Oscar 2014
Oscar Kehanetleri: New York & Londra
Bir ayı geçkin bir aradan sonra hazır listelerimizi güncellemişken yine inişte ve çıkışta olanları konuşma zamanı. Bu yıl yaz ortasında başladığımız Oscar Kehanetleri yazı serisiyle yarıştaki filmlerin son durumlarını konuşuyoruz. Daha evvel Cannes, Venedik, Telluride ve Toronto’daki festivallerin etkilerini yorumlamıştık. Bugün ise New York ve Londra’da gerçekleşen festivaller ile son dönemde gelen haberler üzerinden birkaç yorum yapacağız. Dileyenler yazının en altında linkleri bulunan tahmin sayfalarına yönelebilir.
New York Film Festivali’nde seyirciyle buluşan yapımlar arasında ilk olarak Her göze çarpıyor tabii. Where the Wild Things Are‘dan sonra uzun bir süre yönetmenliğe ara veren Spike Jonze, anlaşılan o ki hedefi yine tam 12’den vurmuş. Filme gelen negatif bir yorum göremedim ben henüz. Çok bayılmayanlar bile ortalamanın üzerinde olduğunun altını çiziyor. Tabii bunu Oscar’a nasıl yorumlamak lazım emin değilim. Her, Akademi’nin hala ayak uyduramadığı modern bir imzaya sahip olan filmlerden. Henüz Jonze‘un dünyasına, Darren Aronofsky‘ye olduğu kadar ayak uyduramadılar. Bu sefer Charlie Kaufman da olmadığı için yanında, Her‘ün yarıştaki yeri sarsıntıda olabilir. Bu arada herkes Scarlett Johansson‘ın sesiyle filme olan katkısından çok memnun. Acaba sezon içerisinde bir yerlerden özel ödül aldığını görür müyüz? Joaquin Phoenix‘i ise oldukça kalabalık duran En İyi Erkek Oyuncu yarışına dahil etmek için sanırım çok erken.
Yarışı tamamen değiştireceği tahmin edilen Saving Mr. Banks ise BFI Londra Film Festivali’nin kapanışını yaptı. Beklenenin aksine çok da büyük bir risk oluşturamadı film. Hatta tam olarak yükselişte olduğu bile söylenemez. Fakat ben tamamen çuvallayacağına inandığım için ortalama eleştiriler alması benim için yükseliş anlamı taşıyor. Filmle ilgili konuşulan tek şey Emma Thompson‘ın performansı. Yıllar sonra tekrar Oscar gecesine katılmaya hazırlanacak kısacası ünlü aktris. Yardımcı rollerde yer alan Colin Farrell ve Tom Hanks için ise herkes ikiye bölünmüş durumda. Zannediyorum bu ikilinin, Saving Mr. Banks‘deki rolleriyle ödül mevsimine dahil olmaları pek mümkün olmayacak. Bu arada aylar önce internete sızan senaryosu çok beğenilmişti; fakat filmdeki sonuçtan pek memnun değiller. Teknik dallarda da çığır açacak bir işlevi yokmuş. Sadece Thompson‘a yarayacak bir eğlencelik gibi duruyor.
Tabii Tom Hanks‘in tekrardan Oscar’a aday olma umutları tamamen suya düşmüş değil. Captain Phillips‘in New York’daki gösterimi ve geçtiğimiz Cuma ABD’de vizyona girmesiyle Hanks en çok konuşulan isimlerden biri oldu. Filmin son çeyreğindeki performansıyla ilgili olarak herkes çok umutlu. Sanıyorum Hanks, yerini sağlamlaştırmış olan Chiwetel Ejiofor, Robert Redford ve Matthew McConaughey üçlüsüne katılacak. Yine de adayların açıklanmasına iki aydan fazla bir süre var. Çok kesin konuşmak, emin cümleler kurmak istemiyorum. Ama Captain Phillips‘in birden fazla dalda karşımıza çıkacağını, hatta ilerleyen aylarda En İyi Film ödülünü alma ihtimali üzerine konuşulacağına inanmaktayım. Neyse ki bizde de bu hafta gösterime giriyor. İzledikten sonra kafamızdaki tablo daha da netleşir.
The Fifth Estate ise eleştirmenlerden sonra bir kez de seyirciden darbe yedi. 150’den fazla kopyayla gösterime giren filmler arasında tüm zamanların en kötü açılış gişesini yaparak tarihe geçti. Bill Condon ile Benedict Cumberbatch‘in ortaklığı büyük zarara uğrayacak gibi gözüküyor. Filmin vizyon tarihiyle ilgili stratejik hatalar bir tek benim gözüme çarpmıyordur umarım. Henüz Gravity rüzgarı bitmemiş, seyircisi oldukça yüksek olan Paul Greengrass‘in yeni filmi gösterime girmişken neden bu vizyona çıkma çabası acaba? Halbuki sene başında Cumberbatch ile ilgili tahminler yapıyorduk. Neyse, benim çok başarı olduğuna inanmadığım bir aktör olduğu için pek de umrumda değil açıkçası. Şu aralar Julian Assange ile de basında sözlü bir düello içerisindeler. Belki bu karalama kampanyasıyla biraz gişe yaparlar.
KISA KISA…
* George Clooney‘nin oldukça sıkıcı gözüken yeni filmi The Monuments Men, 2014’e ertelendi. Tahmin listelerinizden bugüne kadar çıkarmadıysanız, artık vedalaşabilirsiniz. İlk gelen tepkiler de pek olumlu değildi zaten. Pek de ihtimaller dahilinde olmayan bir Clooney fırtınasından kurtulmuş olduk.
* Paramount sonunda The Wolf of Wall Street‘in gösterim tarihini kesinleştirdi. Film ABD sinemalarına Noel’de uğrayacak. Umuyorum biz de Martin Scorsese‘nin yeni filmini Ocak ayının başlarında ağırlayabiliriz sinemalarımızda.
* David O. Russell da test gösterimleriyle American Hustle‘a son şeklini veriyormuş. Gelen ilk yorumlar çok olağanüstü değil. Fakat test gösterimlerine göre konuşmak ne kadar doğru bilemiyorum. Eğer AFI’da da benzer tepkiler alırsa En İyi Film dahil pek çok dalda ödülü alacak kadar iddialı olamayacak American Hustle.
Güncellenmiş Oscar Tahminleri
En İyi Film
En İyi Yönetmen
En İyi Erkek Oyuncu
En İyi Kadın Oyuncu
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
En İyi Özgün Senaryo
En İyi Uyarlama Senaryo
Toni ton toni
23 Ekim 2013 at 15:04
The counselor’dan bahset biraz , oscar ı bilmem ama mükemmel bir film olacağı konusunda çok ümitliyim,,bence en büyük aday 12 years slave gidiyo fakat scorcece yide beklemek lazım diye düşünüyrm
aserat54
23 Ekim 2013 at 20:30
Labor Day, Under the Skin ve 12 Years a Slave’in romanlarını okuduğunuzu ve filmleriyle ilgili neler bekleyeceğinizi yazmışsınız bir Oscar Kehanetleri yazısında. Bunu hala düşünüyor musunuz acaba?
Burada yazı çok iyi olmuş, ellerinize sağlık…
Mert.
24 Ekim 2013 at 20:37
Test gösterimlerinde Gravity’de beğenilmemişti hatırladığım kadarıyla ama sonradan neler oldu görüyoruz. American Hustle’da da aynı şey olabilir ya da hayal kırıklığı bilemiyorum..