Haberler
7. Oscar Boy Ödülleri – Kazananlar
TA TA TAAAAM! Geldik yılın en güzel günlerinden birine, daha evvel adaylarını açıkladığım 7. Oscar Boy Ödülleri’ni dağıtmaya. Sizleri çok meşgul etmeyeceğim. Fakat 2014’e ait yazılarımın linklerine sayfanın sonundan ulabileceğinizi hatırlatmak istiyorum. Ayrıca bu hafta içerisinde yılın en iyi 20 erkek ve kadın oyuncu performansını da yazacağım. Bir şey daha var: Mümkünse Readers’ Choice Ödülleri’nin adaylarını belirlemek üzere yapılan oylamaya katılmayı unutmayın. Oscar Boy tarihinde ilk kez hem kazananlar, hem de adaylar sizler tarafından seçilecek. Şimdi gelelim dananın kuyruğunu koptuğu yere….
EN İYİ FİLM
- Whiplash (Damien Chazelle)
- Kış Uykusu (Nuri Bilge Ceylan)
- The Double (Richard Ayoade)
- Inherent Vice (Paul Thomas Anderson)
- Selma (Ava DuVernay)
- Two Days, One Night (Jean-Pierre & Luc Dardenne)
- Kreuzweg (Dietrich Brüggemann)
- Under the Skin (Jonathan Glazer)
- Clouds of Sils Maria (Olivier Assayas)
- Obvious Child (Gillian Robespierre)
Zaten 2014’ün En İyi 50 Filmi listesinde sıralamamı açık etmiştim. O yüzden üzerine söylenecek pek de bir şey olduğunu zannetmiyorum. Ama Whiplash ile Kış Uykusu arasında uzun bir süre gidip geldiğimi eklemem gerek. Bu yıl beni bu iki filmden daha fazla etkileyen başka bir şey izlemedim sanırım. Yine de ilk 10’uma The Double, Inherent Vice, Selma, Obvious Child gibi Amerikan yapımları haricinde Kreuzweg, Two Days One Night ve Clouds of Sils Maria’yı da ilave edebildiğim için mutluyum.
EN İYİ YÖNETMEN
Kazanan: Nuri Bilge Ceylan | Kış Uykusu
Runner-up: Damien Chazelle | Whiplash
Diğer adaylar: Dietrich Brüggemann (Kreuzweg), Richard Ayoade (The Double), Ava DuVernay (Selma)
Burada biraz paylaştırma mantığı güttüm açıkçası. En İyi Film ödülünü Whiplash’e verince Nuri Bilge Ceylan’ı da En İyi Yönetmen dalında değerlendirmek istedim. Az evvel de söylediğim gibi 2014’te beni gerçekten etkileyen, tabir-i caizse canevimden vuran başka bir film olmadı. Hala Whiplash ve Kış Uykusu’nu düşündüğümde tüylerim ürperiyor. Umuyorum önümüzdeki yıllarda da hem yerli sinemada Kış Uykusu gibi, hem de Amerikan bağımsız sinemasında Whiplash gibi örnekler görmeye devam ederiz.
EN İYİ ERKEK OYUNCU
Kazanan: Ralph Fiennes | The Grand Budapest Hotel
Runner-up: Channing Tatum | Foxcatcher
Diğer adaylar: Haluk Bilginer (Kış Uykusu), Jack O’Connell (Starred Up), Eddie Redmayne (The Theory of Everything)
Jack O’Connell’ın önüne daha pek çok fırsat çıkacak. Eddie Redmayne de tüm sezonu silip süpürmüş durumda. O yüzden tekrar tekrar gözünüze sokmama gerek yok. Ben Haluk Bilginer, Channing Tatum ve Ralph Fiennes üçlüsü arasında bir karar vermek zorunda kaldım. The Grand Budapest Hotel’i ikinci kez izleyişimde de Fiennes’ın etkisi iyice büyüdü ve ödülüm ona gitti. Lakin bugüne kadar her daim rolünün gereğini yerine getiren Tatum’un, Foxcatcher’da canlandırdığı karakteri bu kadar tanıması, psikolojik olarak konumlandığı yeri kavrayarak ortaya koyduğu performansı da kolay kolay unutamayacağımı eklemek istiyorum. Abartısız, ama hiçbir ayrıntıyı es geçmeyen dört dörtlük bir oyun.
