Oscar 2018
Oscar Panorama: Dağıtımcı Bilimi 101
Her sezon başında yeni bir yazı serisi sözü vermemden siz de bıktınız mı? Artık Oscar Boy’un vaatlerine kanmıyor musunuz? Ödül sezonu portalı olma yolunda emin adımlarla ilerlerken anlık heveslerimi eski kadar umursamamakta kararlı mısınız? O zaman yine yanlış adrestesiniz. Efendim düşündüm taşındım kehanetiydi, maratonuydu, sohbetiydi derken podcast haricinde ayrıntılı konuşamadığım Oscar’ı yeni ve tek bir başlık altında toplayayım dedim. Adını da manzaramızın rakımı dudak uçuklattığı için Oscar Panorama koydum. 90. Akademi Ödülleri girizgahını bu kadar erkenden yapma sebebim meşhur dosyamdan sonra tahmin sayfalarımı toparlamak için bugünü seçmem. Ve henüz seyirci karşısına çıkmış bir favori olmadığından da her daim altını çizdiğim dağıtımcı kanadından yarışa bakalım istiyorum. Kemerlerinizi bağlarsanız kalkışa geçeceğiz. [Mırıldanan sesle] Cabin crew, slides armed and cross check.
Oscar oyununda söz sahibi pek çok şirket var biliyorsunuz. Ve bunların başını Harvey Weinstein’in patronu olduğu The Weinstein Company çekiyor. The Artist’le En İyi Film ödülünü aldıkları 2011’den bu yana sırayla Silver Linings Playbook, Philomena, The Imitation Game, Carol ve Lion’ı Kasım ayında vizyona sokan Harvey beyefendi 2016 seçkisinden de Kasım ayı için Garth Davis’in İsa’nın müritlerinden Magdalalı Meryem’i anlattığı Mary Magdalene projesini seçmiş. Genelde pek umutlu olmadıkları ya da 2017’ye erteleme ihtimali taşıyan filmlerini yerleştirdikleri Aralık ayında ise Benedict Cumberbatch ve Michael Shannon’ın Edison ile Westinghouse arasındaki rekabeti perdeye taşıyacağı The Current War var. Bu da stüdyonun iki film arasında Mary Magdalene kampanyasına yükleneceğini işaret ediyor.
Büyük bütçeli filmleriyle nam salmış Warner Bros. geleneği bozmayarak sağına Christopher Nolan’ın merakla beklenen yeni filmi Dunkirk‘ü, soluna da Ridley Scott’ın başyapıtını yıllar sonra küllerinden doğuran Blade Runner 2049‘ı almış. Nolan’ın Temmuz ortasında gösterime girecek filminin vizyon tarihi ödül sezonu açısından pek bir şey ifade etmiyor. Eğer film yarattığı beklentiyi karşılarsa oylama dönemine kadar momentumunu koruyabilecek bir yönetmen neticede. Blade Runner 2049 için düşünülen Ekim başı vizyonu ise daha evvel aynı tarihte Alfonso Cuarón’un 7 Oscar alan Gravity’sini göstermiş Warner Bros’un planlarını ifşa ediyor. Demek düşündüğümüzden de daha iddialı gelmekte Denis Villeneuve. Zaten Arrival’la Oscar’ın kapılarını aralamıştı.
Amerikan bağımsızlarını tek bir çatı altında toplayan, En İyi Film dalında mücadele etmektense oyunculuk dallarındaki kampanyalarına ağırlık veren Fox Searchlight‘ın ise diğerlerine nazaran eli daha kalabalık. Test gösterimlerine erken başlayan Emma Stone ve Steve Carell’li Battle of the Sexes, çok umutlu olmadıkları filmleri geçiştirdikleri Eylül ayında vizyona girecek. Guillermo del Toro’nun adı ödül çevrelerinde sıkça sayıklanan The Shape of Water isimli uzun metrajlısı vizyon yüzü görmek için Kasım’ı bekliyor. Yalnız bu da stüdyonun gişe yapma gayesi ağır basan filmleri fırlattığı bir ay. Asıl hazineleri ise Ekim’de saklı. Birdman ve 12 Years a Slave, Fox Searchlight’dan benzer bir muamele gördüğü için yeni Martin McDonagh filmi Three Billboards Outside Ebbing, Missouri‘ye 13 Ekim gibi bir tarih verilmiş olması dikkat çekici. Winnie the Pooh yazarının biyografisi Goodbye Christopher Robin‘den ise henüz bir haber yok.
