Oscar 2016

Oscar Sohbetleri: Kim Gyllenhaal, kim Bradley olacak?

Yayınlandı

on

Daisy Ridley (Star Wars: The Force Awakens)

Her sene olduğu gibi bu sene de ödül sezonunun başlamasıyla birlikte etraf istatistikler üzerinden tahminler yapan ve daha uzun bir süredir oyunun içerisinde olan bizleri de ikna çabasındaki sinemaseverlerle dolu. SAG (Oyuncular Birliği), Altın Küre ve Critics’ Choice’un her ne kadar yarışta etkisi olsa da bitiş çizgisine kadar daha uzun bir yolumuz olduğunun farkında değiller muhtemelen. Ben hemen bilmeyenler ya da tekrar hatırlamak isteyenler için ufak hatırlatmalar yapayım. Efendim, öncelikle bahsi geçen üç grubun oylama tarihleri Oscarlar’ı dağıtan Akademi’den çok farklı. Erkenden oy pusulalarını ellerine aldıkları için çoğu zaman Aralık ayında gösterime giren yapımlara yer veremiyorlar. Kimi zaman screener dediğimiz DVD türevi meret ellerine geçmediği için (The Hateful Eight), kimi zamansa filmi gerçekten sevmedikleri için (Joy) saf dışı bırakabiliyorlar. Ama mesela bu yıl Star Wars: The Force Awakens’ı hiçbiri izlemedi bu grupların. Ve daha evvel Oscar’da başarılı elde etmiş serinin nasıl bir sonuç elde edeceği hakkında en ufak fikrimiz yok.

Bir diğer önemli mesele ise bahsettiğimiz grupların Akademi’den farklı üyelere sahip olması. Akademi dediğimiz oluşum 6000 kişilik, sektörün türlü türlü branşlarında çalışan insanlarla dolu. SAG (Oyuncular Birliği), herhangi bir diş ipi ya da tampon reklamında oynamanız dahilinde üye olabildiğiniz bir sendika. On binlerce üyeleri var ve filmleri değerlendiren komiteleri de her sene değişiyor. Altın Küre ise Yabancı Basın Birliği tarafından dağıtılmakta. Akademi’yle tek bir ortak üyeleri yok. ABD’de ikamet eden ve çoğu aktif olarak çalışmayan gazetecilerle dolu, tek gösterimde filmleri aradan çıkarabilen yaklaşık 100 kişilik bir kalabalıktan bahsediyoruz. Critics’ Choice da adından anlaşılacağı üzere eleştirmenlerin oluşturduğu bir topluluk. Yani tam bağımsız dört farklı gruptan bahsediyoruz. Fakat BAFTA adaylarını açıkladıktan sonra Akademi ile olan benzerliklerini konuşabilirsiniz. Gerçi birinin üyeleri tamamen İngiliz, diğeri ise Amerikan ağırlıklı.

Ian McKellen (Mr. Holmes)

O yüzden sevgili ödül sezonu aşıkları ve sinemaseverler; SAG – Altın Küre – Critics’ Choice üçlüsü kesinlikle bize yarış hakkında bilgi verse de Oscar’ın göstergesi değil. Evet, iş kazananlara geçtiğinde hepsi birbirinden kopya çekerek aynı ismi seçiyor. Çünkü ödül sezonu artık büyük seçim kampanyalarına dönüştü ve hak eden değil en çok para harcayan, performansıyla aklınızı başınızdan alan değil en çok oy dilenen, en iyi değil en gösterişli işi ortaya koyanlar kazanıyor. Dolayısıyla Helen Mirren’ın (Trumbo) üç gruptan da adaylık alması onu kesin bir Oscar adayı yapmayacağı gibi, Ian McKellen’ın (Mr. Holmes) herkes tarafından es geçilmesi de onu yarış dışı bırakmıyor. Geçtiğimiz sene hatırlarsanız Jake Gyllenhaal (Nightcrawler) sadece SAG, Altın Küre ve Critics Choice’a aday olmakla kalmayıp BAFTA listelerine de girmiş ama Akademi tarafından görmezden gelinmişti. Bradley Cooper (American Sniper) ise sıfır kampanyayla ve saydığım tüm bu majör ödül gruplarını es geçerek Oscar’a aday olmayı başarmıştı. O yüzden asıl sorumuz şu: Bu senenin Jake Gyllenhaal ve Bradley Cooperlar’ı kim?