EN İYİ KADIN OYUNCU
Kazanan: Jenny Slate | Obvious Child
Runner-up: Juliette Binoche | Clouds of Sils Maria
Diğer adaylar: Marion Cotillard (Two Days, One Night), Julianne Moore (Still Alice), Reese Witherspoon (Wild)
Öncelikle kadın oyuncu beşlimden fazlasıyla gurur duyduğumu söylemek istiyorum. Önümüzdeki günlerde sizlere yılın en iyi performanslarını karaladığım iki yazı daha gelecek. Orada zaten özellikle “lead” kategoride ne kadar çok aday adayını beğendiğimi görecek ve sene boyunca süren “Kadın oyuncu yarışı çok zayıf.” zırvalıklarına katılmadığımı anlayacaksınız. Gelelim sıradışı seçimime! Kaliteli komediyi seven ve iyi komedi oyuncularını sürekli olarak övmekten asla vazgeçmeyen biri olarak Jenny Slate’in etkisi altında kalmama çok şaşırmamanız lazım. Yalnız uzunca bir süre Binoche’un oynamayıp, adeta yaşadığı performansına vermeyi düşündüm ödülümü. Fakat Slate’in filmdeki stand up sahneleri ve samimiyeti her şeyi altüst etti.
EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU
Kazanan: J.K. Simmons | Whiplash
Runner-up: Edward Norton | Birdman
Diğer adaylar: Robert Duvall (The Judge), Kristofer Hivju (Force Majeure), Josh Brolin (Inherent Vice)
Konuşmamıza gerek var mı? Bu yıl J.K. Simmons’a gitmeyen her ödül benim gözümde koca bir israftan ibaret. Belki Whiplash olmasaydı benzer cümleleri Edward Norton için de kurabilirdim. Fakat Filmekimi’nde Whiplash’i izlediğim günden beri Simmons vazgeçilmez favorim. O yüzden sizi daha fazla yormayarak bu seneki En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar Boy ödülünü kendisine teslim ediyorum.
EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU
Kazanan: Suzanne Clément | Mommy
Runner-up: Rene Russo | Nightcrawler
Diğer adaylar: Jillian Bell (22 Jump Street), Maggie Gyllenhaal (Frank), Ahu Türkpençe (Köksüz)
Eğer bu sene zayıf bir kategoriden bahsedeceksek, sanıyorum En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalına öne sürmek en doğrusu olacaktır. Her ne kadar Jillian Bell ve Maggie Gyllenhaal’u burada ağırlamaktan inanılmaz mutlu olsam da yarışın daha kuvvetli olduğu bir yılda ikisine de yer bulamazdım diye düşünüyorum. Bu listede benim için öne çıkan iki isim vardı. Birincisi Lethal Weapon yıllarından aşık olduğum Rene Russo, diğeri ise Mommy’de rol çalan Suzanne Clément. Ama tabii sırf On ne change pas sahnesinde kendinden geçerek dans ettiği için bile Clément’ı seçebilirim.
EN İYİ ÖZGÜN SENARYO
Kazanan: Kreuzweg | Dietrich & Anna Brüggemann
Runner-up: Leviathan | Oleg Negin ve Andrey Zvyagintsev
Diğer adaylar: Clouds of Sils Maria, Two Days One Night, Whiplash
Yine Filmekimi’nde izleyip aşık olduğum ve keşke daha çok seyirciye ulaşsa dediğim bir film: Kreuzweg. Bu sene harika yapımların doldurduğu bir kategorideki açık ara favorimde Kreuzweg. Bu listeden Dietrich Brüggemann’ın filmini ödülsüz göndermeye niyetim yoktu zaten. Leviathan’ın senaryosunu da fazlasıyla ustaca bulmama rağmen ne yazık ki asıl favorimi yerinden edemedi. Bu arada Clouds of Sils Maria’nın da bu beşli arasında benim için apayrı bir yeri olduğunu ve Leviathan’la eşit derecede hayran kaldığımı belirtmek isterim.
