Yönetmen: Bertrand Bonello | Oyuncular: Finnegan Oldfield, Vincent Rottiers, Hamza Meziani, Manal Issa, Martin Guyot, Jamil McCraven, Rabah Nait Oufella, Laure Valentinelli, Ilias le Dore, Robin Goldbronn, Luis Rego, Hermine Karagheuz | Senaryo: Bertrand Bonello | 130 dakika | Drama, Gerilim
2015’in Kasım ayında Paris’in doğu bölgesindeki Bataclan isimli salona yapılan saldırı ve bunu takiben aynı/benzer terör örgütlerinin Avrupa’daki diğer girişimlerini acı bir ilham kaynağı olarak kullanan Nocturama, asgari seviyede bir bağlılık barındıran bir grup gencin topluma korku, gerginlik aşılayacak radikal şiddet eylemlerini konu alıyor. Ama patlayan cisimleri, zarar gören kamu alanlarını ve alınan canları incelemek yerine bu terör eylemini, ya da başkaldırı diye de etiketleyebiliriz, gerçekleştiren bireylerin öncesindeki prosesini anlatmaya koyulmuş yönetmen Bertrand Bonello. Onlara bırakılan dünyanın her bir zerresine anlatılamaz bir tiksinti duyduklarını fiilen gösteremese de sözlerle karakterlerinin ağzına sıkıştırdığı ilk yarıda belli bir tempoyu yakalayarak gündüze yayılmış öyküsünü karanlık bir atmosfere taşıyor önce. Gizemli çabalarının üzerindeki kasvet ile devlete, ekonomiye, topluma ve ellerinden çalınan geleceklerine güçlü bir öfke duyan karakterler performans sanatından bozma, kasvetli bir isyanın pimini çekiyor. Yalnız tüm karakterlerin bir alışveriş merkezinde geçirdiği gecede geçen, atak öncesi nekahet döneminde alttan alta kapitalizmle çift kale maç yapsa da daha düşük kalite, neredeyse antika bir anlatımın izini sürüyor Bonello. Tabir-i caizse zirvenin yanına kadar yaklaştırıp bir tokat atarak, hayır daha değil diyor ve inhilalin önünü tıkıyor. Paris’te ve oradan yola çıkarak dünyanın tüm büyük şehirlerinde son iki – üç senedir vuku bulmuş kaybı büyük saldırıların ışığında daha amaçlı, fakat aynı bayağılıkta bir ilgi çekme nöbetini politik olarak yanlış bulmak mümkün. Fakat bunları gözardı edebilmenize imkan sağlayan, görüşlerinizi askıya almanızı rica eden bir evrensellik de baki öyküye. Tabii bu noktada bir problem daha çıkıyor önümüze: Bonello çözüm mü getirmek istiyor, yoksa soruların sayısını artırmak mı? Nocturama’nın bileti âdeta tek gidişlik. Varabildiği ve hatta varabileceği bir durak yok. Kağıtları ters çevirerek bir de buradan bakın dediği perspektifi sırf karakterlerine uyduruk bir duygusal başkalaşım geçirerek harcıyor ne de olsa. Halbuki tedirgin edici yavaşlıktaki geri çekimlerinin manzaraya bakması için seyirciye fırsat tanınmasını, karakterlerin açılıştaki pürüzsüzlüklerinin bir iki yere zarifçe serpiştirilmiş flashbacklerle beslenmesine ihtiyaç duyuyor öykü. Yine de, tüm yavaş yanan, ivmesi negatif olmaya müsait gidişatında üzerine konuşulmaya değecek bir tasviri var Bonello’nun. Bir sinemacı olarak da değil üstelik. Dünya üzerinde varlığını sürdüren, kendinden sonraki nesiller için endişelenen bir insan olarak hem de. Tek taraflı olmasını pek mantıklı bulduğum toplumsal tahribat portresinde kaçınılmaz çöküntüyü dizlerine vurmadan da anlatabilmesinin ustalığından kaynaklı olduğu besbelli. Gönül sadece biraz daha hırpalanmak, vaat ettiği cevapları alabilmek istiyor. Neyse, en azından daha evvel hiçbir filmini izlemediğim Bonello ile tanışmış olmanın mutluluğunu yaşadım. Belli ki yavaş yavaş pişen dili, neredeyse bir başyapıt çıkarabileceği noktaya doğru yelken açmış. Şimdi bize büyük bir iştahla beklemek düşüyor. Fesat Mukayese: Nocturama > Paradise Now