Yaratıcılar: Liz Flahive, Carly Mensch | Oyuncular: Alison Brie, Betty Gilpin, Sydelle Noel, Britney Young, Marc Maron, Jackie Tohn, Kate Nash, Britt Baron, Chris Lowell, Bashir Salahuddin, Rich Sommer, Kimmy Gatewood, Rebekka Johnson, Sunita Mani, Kia Stevens, Gayle Rankin, Ellen Wong, Marianna Palka, Alex Rich, Ravil Isyanov, Amy Farrington | 30 dakika | Netflix
Dört büyükler haricinde her kanalın farkındalıklarını hissettirmek adına tüm kutucukları işaretleme gayreti tam gaz devam ediyor. Bu konuda rakiplerine tur bindirmeye ant içmiş Netflix, çoğu beyaz ama bolca kadın içeren Glow isimli yeni dizisinde de 21. yüzyıl bilinçliliği yakışmış mı diye ona buna hava atma çabasında. Daha evvel 2012 yılında bir belgesele konu olmuş GLOW (Gorgeous Ladies of Wrestling), Nurse Jackie’de dirsek çürütmüş iki prodüktörün mimarı olduğu bir proje. Seksenlerde epey sükse yapan şov amaçlı güreş müsabakalarının kadın özgürlüğü hareketinin etkisiyle yeni bir forma sokulmasının ışığında hazmı kolay, oldukça da eğlenceli bir öykü anlatılmakta. Başrollerde radyoculuktan gelen komedyen Marc Maron, Community ve Mad Men gibi iki alakasız dizide eş zamanlı rol alan Alison Brie ve Showtime dizilerinden hatırlayacağınız Betty Gilpin var. Irklara biçilmiş basmakalıp özelliklerin üzerine giderek kendi ironi kalesini kurmaya çalışan bir dizi olarak kağıt üzerinde amaçlanana kimsenin itirazı yoktur sanıyorum. Ama bu alayın anlatıda ne kadar birincil olduğu şaibeli. Dolayısıyla Glow, neredeyse tamamı kadın olan kadrosunu göstermek haricinde pozitif bir mesaj veremiyor ırkçı zihinlere. Belki takdir edilebilecek yönlerinden biri aldatılmanın ardından, hele ki bu tatsız üçgenin iki kadın bireyi yakın arkadaşken, pek de keşfedilmek istemeyen bir bölgeye giriş yapabiliyor olması. Üzen/kullanan erkeği iktidarsızlaştırıp yeni doğmuş bebeğiyle ne yapacağını bilemeyen kadına hayallerinin peşinden koşma imkanı tanısa da en azından arkadaşını affetmeyi uygun görmesini artık siz değerlendirin. Çünkü ben düşünce akımlarında politik doğruculuk arayamayacak noktaya geldim, devrelerimi yaktım. Tabii işin sadece hikâye anlatabilme, yazabilme kabiliyetinden konuşacaksak diyeceklerim çok. Mesela “Neden?” diye sorarak başlayabiliriz. 2017’ye gelmişken bu kadar tahmin edilebilir karakter motivasyonları görmek, yıllanmış esprilerle kahkaha koleksiyonu yapabilmek için nedir bu çaba? MVP: Alison Brie