EN İYİ UYARLAMA SENARYO
Kazanan: The Double | Richard Ayoade ve Avi Korine
Runner-up: Kış Uykusu | Nuri Bilge Ceylan
Diğer adaylar: Inherent Vice, Obvious Child, Under the Skin
Harika bir beşli daha! Hepsi birbirinden muazzam senaryolar. Paul Thomas Anderson’la (Inherent Vice) Walter Campbell ve Jonathan Glazer (Under the Skin) ikilisinin uyarlamaları yaptıkları orijinal materyali okuyanlar ortaya çıkardıkları film formundaki hikayeye eminim bir kat daha hayran kalmışlardır. Çünkü ben okurken hep işlerinin ne kadar zor olduğunu düşündüm. Lakin her satırı zihnime kazınan Kış Uykusu ve 2014’ün ilk güzel sürprizlerinden The Double’ı biraz kayırıyorum. Ve Nuri Bilge Ceylan’a hazır ödül vermişken, Richard Ayoade’i de eli boş göndermek olmaz diyerekten The Double’ı seçiyorum.
EN İYİ İLK FİLM
Kazanan: Obvious Child | Gillian Robespierre
Runner-up: Nightcrawler | Dan Gilroy
Diğer adaylar: The Amazing Catfish, Blind, Köksüz
Sürekli aynı şeyi tekrarlıyor gibi olacağım ama yine harika bir beşli var karşımızda! Gerçekten de bu yılın en çok anılmayı ve ödüllendirilmeyi hak eden beş yapımı. Deniz Akçay’ın gözlem yeteneklerine hayran kaldığım Köksüz’ü, uzak diyarlardan bir bağımsız sürpriz The Amazing Catfish, Eskil Vogt’un muazzam kaleminden dökülen Blind, iyi ki yönetmen koltuğuna oturmuş dediğimiz Dan Gilroy’un Nightcrawler’ın ve ödülümün asıl sahibi Gillian Robespierre imzalı Obvious Child. İlk filmler açısından unutulmayacak, muhteşem bir yıl geçirmişiz.
EN İYİ TOPLU PERFORMANS
Kazanan: Inherent Vice
Runner-up: The Grand Budapest Hotel
Diğer adaylar: Birdman, Pride, Selma
Bu yıl neden kimse Inherent Vice’ı konuşmuyor, hatta izlemek için gün saymıyor merak ediyorum. The Master sonrası ben de Paul Thomas Anderson’ın yeni filminden şüphelenmiş olsam da karşımızda yine kelli felli bir başyapıt var. Ve özellikle oyuncu kadrosu, bu içinden çıkılmaz kaosa bir anlam katmış. Başta Joaquin Phoenix olmak üzere Josh Brolin, Benicio del Toro, Reese Witherspoon, Owen Wilson, Martin Short, Katherine Waterston, Hong Chau, Jena Malone, Joanna Newsom, Maya Rudolph… Olağanüstü bir ekip işi Inherent Vice. Hala izlemediğinizi bildiğim için lütfen başına oturun diye yalvaracağım.
EN İYİ GENÇ OYUNCU
Kazanan: Antoine-Olivier Pilon | Mommy
Runner-up: Jaeden Lieberher | St. Vincent
Diğer adaylar: Lea van Acken (Kreuzweg), Mackenzie Foy (Interstellar), Elena Kampouris (Men, Women & Children)
Esasında son dakikaya kadar Jaeden Lieberher’e vermeyi düşünüyordum bu ödülü. Ama geçtiğimiz hafta Mommy’yi ikinci defa izledim ve Antoine-Olivier Pilon’a olan hayranlığım bir kat daha büyüdü. Böylece Xavier Dolan’ın filmine aday olduğu iki dalda da ödül vermiş oldum. Umuyorum Pilon’u beyazperdede yine böyle nitelikli rollerde görmeye devam eder ve bu genç adamın kariyerine eşlik edebiliriz.
