Yönetmen: Nicolas Winding Refn | Oyuncular: Elle Fanning, Karl Glusman, Jena Malone, Bella Heathcote, Abbey Lee, Christina Hendricks, Keanu Reeves, Desmond Harrington, Alessandro Nivola, Charles Baker, Jamie Clayton | Senaryo: Mary Laws, Nicolas Winding Refn ve Polly Stenham | 117 dakika | Gerilim, Korku
| B+ |
Görselliğin hikayenin önüne geçtiği evrende bir tekneye atlayıp liman liman gezen Nicolas Winding Refn, seyircisinde enseden başlayan bir irkilme başlatan Only God Forgives isimli fecaatinden sonra tek atımlık kurşunlar başlığının altına başını sığdıracak kadar bir yer bulup yerleşmişti. Cannes’dan gelen bol yuhalama haberli The Neon Demon da acaba Drive’da meşk ettiğimiz video klip estetiğini esas bilmiş yönetmenle yine yıldızlarımız barışmayacak mı sorusunu sordursa da içinden janjanlı bir hediye paketi çıktı. Yeteneği yaşından büyük Elle Fanning’in başrolünde yer aldığı yapım bugüne kadar bağımsız korku sinemasından bol bütçeli bağımsızına kadar konu olmuş bir mevzuyu, küçük şehirden şöhret uğruna kurtlar sofrasına vizesiz gelen bir hanım kızımızı anlatıyor. Yalnız görselliğinin albenisinden yorgun düşmüş yönetmenimiz bu sefer çok şey anlatmaya çalışırken hiçbir şey anlatamamak yerine direkt okul kitabı tanımlamalarıyla kapitalizmin takdirine kurban olmuş özgürlükler ülkesinde çoktan yozlaşmış bir sektörü ve hayat düzenini en basit hâlinde ekrana taşıyor. The Neon Demon seyircisine yorucu metaforlarla ziyafet sofrası kurmaktan kaçınırken tüm odağını “Daha ne kadar güzel gözükebilirim?” sorusuna cevap aramaya saklamış. Bu yüzden de eforsuzca değil aksine tam güç çalışır haliyle güzel, özel. Güzelliği kaynağında ararken et lokmasıyla karnını doyuran hırs erbapları ve çekici kadın varsa lezbiyen eğilim de vardır mantığı gibi klişelerine rağmen dur şu kabusun bir ucundan ben de tutayım, Refn’in bakış açısına konuşlanıp “Beauty isn’t everything, it’s the only thing.” diye sayıklayayım istedim. En mide bulandırıcı noktasında bile aşırı stilizasyondan gözlere bayram yaşatıp, inatla marifet içte değil dışta diyen bir anlatı. Şaşırtıcı ama beğendim!