Oscar Boy Özel

Akademi’ye 10 alternatif özgün müzik

Yayınlandı

on

Alone Not Yet Alone skandalı sonrası Akademi’ye 10 alternatif özgün şarkı önermiştim hatırlarsanız. Dayanamayıp özgün müzik kategorisine de el atayım istedim. Neden? Çünkü kendi ödüllerimin listelemelerini yaparken en az ana kategoriler kadar değer veriyorum özgün müziğe. Hepsini teker teker baştan sona dinleyişlerimi görseniz, bana deli dersiniz. Ama ödül sezonuyla alakalı bundan daha büyük takıntılarım olduğu için, bu konunun derinliklerine çok da inmeyeceğim. Bu yıl biliyorsunuz ki Gravity (Steven Price) ve Her (William Butler & Owen Pallett) gibi hepimizin çokça beğendiği iki film aday olmayı başardı En İyi Özgün Müzik kategorisine. Alexandre Desplat’nın Philomena için yaptığı bestelere de diyecek sözüm yok. Ama John Williams (The Book Thief) ve Thomas Newman’la (Saving Mr. Banks) büyük sorunlarım var. Williams birkaç klasik haricinde kariyerinin %60’ını sıkıcı çalışmalarla geçirmiş bir adam. Amerikalılar kendisini çok seviyor olabilir; ama The Book Thief’deki müzikleri en az War Horse kadar sıkıcı. Thomas Newman için ise diyecek söz bulamıyorum. Gerçekten kariyerindeki çalışmaları birbirinden ayırabilen var mı? Bana American Beauty haricinde tüm besteleri aynı altyapıdan oluşuyormuş gibi geliyor. O yüzden bu zevksizlik abidelerine dayanamayıp Akademi’ye özgün şarkılardan sonra, bir de özgün müzik önerileri yapayım istedim. Buyrun biraz gözümüz gönlümüz, tabii bir de kulağımız açılsın:

NEBRASKA | Mark Orton
Küçük bir hileyle başlayacağım listeye. Mark Orton’ın müzikleri direkt Nebraska için yapılmadığı, Alexander Payne bu besteleri dinleyip kendi filmine aldığı için ne yazık ki yarışma hakkına sahip değildi. Ama bu yılın en iyilerinden biri olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Siyah beyaz, kırılgan, bir o kadar da kuvvetli bir hikayeye Mark Orton’ın besteleri ancak bu kadar yakışabilirdi. Dinledikçe gözleriniz yaşlanmıyorsa Avrupa sinemasının müziksiz topraklarına geri dönebilirsiniz.
En iyiler: Immigration ve Their Pie

THE SECRET LIFE OF WALTER MITTY | Theodore Shapiro
Fragmanı sebebiyle çok heyecanlandığımız, yönetmenliğini Ben Stiller’ın üstlendiği The Secret Life of Walter Mitty çok da iyi çıkmadı ne yazık ki. Hatta yılın en büyük hayal kırıklıklarından biri olabilir. Lakin Jose Gonzalez’in yardımıyla yapılan müzikler olağanüstüydü. İzlanda görüntülerinden etkilenmemizde Shapiro’nun bestelerinin büyük etkisi var. Yoksa Ben Stiller’ın kara kaşının, kara gözünün hatrına çekilecek dert değil Walter Mitty.
En iyiler: Walter Time, Conan Cab ve Time & Life

https://www.youtube.com/watch?v=F6oiJU0SjSY

ALL IS LOST | Alexander Ebert
İnanmakta güçlük çeksek de Robert Redford’un başrolünde yer aldığı vasat film All Is Lost, Altın Küre’de En İyi Özgün Müzik ödülü alırken Oscar’a aday dahi olamadı. Alexander Ebert’ın bestelerinin filmin en iyi şeyi olmasını geçtim, Redford’un kuru ve mimiksiz performansını izlenebilir kılan tek şeydi. Filmi sevmememe rağmen ilginç bir şekilde bu yıl en çok dinlediğim soundtracklerden biri oldu. Sanıyorum tek başına enstrümental albüm olarak da çıksa bende aynı etkiyi yaratacaktı.
En iyiler: Excelsior, Somewhere in the Midnight of Summer ve Amen

PRISONERS | Johann Johannsson
Bir başka hayal kırıklığı daha! “Prestijli bir kadro sanki televizyon filmi çekermiş gibi nasıl harcanır?” sorusunun sözlük karşılığı olan Prisoners da Hugh Jackman’ın abartılı oyunculuğu ve Jake Gyllenhaal’un göz kırpmaları haricinde geride pek bir iz bırakamadı. Ama Johan Johannsson imzalı müziklerin boşluklarla dolu senaryoyu unutturduğuna şüphe yok. En azından Paul Dano’nun ağzını yüzünü dağıttılar diye sevinirken ruhunuzu dinlendirmek adına albümü bir elden geçirin derim.
En iyiler: The Lord’s Prayer, The Candelight Vigil ve Through Falling Snow