Dilerseniz kim, SAG – Altın Küre – Critics’ Choice kutsal üçlüsünün kaçına aday olmuş onlara bakıp,  sırasıyla dört oyunculuk kategorisine de masaya yatıralım. Hemen bakıyoruz:

Bryan Cranston (Trumbo)

ERKEK OYUNCU
3/3: 
Bryan Cranston (Trumbo), Leonardo DiCaprio (The Revenant), Michael Fassbender (Steve Jobs), Eddie Redmayne (The Danish Girl)
2/3: Johnny Depp (Black Mass), Matt Damon (The Martian)
1/3: Will Smith (Concussion), Steve Carell (The Big Short)
0/3: Ian McKellen (Mr. Holmes), Michael B. Jordan (Creed), Samuel L. Jackson (The Hateful Eight), Tom Hanks (Bridge of Spies)

Leonardo DiCaprio (The Revenant), Eddie Redmayne (The Danish Girl) ve Michael Fassbender’ın (Steve Jobs) yarışı önde götürdüğünün hepimiz farkındaydık zaten. Bryan Cranston’la ilgili şüphelerimiz gelen adaylıklarla temizlendi. Fakat üç grubun desteği de farklı şekillerde yorumlanabilir. Bizim ülkemizdekinden farklı olarak Amerika’da televizyon ve film oyuncuları arasında ciddi bir basamak farkı var. Evet, büyük yüzlerin dizilere gelmesiyle birlikte bu farklılık epey saydamlaştı. Ama dikkatinizi çekiyorsa HBO’da ya da Netflix’de Jennifer Lawrence ve Leonardo DiCaprio gibi dev yıldızları değil bağımsız sinemada meşhur olmuş aktörleri, gözden düşmüş veteranları ve modası geçmiş oyuncuları görüyorsunuz. O yüzden Breaking Bad’in uluslararası başarısı film çevrelerinin Bryan Cranston’ı tanıması için yeterli değil. Bu mantıkla The Sopranos, The West Wing, Six Feet Under ve daha pek çok efsanevi projedeki aktörün de Oscar adaylıkları toplaması gerekirdi. Fakat doğru projelerle buluştuklarında bile (bkz. James Gandolfini, Enough Said) olmadı. Yani demem o ki ben de tahmin listeme dahil etmiş olmama rağmen Bryan Cranston aday olamayabilir. Zaten SAG, Critics’ Choice ve Altın Küre televizyon ödülleri de dağıtan, dizilere hakim olan gruplar. Akademi’nin zevkleri ise bambaşka. Eğer BAFTA’ya aday olmayı başarırsa işte o zaman kesin olarak onu dördüncü sıraya yerleştirebiliriz.

Matt Damon (The Martian)

