Oscar 2016
Oscar Sohbetleri: I’m back, bitches!
Podcastler ve detaylı tahmin sayfaları sebebiyle artık o kadar tembelleştim ki geçtiğimiz senelerdeki gibi Oscar Sohbetleri / Kehanetleri başlığı atarak sezonun nabzını tutmayı tamamen unuttum. O yüzden bugün itibariyle bundan sonra her hafta başında sizlere güncellenen tahminlerimin linkleriyle birlikte Oscar Sohbetleri ve Oscar Kehanetleri yazılarının ortak paydada buluştuğu yeni bir seri sunacağım. Kimin yükselişte, kimin düşüşte olduğunu bilin ki ödül sezonunda sürprizlerle karşılaşmayın. Başlayalım mı?
Henüz The Hateful Eight test gösterimleri haricinde seyirci karşısına çıkmadı. Ama Quentin Tarantino her yerde! Polisin ölçüsüz şiddeti sebebiyle, kabaca tüm teşkilatın katil olduğunu ifade ettiği protestosu sonrası filminin dağıtımcılığını üstlenen Harvey Weinstein’den uyarı almış yönetmen. Daha doğrusu Harvey, Tarantino’nun televizyona çıkıp özür dilemesini istemiş, ki diledi de zaten. Tabi biz bu numarayı yedik mi? Hayır! Önce filmin senaryosu neredeyse iki sene evvel internete sızdı. Tarantino filmi çekmeyeceğini söyledi. Ardından tekrardan çekmeye karar verdi. Güz aylarında film piyasasıyla ilgili bir sürü demeç verdi. Selma’nın televizyon filmini andırdığını, True Detective’in berbat bir dizi olduğunu, Kathryn Bigelow’un kadın olduğu için ödül aldığını söyledi. Şimdi de bu! Ağız ishali problemi yaşayan Quentin Tarantino, esasında sadece tek bir şeyi amaçlıyor: En İyi Film ödülünü almak.
Steve Jobs da tıpkı The Hateful Eight gibi daha gösterime girmeden çok konuşulan filmlerden biri olmuştu. Sony’nin hacklenmesi sonrası filmin yapım sürecinin arkasındaki tüm kirli sırlar ortaya çıktı. Tabi yönetmen koltuğuna David Fincher yerine Danny Boyle’un konması da epey gündem yarattı. Güz festivallerinden iyi eleştirilerle dönen yapım, limitli olarak gösterime girdiği ABD’de oldukça iyi rakamlar elde etti. Fakat limitli gösterip bitip iş wide release kısmına geldiğinde her şey berbat oldu. Şu an Ashton Kutcher’lı Jobs filminden daha az gişe yaptığı için herkes dalga geçiyor. Stüdyo apar topar filmi 200 salondan geri çekti. Tabi böyle bir duman çıkınca da bu karmaşayı büyük alevlere dönüştürmek isteyenler Fassbender’ın role oturmadığını ve Aaron Sorkin’in diyaloglarının oyuncuların üzerine oturmadığı da söylenmeye başladı. Her ne kadar Akademi üyelerinin yaşanan maddi fiyaskoyu umursamadığı söylense de Steve Jobs’un kötü bir darbe yediği kesin.
Şu bir gerçek ki, Brooklyn bu yıl Akademi’nin en sevdiği filmlerden biri olacak. Hem geleneksel Oscar filmlerini andırıyor, hem de onlara göre kat kat kaliteli. Filmin arkasındaki dağıtımcı Fox Searchlight da elindeki diğer yarışçıların yarattığı hüsran sonrası Brooklyn’i doğru bir şekilde idare edebilmeyi başardı. Saoirse Ronan şu sıralar kafanızı döndüğünüz her talk-show’da karşınıza çıkıyor. Akademi için yapılan gösterimde de sevgi seliyle karşılaşmış. Ne gariptir ki yeni bir keşif muamelesi yaptıkları bu kızcağız 2007’de Atonement’daki harika performansıyla zaten daha evvel Oscar’a aday olmuştu. Şimdi soru şu: Genç oyuncunun yarışacağı kategorideki belirsizlikten yararlanma şansı olabilir mi? Bence koca bir EVET! En azından Brie Larson’ı ve – eğer iyi çıkarsa – Jennifer Lawrence’ı epey zorlayacağını düşünüyorum.
