Oscar Boy Özel
18. SAG Ödülleri’nin ardından
Jean Dujardin
Oyuncular Birliği de (SAG) bu sezon ödülünü dağıtanlar arasına katıldı dün gece. Her şey çok sürprizli değildi ne yazıkki. Hatta televizyon dallarında hep geçen senenin galiplerini ödüllendirmeleri zaten sıkıcı geçen töreni daha da çekilmez hale getirdi. Koca gece boyunca yüzümüzde bir tebessüm oluşturan tek zafer için de törenin sonuna kadar beklememiz gerekti.
Televizyona değil de sadece film dallarındaki kazananlara değinmek istiyorum. Octavia Spencer ve Christopher Plummer gecenin ilk galipleri oldu. Hak ediyorlar mıydı? Tabiki de hayır. Özellikle Spencer‘ın kategorisindeki tüm adayların ondan daha iyi olduğunu söyleyebiliriz. Ama The Help‘in ırkçılık mevzuları sayesinde oyları toplaması durumu Oscar için tüm yolları açıyor. Bu ikilinin Kodak Tiyatrosu’nda da ödül almak için sahneye çıkacağı kesin. Artık Max von Sydow sürprizinden bile ümidi kesmiş durumdayım.
Viola Davis ile ilgili pek çok yorum var. Ben de destekçisi değilim bu performansıyla. Hep söylüyorum, keşke ödülleri Doubt ile toplasaydı diye. Yalnız şaşıranlara da hayret ediyorum. Daha ödüller dağıtılmadan evvel Viola Davis‘in adını anmaya başlamıştık. Her yıl Meryl Streep‘e odaklanmanız ayrı bir garip. Hak etti ya da hak etmedi meselesi değil bu Meryl Streep kolay kolay ödül alamıyor, alışın artık. Oy verenlerde bu kadının zaten sayısız adaylığı var, başka birilerini seçelim mantığı mevcut. Ya da benim gibi The Iron Lady‘yi beğenmemiş de olabilirler bilemeyeceğim. Meryl‘ın tüm ödülleri silip süpürmesi için eleştirmen sezonuna sağlam bir başlangıç yapmış olması gerekiyordu. Önemli eleştirmen gruplarından ödül aldı diyenlere de Sandra Bullock‘u hatırlatacağım. Sandra Bullock hangi eleştirmen grubundan ödül aldı da Oscar’a kavuştu? Tabi düzen değişir, bir kampanya yapılır, Meryl Streep Oscar alır orasını bilemem. Ama şu an Oscar, Viola Davis‘in orası kesin.
Ve Jean Dujardin… Brad Pitt‘in kazanmasını gerçekten çok istiyordum. The Descendants‘ı beğenmiş olsam da Clooney‘nin kariyeri The Descendants‘daki performansından çok daha iyileriyle dolu ve adayların hepsi de (Leo‘yu izlemedim) George Clooney‘den daha iyiydi. Ben Dujardin‘in yerinin artık hiç olmadığı kadar sağlam olduğuna inanlardanım. Yarış Clooney ile arasında geçecek ve siz inanmak istemeseniz de En İyi Film ödülünü garanti alacak olan The Artist‘in ödüllerine Akademi’nin sevdasına bağlı olarak En İyi Erkek Oyuncu ödülü eklenecek. Madem Pitt kazanmayacak, o zaman Dujardin olsun mantığıyla ben de kendisini destekliyorum. BAFTA muhtemelen Gary Oldman‘a gideceği için de bundan sonra bu belirsizlikle Akademi Ödülleri’ni bekleyecekmişiz gibi duruyor.
Son olarak The Help‘in zaferine değinirsek… Merak etmeyin bu ödül En İyi Film Oscar’ını işaret etmiyor. Çünkü The Help, Akademi’den yönetmen, kurgu ve senaryo adaylığı alamadı ki bu adaylıklar olmadan En İyi Film seçilmek çok zor. Sonuçta genel olarak sıkıcı ama Dujardin sayesinde sezona renk veren bir gece oldu. Kazananlara da tekrar bir göz atıp SAG faslını şimdilik kapatalım.
