Dizi Eleştirisi

BoJack Horseman – 3. Sezon

Yayınlandı

on

Yaratıcı: Raphael Bob-Waksberg | Seslendirenler: Will Arnett, Amy Sedaris, Alison Brie, Paul F. Tompkins, Aaron Paul, Angela Bassett, Diedrich Bader, Abbi Jacobson, Margo Martindale, Patton Oswalt, Kristen Schaal, Stanley Tucci, J.K. Simmons, Daniele Gaither, Adam Conover, Maria Bamford, Keith Olbermann, Wyatt Cenac, Cedric Yarbrough, Raphael Bob-Waksberg, Ben Schwartz, Fielding Edlow, Keith Olbermann, Rachel Bloom, Alan Arkin, Kristin Chenoweth, Jeffrey Wright, Constance Zimmer, Lake Bell, Ilana Glazer, Lorriane Bracco, Jake Johnson, Melissa Leo, Weird Al Yankovic, Jessica Biel, Candice Bergen, Emily Deschanel, Dave Franco, Jorge Garcia, Wiz Khalifa, Greg Kinnear, Natasha Leggero, Leonard Maltin, Neil deGrasse Tyson, Tessa Thompson, Rufus Wainwright, Anna Devere Smith | 25 dakika | Netflix

| A+ |


BoJack Horseman’ın absürt bir komedi gibi başlayıp kendi janjanlı hayatının içinde var oluşuyla ilgili sorulara cevap arayan bir adamın depresyon hikayesine evrilmesi televizyonun şahit olduğu en mühim olaylardan biri bana kalırsa. Dizinin yaratıcısı ve senarist ekibi bunu planlı olarak mı gerçekleştirdi bilmiyorum. Fakat BoJack üçüncü sezon posterinde de görüldüğü gibi Tony Soprano, Don Draper ve Frank Underwood’dan sonraki en önemli kurgusal erkek karakter sayılabilir artık. Dizi, hayat denilen tadı kaçmış kokteyli anlatmak için kollarını sıvadığında komedi yeteneklerini de tamamen bir köşeye itmek yerine tüm marifetlerini birbirine asimile ederek leziz bir formül çıkardı ortaya. Bir amaçtan diğerine koşturduğumuz kör dünyamızı 90’lı yıllarda yer aldığı bir sitcom’la meşhur olmuş BoJack, bir at adam üzerinden anlatabiliyor olması şaşkınlığımın en büyük sebebi. O kadar karanlık ve derin bir noktaya uzandı ki hikaye artık buradan geri dönüş olmadığını, dizinin her bölümde kalemin ucunu biraz daha sivrilterek fâni hayatlarımıza dair tüm acı gerçekleri suratımıza vuracağını biliyoruz. Her sezona bir ya da iki enfes bölüm sığdıran ekip bu sefer bonkörlükten neredeyse her bölümü televizyon tarihine geçecek bir sezon oluşturmuş. Sarah Lynn’in kaderi, denizaltında geçen sessiz hikaye, The Closer kimliğiyle BoJack’in sorunlarının dibine inilmesi, tüketici toplumun kürtaj üzerine bilmiş sözler etmesine yapılan isyan ve tabii o final anı… Bir de tüm bunlar yetmezmiş gibi bizim sadece dışarıdan parıltısına şahit olduğumuz ödül mevsiminin kapılarını aralayıp esasında ne kadar da aptalca bir düzenekle muhattap olduğumuzu da gösterdiler. Oscar’dan Altın Küre’ye, ödül sezonundan çalışan strateji uzmanlarından sektörün yücelttiği manchild aktörlere kadar herkese bir gönderme var. Daha iyi olamaz dediğimiz her anda seyircisini yanıltıp bayrağı bir üst basamağa daha çıkaran, özellikle animasyon bazında öncü bir iş BoJack Horseman. Netflix’in de insanlığa bahşettiği açık ara en iyi dizi. Devrim televizyonda gerçekleşiyor, ama siz izlemiyorsunuz.

1 Comment

  1. Onur

    5 Aralık 2016 at 14:08

    O kadar ağır bir dizi ki ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Diziyi rastgele keşfetmiştim Aaron Paul’un imdb sayfasından görüp başlayayım dedim. İlk sezon ara ara drama içerse de çok komik bir sezondu. Birazcık beklenti yaratsa devamı için çok da bir şey ummuyor insan. Sonra yeni sezon ile başlayan iç karartıcı diyaloglar, olaylar ve ana karakterin(Bojack) sürekli kim olduğunu ve niye öyle biri olduğunu sorgulaması gerçekten dizinin çok ciddi bir dönüşüm içine girdiğini gösterdi. Son sezondan bahsetmiyorum bile. O kadar karanlık bir diziydi ki başka bir dizi beni dram anlamında bu kadar etkiledi mi hatırlamıyorum. Kesinlikle ön yargı ile yaklaşılmaması gereken bir dizi. Baş yapıt olmaya aday…

Yorum yazın...Cevabı iptal et

Exit mobile version