Oscar 2014

Oscar Sohbetleri: Countdown!

Yayınlandı

on

Pek severek yazdığım Oscar Sohbetleri‘nde bu hafta işin kampanya boyutuna odaklanıp, yarıştaki filmlerin dağıtımcılarını ve bu şirketlerin daha evvel nasıl başarılar elde ettiklerine bakalım istedim. Stratejik birkaç değişiklik yaparak tahmin listelerimin tamamını da güncelledim ayrıca. Tamamen adayların belirlenme sürecindeki “birincilik oyları” mantığına göre hareket ederek, tüm yıl içerisinde yaptığım tahminlerden daha güvenilir (ve benim de en fazla emin olduğum) tahminler yaptığımı ekleyeyim. AFI Film Festivali sonrası artık elimizde The Wolf of Wall Street ve American Hustle haricinde seyirci karşısına çıkmamış yapım kalmadığı için net bir şeyler söylemek her zamankinden daha mümkün. Yarıştaki son durumla ilgili fikirlerinizi bekliyor ve şimdilik sizleri Oscar Sohbetleri yazısıyla başbaşa bırakıyorum:

August: Osage County

Weinstein Co.

Son 5 senede çıkardığı En İyi Film adayları: Django Unchained (2012), Silver Linings Playbook (2012), The Artist (2011), The Fighter (2010), The King’s Speech (2010), Inglourious Basterds (2009), The Reader (2008)
Adaylığı kaçıranlar: The Master (2012), The Intouchables (2012), Blue Valentine (2010), Nine (2009), Vicky Cristina Barcelona (2008)
Bu seneki En İyi Film potansiyelleri: The Butler, August: Osage County, Philomena, Fruitvale Station

Daha evvel yazdığım bir Oscar Sohbetleri‘nde Harvey Weinstein’in becerilerinden uzun uzun konuşmuştum. Oscar denildiğinde akla ilk gelen firmalardan birine sahip. İnanılmaz deneyimli bir ekiple çalışıyor. Arkasında durduğu her filmin öyle ya da böyle parlamasına yardımcı oluyor. Evet, The King’s Speech ile oyunun seyrini değiştirmesi üzücü olabilir; ama kendisi de zihinsel engelli bir çocuğa sahip olan Robert De Niro’nun canlı yayında ağlamasını bir Oscar kampanyası olarak görmediğimden çok da agresif ve manipülatif bir adam olduğuna inanmıyorum açıkçası. Harvey, adını duyurmakta güçlük çekebilecek küçük filmleri dağıtma amacıyla bu yola çıkmış bir adam. Ne yazık ki ne The Master, ne de Blue Valentine gibi yapımlara En İyi Film adaylığı getirmekte başarılı olamadı. O yüzden ben bu sene Fruitvale Station‘ın da bu kaybedenler takımına dahil olacağına inanıyorum.

İnanılmaz rekabetli bir yarışın olduğu senede sanıyorum 2012 ya da 2010’daki gibi bir başarıya imza atmakta zorlanacak Harvey. Yani iki film değil de, büyük ihtimalle bir filmi o listeye sokabilecek. Peki bu film hangisi? Şimdilik The Butler en uygun alternatif olarak gözüküyor. Aldığı eleştiriler pek iyi değil. Lakin gişede çok başarılı oldu Lee Daniels imzalı yapım. İnanılmaz geniş bir oyuncu kadrosu var. Bu da Akademi’nin en kalabalık grubu olan oyuncu branşından yeteri kadar oy alabileceğini gösteriyor. Tabii mevzu birincilik oylarıysa, 12 Years a Slave karşısında The Butler‘ın etkili bir sayıya ulaşabileceğinden emin değilim. Böyle bir durumda da gözler August: Osage County ve Philomena‘ya çevriliyor. Meryl Streep, Julia Roberts ve Ewan McGregor gibi pek çok önemli ismi kadrosunda bulundurması sebebiyle, August: Osage County düşündüğümüzden de daha iyi bir grafik elde ederek ilk 10’a girebilir. Fakat filmin aldığı eleştirilere baktıkça En İyi Film adaylığı tahmininin düştüğünü seziyorum. Philomena ise beklenenin çok üzerinde tepkiler almasına rağmen, Weinstein Co.’nun elindeki kalabalık göz önüne alınırsa, sırasını beklemek zorunda kalacak.

