Yaratıcı: Ann Biderman | Oyuncular: Liev Schreiber, Paula Malcomson, Eddie Marsan, Dash Mihok, Pooch Hall, Steven Bauer, Katherine Moennig, Kerris Dorsey, Devon Bagby, Jon Voight, Hank Azaria, Leland Orser, Aaron Staton, Alyssa Diaz, Richard Brake, Lisa Bonet, Ted Levine, Gabriel Mann, Paula Jai Parker, Peter Jacobson, Denise Crosby, William Stanford, Ambyr Childers, Josh Pais, Sheryl Lee Ralph, Austin Nichols, Brooke Smith, Michael McGrady | 45 dakika | Showtime
| B+ |
Televizyonun altın çağı plütonyuma, oradan da elmas döneme doğru devrildi gidiyor. Artık sadece HBO değil, Netflix ve Amazon gibi streaming servisleri, FX’den IFC’ye kadar pek çok kablolu kanalı da çağı yakalamış durumda. Mad Men ve Breaking Bad sonrası iyice boş kalan drama sahnesini doldurmak üzere mücadele edenler arasında Showtime da var. Masters of Sex ve Shameless bir yana dursun şu an kanalın eleştirel anlamda yakaladığı en büyük başarı Ray Donovan sayesinde geldi. Paralı adamların pis işlerini halleden aile adamımız Ray seneler içerisinde karısıyla, erkek kardeşleriyle, hatta babasıyla bile ilişkisini rayına oturtmayı başardı. Dördüncü sezon kan bağıyla kelepçelendiği herkesi bir kenara bırakıp bu sefer s*çıp batırma sırasının Ray’e geldiğini haber ediyor. İstikrarlı hikayeler inşa edebilme konusunda örneklerine ders verecek kabiliyetlere sahip yapım bu sene rotasını biraz kaybetti. Sebebi ise üçüncü sezondan buraya sarkan pek çok meselenin yarıda bırakılması. Bridget evi terk ettiği anda konuk oyuncuya dönüştü, Abby’nin hastalığı setteki eşyalardan bile daha az etki yarattı, Bunchy’nin karısıyla gitgelleri birkaç bölüm sonra unutuldu, Conor kimsenin umursamadığı bir karakter haline dönüştü, hatta Mickey bile kapatmak istediği hesaplarıyla Ray’in gölgesinde kaldı. Ki bu dizi yıllardır Ray Donovan’ın etrafındaki insanların hayatlarını yönetmesine rağmen figüran muamelesi görmesiyle yolculuğunu sürdürüyor. Bu anî değişim bana iyi gelmedi. Bence diziye de pek yaramamış. Ama Ray Donovan toparlanır. Önümüzdeki sezon bir kez daha babasının çenesini kırar, kardeşlerinin dilini büker, karısını ezdikçe ezer, çocuklarına da zulmeder, kendine gelir. Hadi yeni kabuslara içelim şimdi! MVP: Liev Schreiber