How I Met Your Mother – 8. Sezon

(Okuduğunuz yazı yüksek dozda SPOILER içermektedir.)

Sürekli sorun yaratan ama sırf alıştığınızdan dolayı bir türlü kurtulamadığınız eski bir arkadaş gibi How I Met Your Mother. Sanıyorum formunu kaybedeli 3-4 yıl oluyor. Cnbc-e ekranlarında bir hevesle başladığımız HIMYM, 2005’den beri CBS ekranlarında seyirciyle buluşmakta. Benim de Family Guy ile birlikte başından sonuna kadar aralıksız izlediğim en uzun soluklu dizilerden biri. Hiçbir zaman oturup da annenin kim olduğunu öğrenmek için izlememiştim; ama artık komedi çizgisinden o kadar uzaklaştılar ki diziden tek istediğim itici Ted Mosby’nin (Josh Radnor) hikayesinde kahramanı merak etmeye başladık. Bu yıl artık sezon finalinde bu muhterem hanımefendiyle tanışacağımızı bildiğimizden de içimiz rahattı. Ama ne yalan söyleyeyim ne o sıkıcı final, ne de çirkinler çirkini “anne” kimseyi tatmin etmeyi başaramadı.

How I Met Your Mother, geçtiğimiz sezon güzel bir hamle yapıp sona yaklaşırken drama kartını oynamıştı. Robin’in (Cobie Smulders) çocuk sahibi olamayışı, Lily (Alyson Hannigan) ve Marshall’ın (Jason Segel) ebeveyn olma süreci, Barney’nin (Neil Patrick Harris) içinde tutamadığı aşkı derken oldukça keyifli bir sezon geçirmiştik. Sekizinci sezon ise eski formüllere geri dönüş yapmış. Lily ile Marshall arasındaki heyecanını kaybetmiş sıkıcı espriler ve Ted’in Robin için bir türlü bitmek bilmeyen aşkı sezon boyunca kafamızı meşgul eden şeyler oldu. Bunun haricinde pek bir atraksiyon olduğunu iddia edemeyeceğim. Barney ile Robin’in düğününü bile göremedik ne yazık ki. Neyse ki CBS, dokuzuncu sezonun artık final sezonu olacağını açıkladı. Umuyorum sözü fazla uzatmadan hikayeyi toparlayıp güzel bir veda yaparlar. Uzun zaman önce mefta olmuş bu diziyi iyi hatırlayabilmemiz için senaristlerin mesai harcaması şart.

Komedi dizilerindeher bölüm farklı hikayelere rastladığımızdan konuyla ilgili anlatacak pek şey bulamıyorum. O yüzden oyunculardan bahsedeceğim birazcık. HIMYM sayesinde tanıyıp sevdiğimiz Neil Patrick Harris son birkaç sezondur hakikaten kendini tekrar etmekte. Kısacası cepten yiyiyor. Hatta acaba eskiden de durum böyleydi de biz karakterin orijinalliği sebebiyle mi bu akdar etkileniyorduk diye düşünmeye başladım. Nitekim verdiği röpörtajlardaki ve pek çok ödül törenindeki sunucu kişiliğiyle buradaki halini pek ayırt edemiyorum kendisinin. Cobie Smulders dizide izlemekten tek keyif aldığımız oyuncu haline dönüştü. Tabii yine karakterin yarattığı bir sempati de mevcut. Yine de kimse Smulders’ın bugüne kadar ekipte kendisini tekrar etmeyen tek isim olduğunu inkar edemez.

Jason Segel’ın da iyi bir komedi oyuncusu olduğunu düşünmekteyim. Sadece Marshall karakterinden sıyrılıp yeni projelerde yer alması gerekiyor artık. Geçtiğimiz yıl The Five-Year Engagement’da fazlasıyla başarılıydı mesela. SNL’e konuk olduğu bölümü de hala unutamıyorum. Alyson Hannigan’ın gözlerimizin önünde koca bir kadın oluşuna ise diyecek pek bir şey yok. Hala Buffy the Vampire Slayer’ın Willow’u o benim için. Bir noktada makyajını silip genç hallerine geri dönecekmiş gibi hissediyorum. Josh Radnor için ise yorum yapmayacağım. Endüstriden koşarak uzaklaşmasını arzu ettiğim, yönetmenliğini de oyunculuğu kadar vasat bulduğum bir adam. Los Angeles’a taşınmış tipik bir New York budalası.

Gönül isterdi ki büyük finale yaklaşırken How I Met Your Mother’ın hala ilk günki kadar komik olduğunu söyleyebilelim. Ama ne yazık ki alışkanlığımız sebebiyle izlediğimiz tembel bir iş artık HIMYM. Gereğinden fazla uzadı. Artık gülecek tek bir şey dahi bulamıyoruz. Eğer dokuzuncu sezonda bitmeyecek olsaydı izleyebilir miydim ondan bile emin değilim. Sonunda dizinin sadık hayranlarının bile How I Met Your Mother’ın geldiği noktadan şikayet etmesi de ayrıca memnun ediyor beni. Şimdi asıl soru şu: 2005’den beri HIMYM’ın ekmeğini yiyen CBS, Pazartesi gecesine nasıl bir dizi koyacak? Hep beraber bekleyip göreceğiz.

En İyi Bölüm: The Time Travelers (Bölüm 20)
Sezon Boyu Spotlight Ödülü: Cobie Smulders (Robin Scherbatsky)
Sezon Notu: C+