Eleştiri
Mad Max: Fury Road
Post-apokaliptik dünyanın kralı George Miller, yıllar evvel yarattığı karakterle üç film çekmiş ve özellikle Mad Max 2: The Road Warrior ile inanılmaz güzel eleştiriler almıştı. 90’lı yıllarda Lorenzo’s Oil ve Babe ile özellikle ödül anlamında başarılar elde eden Miller, son 10 senesini Happy Feet filmlerine adamıştı. Sıfırdan inşa ettiği evrene dönmek için 30 yıl bekleyen yönetmen bu uzun sessizliğine değecek bir film çıkarmış ortaya. Mad Max: Fury Road, 21. yüzyılın en ayrıntılı, en düşünülmüş aksiyon ve bilimkurguları arasında yer almakta. Öyle ki her sahnede büyük bir koreografinin planlandığını ve üzerine prova için saatler harcandığını hissedebiliyorsunuz.
Kısaca filmin hikayesinden bahsedecek olursak… Yalnız başına hayatta kalma mücadelesi veren Max’in yolu nereye gittiği belirsiz ve misyonu uğruna kaçarak ömrünü sürdüren Furiosa ile kesiştikten sonra maceranın boyutları giderek artıyor. Yaşadıkları fütüristik dünyanın hükümdarı Joe’dan kaçarlarken demir yumrukla yönetilen tüm düzene de karşı çıkıyor Furiosa ile Max. Sonrasında da bir sürü nefes kesici savaş sekansı, birkaç felsefi cümle ve buram buram feminizm kokan bir alt metin beliriveriyor. Ama her şeyi bir kenara bırakıp derinliklerine inmeden Mad Max: Fury Road’a göz atsanız bile sürükleyici atmosferi sebebiyle büyülenip 2 saat boyunca kim olduğunuzu unutmanız mümkün. George Miller’ın hayalgücü öylesine geniş arazilerde dolanıyor ki zaten tek bir kareyi bile inceleyip tadına doymaya çalışmak yetiyor.
Yeşile ve kadını sadece bir doğurma aracı olarak görmeyen bu çorak dünyada Tom Hardy kilit karakterimizi canlandırıyor. Ama film içerisindeki diyalogları senaryonun %1’ini dahi işgal etmeyecek kadar az. Tabii asıl seriden bihaber olduğum için doğru bir yorum getirmekte zorlanıyorum. Belki Mel Gibson’lı Mad Max’lerde de benzer bir durum söz konusudur. Filmin asıl hazinesi Charlize Theron. Fakat burada rol kabiliyetinden ziyade canlandırdığı karakter, Furiosa’nın karizması devreye giriyor. Theron’ın buradaki oyunculuğuna övgüler yağdıranları anlamakta güçlük çeksem de Mad Max: Fury Road’un bel kemiği olduğuna şüphe yok. Nicholas Hoult ise bana Warm Bodies’deki hallerini hatırlattı. Yine kendi kararlarını almakta sıkıntı çeken, neredeyse zombi gibi, ölülerin dünyasından kopup gelmiş parazit bir karaktere can veriyor. Makyajının arkasına saklanmasına rağmen beyazperdenin gelmiş geçmiş en başarılı kötü karakterlerinden birine hayat veren Hugh Keays-Byrne harikaydı! Tabii benim gibi erkek izleyicilerin seyir keyfini arttıran Rosie Huntington-Whiteley, Zoe Kravitz, Riley Keough ve Abbey Lee’nin adını anmamak da olmaz. Yalnız özellikle ikinci yarısından sonra koca dünyaya karşı her yaştan ve her kesimden kadının bir araya gelerek feminist bir duruş sergilemesine rağmen neden böyle bir tezat yapıp muazzam fiziğe sahip aktrisleri kullanmışlar pek kavrayamadım. Belki de George Miller mesajını güzel kadınların arkasına saklayarak hazmı kolaylaştırmaya çalışıyordur, kim bilir…
Mad Max: Fury Road, 2015’in ilk “mutlaka sinemada izlenmesi gereken” filmi. Aksiyon sinemasına yepyeni bir soluk getirdiği gibi, türü de yeniden tanımlıyor. Yaklaşık 10 yıldır her saniyesinde heyecanlanabildiğimiz ve entellektüel anlamda da doyurucu olan başka bir filmle buluşmamıştık. Mad Max: Fury Road ilaç gibi geldi. Mutlaka izleyin!
[review]
Batuhan
27 Mayıs 2015 at 21:10
Kesinlikle Oscar ra bir sekilde dahil olmalı.
Batuhan
27 Mayıs 2015 at 21:13
George ca bi Oscar verelim
2015 filmleri
11 Haziran 2015 at 21:21
2015 filmlerinde görsel alanda bir ödül kazanabilir ancak çok fazla ödül toplayacağını düşünmüyorum. öte yandan bana sorarsanız yılın en iyi aksiyon filmi olabilir. ayrıca umudu kovalamak yerine bambaşka bir yol sunuyor seyirciye. güzel eleştiri için teşekkürler.
Oğuz Kaygalak
29 Haziran 2015 at 21:24
Kesin aday olacağı dallar: Kurgu, Görsel Efekt, Ses, Ses Kurgusu, Müzik, Prod.Tasarımı, Kostüm, Saç-Makyaj, Görüntü Yönetimi
İvme Kazanırsa ekleyecekleri: Film, Yönetmen, Senaryo, Charlize Theron(Aktris)
pelin
4 Temmuz 2015 at 09:36
yorumunuz yada yorulariniz araklaniyor
http://neizleyelim.tumblr.com/post/123137737429/madmax
sezginm
3 Eylül 2015 at 12:44
Hocam selam. Senden ricam film yorumlarına ağırlık vrmen. Diğer sitelerde entel olucaz çabasıyla yazılan yorumları hiç anlamıyorum. Senin dil akıcı ve sade. Lütfen film yorumlarına ağırlık ver.
Ayhan Uslu
29 Şubat 2016 at 13:50
Mel Gibson’lı Mad Max’lerde de karakterimiz sessiz karizmaydı. Bencil, acımasız ve derinlerde o merhamet… Tom Hardy, Mad Max karakterini taşımıştır…