Oscar 2016

Oscar Sohbetleri: Kasırga geliyor!

Yayınlandı

on

Geldik ödül sezonunun serpilip büyüdüğü Aralık’a… Teoride hala yeni aya girmiş sayılmayız. Fakat bugün dağıtılacak Gotham Ödülleri’nden sonra yarın NBR, Çarşamba günü NYFCC derken ortalık karışacak, düzen bozulacak. Her şeyin sır olduğu o uzun sürecin sonuna geldik yani. The Hateful Eight ve Star Wars: The Force Awakens dışında yarışı etkileme ihtimali olan filmlerden seyirci karşısına çıkmayanı kalmadı. The Revenant ile Joy’un eleştiri ambargoları hala devam etmekte. Fakat Twittersphere sağolsun, gösterimlerinin hemen ardından eleştirmenler ve sektördeki insanlardan yorumları okuyabiliyoruz. Zurnanın zırt dediği noktadayız kısacası. Artık fırtına öncesi sessizlik sona erdi. Kara bulutlar yavaş yavaş tepemize yaklaşıyor. Bakalım yağmur hangi talihlinin suratına yağacak.

Saoirse Ronan ve Domhnall Gleeson (Brooklyn)

Kesin olan bir şey var ki, bu sene beklemediğimiz filmler büyük atak yaptı. Brooklyn’in fragmanı basit bir televizyon filmini andırıyordu, şu an yarışın ilk beşinde yer aldığı iddia edilebilir. The Martian’ın seyirciyi sömürdükten sonra komodinin üzerine bırakılan parayla evine döneceğini düşünüyorduk; fakat Ridley Scott hepimize soğuk bir duş aldırmaya geliyor. Creed’i herhangi bir beklentisi olmadan gösterime sokan Warner Bros., şimdi Black Mass’den kalan zamanı bu filmi tanıtmaya ayırıyor. Room deseniz, yılın şoku. Toronto’da aldığı Seyirci Ödülü’nü kimsenin beklediğini zannetmiyorum. En azından izlemeden evvel… Yani ezberlerin bozulduğu, kağıt üzerinde yakışıklı duranların değil de gerçekten seyircinin kalbini çalmayı başaranların yılındayız.

Büyük beklentiler yaratan filmler ise birer birer batmaya devam ediyor. The Big Short, Paramount’un bu seneki tek umudu diyorduk. Şu aralar stüdyo bile durumun farkında olduğundan Anomalisa’ya ağırlık vermiş gibi hissediyoruz. The Revenant ile Joy hiç de fena olmayan iyi eleştiriler aldı. Fakat bu ikilinin yarışa yeni bir yön verme ihtimali tamamen ortadan kalkmış durumda. Gerçi her ikisinin de başrol oyuncusu hala yarıştığı kategorilerde ödülü kazanma ihtimaline sahip. Özellikle Leo’nun “favori pozisyonu” sarsılmış değil. Gerçi sarsılmadığı gibi güçlenmiş de değil. Beasts of No Nation patladı, In the Heart of the Sea daha başlamadan biten bir rüya oldu, The Danish girl ise tam anlamıyla dibi gördü. Yani Oscar filmi damgası artık tamamen bir hayal ürününden ibaret.

Cate Blanchett (Carol)

Geçtiğimiz haftanın en önemli olayı hiç şüphesiz ki Independent Spirit’in adaylarını açıklamasıydı. Geçtiğimiz yıllara göre daha özgün listeler çıkarmayı tercih etmişler. Oscar tahmininden çok, gerçekten de bağımsızlara destek veren bir tavır göze çarpıyor. Fakat eleştirmenlerin gözdesi olmasına rağmen, neden bilmem, Akademi’nin yüz çevireceğine inanılan Carol 6 dalda aday olarak Spiritler’in başını çekmiş. Üstelik Altın Küre’yi dağıtan HFPA gibi, onlar da Rooney Mara’yı lead olarak değerlendirmeye alıp aday etmişler. Gotham’da da üç kategoriye birden aday olmayı başaran Carol anlaşılan düşük umutları olan Oscar tahmincilerinin yüzünü kara çıkarmaya devam edecek. Keşke Jennifer Lawrence (Joy) ile Brie Larson’ın (Room) oylarının bölünmesinden yararlanacak Cate Blanchett üçüncü Oscar’ına kavuşabilse.

Carol’ın aksine hem Spirit’de, hem de Gotham’da En İyi Film kategorisine giremeyen bir yapım var: Room. Brie Larson’ın başrolünde yer aldığı film, Toronto’da Seyirci Ödülü’nü aldıktan sonra herkesin tahmin listelerinde ilk beşe demir atmıştı. Fakat şu an bir Gone Girl muamelesi görüyor. Larson haricinde filmi kale almayı düşünen bir grup çıkacak mı çok merak ediyorum. Eğer ki bu soğuk yaklaşım son bulmazsa A24 Films bir kez daha Oscar adaylarının açıklandığı sabah hüsrana uğrayabilir. Gerçi en kötü halde bile Larson’ın En İyi Kadın Oyuncu kategorisine sızabileceğini düşünmekteyim ben. Sadece yeterli star gücü olmadığı için ödülü almak istiyorsa, filminin en büyük Oscar dalında yer alması lazım. Çünkü aksini iddia edenlere rağmen Larson henüz favoriye dönüşüp rakipleriyle arasını açamadı.

