Yönetmen: Pierre Coffin, Kyle Balda, Eric Guillon | Seslendirenler: Steve Carell, Kristen Wiig, Trey Parker, Miranda Cosgrove, Dana Gaier, Nev Scharrel, Pierre Coffin, Steve Coogan, Andy Nyman, Adrian Ciscato, Julie Andrews, Jenny Slate, John Cygan | Senaryo: Cinco Paul, Ken Daurio | 90 dakika | Animasyon, Aksiyon, Macera
Uluslararası platformlarda konuşmaya benzeyen anlamsız sesler çıkaran minik sarı canlılar sayesinde hatırı sayılır bir ticari başarıya imza atan Despicable Me serisi her ne kadar adının yanına 3 rakamını alsa da Minions eklentisiyle birlikte dördüncü kez kötülerle dolu evreninin kapılarını aralıyor izleyicisine. Daha evvel Shrek’de örneğini gördüğümüz son damlasına kadar süt veren büyükbaşını sağma güdüsü dırdırcı Gru ile çevresindekilerin aldığı geri dönüşü fark eden Universal’da da yaşanıyor belli ki. Fakat Pharrell Williams’ın dillere pelesenk olmasına rağmen sırf Frozen’ın kulak çınlatıcı Let It Go melodisiyle karşı karşıya geldiği için Oscar’ı alamamış Happy isimli şarkısıyla ikinci filminde pik yapan Despicable Me ne acıdır ki artık uzatmaları oynamakta. İçinde kötülükten ziyade iyilik barındırdığına inandığımız ana karakterinin yıllar sonra ortaya çıkan ikizi ile yeni bir macera için kolları sıvaması anlatılıyor yeni eklentide. Musibet planlarının ardında yararlı bir motivasyon barındıran Gru’nun tek amacı ise tabii ki de çekirdek ailesini bir arada tutabilmek. Kristen Wiig tarafından seslendirilen sevdalısı annelik sınavına tabi tutulmuş, filmin kötüsü de öncekiler kadar karizmatik olmasa da nostaljik değeri hat safhada. Peki bu bitkinliğin sebebi ne? Orijinal olabilmek için çaba sarf eden serinin bu sefer formül senaryoda sadece boşluklara yeni isimler yazması sanıyorum etkileyicilikten uzak hikâyesine yeterli gelmemiş. Gimmick üstüne gimmick, skeç üstüne skeç derken ne devamlılık kalıyor, ne de çocuklardan ötesine hitap edebilecek bir öykücük. Gazı kaçmış, klişe, dermanını yitirmiş, ağır aksak, soluk, neşesiz serüveni tüketildiği anda beynin ölü hücreleri arasındaki yerini alıyor. Dolayısıyla da aklıma şöyle bir çözüm geldi: Despicable Me’nin yaratıcıları oturup minyonlardan kısa film yapsın, akıllarına gelen esprileri ikişer üçer dakikalık videolara saklasın. Bu hâli hem franchise’ın bütününe, hem de zamanımıza hakaret. Fesat Mukayese: Shrek the Third > Despicable Me 3