Oscar Boy Özel

2014’ün En İyi 50 Filmi: #11 – 20

Yayınlandı

on

Tabii ki de dur durak bilmeden 2014’ün En İyi 50 Filmi’ni yazmaya devam ediyorum. Artık zirveye epey yaklaştık. Serinin dördüncü parçasındayız. Buraya kadar sıraladığım filmleri öğrenmek isteyenler sayfanın en altından diğer başlıklara ulaşabilirler. Şimdi dönelim asıl eğlenceye!

#20: NIGHTCRAWLER

Yönetmen: Dan Gilroy

Neden izlemeliydiniz?

  • Jake Gyllenhaal için. Kariyerinin Brokeback Mountain’dan bu yana en iyi performansını ortaya koyan Gyllenhaal, her ne kadar Oscar’ın ilk beşine girememiş olsa da tüm ödül gruplarına aday olmayı başardı. Varsın Akademi görmezden gelsin, bizim kapılarımız açık.
  • Network’ü anmak için. Nightcrawler’a çağımızın Network’ü demek yanlış olur. Çünkü Paddy Chayefsky’nin muazzam senaryosuyla aşık atabilecek kadar yetkin değil. Ama kesinlikle ufak ufak selamlar çakarak kendi yolunda ilerleyen kaliteli bir film.
  • James Newton Howard’ın müzikleri için. Bu yıl biliyorsunuz Hans Zimmer da borazanlarını terk edip bambaşka sulara açılmıştı. Bir benzerini de James Newton Howard’da görüyoruz. Nightcrawler için bestelediği parçalar daha önce yaptığı hiçbir şeye benzemiyor.

#19: MOMMY

Yönetmen: Xavier Dolan

Neden izlemeliydiniz?

  • Bizim jenerasyonumuzun zeki oğlanı Dolan’ın son hamlesini görmek için. I Killed My Mother ve Heartbeats sonrası düşüşe geçen filmografisinde bir başka pik noktası daha. Her ne kadar son yarım saati makaslanmak istese de Mommy yılın en iyilerinden.
  • Suzanne Clément için. Bir oyuncunun performansı kalbinizi kırabilir mi? Kesinlikle! Clément sadece karakterini oynamıyor, adeta yaşayarak bizi o kadının gerçekten var olduğuna inandırıyor. Buraya koca bir alkış gelsin.
  • Aklınızdan asla çıkmayacak iki sahnesi için. Birisi tabii ki de Antoine-Olivier Pilon eşliğinden ekranın genişlemesi. Diğeri ise Pilon’la birlikte Suzanne Clément ve Anne Dorval’ın meşhur Celine Dion şarkısı On ne change pas eşliğinde dans edişi.

#18: PRIDE

Yönetmen: Matthew Warchus

Neden izlemeliydiniz?

  • Bu senenin en eğlenceli filmlerinden biri olduğu için. Kendine göre bir kaygısı olsa da Pride asla “-mış gibi” davranmayanlardan. Dolayısıyla da samimiyeti daha ilk karesinden itibaren sizi yakalamayı başarıyor.
  • Tüm kadro için. Başroldeki patates haricinde tüm oyuncuların ortalamanın üzerinde performanslar verdiği Pride’da parlayan bir isim bulmak zor. O yüzden yılın en iyi toplu performanslarından birine sahip demek yeterli olacaktır.
  • Toplumsal bir meseleyi ele alırken ille de ajitasyona gerek duyulmadığını göstermek için. Pride’ın en büyük artısı bu bana kalırsa. İnsan olan herkesi etkileyecek bir hikayesi var ve asla bir şeylerin altını çizerek baş ağrıtmıyor, “Ben çok önemliyim.” triplerine girmiyor.

#17: STARRED UP

Yönetmen: David Mackenzie

Neden izlemeliydiniz?

  • Jack O’Connell için. Dün Unbroken’dan bahsederken de adını anmıştım. Bu senenin kesinlikle en iyi çıkışını yapan yıldızı. Umuyorum BAFTA’dan Rising Star ödülünü de alır ve yeri iyice sağlamlaşır.
  • David Mackenzie kimselere hisettirmeden sapasağlam bir kariyer inşa ettiği için. Young Adam, Perfect Sense ve şimdi de Starred Up. Neden bu adamın adını daha fazla anmıyoruz ki?
  • Ben Mendelsohn’un yeteri kadar tanınmayışına sinirlenmek için. Dokunduğu her filmi bir kat daha değerli hale getiriyor. Buna rağmen henüz ödül grupları tarafından takdir edilmedi. Animal Kingdom ve Killin Them Softly’den sonra bir kez daha kusursuz bir oyun çıkarıyor.

#16: WILD

Yönetmen: Jean-Marc Vallée

Neden izlemeliydiniz?

  • Into the Wild ve Tracks ile karşılaştırmak için. Ne de olsa işimiz gücümüz bir şeyleri karşılaştırmak. Twitter’da “büyüktür” işareti kullanarak bir tweet atmazsanız vallahi alınırım.
  • Reese Witherspoon için. İster kabul edin ister etmeyin, Witherspoon söz konusu kalburüstü performanslar çıkarmak olunca her daim hedefi onikiden vuran bir aktris. Election, Legally Blonde, Walk the Line ve yıllar sonra Wild.
  • Vallée gözlerimizin önünde bir Hollywood yönetmenine dönüştüğü için. Aslında tam olarak Hollywood da denemez. Ama iki yıldır Oscar’ın bağımsız film kanadını güzel dolduruyor. Sırada Naomi Watts ve Jake Gyllenhaal’lu Demolition var!