Her

Warner Bros.

Son 5 senede çıkardığı En İyi Film adayları: Argo (2012), Extremely Loud & Incredibly Close (2011), Inception (2010), The Blind Side (2009), The Curious Case of Benjamin Button (2008), Slumdog Millionaire (2008)
Adaylığı kaçıranlar: The Dark Knight Rises (2012), Harry Potter and the Deathly Hallows: Part II (2011), The Dark Knight (2008)
Bu seneki En İyi Film potansiyelleri: Gravity, Her, Prisoners, The Great Gatsby

Bugüne kadar hep büyük bütçeli, gişe filmleriyle adaylık kaçırarak büyük hüsrana uğrayan Warner Bros., yine bu gruba dahil edebileceğimiz Gravity üzerine oynuyor bu sene. Geçmişe baktığınızda hem Slumdog Millionaire, hem de Argo ile alınmış zaferler stüdyonun işini bildiğini gösterse de Nolan’ın 2008’de uğradığı hüsran unutulabilecek gibi değil. Hala Akademi’nin önayargılarını kırabilen bir stüdyo veya dağıtımcı yok kısacası. 2011 yılında da eğer doğru kartlar oynanmış olsa, çok kolay bir şekilde En İyi Film dalındaki zayıf yarışa sızabilecek olan Harry Potter serisinin son filmi de istediğini elde edememişti. Peki aksiyon, bilimkurgu tarzı filmlerini Akademi’ye pazarlamakta bu kadar zayıf olan bir şirket Gravity ile hüsrana uğrayabilir mi? Bence hayır. Nolan’ın Batman hikayesini baştan yarattığına şüphe yok; ama bana Cuaron ile aynı kulvardalarmış gibi gelmiyor.

Peki Gravity haricinde Warner Bros. hangi filmlerin üzerine oynayabilir? The Great Gatsby zaten bir ödül mevsimi filmi olmadığını yılın ilk yarısında gösterime girerek kesinleştirdi. Birkaç teknik dal haricinde oy alabilecek yapıda değil. Gözler seyircinin favorisi Prisoners ve pek ala bu yılın “crowd pleaser”ına dönüşebilecek Her‘ün üzerinde. Spike Jonze’un filmiyle ilgili gelen tepkiler olağanüstü derecede iyi. Birincilik oylarını kolayca toplayabilecek bir yapım gibi duruyor. Belki bu yıl bu kadar iyi film olmasa, alacağı adaylıktan çok daha emin olabilirdim. Prisoners ise her ne kadar seyirciden olağanüstü tepkiler alıyor olsa da, ödül mevsiminde yerini bulabilecek gibi durmuyor. Tam olarak ödül mevsimine değil de, daha çok “commercial” dediğimiz ticari kazanç güden filmler grubuna dahil gibi. Adaylık için desteğe ihtiyacı varken, Warner Bros. oturup da diğer filmlerinden kalan vakti Denis Villeneuve’e ayırır mı emin değilim.

12 Years a Slave

Fox Searchlight

Son 5 senede çıkardığı En İyi Film adayları: Beasts of the Southern Wild (2012), The Descendants (2011), The Tree of Life (2011), Black Swan (2010), 127 Hours (2010), Slumdog Millionaire (2008)
Adaylığı kaçıranlar: The Best Exotic Marigold Hotel (2012), (500) Days of Summer (2009), The Wrestler (2008)
Bu seneki En İyi Film potansiyelleri: 12 Years a Slave, Enough Said

Fox Searchlight son birkaç yıldır, ödül mevsiminin en önemli şirketlerinden biri haline dönüştü. 2009’da ellerinde Akademi’ye sevdirebilecekleri ciddi bir aday adayı olmadığını düşünürsek son yıllarda yarışı hiç es geçtiği olmadığı. Özellikle Beasts of the Southern Wild, The Tree of Life ve 127 Hours’a Oscar aday listesinde yaşattıkları başarı kesinlikle kayda değer. Bu yıl ellerinde büyük bir hazine var, o da tüm ödülleri toplayabilme kapasitesine sahip olan 12 Years a Slave. Şimdiden filmin En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödüllerini kesin olarak alacağını söyleyenler mevcut. Tabii Kasım ayında olduğumuz için, bu kadar kesin konuşmanın ne kadar doğru olduğu şüpheli. Steve McQueen imzalı filmin bu kadar erkenden favori haline dönüşmesi, önümüzdeki 2-3 aylık süreçte üyelerin filmden sıkılıp, heyecan verici başka bir adaya yönelmelerine sebep olabilir. Zarar görmemeleri gerek.