FİLM
En İyi Toplu Performans: The Help
En İyi Erkek Oyuncu: Jean Dujardin, The Artist
En İyi Kadın Oyuncu: Viola Davis, The Help
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Christopher Plummer, Beginners
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Octavia Spencer, The Help
En İyi Dublör Performansı: Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II
TV
En İyi Toplu Performans (Drama): Boardwalk Empire
En İyi Toplu Performans (Komedi): Modern Family
En İyi Erkek Oyuncu (Drama): Steve Buscemi, Boardwalk Empire
En İyi Kadın Oyuncu (Drama): Jessica Lange, American Horror Story
En İyi Erkek Oyuncu (Komedi): Alec Baldwin, 30 Rock
En İyi Kadın Oyuncu (Komedi): Betty White, Hot in Cleveland
En İyi Erkek Oyuncu (Mini Dizi / TV Filmi): Paul Giamatti, Too Big to Fail
En İyi Kadın Oyuncu (Mini Dizi / TV Filmi): Kate Winslet, Mildred Pierce
En İyi Dublör Performansı: Game of Thrones
shifty
30 Ocak 2012 at 15:26
christopher plummer’ı da beginners’ı da beğenmeyenler halt ediyorlar.
Ayrıca bir oyuncunun kariyerinde daha iyi performans olması geyiğinden gına geldi artık. George Clooney alacak oscar’ı demedi demeyin. MÜKEMMEL oynamış çünkü. O tip sıkıntılı günleri yaşamayıp bilgisayar başında kola içerek yorum yapanlar belki anlayamayabilir.
mertcan
30 Ocak 2012 at 18:55
kesinlikle katılıyorum
sonuçta oyuncunun geçmişine değil o yıl ki performansına ödül veriliyor
onur
30 Ocak 2012 at 15:36
Bence George Clooney’nin The Descendants’daki performansı kariyerinin en iyi performanslarından biriydi.Ödülü alırsa hak ederek almış olacak bana kalırsa.Jean Dujardin için ise Clooney alamayacaksa onun almasını isterim.En azından Brad Pitt’den iyi benim gözümde.Ama Dujardin’in dün aldığı ödül The Artist’i eli boş yollamamak içinde olabilir.Çünkü Clooney’nin SAG’ı almadan Oscar aldığını daha önceden gördük.Viola Davis’in konuşması çok güzeldi gerçekten.Ama biz Critics Choice’den sonrada kesin alır diyorduk.Meryl Altın Küre alınca tekrar Oscar’ı o mu alacak diye düşündük.Açıkçası The Help’in Oscar da iki oyunculuk ödülü birden alacağına inanmıyorum hala.Bu arada bundan sonra büyük ödüllerden biri olarak BAFTA var sanırım Ama bu yıl hiç belirleyici olmayacak.Çünkü kadın oyuncuda Streep, bir ihtimal Williams erkek oyuncuda ise Dujardin, bir ihtimal Oldman alacak.Yani Oscar’ı belirlemede bir faktöre sahip olmayacağını düşünüyorum.
Erşah
30 Ocak 2012 at 17:17
Ben çok merak ediyorum hala The Artist’in en iyi film oscarını alamayacak diyenleri. Hiçbir törende bu ödülü banko göstermezdim ama The Artist BAFTA’dan bile şovla dönüp Oscar’ın kapısını aralayacaktır. Artık herkes hemfikir heralde.
Viola Davis gecenin 2. büyük süprizi. Ayakta alkışlanması da Amerika’nın kendi tarihiyle vasat bir şekilde yüzleşmesiydi.
Memento
30 Ocak 2012 at 17:31
Filmleri önce sinemada izlemeyi tercih ettiğimden hala görmediğim filmler var. Mesela My Week with Marilyn, J. Edgar, The Descendants, The Help, Extremely Loud & Incredible Close, Young Adult, Shame, bulunduğum Eskişehir’de vizyona girmesine rağmen gitmek istemediğim/Streep’e rağmen ilgimi çekmeyen The Iron Lady ve sadece İst. ve Ankara’da vizyona giren The Artist. O yüzden bu filmler ve içlerindeki oyuncu performansları hakkında konuşamayacağım diyerek bir ödül yorumu yapayım kendi penceremden.
Birinin başarılı bulduğu bir performans, diğeri için fazla abartılmış, kötü gelebilir. Bir ara Umur da belirtmişti burada. Öyle olmasaydı tüm ödül törenlerinde ödüller hep aynı kişilere giderdi. Aynı kişilere gitmemesi hem ödülleri dağıtanların ele alanın filme, oyunculuğa vs bakışından kaynaklanıyor, hem de böylesi daha iyi. Daha iyi olmasının nedeni daha fazla film önplana çıkıyor ve iyi de olsa, kötü de olsa bu filmleri izleyebiliyoruz bu ödüller sayesinde. O yüzden ödül törenlerinde farklılık olmasını normal karşılıyorum. SAG erkek oyuncu ödülünü Jean’a paslamış. Filmi izlemedim ama düşününce repliksiz bir karakteri oynamanın çok da kolay olmadığında anlaşabiliriz. O yüzden filmi izlememiş olsam da hak ettiğini düşünüyorum. Brad Pitt’in performansını ben de başarılı buluyorum ama kariyerinin en iyi performansı değil. Lakin artık bu adamın Oscarlanmasının zamanı geldi de geçiyor. Zaten alabilecek olsaydı sadece Moneyball’daki performansıyla almayacaktı ödülü. Hep yapıldığı gibi geçmişteki sağlam performanslarını ödüllendirmedikleri için ödüllendireceklerdi Pitt’i. Olmadı ne yazık ki. Herhalde o da Oscarsız usta oyuncular arasında kalacak gibi görünüyor. Moneyball’daki performansı için çok abartılmış diyenler var ama bana göre hiç de öyle değil. Belki “mükemmel” bir performans değil ama gayet iyi, yılın en iyilerinden olduğu su götürmez. George Clooney’nin ise ödülleri hak etmeden kazandığını da düşünmüyorum. Filmi izledikten sonra Oscar yazısının altına yorumumu yaparım onunla ilgili. Abartılmış mı, abartılmamış mı, tüm ödülleri hak ediyor mu ancak izleyince yorumlayabilirim.