Geliyorum 2/3 yapan Matt Damon (The Martian) ve Johnny Depp’e (Black Mass). Birisinin filmi çok beğenildiği için yarışta, diğerinin ise kariyerinin performansını verdiği iddia ediliyor. Lakin sıkıntı birincilik oylarında. Şimdi şöyle düşünelim; Akademi’nin yeni oylama sistemi beşinci senesine giriyor. Artık aday olabilmek için gelen oyların %5’inde birinci sırada yer almanız gerek. Ve adaylar belirlenirken de sadece sizin mesleğinizdeki insanların o kategoride oy kullanabildiğini unutmayın (Yani aktörler aktörlere, senaristler senaristlere vb.). Şimdi bu burnu büyük kalabalığın ne kadarının Matt Damon ile Johnny Depp’e sırf star ışıkları için oy vereceğine inanıyorsunuz? İşte benim sezon başından beri bu ikiliyi tahmin listeme koymakta tereddüt etmemin en büyük sebebi bu. Arkasında İngiliz üyelerin oyunu biriktiren ve abartılı kampanyasıyla Los Angeles’ı fetheden Ian McKellen (Mr. Holmes) ne olacak? Aynı şekilde aday olabilmek için kendini kucaktan kucağa atan Will Smith (Concussion) geri planda mı kalacak? Bir de Michael B. Jordan (Creed) ile Samuel L. Jackson (The Hateful Eight) ikilisi var. Büyük hayranları olan filmlerde rol almaktalar ve gözünü kırpmadan bu filmlere birincilik oyu atabilecek bir kesim mevcut. Çoğunu da oyuncular oluşturmakta. Belki teknik branşlardaki üyeler de oyunculuk dallarına oy atabilseydi Damon’ın bir yerlerden pörtlemesine daha çok inanabilirdim, onu da ekleyeyim.

Jennifer Lawrence (Joy)

KADIN OYUNCU
3/3: 
Cate Blanchett (Carol), Brie Larson (Room), Saoirse Ronan (Brooklyn)
2/3: Jennifer Lawrence (Joy)
1/3: Helen Mirren (Woman in Gold), Sarah Silverman (I Smile Back), Amy Schumer (Trainwreck), Maggie Smith (The Lady in the Van), Lily Tomlin (Grandma), Charlotte Rampling (45 Years), Charlize Theron (Mad Max: Fury Road)
0/3: Carey Mulligan (Suffragette), Blythe Danner (I’ll See You in My Dreams)

Geçiyorum kadın oyuncu yarışına. Saoirse Ronan (Brooklyn), Cate Blanchett (Carol) ve Brie Larson (Room) başından beri bu yarışın öncüleriydi ve öyle olmaya da devam edecekler. Bu üçlüden sonrası ise koca bir muamma. Joy’un aldığı eleştiriler hakikaten korkunç. Kurgu masasında felakete dönüşen American Hustle’ı bile bağırlarına basmıştı eleştirmenler, fakat Joy üvey evlat muamelesi görüyor. O yüzden de kadın oyuncu kategorisi haricinde hiçbir yerde karşımıza çıkmayacak. Ben Jennifer Lawrence’ın yerini de çok sağlam görmememe rağmen şu an en büyük starlarımızdan biri olduğu için, ekran karizmasıyla bu adaylığı koparır gibi hissediyorum. Hatta öyle ki, sezon başından beri papağan gibi tekrarladığım üzere, eğer film biraz olsun iyi çıkmış olsaydı ikinci Oscar’ının sohbetini bile yapabilirdik. Fakat şu saatten sonra Joy bir mucize gerçekleştirip En İyi Film dalına sızmazsa işi zor.

Charlotte Rampling (45 Years)

Beşinci sıra için türlü komplo teorileri üretebilirsiniz. Geçtiğimiz yıl Julianne Moore’un rüyalarını gerçeğe dönüştüren Sony Pictures Classics’in (SPC) elinde iki kilit aktris var: Maggie Smith (The Lady in the Van) ve Lily Tomlin (Grandma). Yıllardır geçtim kampanya yapmayı, ABD’ye ayağını basmayan Maggie Smith, Altın Küre’ye katılacağını duyurdu. Bu SPC’nin bir şeyler hedeflediğini gösteriyor. Akademi 30 Aralık  ile 8 Ocak arasında oy kullanacağı için eğer ki Dame Maggie erkenden Los Angeles yollarına düşer ve birkaç yerde boy gösterirse tüm dengeler değişebilir. Eleştirmenler haricinde henüz sektörden bir destek aldığını göremediğimiz Charlotte Rampling (45 Years) ise herkesin inanmak istediği bir rüya gibi. Bugüne kadar bir tek BFCA’de ismi geçip Oscar adaylığı koparan birkaç örnek var. En basitinden aklıma Marion Cotillard (Two Days, One Night) geliyor. Fakat Rampling mukayese edildiği Cotillard kadar tanınıyor mu ya da akranı Emmanuelle Riva kadar konuşulan bir filmi mi var? Bu tahmine çok güvenmediğim için aklıma bir başka seçenek, Rooney Mara (Carol) geliyor. Malum yardımcı dalda yarıştırıldığından dolayı tepki gösteren ciddi bir kalabalık var. Ve bu tarz kategori karmaşalarına bazen Akademi’nin de tepki verdiğine (bkz. Kate Winslet, Catalina Sandino Moreno) şahit olabiliyoruz.