Sylvester Stallone ve Michael B. Jordan (Creed)

Geçen haftada Sylvester Stallone’un filminden bahsettik biliyorum. Fakat şu an dört oyunculuk kategorisinde favoriye sahip olan tek kategorinin önderi kendisi. Creed’in yarattığı fırtına giderek büyümekte. Henüz bunu söylemek için çok erken; fakat bence Spotlight ve The Martian ile En İyi Film ödülünü almak için kıyasıya mücadele edecek üçüncü yapım bu. Eğer Warner Bros. gelecek pozitif eleştirileri daha önce sezmiş olsaydı, muhtemelen doğru bir vizyon tarihi ve birkaç festivalle fitili ateşleyerek yeni nesil Rocky filminin taçlanmasına yardımcı olabilirdi. Bizler de The Godfather ve The Lord of the Rings’den sonra ilk kez bir devam filminin büyük ödülü aldığına şahit olurduk. Yalnız En İyi Film kategorisinde henüz zirveye yerleşmemiş olsa da (hala umut var) Sylvester Stallone’un Oscar’ı cepte. Hem endüstrinin, hem de eleştirmenlerin sevdiği bir aktör. Ve yardımcı oyuncu kategorilerinde bu tarz geri dönüş hikayelerine bayılıyorlar. Güçlü bir rakibi de yok. Yolu açık.

Stallone’un iki hafta içerisinde yarattığı momentuma karşılık Spotlight’ın beyleri ve Bridge of Spies’dan Mark Rylance ayakta uyumakta. Neden bu isimleri sayıyorum? Çünkü Michael Keaton ve Mark Ruffalo yılın en önemli Oscar filmlerinden birinde rol aldılar ve gelen eleştiriler sayesinde kendilerini yardımcı erkek oyuncu kategorisinde bulacak gibi gözüküyorlar. Gerçi ben hala Keaton’ın geride bırakılacağını düşünüyorum, neyse. İkisi de güzel bir hikayeyle ödüle giden yolu yürüyebilirdi. Keaton, Birdman’in intikamını alır Ruffalo ise yıllardır takdir edilmeyen karakter oyuncusu olarak bir Christian Bale tablosu yaratırdı. Ama birilerinin g*tünü yalamak ve endüstrideki önemli insanlarla el sıkışmak için turlara başlamış değiller. Mark Rylance ise tamamen kayıp. Hatta Bridge of Spies için Disney’in kılını kıpırdatmadığını söylemiş geçtiğimiz günlerde Oscar bloggerı David Poland. Spielberg teknik kategorilerin dışına taşamasa ne güzel olur. Rylance’ın abartılı oyunculuğuna da pek hayran olduğumu söyleyemeyeceğim.

Güncellenmiş Oscar tahminleri: Creed ve The Martian’ı tepelere çıkardım. The Hateful Eight, The Revenant ve Joy ise birkaç sıra düştü. Artık yarış şekilleniyor. Heyecan dorukta!
En İyi Film
En İyi Yönetmen
En İyi Erkek Oyuncu
En İyi Kadın Oyuncu
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu

10 Comments

  1. kemal

    30 Kasım 2015 at 19:39

    the martian oscar ihtimali mi ? şaka oldugunu soyleyin bunun

    • Umur

      30 Kasım 2015 at 19:39

      Keşke! KEŞKE! Ben de şaka olmasını her şeyden çok istiyorum ama ödülü alacağına inananlar bile var…

      • kemal

        30 Kasım 2015 at 19:49

        valla the martianı bu kadar goklere cıkartacaklarsa matt damon da kesin aday olur bence will smithin filmi metacriticden saglam darbe yemiş,klişe bir konu var will smithde de fızıksel transform yok gibi bence adaylıgı zor. The hateful eightnin fragmanında jacksonun halleri pulp fictiondaki halleriyle benzer geldi bana.Onun da aday olacagını dusunmuyorum o yuzden

  2. Bart Holomew

    1 Aralık 2015 at 17:50

    The Martian’ın kitabını okumuş, filmin fragmanı için 2 ay boyunca her gün youtube’a filmi aratmış, ve film çıktıği gün sinemada izlemiş birisi olarak filmi çok beğenmiştim, ama OSCAR ????. Keşke gerçekten şaka olsaydı Tamam film beni ve izleyen herkesi tatmin eden bir film oldu fakat OSCAR denecek kadar değil. Eğer en iyi filme aday olursa sadece gişe başarısı ve halkın beğenisinden dolayı, ve eğer yönetmen ödülünü Scott’a verirlerse büyük rezillik olur.