Bazı aktörlerin performansları “büyük ödül törenleri”nce es geçildiler. Ryan Gosling’in Drive’da oldukça iyi oynadığını (replik yok diye adam kötü oynamış diyenler var, e Dujardin’in rolü de repliksiz…) düşünüyorum. The Ides of March’taki performansını da pek bir beğendim. Michael Fassbender’ın rol aldığı dört filmle de sağlam performanslar ortaya koyduğu bir gerçek. Şimdilik kariyerinin en iyi performansını Shame ile vermiş. Filmin yapısından ötürü bazılarınca es geçilmesi normal. Ama enteresan ki lezbiyen/gay rollerini ödüllendirenlerin bunlardan daha normal olan seks hastası eleman rolünü ödüllendirmemeleri/es geçmeleri açıkçası beni şaşırtıyor/düşündürüyor. Geleyim yardımcı rollere. Nick Nolte Warrior’da harbiden de sağlam performans ortaya koymuş. Ödülü diğerlerinden daha çok hak ettiği bir gerçek ama usta oyuncu Plummer’ın da ödülleri haksız yere kazanmadığı görüşündeyim. Gerçi düşününce Plummer’ın Beginners’taki performansının herkesçe ödüllendirilecek bir performans olmadığı da bir gerçek.
Geleyim yönetmenlere ve filmlere… Herkesin aksine ben Hugo’yu sevdim ve başarılı buluyorum. Proje açıklandığından beri filmin Scorsese sinemasıyla alakası olmayacağını biliyordum. Nitekim öyle de oldu. Filmde Scorsese filmlerinden parçalar bulmak mümkün değil. Ama Scorsese’nin sinema aşkı filme sinmiş. Çoğu kişinin bu filmi ödüllendirmesinin bir nedeni sinemaya ve sanatçılara saygı duruşunda bulunması. Sırf Melies’yi, Chaplin’i, Keaton’ı yüceltti diye onca ödülü hak ediyor mu tartışılır ama bana göre gayet başarılı bir film. Başyapıt diyenler var. Hiç de öyle değil. Başyapıt basamağının çok uzağında bu film. Ayrıca Scorsese’nin bu milenyumda çektiği en iyi film değil. Teknik dallarda ödülleri hak ediyor ama film ve yönetmen konusunda ben hala emin değilim. Bir kez daha izlemem gerek anlaşılan emin olmak için. Çoğu eleştirmen birliklerince ve Akademice es geçilen filmlerden olan The Girl with the Dragon Tattoo’yu pek sevmedim. Oscar adaylığını hak ettiğini hiç mi hiç düşünmüyorum. Teknik dallarda ve oyunculuklarda hak ediyor ama yönetmenlik ve film adaylıklarını hak etmiyor bana göre. Fincher atmosfer kurmada ustalığını konuştursa da diğer alanlarda (özellikle polisiyede) gayet vasat bir performans sergiliyor. Hele hele ilk filmin aynısına imza atması şaşırtıcı. Dolayısıyla bu sene ödül törenlerinin çoğunda Fincher’ı görememek sevindirdi. Mazallah bu filmle Oscar alsaydı Scorsese’nin Departed’la Oscarlanmasından daha üzücü olacaktı. Trier’in filmi Melancholia da fazla şişirilmiş gibi geldi bana. O da vasatın üstüne çıkamamış.
Diğer filmleri de, performansları da izlediğimde Oscar yazısında yorumlarım. SAG’a da değinmeden bitirmeyeyim. Yukarıda da belirttiğim gibi Dujardin ödülü hak ediyor. Clooney’den ve Pitt’ten çok mu, bilemiyorum. Kadın oyuncu dalında ödülün Streep’ten çok Michelle Williams’a gitmesini isterdim.