Sylvester Stallone (Creed)

YARDIMCI ERKEK OYUNCU
3/3: 
Mark Rylance (Bridge of Spies), Michael Shannon (99 Homes)
2/3: Christian Bale (The Big Short), Idris Elba (Beasts of No Nation), Paul Dano (Love & Mercy), Idris Elba (Beasts of No Nation)
1/3: Jacob Tremblay (Room), Tom Hardy (The Revenant), Mark Ruffalo (Spotlight)
0/3: Michael Keaton (Spotlight), Walton Goggins (The Hateful Eight), Benicio Del Toro (Sicario)

İçinden çıkması en zor kategoriye geldi sıra: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu. Sylvester Stallone (Creed) kesin kazanacak diyorken, erkenden gösterime girmesine rağmen SAG adaylığı koparamadı. Mark Rylance (Bridge of Spies) filmin de rüzgarıyla ödülü alabilir dedik. Bu sefer de Bridge of Spies, SAG ile Altın Küre’den darbe yedi. Çok güvenilen Michael Keaton’ın (Spotlight) yerinde ise yeller esiyor. Rol arkadaşı Mark Ruffalo ile birlikte, tüm kadro olarak yardımcı erkek oyuncu dalında yarıştırılmanın ceremesini çekiyorlar. Lakin Ruffalo, eleştirmenlerin adayları arasına girmeyi başarmış. Ki geçen sene Keaton’ın üzerine salyalarını akıtan Critics Choice’un Ruffalo’yu tercih edeceğine kimse inanmamıştı. Bunlar yetmezmiş gibi Michael Shannon’ın (99 Homes) yaptığı sürpriz var. Yarışa yeni dahil olan minicik bir şirket, sektörün çok da aşina olmadığı bir karakter oyuncusunu takdir etmez diyenler, arka arkaya gelen üç adaylıkla şoka girdi.

Idris Elba (Beasts of No Nation)

Bitti mi? Hayır! Yardımcı oyuncu dallarında her daim daha başarılı olan çocuk oyuncuları temsilen Jacob Tremblay (Room) de şansını deneyecek. En İyi Film adaylığı almasına herkes kesin gözüyle baktığı için ben ciddiye alınması gerektiğini düşünüyorum. Netflix’in televizyondan sonra sinemaya da el atmasına sinirlenenler sebebiyle Beasts of No Nation’ın veto edileceğini düşünenler ise hayatının şokunu yaşamakta. Idris Elba, SAG ile Altın Küre’ye aday olmayı başardı. Geçtim Netflix damgasını, şiddet içerikli sahneler bile etki etmiyor. Ve Paul Dano (Love & Mercy) var bir diğer yanda. SAG’den adaylık koparmış olsaydı muhtemelen kendi tahmin listemde ilk üçe, hatta birinciliğe yerleştirebilirdim. Fakat sektörün yan çizmiş olması Dano konusunda kafamı karıştırıyor. Christian Bale’ı da unutmadan ekleyeyim. The Big Short aradığını bulamadı derken, harika tepkiler gelmeye başladı. En İyi Film kategorisine girme umutları günden güne artıyor. Dolayısıyla kadrodan bir oyuncunun da adaylık koparabilme ihtimali gündemde. Steve Carell’in yarıştığı lead kategoride yarış çok kalabalık olduğu için Christian Bale’ın önü daha açık.

