Dizi Eleştirisi
Tembelin Günlüğü: Sezon Günlükleri Baskısı
Geçtiğimiz yıllarda eğer bir dizinin sezonunu sonlandırdıktan sonra bir şeyler karalayasım yoksa kenara çekilip yıl sonu değerlendirmelerinde izlediğimi dile getiriyordum. Ama içimdeki “Bakın ben bunu da izledim, yazmam lazım.” diyen, kulağıma “Amcalara pipini göster.” diye fısıldayan güç (?), güzden beri yazmadığım diziler hakkında da bir şeyler karalamamı emretti. Yani 1 Eylül 2015’den başlayarak, sezonunu tamamlamış fakat Oscar Boy sayfalarında Sezon Günlükleri başlıklı özel kulübe dahil olamamış yapımları konuşma vakti şimdi. Çok konuşulan Mr. Robot’un yanı sıra benim haricimde kimsenin izlemediğine inandığım Boy Meets Girl ve Documentary Now gibi diziler de var listede. Buyursunlar:
Erkenden internete sızınca küçük çaplı bir deprem yaratmıştı Mr. Robot. Bu The Girl with the Dragon Tattoo üzerinden David Fincher ile ufak bir bağ kuran yapım, meğer hepimizi kandırıp asıl sürprizini Fight Club’a sırnaşmak için saklamış. Daha evvel pek çok dizide ufak rollerde izlediğimiz Rami Malek’in ilk başrolü bu. Depresyon ve sosyal anksiyete bozukluğu olan esas oğlanımızın paranoyalarla dolu dünyasına ufak ufak adım attırıyor dizi bizlere. Önce çalıştığı şirketin temsil ettiği kuruluşlardan ne kadar nefret ettiğini öğreniyoruz, ardından da başında “Mr. Robot”un yer aldığı bir ekibe katılıp bu şirketlerden en yozlaşmışını alaşağı etmesini. Pilot bölümüyle büyük bir heyecan yaratan yapımın iki büyük sıkıntısı var. Bunlardan birincisi sezon boyunca yaşadığı tempo düşüklüğü ve neredeyse her bölümünün sarkmalara ev sahipliği yapması. Biraz da internet fenomenine dönüşen ilk bölümün gölgesinden kalktı tabi. İkinci problem ise Fincher’a selam gönderme kısmında işi abartan senaristler. Kullandıkları Pixies şarkısı, Elliot’ın soru işaretleriyle dolu dünyasının bağlandığı nokta… Hatta yanlış hatırlamıyorsam dokuzuncu bölümde direkt Fight Club’ın taslağını alarak onun üzerine çalışmışlar gibi bir his uyandırıyordu. İkinci sezonda ne kadar toparlayabilecekler mi çok merak ediyorum.
En İyi Bölüm: eps1.0_hellofriend.mov (Bölüm 1)
Sezon Boyu Spotlight Ödülü: Rami Malek (Elliot Alderson)
Sezon Notu: B
Kendileriyle barışık güzel insanların ülkesi Birleşik Krallık’dan çıkma bir komedi Vicious. Ian McKellen ve Derek Jacobi’nin uzun zamandır birlikte olan huysuz bir eşcinsel çifti canlandırdığı yapım geçtiğimiz sezon hızlı bir başlangıç yapmıştı. Bu yıl ise bu birlikteliği artık bir resmiyete bağlayıp, tamamen düğünlerine odaklı 6 bölüm izledik. Ekranın belki de en sevimli çifti olan Stuart ve Freddie’nin arkadaşları da tabi ki de bu uzun süreçte bize eşlik ettiler. Özellikle Penelope karakterini canlandıran Marcia Warren’ın bolca sahne çaldığı, Game of Thrones’dan da tanıdığımız Iwan Rheon’un komediye daha da ısındığı bir yıl idi. Henüz resmi bir açıklama yapılmasa da ITV’nin elindeki en çok reyting yapan komedilerden biri olduğu için muhtemelen üçüncü sezon haberi de yakın bir zamanda gelir. Hala Vicious izlemeyenler için de hatırlatayım, birinci sezon sonrasında yayınlanan Christmas bölümünde ufak bir sürpriz var. Hem de Judi Dench’den! Eğer İngilizler’in hazine değerindeki bu pek kıymetli oyuncularını aynı projede görmek istiyorsanız, mutlaka Vicious’ın kapısını tıklatın.
En İyi Bölüm: Wedding (Bölüm 6)
Sezon Boyu Spotlight Ödülü: Marcia Warren (Penelope)
Sezon Notu: B+
Bir başka bilinmeyen ITV komedisi daha! Looking sayesinde hayran kitlesini genişleten Russell Tovey’nin başrollerinde yer aldığı yapım, üçüncü yılını tamamladı. Komedi duayeni Sarah Hadland ile karşılıklı döktüren Tovey bu sezon sahneyi kadınlara bırakıp spot ışıklarının altından çekilmiş. Hadland’in amirliğini yaptığı iş bulma merkezinde çalışan problemli Angela (Jo Enright), geçtiğimiz yıl diziye güzel bir başlangıç yapan Natalie (Laura Aikman) ve temizlik takıntılı Janette (Angela Curran) her bölümde bol desibelli kahkahalar attırdı izleyicisine. Sitcom mantığında ilerlediği için konusu hakkında ne söylenebilir bilmiyorum. Ama şunu diyeyim, İngilizler’in mizah anlayışına cuk oturan ve bir yandan da yeni jenerasyonu hedefleyen bir yapım The Job Lot. Klasik komediye dönüş yaptığı anlarda bile ani bir manevrayla önünüze Sarah Hadland’in harika esprilerini sunabiliyor. Ayrıca daha evvel Miranda Hart’ın kendi adını verdiği yapımda bambaşka bir deneyim yaşayan Hadland’in yeteneklerinin ne kadar geniş bir skalaya sahip olduğunu görmek için de mutlaka denenmeli.