https://www.youtube.com/watch?v=fFWkAjxDSU8

CAPTAIN PHILLIPS | Henry Jackman
Sevmediğim filmlerin müziklerini övmeye tam gaz devam ediyoruz! 1980’den beri oyunculuk yapmayı öğrenemeyen Tom Hanks ve ekrana girdiği andan itibaren dikkatleri üzerine çeken Barkhad Abdi’nin başrollerinde yer aldığı Captain Phillips’in müzikleri Argo ya da Zero Dark Thirty’ye daha yakışacak olsa da ortalamanın çok üzerindeydi. John Williams ve Thomas Newman beyefendilerin asırlardır tekrarladığı bestelerden daha iyi şeyler dinlediğimiz konusunda hemfikirizdir en azından.
En iyiler: Choose Your Crew ve Second Attack

https://www.youtube.com/watch?v=37DgGPBPkYQ

OUT OF THE FURNACE | Dickon Hinchliffe
Kimsenin adını dahi anmadığı, ama American Hustle’dakinden çok daha iyi bir performans sunmuş Christian Bale ile gözüme girmeyi başarmıştı Out of the Furnace. Filmin oyunculuk namına çok şey sunduğunu söylememe gerek yoktur. Ama asıl mahiret Dickon Hinchliffe’de. Yine bu sene sayısız defa dinlediğim soundtracklerden. Eğer Bale’ın ağzını büzüştürerek konuştuğunu zihninizden atabilirseniz filme başyapıt muamelesi yapmanıza bile yardımcı oluyor.
En iyiler: Barely Hanging On, Let’s Go Get Us a Buck ve Rodney Prepares for Fight

https://www.youtube.com/watch?v=NVZ6Q53MLv0

MANDELA: LONG WALK TO FREEDOM | Alex Heffes
Normalde Akademi üyeleri araya etnik bir şeyler karıştırmayı çok sever özgün müzik dalında. Ama bu yıl aday listesinden de anlaşılacağı üzere çok film izlememişler. Eğer U2 söylememiş olsa emin olun Mandela’nın şarkısı bile aday olmayı başaramazdı. Filmi izlemeyenler ya da izlemek isteyenlere söyleyeyim, Alex Heffes’in müzikleri oldukça iyi. Altın Küre’ye aday olmayı başarmıştı hatırlarsanız. Weinstein’in hatrı haricinde de geçerli bir sebepleri varmış kısacası.
En iyiler: Sons of Xhosa, Political Campaigning ve The Release

https://www.youtube.com/watch?v=9jHcLycTCU0

THE PLACE BEYOND THE PINES | Mike Patton
Alışılmışın dışında bir tarza sahip olan Mike Patton, Derek Cianfrance’in epik bağımsızı için yine tadına doyulmayan müzikler yapmış. Albümde “Miserere Mei” ve bir adet Ennio Morricone harikası da var. Ama Patton’ın bestelerinin de arada kaynamadığını belirtmekte yarar var. Ben İstanbul Film Festivali’nden beri Ryan Gosling’in oğlunun vaftiz edildiği sahnede kaldığım için ara ara Patton’la filme dönüş yapıyorum.
En iyiler: Family Trees, Bromance ve Handsome Luke

https://www.youtube.com/watch?v=WZvjcmOJ18E

THE LONE RANGER | Hans Zimmer
Hans Zimmer’ın bu yıl yaptığı iki müzik The Lone Ranger’a göre daha çok konuşuldu biliyorsunuz. Birisi Shame’deki bestelerin tıpatıpı olan 12 Years a Slave, diğeri ise özgün fakat sıkıcı Rush. Halbuki abartıldığı kadar kötü bir film olmayan The Lone Ranger’da harikalar yaratmış ve kendini tekrar etmemeyi başarmıştı Zimmer. Garip bir şekilde bu eğlenceli filmi düşündükçe daha çok seviyorum. Razzie istediği kadar ödül versin, ben The Lone Ranger’dan memnunum.
En iyiler: Never Take Off the Mask, Absurdity ve Home

https://www.youtube.com/watch?v=6QYwhrWoLuE

UPSTREAM COLOR | Shane Carruth
Yılın görmezden gelinen mükemmeliklerinden biri de Upstream Color’dı bana kalırsa. Filmin özellikle kurgu konusunda inanılmaz kuvvetli olduğunu düşünüyorum. Neyse efendim filmi aynı zamanda yazıp yöneten Shane Carruth beyefendi, harika da müzikler yapmış. Ama tabii izlemeyenler haricinde kimsenin haberi yok. Geçen yıl aynı desteği Beasts of the Southern Wild’a vermiştim özgün müzik dalında. Sıra Upstream Color’da.
En iyiler: As If It Would Have a Universal and Memorable Ending ve Leaves Expanded May Be Prevailing Blue Mixed with Yellow of the Sand

0 Comments

  1. aserat54

    10 Şubat 2014 at 17:33

    Başka dallar için de olmalı bu yazı serisi. Bayılıyorum. Müzikler de birbirinden güzel bu arada… 🙂

  2. isim

    10 Şubat 2014 at 20:50

    “1980′den beri oyunculuk yapmayı öğrenemeyen Tom Hanks” bunun bir şaka olduğunu varsayıyorum.

  3. Mert Koyutürk

    10 Şubat 2014 at 21:44

    sana zahmet bize eziyet bunları bir playlist haline getirsen çok büyük sevap duası alırdın hani. 😀

Yorum yazın...Cevabı iptal et

Exit mobile version