Elinde çok güçlü bir film bulunduran Fox Searchlight’ın elini kana buladığı ilk seneye bakıyor olabiliriz. Ya da hiç hasar almadan sezonu sonlandıracaklar, bilemiyorum. Henüz kimsenin izlemediği American Hustle ve The Wolf of Wall Street var. Eğer bu ikisi oyunun düzenini değiştiremezse Fox Searchlight, 2008’den sonra bir kez daha En İyi Film ödülünü kucaklayan stüdyo olabilir. Tabii Gravity gibi çetin bir cevizle mücadele etmesi gerekecek. Bu arada Enough Said‘in de Fox Searchlight’ın elinde olduğunu ekleyeyim. En İyi Film kategorisinden çok James Gandolfini ve senaryo adaylığı için çabalanacak gibi duruyor. O yüzden bıraktım ilk 10’u, ilk 20’ye dahil etmemek en doğrusu.

Nebraska

Paramount

Son 5 senede çıkardığı En İyi Film adayları: Hugo (2011), The Fighter (2010), True Grit (2010), Up in the Air (2009), The Curious Case of Benjamin Button (2008)
Adaylığı kaçıranlar: Flight (2012), Shutter Island (2010), The Lovely Bones (2009), Revolutionary Road (2008)
Bu seneki En İyi Film potansiyelleri: Nebraska, The Wolf of Wall Street, Labor Day

Martin Scorsese, Coen Kardeşler, David Fincher, David O. Russell, Sam Mendes gibi üst sınıf yönetmenlerin seçimi olan Paramount, esasında bu yıl Nebraska‘nın üzerine oynayacak gibi gözüküyordu. Fakat Scorsese’nin son anda bu yıla yetişeceği açıklanan The Wolf of Wall Street‘iyle birlikte düzen değişti. Öncelikle Paramount’un Oscar kampanyası konusunda inanılmaz başarılı stüdyolardan biri olduğunu söylemek gerek. Geçen yıl Flight’a kazandırdıkları En İyi Özgün Senaryo adaylığı, Akademi üyelerine filmi izlettiklerinin somut bir kanıtı. Evet belki yarışın sonunu görmekte zorlanıyorlar, hep bolca adaylıkla kenara çekiliyorlar ama bu konuda iyiler. Coen Kardeşler’in bile “Bu kadar adaylık alması gereken bir film olduğundan emin değiliz.” diyerek dalga geçtiği True Grit’e yaşattıkları başarı ortada.

Alexander Payne ve Martin Scorsese gibi iki önemli yönetmenin yeni filmini yarıştıracak olan Paramount, bu yıl ufak bir taktik değişikliği yaptı. Nebraska hala birkaç festival haricinde gerçek izleyiciyle buluşmuş değil. Daha evvel The Descendants ile yapılan hatayı tekrar ederek Payne’in oyunu kaybetmesini istemiyorlar. Erken favorilerin daha sonradan gelen başka yapımlarla rüzgarının dağıtıldığını hepimiz iyi biliyoruz. Sanıyorum Nebraska, düşündüğümüzden daha kuvvetli bir yarışçı olacak. Fakat bir yandan da Scorsese’nin, sırf ödül iddiası olduğu için 2013’e yetişmesi adına mücadele verilen yeni filmi The Wolf of Wall Street var. Düşündüğümüzden büyük bir etki yaratabilir bu film. Çoğu filmi adaylık almasına rağmen ödülle buluşamayan Scorsese’nin durumunu öğrenmek için Aralık’ın sonunu bekleyeceğiz. Çünkü NYFCC, NBR, LAFCA gibi gruplar için bile erken gösterim yapmayı planlamıyormuş. Unutmadan, bir kez daha Winslet’in yer aldığı bir filmle yarışa dahil olacak Paramount. Revolutionary Road ile nasıl çuvalladıklarını hatırlarsınız. Tarih tekerrür edebilir.

