Oscar Boy Özel

2014’ün En İyi 50 Filmi: #41 – 50

Yayınlandı

on

Artık kendi ödüllerimin adaylarını açıkladığıma göre 2014’e tam olarak veda etmenin zamanı geldi. Son üç-dört senedir devam etmekte olan bir Oscar Boy geleneğini daha yerine getirelim istiyorum. 50. sıradan başlayarak 2014’ün en iyi filmlerini sıralayacağım. Tamamen kendi zevklerime dayanarak oluşturduğum liste, belki henüz 2014 faslını kapatmayanlara yardımcı olur. İçlerinden izlemedikleriniz, eksikleriniz varsa hemen tamamlamanızı tavsiye ederek saza giriyorum…

#50: THE BOOK OF LIFE

Yönetmen: Jorge R. Gutierrez

Neden izlemeliydiniz?

  • Animasyonlar açısından zayıf bir yıl geçirmediğimize inanmak için. The Book of Life, Pixar’ın kareye girmediği senelerde inatla mızmızlanmamamız gerektiğinin en büyük kanıtı.
  • Oymalı tahta kuklaları yakından görebilmek için. Bana göre hepsi birer sanat eseri. Özellikle “ölülerin dünyası”na geçtiklerinde The Book of Life’daki işçilik katlanarak yılın en orijinal şeylerinden birine dönüşüyor.
  • “The Apology Song” ve “I Love You Too Much” performanslarını bizzat izleyebilmek için. Her iki şarkı da bu sene hafızalarımıza kazınanlar arasında. Ayrıca Vine ünlüsü Us the Duo’nun meşhur parçasını hatırlattıkları için de ayrıca müteşekkirim.

#49: MR. TURNER

Yönetmen: Mike Leigh

Neden izlemeliydiniz?

  • Mike Leigh’nin asla boş yere kamera arkasına geçmediğini hatırlamak için. Bu yıl üzerine bu kadar çalışılmış ve emek sarf edilmiş bir başka film bulmak mümkün değil. Tamamen üçüncü sınıf doğaçlamadan ibaret olan Boyhood’da emek var diyorsanız başka tabii.
  • Timothy Spall’un yeteneklerinin sınırlarını görmek için. Daha doğrusu o sınırları görememek için diyeyim. Bu yılın en katmanlı performanslarından birini sunan Spall, Cannes’da aldığı ödülün boşa olmadığını kanıtlıyor adeta.
  • Tabii ki de Gary Yershon’un tüyler ürpertici müzikleri için. Kendi ödüllerime aday edememiş olsam da Oscar’ın beşlisi arasında kendine yer bulabildiği için inanılmaz mutluyum.

#48: THE IMMIGRANT

Yönetmen: James Gray

Neden izlemeliydiniz?

  • Harvey Weinstein’in bu filmi kampanyasız bırakmasına hayıflanmak için. Halbuki üzerine oynansa Marion Cotillard, Dardenneler’in filmiyle değil The Immigrant’la aday olabilirdi. Üstüne birkaç teknik adaylık bile ekleyebilirlerdi.
  • Darius Khondji’nin muhteşem renk paletine şahit olmak için. Bu yıl sinematografi namına çok gösterişli işler izlemedik belki; ama özellikle ABD dolaylarından Khondji’ninki kadar etkileyici bir vizyona da rastlamadık.
  • O final sahnesi için. Umuyorum izledikten sonra tüyleri ürperen, hatta gözlerinin yaşlanmasına engel olamayan bir tek ben değilimdir. Cotillard için kendimi zincirleyeceğim yerlerin listesini şimdiden yapmaya başlamam şart!

#47: BAD WORDS

Yönetmen: Jason Bateman

Neden izlemeliydiniz?

  • Yılın en başarılı ilk filmlerinden biri olduğu için. Bateman’ın oyunculuk becerisi konusunda pek güzel şeyler söyleyemem belki; fakat bir yönetmen olarak gelecek vaat ettiği aşikar.
  • Rohan Chand isimli genç yetenekle tanışmak için. Artık çocuk oyunculardan büyük performanslar görmeye çok alıştık; ama Chand adeta tüm filmi sırtında taşıyarak bize final çizgisine kadar eşlik ediyor.
  • Allison Janney’ye doyamayanlar için. Onu ekranda daha fazla görebilmek için herşeyi yapabilirim. Masters of Sex, Mom ve Web Therapy’deki varlığı bana yetmiyor. Allison Janney her şeyi oynasın!

#46: GUARDIANS OF THE GALAXY

Yönetmen: James Gunn

Neden izlemeliydiniz?

  • Chris Friggin’ Pratt! The O.C.’de Summer’ın şişko ve kafası iyi oda arkadaşını canlandıran Pratt’in böylesine büyük bir stara dönüşebileceğini kim tahmin edebilirdi ki. Farkında mısınız bilmem; ama 12 ay içerisinde Hollywood’un en çok kazandıran aktörlerinden birine dönüştü.
  • Groot demem yeterli olacaktır sanıyorum. Filmi izleyenler bu görsel efekt harikası karakterle tanışmıştı. Vin Diesel’in muhteşem seslendirmesi karaktere ayrı bir karizma katıyor tabii de şefkat dolu bakışları bile yeter.
  • Muhteşem soundtrackiyle (mix tape) haşır neşir olmak için. Ben henüz “If you like piña coladas and getting caught in the rain…” diye mırıldanmayı kesemedim.