Bu yıl En İyi Kadın Oyuncu kategorisindeki yarış oldukça genç yüzlerin etrafında dönecek diyorduk. O yüzden de bu daldaki veteran boşluğunu doldurmak üzere Lily Tomlin (Grandma) uygun görülmüştü. Fakat Tomlin’in rakipleri de epey dişlendi. Eleştirmenlerin büyük bir çoğunluğu Charlotte Rampling’i (45 Years) desteklemekte. Blythe Danner (I’ll See You in My Dreams) kampanyanın dibine vurdu. Los Angeles’ın dört bir yanını dolaşıp resmen kapı kapı oy dileniyor. Maggie Smith (The Lady in the Van) ise kendisinden beklenmeyeni yapıp 40 küsür sene sonra bir talk-show’a çıktı. Şimdi kalçasından bir ameliyat olduğu için biraz dinlenecek, sonra Los Angeles’a uçup kampanya yapmaya devam edecekmiş. Kısacası Lily Tomlin, bizimla deyılsın.
88. Akademi Ödülleri uzun zamandır göreceğimiz en sürprizli yarışa sahne olacak, o şimdiden belli. Evet eminim bir ay sonra “Her şey çok sıkıcı!” diye çığlıklar atacağız. Fakat Toronto ile Telluride sonrası birkaç kesin favorinin oluşmadığı yakın tarihte başka bir yıl yok. Tüm bunlara ek olarak ayrıca küçük stüdyoların savaştığı bir yıl izleyeceğiz, bunu da unutmamak gerek. Yarışın favorisi Spotlight, Open Road’un bugüne kadarki ilk büyük Oscar yarışçısı. Geçen sene Nightcrawler ile şanslarını denemiş; fakat betona çakılmışlardı. Bir başka favori Room da, A24 Films bünyesinde yer almakta. A Most Violent Year ile yaşadıkları hüsranı Room ile unutmaya çalışacaklar. Ayrıca bu yıl ellerinde The End of the Tour, Amy ve Ex Machina da var. Belki birkaç kategoride bu filmlerine ismine de rastlarız.
FİLM
1. Spotlight: Mutlak zafer. Başka filmleri tahminlerin zirvesine yerleştirmek düpedüz aptallık.
2. The Revenant: İlk dedikodular harika. Ödülü alamayacak olsa da Spotlight’ı zorlayacak.
3. Room: Akademi gösteriminde de bayılmışlar filme. Önü açık.
4. Joy: Film henüz bitmemiş. Acaba ümitlenmeyi kessek mi?
5. Carol: Harvey Weinstein bu filmi aday etmek için bir taraflarını yırtacak, belli.
6. Brooklyn: Ortalama seyircinin favorilerinden a.k.a. Akademi’nin favorilerinden.
7. The Hateful Eight: Tarantino gündemde kalmak için bir tek çıplak poz vermedi.
8. Bridge of Spies: Zzzzzzzzzz…
9. Steve Jobs: Gişede batmış olması bir şeyi değiştirmeyecek sanırım.
10. Inside Out: İnatla listemden atmamaya devam ediyorum.
Alternatifler: Mad Max: Fury Road, The Martian, Star Wars: The Force Awakens
Devamını görmek için tıklayınız>>>
YÖNETMEN
1. Alejandro Gonzalez Inarritu (The Revenant): Ödülü geçen sene almış olması bir şey değiştirmeyecek. The Revenant tam bir yönetmen filmi.
2. Tom McCarthy (Spotlight): Muhtemelen En İyi Film ödülünü alacak yapımın arkasında. Önü açık.
3. David O. Russell (Joy): Hem ne kadar zor bir adam olduklarından bahsediyorlar, hem de aday etmeye doyamıyorlar.
4. Lenny Abrahamson (Room): Beklediğimizinden daha büyük bir fırtına kopmakta. Room sevgisi dizginlenecek gibi değil.
5. Todd Haynes (Carol): Bu yılki auteur kontenjanını dolduracakmış gibi geliyor bana. Umarım yanılmıyorumdur.
Alternatifler: Quentin Tarantino (The Hateful Eight), George Miller (Mad Max: Fury Road)
Devamını görmek için tıklayınız>>>
ERKEK OYUNCU
1. Leonardo DiCaprio (The Revenant): Kesin favori. Oscar’a hiç bu kadar yakın olmamıştı.
2. Samuel L. Jackson (The Hateful Eight): Governors’daki konuşması umarım üyelere ne kadar harika bir adam olduğunu hatırlatmıştır.