American Hustle

Columbia (ya da diğer adıyla Sony Pictures)

Son 5 senede çıkardığı En İyi Film adayları: Django Unchained (2012), Zero Dark Thirty (2012), Moneyball (2011), The Social Network (2010)
Adaylığı kaçıranlar: Skyfall (2012), The Girl with the Dragon Tattoo (2011), The Ides of March (2011)
Bu seneki En İyi Film potansiyelleri: American Hustle, Captain Phillips

Yılın en abartılmış filmi Captain Phillips ile David O. Russell’ın önümüzdeki ay seyirci karşısına çıkacka yeni filmi American Hustle aynı çatı altında yarışacak. Bu stüdyonun ikisi arasında bir seçim yapmaya zorlayabilecek riskli bir tablo olabilir mi? Belki. Evet, En İyi Film kategorisinde her ikisini de görme ihtimalimiz var; fakat Paul Greengrass’in En İyi Yönetmen adaylığı alması düşündüğümüzden de zor olabilir. Bu arada söze girmeden evvel, Columbia’nın da kampanyalardan çok iyi filmleri bünyesinde barındırmasıyla yarışta bir şekilde söz hakkına sahip olduğunu ekleyeyim. The Social Network’le kaybettikleri ödül kampanyanın değil, Akademi’nin suçuydu bu arada. Her şeyin Oscar reklamcılarına bağlı olmadığını da bilmek gerek.

Tekrar bu yıla geri dönecek olursak… American Hustle‘ın test gösterimlerinden gelen yorumlar genel olarak olumluydu. Fakat son haftalarda filmin pek de iyi olmadığına dair dedikodular dönüyor. Hem de bu sefer gelen dedikodular seyirciden değil, direkt stüdyodaki önemli insanların ağzından. Gravity ve 12 Years a Slave arasındaki yarışa Columbia’nın bu yapımla dahil olup olamayacağını hep beraber göreceğiz. Ama tekrardan hatırlatayım, kampanyayla değil filmlerinin öz gücüyle başarı elde ediyor stüdyo. Yoktan var ettiğine henüz rastlamadık. Eğer American Hustle beklenen etkiyi yaratmazsa zaten spot ışıkları Captain Phillips‘in üzerinde yanacak. Ki öyle bir durumda bileklerimi kesip, tüm bu Oscar blogu işini bırakabilirim. Amerika’nın iki buçuk saat boyunca kendini övdüğü bir yapım En İyi Film için en iddialı adaylardan birine dönüşürse işimiz var!

Lone Survivor

Universal

Son 5 senede çıkardığı En İyi Film adayları: Les Miserables (2012), The Hurt Locker (2009), Inglourious Basterds (2009), Frost/Nixon (2008)
Adaylığı kaçıranlar: Bridesmaids (2011)
Bu seneki En İyi Film potansiyelleri: Rush, Lone Survivor

Ellerinde ödül mevsimine dahil olabilecek bir film olması durumunda tüm imkanları kullanarak elinden gelen her şeyi yapan bir stüdyo Universal. The Hurt Locker gibi küçük, kimsenin duymadığı bir yapımı alıp sezonun orta yerine bomba gibi bıraktılar. The Dark Knight’ın tarih yazma amacında olduğu bir senede kimseler fark etmeden Frost/Nixon’ı ilk beşe soktular. Sırf bu sebepten bu yıl da ellerindeki yapımlardan birini En İyi Film listesine sokabileceklerine inanıyorum. Frost/Nixon örneğini düşünürseniz, Rush daha yüksek bir ihtimal gibi geliyor tabii. Ama özellikle Amerika’daki ödül tahmincileri tarafından, sürpriz yapması beklenen Lone Survivor oyunun düzenini değiştirebilir.

Bu arada Universal’ın 2011 yılında Bridesmaids ile elde ettiği başarı da unutulmamalı. Komedi filmlerine her daim mesafeli yaklaşan üyelerin hem Melissa McCarthy’yi, hem de Akademi’nin geleneksel komedi anlayışının dışında kalan Kristen Wiig’in senaryosunu aday ettiler. Bu yıl kalabalık bir yarış olacağı için Rush‘ın izini kaybedeceğini düşünüyordum; fakat Universal’ın etkilerini hiç hesaba katmamıştım. Pek sevmediğim Ron Howard’ın çok beğendiğim filmini yarışta görebiliriz. Fakat AFI’da da hatırı sayılır derecede güzel eleştiriler alan Lone Survivor‘dan gözünüzü ayırmamanızda yarar var. Aralık ayı içerisindeki ödüllere güzel bir şekilde adapte olabilirse bu film, Ron Howard’ın Oscar hayallerini suya düşürebilir.

