65. Cannes Film Festivali’nden haberler

3 Comments

1. 

   Emel

   19 Nisan 2012 at 15:31

   Sevdiğim isimlerin, filmlerinin yarışma kapsamında olması çok güzel…Killing Them Softly, On the Road, Rust & Bone, Moonrise Kingdom, Cosmopolis, Lawless isimlerini görmek bile mutlu etti beni…
   Umarım J. Dujardin in burdan başlayıp oscarla biten yolculuğunun aynısını Brad Pitt de yaşar..Filmden de Brad den de çok umutluyum..

   Yanıtla
2. 

   Erşah

   20 Nisan 2012 at 11:25

   Robert Pattinson’a çok yükleniliyor ama o saçmalık dolu vampir filmlerinde en iyi rol kesen aktördü. Cronenberg’in yanlış ata oynadığını görmedim. Son felaketinden sonra Cannes gibi bir yere kadar yükseldi, en çok merak ettiğim o.

   Bu yıl enteresan Hollywood’dan yönetmenler doldurmuş altın palmiye yarışını. Güzel geçecek gibi.

   Yanıtla
3. 

   Memento

   20 Nisan 2012 at 14:59

   Terrence Malick’in hala isimsiz olan romantik filmi yarışmada yok. Geçen senenin galibinin yeni filminin diğerlerinden daha başarısız olduğuna ihtimal dahi vermiyorum. Yani şu uzun aday listesinde vasatı aşamayacak yapımlar da çıkacak. Dolayısıyla Malick’in aday gösterilmemesi düşündürücü. Belki Malick filmini yollamamıştır. Cannes ile birlikte filmin üstündeki sis bulutunun az da olsa kaybolmasını bekliyordum. Olmadı. Artık Malick’in bu filmi için kışa kadar bekleyeceğiz.

   İranlı yönetmen Bahman Ghobadi’nin Türkiye’de çektiği Gergedanlar Mevsimi de Cannes’a alınmamış. Beren Saat’in hayalleri suya düşmüştür. Umarım Cannes’da yarışmayacağı için film BKM’ce kışa ertelenmez de gelecek ay izleyebiliriz filmi.

   Paul Thomas Anderson’ın gizlilik içinde çektiği The Master da listede gözükmüyor. İki yıldır merakla beklediğim film umarım hayal kırıklığı yaratmaz.

   Park Chan Wook’un çektiği Amerikan yapımı Stoker da listede yok. Ki beni şaşırtmadı bu durum. Gene de umarım Binjip’ten daha kaliteli olmuştur. Wook’un ilk Amerikan filminde duvara toslayıp tırıs tırıs memleketine dönmesini istemem. Ya da burada dandik filmler çekecekse isterim.

   Kim Ki Duk’un yeni filmi de alınmamış. Yönetmen son bir kaç yıldır düşüşteydi, Toparlanamamış daha. Bakalım bu düşüşü ne zaman sona erecek.

   Merakla beklenen The GrandMaster da yok. Wong Kar Wai’nin son filmini hiç sevmemiştim (şu Natalie Portmanlı filmini). The GrandMaster’ın kaliteli olacağını düşünüyorum. Umarım WKW de hayal kırıklığına uğratmaz.

   Gelelim adaylara. Bu sene epey Amerikan yapımı film ödül için yarışacak. Haneke’nin sinemasını oldum olası sevmemişimdir. Gene de yeni filmi Amour’u merak ediyorum.

   Ken Loach işçi sınıfını perdeye taşımaya devam ediyor. Son filmi Route Irish vasatı aşamıyordu. Bakalım Angel’s Share nasıl tepkiler alacak Cannes’dan.

   Cristian Mingiu yeni filmiyle dönüşünü yapıyor. Beyond the Hills de merak ettiğim filmlerden. 2007’den beri film çekmiyor. Bu uzun aradan sonra vasat bir filmle döndüğünü düşünmek istemiyorum.

   David Cronenberg’in son filmi yerin dibine ne kadar batırılsa azdır. O denli kalitesizdi. Cosmopolis’i ADM’den hemen sonra çekmişti. Fragmanı umutları yeşertiyor ama fragmana kanmamak lazım. Bir de filmin Cannes’da yarışacak olmasına da kanmamak gerek. Bazen kötü seçimler yapabiliyor Cannes jürileri.

   Brad Pitt’i bu sene tek bir filmde izleyeceğiz. O da Killing Them Softly. Bağımsız bir film. Cannes’da yarışacak olması şaşırtmadı desem yalan olur. Pitt’in buradan ödülle döneceğini düşünmüyorum. Zor, çok zor.

   Lawless’ı da kadrosu ve yönetmeninden ötürü merak ediyorum. The Road çok sağlamdı. Umarım bu da öyle olur.

   Abbas Kiarostami ilk kez İran dışına çıkmış. Filmini Japonya’da çekmiş. Bizde ancak festivallerde gösterilir yeni filmi. O yüzden daha bekleriz divx’ini.

   Jeff Nichols’ın Take Shelter’ını çok sevmiştim. Mud’ta başrol Matthew McConaughey’e ait. Michael Shannon yardımcı rolde. Matt’i sevmesem de filmi merak etmeme engel teşkil etmiyor onun varlığı.

   Ve Rust & Bone. Un Prophete ile son yılların en sağlam hapishane filmine imzasını atan Audiard’ın yeni filmi. Marion Cotillard başrolde. Hayatı kaymış birisini oynamış. Merak etmemek elde değil. Hollywood’tan gelmeyen roller Fransa’dan geliyor kendisine. Bu da Hollywood’tan nefret etmek için yeterli bir sebep. Bu denli yetenekli birisini harcamayı başarıyor geri zekalı stüdyolar.

   Fatih Akın’ın son filmi yarışmadışı olarak gösterilecekmiş. Bakalım Fatih, eskisi gibi sağlam bir filme imzasını atmış mı. Son filmi iyiydi, hoştu da çok da kaliteli değildi.

   Bu sene Cannes gene dolu dolu. Yukarıdaki filmlerin dahil edilmemesi üzdü gerçi. Bakalım filmler nasıl eleştiriler alacaklar.

   Yanıtla