EN İYİ KURGU
Kazanan: Whiplash | Tom Cross
Runner-up: Citizenfour | Mathilde Bonnefoy
Diğer adaylar: Birdman, Blind, Wild
Bu kategoride açıkçası Wild hariç tüm adaylara ödül vermeyi düşündüm. Blind’ın özellikle son çeyreği tam bir kurgu harikası. Citizenfour tüm gücünü kurgudan alan dört dörtlük bir belgesel. Birdman deseniz, sırtını tamamen sinematografisi ve her şeyi tek bir parçaymış gibi gösterebilen kurgusuna dayıyor. Ve tabii Whiplash… Ödülümü vermek için Tom Cross’un işçiliğini seçmemin tek sebebi var, o da Miles Teller ile J.K. Simmons arasında geçen tansiyonu yüksek sahnenin kurgusu. Finalin harikalığından bahsetmiyorum bile…
EN İYİ GÖRÜNTÜ YÖNETİMİ
Kazanan: Birdman | Emmanuel Lubezki
Runner-up: Mr. Turner | Dick Pope
Diğer adaylar: The Double, Kış Uykusu, Leviathan
Emmanuel Lubezki zaten sektörde en çok saygı duyulan görüntü yönetmenlerinden biriydi. Terrence Malick ile The Tree of Life’daki çalışması, Gravity’de yarattığı harikalar… Lakin Birdman, karşımızdaki adamın sadece işinde iyi olduğunu göstermiyor. Bu dahiyane fikrin altından kusursuz bir kamera hakimiyetiyle kalkması öyle beyazperdede kolay kolay rastladığımız bir olay değil. Dolayısıyla sadece ödülümü vermekle kalmıyor, Lubezki’nin önünde saygıyla eğiliyorum.
EN İYİ PRODÜKSİYON TASARIMI
Kazanan: The Grand Budapest Hotel | Adam Stockhausen ve Anna Pinnock
Runner-up: Mr. Turner | Suzie Davies ve Charlotte Watts
Diğer adaylar: Interstellar, Snowpiercer, The Zero Theorem
İç mekanlarda geçen bir Wes Anderson filminin setleri varken başka bir yapıma bakmak mümkün mü? Hayır elbette. Evet, Mike Leigh’nin Mr. Turner’da ortaya koyduğu çalışma ve işine olan bağlılığı da takdir edilmeyecek gibi değil. Çalıştığı ekip filme asıl ruhunu veren ortamı yaratmış. Interstellar’ı da aynı şekilde takdir ettiğimi söylemem gerek. O setlerin görsel efektlerden destek almıyor olması hayranlık uyandırıyor. Ama kimse kusura bakmasın, buranın mutlak galibi The Grand Budapest Hotel.
EN İYİ KOSTÜM TASARIMI
Kazanan: The Grand Budapest Hotel | Milena Canonero
Runner-up: Inherent Vice | Mark Bridges
Diğer adaylar: The Double, The Immigrant, Mr. Turner
Ödülümü kime versem diye uzun uzun düşündükten sonra adaylar arasında kostümleri en çok aklımda kalanın The Grand Budapest Hotel olduğunu fark ettim. Uzun süredir ödül sezonunda adı geçmeyen usta tasarımcı Milena Canonero’ya da hem ilk adaylığını, hem de ilk ödülünü vermiş oldum böylece. Lakin Mark Bridges’ın yine bir PTA filminde takdirimi toplayan çalışmasını da ikinciliğe koyduğumu hatırlatmak isterim.
EN İYİ ÖZGÜN MÜZİK
Kazanan: Interstellar | Hans Zimmer
Runner-up: The Theory of Everything | Jóhann Jóhannsson
Diğer adaylar: The Double, The Imitation Game, Under the Skin
Bakmalara doyamadığım bir kategori daha. Buradan gerçekten çıkarıp atmak istediğim tek bir aday dahi yok. The Double ve Under the Skin hepimizin etkisi altında kaldığı bestelere sahiptı, ama adları pek anılmadı. Daha doğrusu Under the Skin anılsa da eleştirmen birliklerinin dışına taşamadı. The Imitation Game’de Alexandre Desplat’ın yine işini harika bir şekilde tamamladığına değinmiyorum bile. Benim iki favorim, Interstellar ve The Theory of Everything, kesinlikle seneyi özetleyen bestelerle dolu. Ama tabii Hans Zimmer’ın borazanları terk ettiği harika soundtrack kolay kolay zihnimizden silinmeyecek.