Ama bu yılın en iddialı stüdyosunu sorarsanız kostüm dramalarıyla hafızalarımıza kazınmış Focus Features‘ı işaret etmek zorunda kalırım. Daha evvel iki kez bir araya gelmiş ve ortaklıklarından her seferinde Oscar adaylıkları sağmayı başarmış Stephen Frears – Judi Dench ikilisi Victoria and Abdul‘da bir kez daha şansını deneyecek. Gösterime girmek için 22 Eylül’ü bekleyen yapım belli ki Focus’un teknik dallar ve Dench haricinde çok da üzerine düşmeyeceği bir iş. Paul Thomas Anderson’ın adı resmileşmese de Phantom Threads ismi altında çekimlerine devam eden, başrolünde Daniel Day-Lewis’in yer aldığı yeni filmi ise yetişme sıkıntısı yaşayanların vazgeçilmez tarihi Noel’i tercih etmiş. Eğer ki güz festivallerine (Toronto, Telluride) uğramazsa işi çok zor. Focus’un The Danish Girl ve The Theory of Everything gibi Oscar kokulu filmlerine rezerve ettiği Kasım ayında ise Darkest Hour var. Joe Wright uzun bir aradan sonra Gary Oldman’ın Winston Churchill’i canlandırdığı filmiyle yarışa dahil olma çabasında bulunacak.
Mücadelenin Avrupa ayaklı filmlerini alıp değerlendirmesiyle tanınan, Still Alice’i çok geç bir tarihte alıp Julianne Moore’a En İyi Kadın Oyuncu heykelciğini kazandıran ve Haneke’nin Amour’una eşsiz bir Oscar başarısı tattıran Sony Pictures Classics‘den de konuşalım biraz. İşe Sundance ve Berlin’i kasıp kavurarak başlayan yeni Luca Guadagnino filmi Call Me by Your Name dağıtımcının elindeki en prestijli film. Ve onu da Foxcatcher’ı vizyona soktukları Kasım ayına uygun görmüşler. Haneke’nin Cannes’da prömiyerini yapacak yeni macerası Happy End ve Paolo Virzí’yi Helen Mirren’la buluşturan The Leisure Seeker‘la ilgili bir açıklama yok. Tabii ikisinin de bir şekilde uygun Oscar kampanyalarıyla gündeme getirileceğinden eminiz.
Paramount kanadında ise işler karmakarışık. Natalie Portman’lı Annihilation her an 2018’e ertelenebilir deniyor. Darren Aronofsky’nin Jennifer Lawrence ile Javier Bardem’i buluşturduğu Mother! ise Paramount’un en uyduruk filmlerine ayırdığı Ekim ayında vizyona girecek. Alexander Payne’in şu an En İyi Film için açık ara en iddialı aday adayı diyebileceğimiz bilimkurgu soslu projesi Downsizing henüz Aralık ayından vazgeçmiş değil. Genelde Selma ya da The Wolf of Wall Street gibi yetişmeyecek filmlere ayırılmış bir boşlukta olması şüphe uyandırıyor, ama bu tarih öne çekilir diye düşünüyorum. George Clooney ile Coen Kardeşler’i buluşturan Suburbicon‘ın gişe umutlu Interstellar, Arrival, Flight ayına (Kasım) yerleştirilmesi de dikkat çekici.
Moonlight ile sürpriz bir zafer elde eden A24 Films şu aralar ne yapmak istediğinden pek emin değil. Andrew Haigh’den Lean on Pete, John Cameron Mitchell’dan How to Talk to Girls at Parties, David Robert Mitchell’dan Under the Silver Lake, Deniz Gamze Ergüven’den Kings ve Yorgos Lanthimos’dan The Killing of a Sacred Deer var portföylerinde. Oscar’ın ana kategorilerdeki yarışını Netflix’den önce yakalayan Amazon için de benzer bir durum söz konusu. Geçtiğimiz sezon ellerinde sadece Manchester by the Sea olduğu için kime ilgi göstereceklerini biliyorduk. Şimdi Todd Haynes’den Wonderstruck, Lynne Ramsay’dan You Were Never Really Here, Richard Linklater’dan Last Flag Flying, Woody Allen’dan Wonder Wheel derken işler epey karışacak.