Erşah
30 Ocak 2012 at 20:53
Bir oyuncunun veya yönetmenin Oscar’ı alması için illa ki kariyerinin en iyi performansıyla alması gibi bir zorunluluk yok. İlla ki o yıl içinde kariyer rekoru kırıp ödüle ulaşması gibi bir zorunluluk da yok. Akademi’nin borç ödemek için Oscar verdiği kanaatinde değilim, sadece filmler ve performanslar kendi tarzlarına geldiğinde onurlandırıyorlar. Brad Pitt’in bende destekçisiyim ama bu sene güçlü rakiplerle güreşiyor, zaten pek ödül maratonu temposu olmayan bir isim.
shifty
31 Ocak 2012 at 00:50
Seks bağımlılığının da eşcinsellikten daha normal birşey olması da süperbirşeymiş. “Normal” kelimesi özellikle çok süper. Her ötekileştirilen de ödül almıyor ayrıca. Tabu diye birşey var
TigerBlood
30 Ocak 2012 at 17:40
Viola Davis ve Octavia Spencer için artık yorum yapmak bile istemiyorum,yaz yaz gına geldi,her türlü ödül onlara gidiyor,çok yanlış.
En iyi erkek oyuncu kategorisine gelirsek
Brad Pitt-George Clooney-Jean Dujardin üçlüsünden Pitt’in ödülü almasını istiyorum,ama diğerleri alırsa da çok üzülmem,yani dert edilecek bir kategori değil.
Bu arada Dujardin kesin oscar’ı alacak demek de sağlıklı bir yorum almaz, %50 şansı var.
George Clooney konusuna gelirsek,Up İn The Air’de çok daha iyi oynamıştı.Ama sırf kariyerinde daha iyi filmleri var diye oscar’ı vermemezlik yapmazlar bence.Sadece bu sene aday olduğu film üzerinden değerlendirirler.Aksi olsaydı Gary Oldman bu sene o listeye giremezdi
Yavuz EKİN
30 Ocak 2012 at 21:04
Söyleye söyleye ağzımda ot bitti. Birinin kazanacagını daha önce ödül aldı ya da bundan daha iyi performansı var gibi cümleler kurulursa o kişi kolay kolay ödül alamıyor (Bakınız merly streep).
Viola Davis in çok şişirildigini düsünüyorum. İzlemesem yorum yapmıcam ama söylüyorum iste oscarlık bir durum yok bana sorarsanız. Viola, Merly ve michelle in karsısında ezilmesi gerekirsen gecen yılki kıng speech meselesi gibi sıcagı sıcagına veriliyor ödüller.
Erkek oyuncu dalında oscar adaylarının hepsini izledim ve sunu düsünüyorum. Biraz daha fazla iyi oynayabılen yok. Ama en zayıf halka gary oldman. Filmi izlerken de sıkıldım gary oldman ın performansının duraganlıgından da. Her ne kadar Brad Pitt odun yutmus gıbı bır aksanla konustugu fılmde ıyı oynadıysa da, dujardın den daha iyi oldugu kesin. George Clooney de iyi oynamıs ama keske biraz daha soslasaydı filmi eminim hikayenin de dramatizesine göre daha iyi olabilirdi diyorum.Ve kazanması daha garanti olurdu. jean kazanırsa bana göre pek hoş olmaz. Adaylıgını öpüp başına koyması gerekir diyorum.
özgür
31 Ocak 2012 at 03:06
Bence oyuncu kategorilerinde Oscar bu yıl SAG gibi olacak. Ama Streep-Davis değişikliği olabilir iyi bir kampanyayla. Bu 4 ödül de beni tatmin etmedi orası kesin. Akademi hakkedene değil, sırası gelene ödülü veriyor burası artık tartışılmaz bir gerçek.Tabi istisnaları var ama istisnalar kaideyi bozmuyor ne yazıkki!
Yavuz EKİN
31 Ocak 2012 at 11:07
Evet, sırası gelene veriyor çoğunlukla ya da bazen birisi çok sivriliyor şansı da yaver gidince ödülü alabiliyor. Bu o seneki hatta üyelerin ruhsal durumuna bağlı.
Erkek oyuncularda George Clooney- Brad Pitt ikilisinden birisinin almasını isterim. Clooney iyi oynamıs ancak Brad Pitt le aynı düzeyde görüyorum.
Kadın oyuncularda Davis alacaksa hiç akademiye göre biyografik filmlerde kafa patlatmaya gerek yok demektir. Bu kadar abartılan br performansa ödül vereceklerse o zaman geçmişte hakkı yenen insanlara da ödül versinler. Davis alacagına her ne kadar izlemesem de michelle williams alsın, madem streep kazanamıyor.