En İyi Bölüm: Pregnant (Bölüm 1)
Sezon Boyu Spotlight Ödülü: Sarah Hadland (Trish)
Sezon Notu: A-
Bizim ülkemizde kabloludaki HBO ya da Showtime kadar tanınmayan bir kanal IFC. Ama uzunca bir süredir Portlandia ve Maron gibi yapımlarla epey bir takipçi edindiler kendine. Documentary Now, zaten Portlandia sebebiyle kanalla çalışan Fred Armisen’ın Saturday Night Live’daki mesai arkadaşlarıyla ortaya çıkardığı bir proje. Sinema sevdalısı bu ufak grup bir araya gelerek meşhur belgesellerin parodilerini yapmışlar. Grey Gardens’la başladıkları sezonda Nanook of the North gibi klasikleree, History of the Eagles gibi daha yakın tarihten işlere de yer verdiler. Ben Fred Armisen ve Bill Hader ikilisine zaten SNL sebebiyle hayranım. Seth Meyers’ın yetenekleri de ortada. Late Night kuşağındaki en yetenekli yüz olabilir. Peki Documentary Now bu üç harika beyinden çıktığı için tam anlamıyla kusursuz mu? Pek değil. Fakat böyle deneysel bir projeye yer verdiği için IFC’ye şapka çıkarmak lazım. Ben belki de parodilerin sevdalısı olmadığım için sıkıntı yaşıyorum. Fakat daha aşina olduğum Grey Gardens bölümünü büyük bir zevkle izlediğimi itiraf etmem lazım.
En İyi Bölüm: Sandy Passage (Bölüm 1)
Sezon Boyu Spotlight Ödülü: Bill Hader
Sezon Notu: B
Video klip yayınlamayı bırakıp orijinal programcılığa geçiş yapan ve yan kuruluşlarında müzik yayınına devam eden MTV, son birkaç senedir genç nesile hitap eden diziler yapmaya başladı. Yalnız bir zamanlar her şeyin ilki olmak için çabalayan kanaldan çıkan tüm dizilerde at gözlüksüz bir nesilin bağıra çağıra geldiğinin işareti veriliyor. Teen Wolf ve Awkward’dan sonra başlayan bu yeni yapım, Faking It, lisede popüler olabilmek için lezbiyen çift numarası yapan iki arkadaşı anlatmakta. Tabi böyle söyleyince inanılmaz ucuz bir sinyal verdi biliyorum. Fakat dizi o gitgelleri atlatıp, cinsel kimliğini yeni keşfeden 16-17 yaşındaki liseli gençlerin komik hikayelerinin yer aldığı oldukça eğlenceli bir şeye dönüştü. Bir kere kafanızı nereye çevirseniz birbirinden yetenekli yepyeni yüzlerle karşılaşıyorsunuz. Üstelik bu sene hikaye yerine oturduğu için The Breakfast Club’a adanan bir bölümle de doygun bir hale dönüştü. Umuyorum giderek artan hayran kitlesi katlanır da Faking It’in de bir gün MTV’nin popüler dizisi Teen Wolf ya da onunla aynı tonda olan Ryan Murphy işi Glee kadar ünlü olduğunu görürüz.
En İyi Bölüm: Boiling Point (Bölüm 15)
Sezon Boyu Spotlight Ödülü: Katie Stevens (Karma Ashcroft)
Sezon Notu: B+
BBC’de yayınlanmış ufak bir mini dizi Boy Meets Girl. Transseksüel aktris Rebecca Root’un kendi deneyimlerinden yola çıkılarak yaşadığı bir ilişki ve erkek arkadaşının ailesinin Root’un kimliğine verdiği tepkiler bazen komik, bazen dramatik bir şekilde ele alınıyor. Çok iyi bir dizi olduğunu söylemek mümkün değil. Ama alanında başarılı televizyon oyuncuları bir araya getirilerek sıcacık bir cast oluşturulmuş. O yüzden dizinin misyonunu unutup, dürüst olduğu noktalara odaklanarak keyif almayı başarabiliyorsunuz. Yalnız Nigel Betts yerine başka bir aktör seçilseydi daha mı iyi olurdu diye düşünmedim değil. Bu arada Rebecca Root bir nevi Birleşik Krallık’ın Laverne Cox’ı sayılır. Uzunca bir süredir stand-up şovlarına devam ettiğinden halk onu gayet iyi tanıyor. Hatta önümüzdeki aylarda izleme şansına erişeceğimiz The Danish Girl’de de ufak bir rol kapmış kendileri. Bakalım Boy Meets Girl ile BAFTA’nın televizyon adayları arasında görebilecek miyiz.
En İyi Bölüm: Episode 1 (Bölüm 1)
Sezon Boyu Spotlight Ödülü: Janine Duvitski (Peggy)
Sezon Notu: B-