Daha net bir yol haritası seçen 20th Century Fox, Steven Spielberg’in uğruna Edgaro Mortara projesini rafa kaldırdığı The Post için beklemede. Meryl Streep ve Tom Hanks’in başrollerinde yer aldığı yapım buram buram Oscar kokuyor. Ama gerçekten Aralık ayına yetişebilir mi, vizyondan önce herhangi bir festivalde gösterilmezse ödül alabilecek momentumu oluşturabilir mi şüpheli. Son dönemde The Revenant ve Hidden Figures için uygun gördükleri Noel haftasına Hugh Jackman’lı The Greatest Showman ayrılmış. Gişeye Oscar’dan daha çok önem veren Idris Elba ve Kate Winslet’li The Mountain Between Us romantizm için Ekim ayını bekleyecek. Kenneth Branagh’ın buram buram tren enkazı kokan Agatha Christie uyarlaması Murder on the Orient Express de Kasım vizyonuyla çok parlak bir geleceğe bakmıyor.
Geçen sene dağıtımcılığını üstlendikleri neredeyse her film Oscar’a aday olmuş Lionsgate bu yıl yarışa daha temkinli yaklaşacak muhtemelen. Deepwater Horizon ile Sicario’nun sınav verdiği Eylül ayına bu sefer Jake Gyllenhaal’un bir kez daha Oscar’a aday olamayacağı Stronger konmuş. Saoirse Ronan’lı On Chesil Beach ve kulislerde sürpriz yapabileceği söylenen The Glass Castle ile ilgil resmi bir açıklama yok. Short Term 12’den sonra Destin Daniel Cretton ve Brie Larson’ı bir kez daha buluşturan The Glass Castle’ın akıbeti birkaç haftaya belli olur. En büyük umutları tabii ki de The Perks of Being a Wallflower’ın yönetmeni Stephen Chbosky’den gelen, Room ile Oscar adaylığını muhtemelen ucundan kaçırmış Jacob Tremblay ve sevmelere doyamadığımız Julia Roberts’ı buluşturan Wonder. Hacksaw Ridge’in ticaret kastığı Kasım ayında yerini alacak.
Bu kadar sohbet sizi hâlâ doyurmadıysa Netflix‘in Sundance çıkışlı Mudbound için mücadele vereceğini, Bleecker Street‘in Captain Fantastic ve Trumbo’da olduğu gibi Breathe‘de de başroldeki erkek oyuncuya (Andrew Garfield) parasını yatıracağını, yeni Harvey Weinstein olarak bilinen Megan Ellison’ın uğruna şirketi Annapurna‘da dağıtımcılığa başladığı yeni Kathryn Bigelow filmi Detroit‘den umutlu olduğunu, IFC‘nin pekâlâ Armando Iannucci’ye The Death of Stalin‘le yeni bir senaryo adaylığı kazandırabileceğini, Universal‘ın The Girl on the Train’den sonra The Snowman‘le de patlamaya geri saydığını ve Open Road‘un gizliden gizliye Marshall için planlar yaptığını ekleyeyim.
Şimdi bunun üzerine tahmin listelerinin tadına varmak yakışmaz mı? İçimi kolay latte alıp göz atmalık tahminlerime uğurluyum. Bir sonraki Panorama gevezeliğinde görüşmek üzere.
film | yönetmen | erkek oyuncu | kadın oyuncu |
yardımcı erkek oyuncu | yardımcı kadın oyuncu | senaryo
Adem
13 Nisan 2017 at 17:26
Oscarboy’un tüm vaatlerine varım!!! 🙂
The Glass Castle çakılsa da görmesek Brie Larson kezbanını tekrar Oscar yarışında.
mehme delil noyan
21 Nisan 2017 at 11:59
Wonder Wheel (2017) ın oscara aday olma ıhtımalı yokmu?
Umur
21 Nisan 2017 at 12:04
Woody Allen, Midnight in Paris ve Blue Jasmine formuna dönerse neden olmasın? Ama ben son filmlerinin yaşattığı hüsrandan sonra pek güvenmeme taraftarıyım.
Mehmet Noyan
26 Nisan 2017 at 23:39
Woddy Allen kadin oyuncularina oscar kazandirmasiyla meşhur.Kate Winslet e bi odul adaylik gelirmi merak ediorum.Hicbir tahmin listenizde olmadigi icin fimin oscara aday olma ihtimalini merak ettim.Cevap icin tskler