Alicia Vikander (The Danish Girl)

YARDIMCI KADIN OYUNCU
3/3: 
Rooney Mara (Carol), Helen Mirren (Trumbo), Alicia Vikander (The Danish Girl), Kate Winslet (Steve Jobs)
2/3: Rachel McAdams (Spotlight), Jennifer Jason Leigh (The Hateful Eight)
1/3: Jane Fonda (Youth), Alicia Vikander (Ex Machina)
0/3: Kristen Stewart (Clouds of Sils Maria), Julie Walters (Brooklyn), Joan Allen (Room), Mya Taylor (Tangerine), Elizabeth Banks (Love & Mercy)

Ve son olarak yardımcı kadın oyuncular… En büyük sıkıntı, Alicia Vikander (The Danish Girl) ile Rooney Mara’nın (Carol) başrol olmasına rağmen bu dala aday olabilmek için kampanya yapması. Eğer ikisi de Altın Küre’de olduğu gibi ana dala atılır, ya da her iki kategoride de aday olacak kadar oy toplayamazsa yarışın tüm seyri değişebilir. Diyelim ki bir sorun çıkmadı ve aday oldular. Bu ikilinin yanına da Kate Winslet (Steve Jobs) eklendi. Peki sonrası ne olacak? Helen Mirren (Trumbo) biliyorsunuz ki herkesi şaşırtan bir aday oldu. Üç grubu da ıskalamaması kafalarda soru işaretleri oluşturdu. Eğer ki Vikander ile Mara’dan en az bir tanesi lead adayı olursa işte o zaman Mirren’ın ihtimallerine daha çok inanacağım. Ama şu haliyle birincilik oyları meselesi kafama takılıyor. Jennifer Jason Leigh (The Hateful Eight) filmi geç gösterime girdiği ve SAG üyelerine screener gönderilmediği için orayı ıskaladı. Oscar adayları arasına girmekte sıkıntı çekeceğini zannetmiyorum. Hatta bana kalırsa ödülü almak için şimdilik favori.

Jane Fonda (Youth)

Jane Fonda’nın (Youth) kısacık performansını duymayan kalmadı. Başarılı aktris de yıllar sonra doğru düzgün bir rol bulmuş olmanın heyecanıyla tam gaz kampanya yapıyor. Peki işe yarayacak mı? Bilmiyorum. La grande bellezza, Akademi’den geçer not aldığı için Sorrentino’nun her şeyine alkış tutacaklarını düşünenler var. Fakat Yabancı Dilde En İyi Film dalının bambaşka bir oylama metoduna sahip olduğuna hatırlatmak istiyorum. Sadece gönüllü olanlar ve o filmleri izleyenler oy kullanabiliyor. Youth ise ezbere oy veren olmadığı müddetçe Akademi’nin çok da kucaklamaya meyilli olacağı bir yapım değil. Dolayısıyla Fonda’nın Oscar adaylarının açıklandığı sabah uykusundan uyanmasına gerek kalmayabilir. Yalnız Fonda’yı atınca da geriye pek bir seçenek kalmıyor. Rachel McAdams’ın (Spotlight) performansı gösterişli değilmiş. Kristen Stewart (Clouds of Sils Maria) çok geç kampanya yapmaya başlamış. Elizabeth Banks’e (Love & Mercy) zaten SAG destek vermediyse, kim verecek? Belki geçen senelerdeki Laura Dern ya da Jacki Weaver örnekleri gibi Joan Allen (Room) ya da Julie Walters (Brooklyn) filmlerinin sevilmelerine bağlı olarak sürpriz yapar. Tam bir kaos kısacası.

Güncellenmiş Oscar Tahminleri
En İyi Film

En İyi Yönetmen
En İyi Erkek Oyuncu
En İyi Kadın Oyuncu
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
En İyi Özgün & Uyarlama Senaryo
Teknik Kategoriler
Yabancı Film, Animasyon & Belgesel

 

Yorum yazın...Cevabı iptal et

Exit mobile version