Yönetmen: M. Night Shyamalan | Oyuncular: James McAvoy, Anya Taylor-Joy, Betty Buckley, Haley Lu Richardson, Jessica Sula, Brad William Henke, Neal Huff, Kim Director, Izzie Coffey | Senaryo: M. Night Shyamalan | 117 dakika | Gerilim, Korku
Vizyonu rötarlı kovalamak, festivalin en sanal olanından yararlanmak âdetimdir. O yüzden ay olmuş Kasım, nereden çıktı Split izlemek demeyin. Türlü muzurluklarına hayranlık duyduğumuz kafası karışık yönetmen M. Night Shyamalan, aman fikir fabrikasından yeni bir The Sixth Sense, hadi o olmadı atanamamış başyapıtı The Village çıksın derken iki paralık umudumuzu da yerle bir eden filmlerle vaktini harcadı durdu. Şimdi Split isimli oyuncağında köklerine dönüyor. Filmografisinin değerli sayfalarından birini koparıp öz referans verecek kadar küstah bir anlatının içine dalan Shyamalan, provokasyon ve eğlence vaadiyle çoklu kişilik bozukluğu rahatsızlığından iyimser bir noktaya varma gayretinde. Ezberini yaptığı, biz giderken döndüğü gerilim janrı yollarında ustalıkla tansiyonla oynuyor yine. Hikâyesini işin psikolojik katmanına inip basitleştirdiği anları dikkat dağıtıcı bulsam da iyi film yapma orucu sırasında yetilerini kaybetmemiş neyse ki. Ve kendi geçmişinden bir başka karakterle kesiştirmesi haricinde, bol açıklamalı ruh bilimsel sancılarının da mutlak surette kişisel bir sebebi olduğuna kanaat ettim seyir sırasında. Karakteri bir yana dursun, insanoğlunun tarifi imkansız ruh sağlığıyla ilgilenmekten de ayrı bir keyif alıyor belli ki. Bu formülden ortaya çıkan film de her zamanki Shyamalan patırtısı işte: Akıcı ve pasaklı. McAvoy’a gelirsek… Ona teslim edilen 23 parçaya bölünmüş adamın ne kadarını ekranda gördük hesabı sizlerin olsun. Ucundan da olsa tadına bakmamıza izin verilen kısmında, bilimum kostüm değişikliklerine ihtiyaç duymadan, sadece yüzündeki ifade ve ışıkla oynayarak kendi jenerasyonunun ne kadar değerli bir aktörü olduğunu hatırlamamıza yardımcı oluyor. Bir gün canı Oscar çektiğinde zaten otomatik olarak kalburüstü performanslar sunduğu için sadece kampanyaya odaklanması gerekecek McAvoy’un. Split de sonu altın heykelciklerle dolu uzun patikasında bir başka kaldırım taşı sadece. Fesat Mukayese: Split > Cloud Atlas (Bu da çoklu kişilik bozukluğu filmi değil miydi?)