EN İYİ ÖZGÜN ŞARKI
Kazanan: “The Apology Song” | The Book of Life
Runner-up: “Not About Angels” | The Fault in Our Stars
Diğer adaylar: I Love You All (Frank), Lost Stars (Begin Again), No Fate Awaits Me (Eleanor Rigby)
Tüm yılımı buradaki adayların hepsini dinleyerek geçirmiş olsam da hakkının yendiğini düşündüğüm muhteşem animasyon The Book of Life’da dinlediğimiz “The Apology Song”u söylemeye doyamıyorum. Filmi izlemediyseniz bile lütfen La Sante Cecilia versiyonunu dinleyin. Ayrıca Birdy’nin kalbimi kıran sesiyle “Not About Angels” ve Keira Knightley’nin berbat olduğu oyunculuğu bırakıp şarkıcılık yapmaya başlamasını uygun gördüğüm “Lost Stars”ı da es geçmeyelim.
EN İYİ MÜZİK KULLANIMI
Kazanan: The Fault in Our Stars
Runner-up: Guardians of the Galaxy
Diğer adaylar: Begin Again, Inherent Vice, Whiplash
Sürekli ödül sezonunun favorilerinden bahsedecek değiliz ya, bir de The Fault in Our Stars’ı analım. Bu senenin en iyi soundtracklerinden birine sahip olan yapım Birdy’nin ününe ün katıp Charli XCX ve Grouplove’ı uluslararası platformlara taşıdı. Yalnız Guardians of the Galaxy’nin “Awesome Mix”ini de unutmamak gerek. Blue Swede, Rupert Holmes, David Bowie, The Runaways… Bir başka muazzam soundtrack daha.
EN İYİ MAKYAJ & SAÇ TASARIMI
Kazanan: Unbroken
Runner-up: Guardians of the Galaxy
Diğer adaylar: The Grand Budapest Hotel, Predestination, Snowpiercer
Öncelikle The The Theory of Everything gibi tamamen formüle dayalı bir biyografi dahi adayken Unbroken’ı teknik dalların dışına taşırmayan Akademi’ye yazıklar olsun demek lazım. Bu filmin jeneriğinde Angelina Jolie değil de Steven Spielberg’ün adı geçseydi muhtemelen 10-11 dalda adaylık alırdı. Ama asabiyetimizi bir kenara bırakıp filmin neden takdir edildiğini anlayamadığım makyajını ödüllendireceğim.
EN İYİ SES
Kazanan: Fury
Runner-up: Interstellar
Diğer adaylar: Edge of Tomorrow, Unbroken, Whiplash
Aday listelerime girmeyi başarmış en kötü filmlerden biri aslında Fury. O zorlama senaryosunun kabul edilebilir hiçbir yanı yok. Fakat tıpkı geçen sene Lone Survivor’da olduğu gibi inanılmaz bir ses kurgusu mevcut ve film özellikle sinema salonunda izlerken sanki kurşunlar başınıza yağıyormuş gibi bir his yaratıyor. Dolayısıyla Interstellar’ın koltukları titreten miksajına da selam çakarak ödülümü Fury’ye teslim ediyorum.
EN İYİ GÖRSEL EFEKT
Kazanan: Dawn of the Planet of the Apes
Runner-up: Interstellar
Diğer adaylar: Edge of Tomorrow, Guardians of the Galaxy, X-Men: Days of Future Past
Christopher Nolan’ın son filmi Interstellar’ın görsellerine ben de hayran olmama rağmen hala CGI teknolojisini akla mantığa sığmayacak kadar iyi bir şekilde kullanan yeni Planet of the Apes serisinin etkisinden kurtulamadım ben. Evet, ikinci film kesinlikle kötüydü. Fakat sayısı artan maymunlar sebebiyle tamamı görsel efektten ibaret olan bir filmle karşılaştık ve hiçbir sahnesinde de yapaylık mevcut değildi. Bravo!
EN İYİ ANİMASYON
Kazanan: How to Train Your Dragon 2
Runner-up: The Tale of the Princess Kaguya
Diğer adaylar: Big Hero 6, The Book of Life, The Boxtrolls
The Lego Movie hayranları o felaket animasyon aday olamadı diye orada burada ağlanadursunlar, How to Train Your Dragon 2 yavaştan Oscar’a koşuyor. Benim için sadece bu senenin en iyi animasyonu değil, ayrıca en iyi filmlerinden biri. Serinin devamında da ilk filmi aratmayan bir iş çıkarmışlar ortaya. Eğer En İyi Film dalına animasyonları dahil etmeme kararı almış olmasaydım üst sıralarda da görebilecektiniz. Nitekim 2014’ün En İyi 50 Filmi listesinden benim için kaçıncı sırada yer aldığını öğrenebilirsiniz (Sayfanın sonunda link mevcut!).
