Dizi Eleştirisi

Cucumber – 1. Sezon

Yayınlandı

on

Vincent Franklin ve Cyril Nri

Dün Banana’yı anlatırken ufak bir giriş yapmıştım Russell T. Davies’in Channel 4 için yaptığı dizilere. Bu başarılı serinin en önemli halkasını konuşarak devam edeceğiz şimdi. Adını penisin sertlik derecelerinden alan Tofu – Banana – Cucumber üçlüsünün en provokatif sayılabilecek parçası diyebiliriz Cucumber için. Banana’da dile, dine, renge, cinsel tercihlere bakmadan aşk kavramına bir bakış atan Davies, burada ise tamamen Manchester’daki modern eşcinsel hayatını ekrana taşımaya çalışmış. Hikayenin merkezinde yaşı ilerlemiş bir adam, Henry (Vincent Franklin) var. Lance (Cyri Nri) ile yıllardır sürmekte olan ilişkisine rağmen hala tam anlamıyla seks yapmamış bir adam Henry. Türlü korkuları ve hep daha iyisini hedefleyerek elindeki yetinmesini bilmemesi sebebiyle dizi Henry’nin bu çıkmazından başlayarak yavaş yavaş dağılan hayatını konu alıyor. Gerçi bir noktadan sonra kontrolü eline aldığını görme fırsatı da yakalıyoruz. Ama partneri, işi, evi, parası derken orta yaş krizini tam anlamıyla yaşayan esas oğlanımız her şeyi sıfırdan inşa etmek zorunda kalıyor.

Banana’daki karakterlerin büyük bir kısmı Cucumber’da da ufak rollerde karşımıza çıkıyor. Ama tabii Henry, Lance’den ayrıldıktan sonra kendini Dean (Fisayo Akinade) ve durmadan arzuladığı Freddie’nin (Freddie Fox) ev arkadaşı olarak bulunca en çok onları izleme fırsatına erişiyoruz. Ben sezon boyunca Freddie üzerinden yapılan metaforu göremediğim için aslında Cucumber’ın sadece göze hitap etmek için kullanılan bir karakteri olduğunu düşünmüştüm. Fakat Freddie, Henry’nin kendine acı çektirmek üzerine kurulu olan ritüelinde yeni bir figür sadece. Lance’den boşalan yeri hiç dolmayacağını bilse de Freddie ile doldurmaya çalışıyor. Tabii diziyi izlemeyenler için ben burada fazla spoiler vermemek için bir adım geri çekileceğim. Sadece bu iki karakterin üzerinden gözünüzü ayırmamanızı hatırlatayım. Ki zaten Russell T. Davies’de senaryo kaleme alınırken özellikle Freddie’nin üzerine oynamaktan çekinmemiş.

Freddie Fox ve Vincent Franklin

Cucumber’ın en güzel (ya da en acı mı demeliydim) sürprizlerinden biri Cyril Nri’nin canlandırdığı Lance için ayrılan bölüm oldu. Hiç beklemediğimiz bir anda hikayeye hiç akla gelmeyecek bir twist ekleyen dizi ekibi başından beri Lance ve Daniel (James Murray) arasındaki homoerotik tansiyonu doğru şekilde kullanmaya, bu ikilinin arasındaki belli belirsiz çekim üzerinden Lance ile Henry arasında ters giden şeylerin altını çizmeye gayret ediyordu. Lakin altıncı bölümde gelen olayı sanıyorum hiçbirimiz beklemiyorduk. Her ne kadar Manchester’da eşcinseller gününü gün ederek özgür bir hayat yaşasa da dünyanın neresine giderseniz gidin, karşınızda nasıl bir insan olursa olsun homofobikliğin bitmediğini ve bu fobinin çok tehlikeli olduğunu bir kez daha hatırlatmaya çalışmış senaristler bizlere. Lakin bunu hatırlatırken Cucumber’da 6 bölüm boyunca olup biteni bir anda silip yeni bir sayfa açacaklarına pek ihtimal vermemiştim. Gerçi televizyonda böyle risklerin doğru sonuçlar vermesi takdirinde diziyi güçlendirdikleri su götürmez bir gerçek.

Başrollerde Vincent Franklin, Cyril Nri ve Pride ile hayatlarımıza giren Freddie Fox oldukça başarılı. Fakat ben Con O’Neill ve özellikle Julie Hesmondhalgh’e de dikkat çekmek istiyorum. Şu an ikinci sezonda aynı kadroyla devam edip etmeyecekleri kesinleşmiş değil. Fakat finale bakarsak böyle bir şeyi beklemek aptallık olur. Fakat eğer ki Russell T. Davies elindeki hikayeleri birbirine bağlamaya bu kadar meraklı ise O’Neill ve Hesmondhalgh’i umuyorum ikinci sezonda da kullanır. Bir de genç yetenek Ceallach Spellman’a dikkat çekelim. Malum İngiliz dizilerindeki genç oyuncular zamanla enternasyonel yıldızlara dönüşüyor. Skins sonrası Nicholas Hoult, Jack O’Connell ve Dev Patel’in nerelere geldiği ortada. Tek ümidimiz Spellman’ın yolunun da onlar gibi açık olması ve onu daha çok dizide, hatta filmde görme imkanına erişmemiz.

Cyril Nri ve James Murray

Cucumber benim için Banana’ya kıyasla bir adım ileride. HBO’nun Looking ile tüm tabuları yıktığını ve eşcinsellerin hayatını tüm çıplaklığıyla ekrana taşıdığını düşünler bir de otursun Channel 4’un bu yeni dizisini izlesin bakalım. Russell T. Davies’in işlerinin ünü büyük ihtimalle Amerika’ya kadar ulaşmayacak. Fakat BAFTA gibi İngiltere menşeli TV ödüllerinde özellikle başroldeki Vincent Franklin’in adını duymayı çok istiyorum. İzlemeyenler hemen bilgisayarlarının başına yumulsun. Özellikle altıncı bölümü izlemeden evvel diziyi yarı yolda bırakmamanızı öneririm. Tabii Banana’yla eş zamanlı olarak izlerseniz ayrıntıları görmek de ayrı bir zevk verebilir. Şimdilik bir sonraki Sezon Günlükleri yazısında görüşmek üzere diyelim. İyi seyirler!

En İyi Bölüm: Episode 6 (Bölüm 6)
Sezon Boyu Spotlight Ödülü: Vincent Franklin (Henry Best)
Sezon Notu: A

Yorum yazın...Cevabı iptal et

Exit mobile version