3. Eddie Redmayne (The Danish Girl): Başka bir film çekiyor olsa da her fırsatta şehre gelip tanıtıma uğraşıyor.
4. Michael Fassbender (Steve Jobs): Kampanya yapmaması zararına gibi dursa da yarış çok boş ve Fassy o boşluğu doldurmaya hazır.
5. Will Smith (Concussion): Kötü bir filmden sevilen bir oyuncu. The Blind Side, Sandra Bullock örneğini hatırlatırım.
Alternatifler: Matt Damon (The Martian), Steve Carell (The Big Short), Michael Caine (Youth)
Devamını görmek için tıklayınız>>>
KADIN OYUNCU
1. Brie Larson (Room): Bu kadar agresif kampanyayı en son Melissa Leo yapmıştı. Sonuç ortada.
2. Jennifer Lawrence (Joy): Amerika’nın yeni Julia Roberts’ı. Hapşırsa Oscar’a aday olacağı noktasında kariyerinin.
3. Cate Blanchett (Carol): Çünkü o bir Tanrıça.
4. Saoirse Ronan (Brooklyn): Filme gelen tepkiler şahane. Atonement’dan sonra bir kez daha adaylık gelecek.
5. Maggie Smith (The Lady in the Van): Sezonun ortasına doğru dirileceğini düşünüyorum. Belki Brie Larson’ı bile devirir.
Alternatifler: Carey Mulligan (Suffragette), Blythe Danner (I’ll See You in My Dreams), Charlotte Rampling (45 Years)
Devamını görmek için tıklayınız>>>
YARDIMCI ERKEK OYUNCU
1. Tom Hardy (The Revenant): Dedikodular filmde harika olduğu yönünde. Bakalım adı konmayan yarışı çözebilecek mi.
2. Mark Rylance (Bridge of Spies): Bu korkunç gözüken yeni Spielberg filminin en büyük umudu.
3. Jacob Tremblay (Room): Çocuk oyuncuların yardımcı kategorilerde ne kadar şanslı olduğunu iyi biliyoruz. Tremblay, favoriye dönüşebilir.
4. Mark Ruffalo (Spotlight): Her Spotlight eleştirisinde adı geçiyor. Sanıldığının aksine rol arkadaşı Keaton’dan daha güçlü.
5. Paul Dano (Love & Mercy): Yarıştaki boşluk yaz ortası gösterime giren Love & Mercy’deki Paul Dano’nun işine yarayacak gibi.
Alternatifler: Michael Keaton (Spotlight), Robert De Niro (Joy), Sylvester Stallone (Creed)
Devamını görmek için tıklayınız>>>
YARDIMCI KADIN OYUNCU
1. Alicia Vikander (The Danish Girl): Category fraud!
2. Rooney Mara (Carol): Category fraud!
3. Jennifer Jason Leigh (The Hateful Eight): Film kadın düşmanı diyorlar. Umarım bu Leigh’nin adaylığına mal olmaz.
4. Kate Winslet (Steve Jobs): Eğer iki “lead” rakibi diğer kategoriye geçiş yapmazsa Winslet ilk beşin dışında kalabilir.
5. Julie Walters (Brooklyn): Bu filmi abartıyla sevenler Julie Walters’ı adayların arasına taşımaktan çekinmeyecektir.
Alternatifler: Jane Fonda (Youth), Joan Allen (Room), Elizabeth Banks (Love & Mercy)
Devamını görmek için tıklayınız>>>
M.Ali Kavas
16 Kasım 2015 at 23:43
Rooney Mara konusunda çok emin değilim (çünkü önünde Blanchett var.) ama Alicia Vikander -hangi dalda kampanya yaparsa yapsın- lead aday olacak bence.
Oğuz Kaygalak
17 Kasım 2015 at 00:15
Cidden uzun yıllar sonra gördüğüm en sönük filmleirn olduğu Oscar yarışı. Ben bu gidişle The Revenant’ın çok sayıda Oscar alacağını düşünmeye başladım. en az 8 tane Oscar alabilir görüntüye göre. (film, yönetmen, senaryo, kurgu, aktör, yrd. aktör, görüntü, ses)