    P.S Film yorumunuzu ilk okuduğumda verdiğiniz puandan dolayı OSCARBOY’a olan sevgim sarsılmıştı, fakat şimdi gerçektende hakettiği puanın bu olduğu yönündeyim. Teşekkürler OSCARBOY

  3. Bart Holomew

    1 Aralık 2015 at 17:58

    Bu arada an itibarı ile Creed imdb’de 8.7 . Elbet bu puan düşecek ama fazla değil herhalde .bu gidişle adını en iyilere yazdıracak gibi. Benim en çok garibime giden yıl boyu adı bile geçmeyen bu filmin bir anda nasıl favori olarak gösterilmesi, OSCARBOY’da bile yardımcı kategori 1. si Stallone.

    • Umur

      1 Aralık 2015 at 17:59

      Filmle ilgili detayların saklanmasından geliyor sanırım bir anda favoriye dönüşmesi. Şu an En İyi Film kategorisinde Spotlight ve The Martian’a ter döktürecek tek yapım olabilir.

  4. serefman

    1 Aralık 2015 at 19:20

    geçen yılda bu zamanlar Birdmani The Revenant yaptığın gibi 4. sıraya koymuştun diye hatırlıyorum boyhood büyük favori idi bende dahil hiç kimse boyhoodun kepazeliğinin ödül almasını istemiyordu tabiki sizde. 3 nacizane sorum olacak The Revenant ın şansı geçen yıldan dolayı mı az sizce? bu durum LEO muzu etkiler mi ? The Revenant ile ilgili kesin yorumları metacriticte ne zaman görürüz teşekkürler

    • Umur

      1 Aralık 2015 at 19:24

      The Revenant’ın şansı sadece geçen yıldan değil, film yapısından dolayı da düşük bana kalırsa. Akademi’nin diyaloğu oldukça az olan bir filmle çok bağ kurabileceğini sanmıyorum. Bir de The Revenant’a gelen tepkiler çok iki uçta. Kimisi nefret ediyor, kimisi bayılıyor. Böyle eleştiriler alan yapımlar aday olurken sıkıntı çekmez de, ödül kazanırken zorluk yaşabilir. Yalnız Leo’nun pek etkileneceğini zannetmiyorum. Çünkü erkek oyuncu kategorisinde ciddi bir favori yok. Ve fiziksel transformasyona bayılan bir kuruluşun böyle bir rolü es geçeceğini de zannetmiyorum.

      The Revenant eleştirileri ambargoda şu an. Ambargo da 4 Aralık’ta kalkıyor. Yani birkaç gün daha sabretmeniz gerekecek.

  5. serefman

    1 Aralık 2015 at 20:34

    1-Kathryn Bigelow dan bu yana yanılmıyorsam hiç abdli yönetmen en iyi yönetmen oscarını kazanamadı bu durum Tom McCarthy ve diğer abdli yönetmenlerin işine yarayabilir mi ? 2-Ridley Scott ve Iñárritu bilhassa Iñárritu 2 yıldır da meksikalı yönetmenler kazandığı için bundan olumsuz etkilenebilir mi?3- Jlaw kampanya yaparsa ödül şansı çok fazla olacağı açık bunu yapması için jlaw a fox baskı yaparmı yaparsa işe yarar mı ?4-Carey Mulligan ,- çok severim Jlaw gibi -Far from the Madding Crowd ile şansını denese daha iyi olmaz mı size göre Suffragetten daha iyi bi film ,hem Carey orda daha iyi oynamış ve daha sevimli yarışın boş olduğu düşünülürse ne dersiniz acaba ?

    • Umur

      1 Aralık 2015 at 21:31

      1 & 2 – Bu Meksikalı/Amerikan meselesinin herhangi bir etkisi olacağını zannetmiyorum. Mesela bu sene de Ridley Scott favori gibi gözüküyor, ki o da İngiliz.

      3 – Stüdyoların kampanya konusunda oyunculara baskı yapıp yapmama lüksü var mı bilmiyorum. Ama JLaw zaten bir dünya starına dönüştü son iki sene içerisinde. Kapı kapı dolaşmasa bile filmi kendi kendine seyircisini bulacaktır zaten.

      4 – Far from the Madding Crowd’ın vizyon tarihi zaten her şeyi açıklığa kavuşturuyor. Suffragette benim için de Far from the Madding Crowd’dan bir tık geride. Fakat feministlerin sesinin duyulduğu ve yarıştaki belirleyici etken haline dönüştüğü bir yılda Mulligan’ın bu filme yüklenmesi daha iyi sonuçlar doğurabilir.

Yorum yazın...Cevabı iptal et

Exit mobile version