#45: STILL ALICE

Yönetmenler: Richard Glatzer & Wash Westmoreland

Neden izlemeliydiniz?

  • Bir hastalığı direkt ilk ağızdan anlattığı için. Hem yönetmenlerinden birinin ALS ile olan mücadelesi, hem de ellerindeki materyal sayesinde çok da aşina olmadığımız bir perspektifden bakıyor ana karakterinin yolculuğuna. Pek rastlanılan bir durum sayılmaz. O yüzden kaçırmamak şart.
  • Bu sene En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ını alacak performansı izlemek için. Dünya üzerinde Julianne Moore’u sevmeyen tek bir insan olmadığına inandığım için ben halimden epey memnunum. Evet, çok daha iyi olduğu filmler vardı ama burada da döktürüyor.
  • Kristen Stewart’a doyamadığınız için. Tamam, tamam şaka yapıyorum. Kızın elini değdirdiği her şey tuzla buz oluyor. Ben yıllar oldu, henüz hala iş bulabiliyor olmasına alışamadım. Gerçi Clouds of Sils Maria’da fena değildi ya neyse.

#44: ST. VINCENT

Yönetmen: Theodore Melfi

Neden izlemeliydiniz?

  • Ağlamak için. Bu sene açıkçası gözyaşlarıma hakim olamadığım pek film izlemedim. The Fault in Our Stars’da bayılana kadar ağladığım doğru, ama St. Vincent da bambaşka bir yerden dokundu kalbime.
  • Bill Murray’i doya doya izleyebilmek için. Bence çağımızın en yetenekli ve en şahsına münhasır aktörlerinden biri kendisi. O umursamaz halleri sayesinde her daim izlemekten asla bıkmayacağımız oyuncular listesinde zirvede olacak.
  • Jaeden Lieberher isimli fındık kurduyla tanışmak için. Böylesine ufak yaştaki oyunculardan koca koca performanslar çıkınca ben küçük dilimi yutuyorum. Lieberher mümkünse bu mesleği hiç bırakmasın.

#43: MAPS TO THE STARS

Yönetmen: David Cronenberg

Neden izlemeliydiniz?

  • Cronenberg’in Cosmopolis ile saptığı yeni yolda neler yaptığını görmek için. Çoğunluk şikayetçi olsa da ben henüz kendisinden umudu kesmiş değilim. Keira Knightley’ye rol vermesin bana yeter.
  • Julianne Moore’un Cannes’dan ödülle dönen performansını alkışlamak için. Still Alice’de zaten harikalar yaratıyor, ama Maps to the Stars’da da her aktrisin gitmek istemeyeceği noktalara giderek cesur bir oyunculuk sergiliyor başarılı aktris.
  • Aynı anda hem muhteşem, hem de nasıl trashy olunduğuna şahit olabilmek için. Bu tabii ki de Cronenberg’in sayesinde. Fakat senaryoyu kaleme alan Bruce Wagner’ın adını anmamak olmaz.

#42: FORCE MAJEURE (Turist)

Yönetmen: Ruben Östlund

Neden izlemeliydiniz?

  • Basitçe bu yılın en önemli sinema olaylarından biri olduğu için. Evet, belki benim listemde üst sıralara tırmanamadı ama izledikten sonra etkisi içimde zamanla büyüyen bir film oldu Force Majeure. Kuzey Sineması asla yüzünüzü kara çıkarmıyor.
  • Bu yılın komedi içerikli en iyi performanslarından birini, bizzat Kristofer Hivju’dan izlemek için. Filmin bir diğer beyi Johannes Kuhnke’nin de oldukça başarılı olduğunu söylemekte fayda var; fakat Hivju kareye girdiği anda diğerleri onun oyununun altında eziliyor.
  • Kadın-erkek ilişkilerinin dinamiklerine ve yüzyıllardır bitmeyen sorunlarına doyamadığınız için. Force Majeure tüm meseleye oldukça mizahi bir yaklaşımda bulunsa da hedefi onikiden vuran gözlemleriyle kolay kolay unutulmayacak bir filme dönüşüyor.

#41: SNOWPIERCER

Yönetmen: Bong Joon-ho

Neden izlemeliydiniz?

  • Bong Joon-ho’nun Kore Sineması’nın dehalarından biri olduğunu tekrar hatırlamak için. Bugüne kadar bir kez olsun üzmedi. Barking Dogs Never Bite, Memories of Murder, The Host, Mother ve şimdi de Snowpiercer…
  • Tilda Swinton’ın elinden gelmeyecek bir şey olmadığını öğrenmek için. Sırf Bong Joon-ho ile çalışmak için erkek rolünü alıp filmin en önemli parçalarından birine dönüşmüş Swinton. Sanıyorum bizim jenerasyonumuzun tanıklık ettiği en değerli oyunculardan biri desem yalan olmaz.
  • Filmin teknik yetileri için. Setlerin Oscar’a aday olamaması başlı başına cinayet sebebi olsa da sinematografisinden kostümlerine, makyajlarından keskin kurgusuna kadar konuşulacak çok yanı var.
2014 Yazıları
Oscar Boy Ödülleri: Adaylar | Kısa Listeler

Yorum yazın...Cevabı iptal et

Exit mobile version