EN İYİ BELGESEL
Kazanan: Citizenfour
Runner-up: Life Itself
Diğer adaylar: The Case Against 8, Finding Vivian Maier, Grazing the Sky
Citizenfour, sinemanın gücünü sonuna kadar hissettiğiniz ve kolay kolay zihninizden silinmeyecek harikulade bir belgesel. En iyi gerilim filmlerini dahi cebinden çıkaracak bir temposu var. Laura Poitras, 21. yüzyılın en iyi belgesellerinden birinde tarihe direkt birinci ağızdan tanıklık etmemize ön ayak oluyor. Bir daha elimize kolay kolay geçmeyecek, insanın aklını başından alan bir fırsat esasında.
EN KÖTÜ FİLM
Kazanan: The Legend of Hercules
Runner-up: Expelled
Diğer adaylar: Annie, Blended, Sex Tape
Yorum dahi yapamıyorum. The Legend of Hercules başta olmak üzere burada yer alan beş adayın da hayatımdan hunharca çaldığı vakti asla geri alamayacağım.
Oscar Boy Karnesi
Whiplash | 3 ödül, 7 adaylık
The Grand Budapest Hotel | 3 ödül, 5 adaylık
Mommy | 2 ödül, 2 adaylık
Obvious Child | 2 ödül, 4 adaylık
Kış Uykusu | 1 ödül, 5 adaylık
Kreuzweg | 1 ödül, 4 adaylık
The Double | 1 ödül, 6 adaylık
Inherent Vice | 1 ödül, 6 adaylık
Birdman | 1 ödül, 4 adaylık
Interstellar | 1 ödül, 5 adaylık
The Book of Life | 1 ödül, 2 adaylık
The Fault in Our Stars | 1 ödül, 2 adaylık
Unbroken | 1 ödül, 2 adaylık
Fury | 1 ödül, 1 adaylık
How to Train Your Dragon 2 | 1 ödül, 1 adaylık
Citizenfour | 1 ödül, 2 adaylık
2014 Yazıları 2014'ün En İyi 50 Filmi: #1-10 | #11-20 | #21-30 | #31-40 | #41-50 Oscar Boy Ödülleri: Kazananlar | Adaylar | Kısa Listeler
Serhan
10 Şubat 2015 at 16:20
Yanlış mı hatırlıyorum ama en iy 20 oyunculuk sıralaması da yapacaktın bu ödülleri açıklamadan önce. Bu sene yapmayı düşünmüyor musun?
Umur Çağın Taş
10 Şubat 2015 at 16:21
Yapacağım ama bu sefer ödüllerden sonraya bıraktım. Yarın kadın oyuncular, Perşembe günü de erkek oyuncular gelecek 🙂
Refik Eren Uysal
10 Şubat 2015 at 18:20
Liste şahane olmuş.Kadın oyuncu dalında oldukça şaşırdığımı söylemeliyim.Yorumlarınıza istinaden diğer dört ismin daha çok şansı olduğunu düşünüyordum .Darısı bizim ödüllerin başına.Bu arada gelecek sezon yarışta söz sahibi olabilecek filmlerle ilgili geniş kapsamlı,müthiş emek harcanmış,okumaktan acayip keyif aldığım yazılarınız oluyordu bu sene de olacak değil mi ?
Umur Çağın Taş
10 Şubat 2015 at 18:23
🙂 Tabii ki de olacak. Şimdiden hazırlığına başladım. Oscar’dan sonraki hafta içerisinde yayınlayacağım.
Refik Eren Uysal
10 Şubat 2015 at 18:24
Sabırsızlıkla bekliyor olacağım =)
Pınar
11 Şubat 2015 at 03:02
Çok iyi bir liste olmuş. Ama bence essie davis bu senenin en iyi kadın oyuncusudu Babadook taki performansıyla.İzlemediyseniz öneririm:D