözardı edemez. Bir boşnak olarak bu filmi çok merak ediyor ama hiç de iyi ümit beslemiyorum.
Öte yandan geçen sene Cumhuriyetçi Amerikan imajı sergileyen akademinin bu sene demokrat bir çizgi de yer alacağını düşünüyorum. Kendi adıma bir Amerikan asker dramı olan ve ardından ödül töreninde CIA’e teşekkür edilen bir filmi istiyorsa dünya üzerindeki teknik anlamda en iyi film olsa da sevecek birisi değilim. Başarısını gözardı etmiyorum ancak ideolojik olarak benden uzak dursun. E haliyle Oscar töreni de büyük bir ekonomi ve geniş kitlelere hitap etmeli. Özellikle son yıllarda reytinglerde bir düşüşte olduklarını da duyuyoruz. O yüzden geçen sene cumhuriyetçi tarafı mutlu ettikleri gibi bu sene de demorkat tarafı mutlu edeceklerine inanıyorum. ( Christopher Plummer’a ödül gelir yani :)) Bakarsınız daha önce 2007 yılında olduğu gibi çok ulsulu adaylıklar görebiliriz.
shifty
19 Aralık 2011 at 05:45
bu arada filmin sırp bir asker ile boşnak bir kızın aşkını anlattığını da belirtmek lazım
t1mac
9 Ocak 2012 at 16:25
En iyi dizi (drama) mad men yok diye köpürmüyoruz ama dexter ‘ ın aday olmaması çok saçma dexter’ en iyi sezonuydu bu belkide tabi bunlar benim görüşüm…