The Past

Sony Pictures Classics

Son 5 senede çıkardığı En İyi Film adayları: Amour (2012), Midnight in Paris (2011), An Education (2009)
Adaylığı kaçıranlar: A Separation (2011)
Bu seneki En İyi Film potansiyelleri: Blue Jasmine, The Past, Before Midnight

Amour ile bir mucize yaratan, A Separation’ın aldığı senaryo adaylığıyla Akademi tarihinde yeni bir sayfa açmış ve ilerleyen yıllarda büyük şirketler için büyük bir tehdit oluşturabileceğine inandığım Sony Pictures Classics var sırada. Hemen söyleyeyim, şimdiden bu yıl Blue Jasmine ağırlıklı çalışacaklarının haberini verdiler. İlk olarak Altın Küre’den başlıyorlar işe. Cecil B. DeMille ödülünü almak için geceye katılması beklenen Woody Allen’ın filmini “Drama” dalında yarıştıracaklar. Hem film, hem de yönetmen dalında adaylık almaları muhtemel olduğu için (HFPA, geceye katılacağı kesinleşen isimlerin bir taraflarını yalamaya bayılır.), Blue Jasmine birkaç adım önde başlayabilir Oscar yarışına.

Akademi’nin filme nasıl tepki vereceğinden emin değilim. Cate Blanchett’e ikinci Oscar’ını vermek için filmi izlemek zorunda kalacak üyeler zaten sınırlı sayıda yapım izlediğinden ötürü Blue Jasmine‘e oy verebilir. Tabii gönül Before Midnight‘a çalışmalarını isterdi. Ama senaryo adaylığıyla yetinmek zorunda kalacak galiba. Aynısı The Past için de geçerli. Büyük ihtimalle Yabancı Dilde En İyi Film ödülünü alıp, bir de uzak bir ihtimal olsa da senaryo kategorisine sızabilirler. Sadece ben tekrardan, Blue Jasmine‘i film ve yönetmen dallarında dikkate almanız gerektiğini hatırlatayım. Tehlike yaratması an meselesi.

The Book Thief

20th Century Fox

Son 5 senede çıkardığı En İyi Film adayları: Life of Pi (2012), Lincoln (2012), Avatar (2009)
Adaylığı kaçıranlar: Rise of the Planet of the Apes (2011)
Bu seneki En İyi Film potansiyelleri: The Book Thief, The Secret Life of Walter Mitty

Geçtiğimiz yıl iki filmiyle birlikte hem aday listeleri açıklandığında, hem de ödül gecesinde büyük bir başarı elde etmişti 20th Century Fox. Oyuna her sene dahil olmayan, fakat olduğunda da 9-10 adaylığı görmeden geri çekilmeyen bir stüdyo bu. 2013 için ellerinde The Book Thief ve The Secret Life of Walter Mitty haricinde tek bir film yok. İşin ilginci bu iki yapım haricinde kurulabilecek kesin bir cümle de yok. İkisini de beğenen bir izleyici kitlesi mevcut. Fakat o kitlenin tutkulu olduğunu söylemek çok güç. Yeteri kadar birincilik oyu alabilecekleri şüpheli. Kısacası Fox bir kez daha En İyi Film yarışından uzak kalabilir. Artık geçen sene Ang Lee’nin aldığı Oscar ve Lincoln’ın ticari başarısıyla elde etmek zorunda kalacaklar. Yalnız eklemeden geçemeyeceğim, Noel haftası gösterime girecek olan The Secret Life of Walter Mitty seyircinin kalbini çalarsa dengeler değişebilir.