#15: BIRDMAN

Yönetmen: Alejandro González Iñárritu

Neden izlemeliydiniz?

  • Kıskançlığınızı iyice arttırmak için. Iñárritu, beşinci uzun metrajlı filminde de yine harikalar yaratmış. Henüz kariyerinde tek bir kötü filme dahi denk gelmedik. Saygıyla eğilmeyi geçiyor, Iñárritu’nun büstünü yaptırıp odama koymayı düşünüyorum.
  • Edward Norton için. Bir zamanlar Hollywood’un seksi aktörlerinden biriydi. Ama artık “Canım” efektiyle yanakları sıkılası bir adama dönüştü. Bana kalırsa kariyerinin en iyi performansını sunmuş Birdman’de. Kaçmaz!
  • Muhtemelen Boyhood’un elinden Oscar’ı çalmaya çalışacağı için. PGA’den gelen zafer ortalığı çok karıştırdı. Richard Linklater törenden yönetmen ödülüyle ayrılsa bile Birdman’in ciddi ciddi En İyi Film seçilme ihtimali mevcut.

#14: THE GRAND BUDAPEST HOTEL

Yönetmen: Wes Anderson

Neden izlemeliydiniz?

  • Wes Anderson çağımızın en iyi yönetmenlerinden biri olduğu için. Tabii ki de Moonrise Kingdom, The Darjeeling Limited ve The Royal Tenenbaums’dan daha iyi olduğunu iddia edemem son filminin. Ama sırf Oscar bekaretini bozduğu için bile izlenmeli.
  • Ralph Fiennes için. Belki filmin Oscar’dan yana bu kadar şanslı olacağı bilinseydi sezonun ilk haftalarında Fiennes için bir kampanya yapılabilirdi. Ama geç kalındı tabii ki. Fakat bu, Fiennes’ın performansının kusursuz olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
  • Alexandre Desplat’nın büyüleyici müzikler için. Biraz Fantastic Mr. Fox’u hatırlattığını inkar etmeyeceğim. Ama hikayesini Avrupa’ya taşıyan Anderson ile birlikte Desplat’nın da tarzına ayar çekmesi hayranlık yaratıyor.

#13: OBVIOUS CHILD

Yönetmen: Gillian Robespierre

Neden izlemeliydiniz?

  • Bu senenin en çok hakkı yenen filmlerinden biri olduğu için. Komediyle dramayı bu kadar güzel buluşturabilen, üstüne üstlük kürtaj hakkı üzerine de birkaç kelam ederek büyüyü bozmamayı başarabilen şahane bir film Obvious Child.
  • Jenny Slate için. Kesinlikle Slate’in kendi kişiliğinden izler taşıdığını kabul ediyorum karakterin. Fakat özellikle çaresiz anlarında ve tabii ki de stand-up’lar sırasında Slate’in oyunu zirveye çıkıyor. Keşke en azından Altın Küre’ye aday olabilseydi.
  • Filmin iki ana karakterinin tanışıp birlikte geçirdiği geceyi izlemek için. Hem inanılmaz romantik, hem çılgınca komik, hem de kalbinizi kıracak kadar trajik. Sanıyorum her şeyiyle Robespierre’in senaryosuna aşığım.

#12: CLOUDS OF SILS MARIA

Yönetmen: Olivier Assayas

Neden izlemeliydiniz?

  • Juliette Binoche’un nefes kesen performansı için. Eğer ki yönetmen koltuğunda Assayas değil de Akademi’nin barajını daha evvel aşmış tanınan bir yönetmen olsaydı muhtemelen film 2014 içerisinde gösterime girer ve Binoche, Julianne Moore’un elinden ödülleri bir bir çalıyor olurdu.
  • Kristen Stewart’ın ayda yılda bir olsa da, iyi performans verebileceğini görmek için. Benim için asla yontulamayacak bir odun Stewart. Bu kadar ağır konuşuyorum, çünkü Still Alice ile iyice sabrımın sınırlarını aştı. Fakat burada dudak ısırıp, bacak titretmekten başka şeyler de yapabildiğini kanıtlamış (Soyunabiliyor!).
  • Yorick Le Saux’nun sinematografisi için. Daha evvel François Ozon ve Jim Jarmusch gibi yönetmenlerle çalışan görüntü yönetmeni, Sils Maria’nın pastoral güzelliklerinden öyle güzel yararlanmış ki hayran kalmamak elde değil.

#11: THE TALE OF THE PRINCESS KAGUYA

Yönetmen: Isao Takahata

Neden izlemeliydiniz?

  • Son yılların en iyi animasyonlarından biri olduğu için. Miyazaki ile aynı yoldan yürüyen Takahata, o kadar naif o kadar dokunaklı bir film çıkarmış ki ortaya değme “live action” filmlere taş çıkartıyor.
  • Kaguya’nın üzerindekileri bir bir çıkarıp koşmaya başladığı o sahne için. Müziğiyle ve Takahata’nın neredeyse karalama gibi duran kareleriyle bambaşka bir hissiyat yaratıyor bu bahsettiğim sekans. Mutlaka görülmeli, tekrar tekrar izlenmeli.
  • The Lego Movie’nin Oscar listesindeki yokluğu yerine Kaguya ilk beşe girdi diye sevinmek için. The Lego Movie’nin benim için ne kadar büyük bir hayal kırıklığı olduğunu kelimelerle ifade edemem. Ama Kaguya… Bambaşka!
2014 Yazıları
2014'ün En İyi 50 Filmi: #21-30 | #31-40 | #41-50
Oscar Boy Ödülleri: Adaylar | Kısa Listeler

Yorum yazın...Cevabı iptal et

Exit mobile version