Yönetmen: Christian Desmares & Franck Ekinci | Seslendirme: Marion Cotillard, Philippe Katerine, Jean Rochefort, Olivier Gourmet, Marc-André Grondin, Bouli Lanners, Anne Coesens, Benoît Brière | Senaryo: Franck Ekinci & Benjamin Legrand | 106 dakika | Animasyon, Komedi, Macera
| B |
Çizgi roman çizim türlerinden bahsederken sıkça kullanılan steampunk kelimesi esasında bilimkurgunun bir alt türü. Buharlı makinelerin insan evladından daha çok gözüktüğü, bir kömürlü teknoloji pornosu. Kafanızda daha iyi bir tablo oluşsun diye George Miller’ın Mad Max serisi, Scorsese’nin Hugo’su ve Jean-Pierre Jeunet’nin pek sevdiğim The City of Lost Children’ı paslı demirler dünyasında yol alan steampunk filmler olarak örnek verilebilir. April and the Extraordinary World isimli animasyon da bu türe ait olduğunun sinyallerini her sahnede bas bas bağıran bir animasyon. Yaptıkları büyük icatlarla sanayide devrim yaşatan bilim insanlarının bir bir kaybolduğu ve dolayısıyla dünyayı katleden çevre düşmanı makinaların ömrünü devam ettirdiği alternatif bir varoluşta geçen öykü, yaşadığımız senaryolar farklı olsa da hırsların çaktırmadan ipleri eline aldığı dünyada ne kadar kirli bir geleceğe doğru yol aldığımızı anlatma gayretinde. Steampunk estetiği kimi zaman yorucu bir hâl alıp seyir keyfini zorluyor ve odak noktasını April ile kaçak hayatı yaşayan kafadarından alıp duman kusan aletlere yöneltiyor. Yalnız bir tarafta da hafızalarınıza kazınacak kahverengi bir Paris, aşıklar şehrinin son ağacı ve savaşın etkileriyle mücadele den işçi sınıfına dair harika tespitler var. Sarfiyat konusunda bu kadar uzmanlaşmasa belki finale doğru sarkmaya başlamayıp sosyo politik hicvi daha etkili bir hâle getirebilir. Tabii yönetmenlerin görsel tercihleri hikaye anlatımının inceliklerini ezip kenara atıyor. Sonunda da elinizde bir labirentten zar zor kurtulmuş başkişinin cılız dünyayı kurtarın mesajı kalıyor. Tarihteki değerinin farkında olan Fransızlar’dan çok çalışmaktan bitkin düşmüş mesaj kaygılı bir animasyon kısacası.