Dallas Buyers Club

Focus Features

Son 5 senede çıkardığı En İyi Film adayları: The Kids Are All Right (2010), A Serious Man (2009), Milk (2008)
Adaylığı kaçıranlar: Moonrise Kingdom (2012), Tinker Tailor Soldier Spy (2011)
Bu seneki En İyi Film potansiyelleri: Dallas Buyers Club

Filmle ilgili okuduğum her eleştiride, Dallas Buyers Club‘ın o çarpıcı sahneden yoksunluğu konuşuluyor. A Serious Man’in neredeyse tamamına hakim olan hava, The Kids Are All Right’daki yemek sahnesi, Milk’deki final sahnesi gibi bir şeye ihtiyaçları var zannediyorum. O yüzden Focus’un üst üste üçüncü kez En İyi Film dalında yarışta kendine yer bulamayacağını düşünüyorum. Filmin iki oyuncusu (özellikle Jared Leto) ağır bir kampanya yapıyor. Kafanızı nereye çevirseniz Leto’yu görmeniz mümkün. Fakat bu sadece kendi işine yarayacak gibi gözüküyor. Focus’un şansı iki oyuncusundan ibaret olabilir. Geçen sene Moonrise Kingdom bile adaylık alamamışken, Dallas Buyers Club’la böylesine sıkı bir yarışta ilk 10’a sızacaklarına nasıl inanayım?

Out of the Furnace

Ve…

Bugüne kadar yarışa dahil oldukları animasyonlarla hep başarılı olmayı başaran Disney’in tek umudu Saving Mr. Banks. Onun da istediğine ulaşacağına şüphe yok. AFI’daki gösterimde herkes filmden etkilenmiş gibi geldi bana. Bu yıl tüm filmlerde genel olarak karamsar bir hava olduğu için, seyirci sevgilisi bir yapıma ihtiyaç vardı zaten. O boşluğu da Disney dolduracak. Daha evvel Precious ve Rabbit Hole ile yarışa dahil olan Lionsgate’in elinde ise J.C. Chandor’ın yeni filmi All Is Lost var. Düşündüğümüzden daha büyük bir etki yaratabilir. Aralık ayı içerisindeki eleştirmen ödüllerini görmeden bu film hakkında kesin konuşmak istemiyorum. CBS’in ciddi bir kampanyayla muhteşem bir şekilde pazarladığı Inside Llewyn Davis ile ilgili ise bir şüphem yok. Genelde elindeki filmleri başka dağıtımcılara yollayan Relativity’nin Out of the Furnace ile büyük kategorilere girebileceği şüpheli. Belki oldukça iyi eleştiriler alan Woody Harrelson yardımcı erkek oyuncu dalında sürpriz yapar. Ama o da uzak bir ihtimal. Geçtiğimiz senelerde War Horse ve The Help’le ilk 10’a giren DreamWorks’ün ise tek umudu The Fifth Estate‘di. Onun da ne derece kötü eleştiriler aldığını biliyorsunuzdur zaten.

En İyi Film kategorisi için tahmin listem şimdilik şöyle:

1. Gravity (Warner Bros.)
2. 12 Years a Slave (Fox Searchlight)
3. Nebraska (Paramount)
4. Inside Llewyn Davis (CBS Films)
5. Captain Phillips (Columbia)
6. Saving Mr. Banks (Walt Disney)
7. The Wolf of Wall Street (Paramount)
8. American Hustle (Columbia)
9. The Butler (The Weinstein Company)
10. Her (Warner Bros.)

11. Blue Jasmine (Sony Pictures Classics)
12. All Is Lost (Lionsgate)
13. August: Osage County (The Weinstein Company)
14. Dallas Buyers Club (Focus Features)
15. Philomena (The Weinstein Company)
16. Lone Survivor (Universal)
17. The Book Thief (20th Century Fox)
18. Prisoners (Warner Bros.)
19. Rush (Universal)
20. Fruitvale Station (The Weinstein Company)

Tahminlerimin tamamını görmek için tıklayın.

0 Comments

  1. aserat54

    14 Kasım 2013 at 17:57

    Tahminlerinizde Prisoners’ı izlediğinizi söylemişsiniz. Eleştirisi ne zaman gelebilir?

    • Umur Çağın Taş

      14 Kasım 2013 at 19:01

      Önümüzdeki günlerde yazacağım.

  2. Asena

    14 Kasım 2013 at 21:03

    Çok faydalı ve çok özenli bir yazı olmuş, eline sağlık. 🙂 Bu sene son birkaç seneye göre daha çetin bir mücadele var. Merakla bekliyorum..

Yorum yazın...Cevabı iptal et

Exit mobile version