Yönetmen: Lynn Shelton | Oyuncular: Edie Falco, Jay Duplass, Kaitlyn Dever, Ben Schwartz, Pamela Reed, Alycia Delmore, Matt Malloy, Louis Hobson, Aaron Blakely, Stephen Grenley | Senaryo: Lynn Shelton, Jay Duplass | 109 dakika | Drama
Televizyonun tahtı sallanmaz kraliçelerinden Edie Falco ile bağımsız film/dizi üretiminin her katmanına virüs gibi dağılan Duplass kardeşlerden Jay Duplass’i bir araya getiriyor Outside In. 2017’de Toronto bünyesinde prömiyer yapıp vizyon görmek için epeyce beklemesinin arkasındaki sebep ise katıksız vasatlığı. Nereden başlasak… Ana karakterimiz hapisten yeni çıkmış ve içeride olduğu süreçte lisedeki öğretmeniyle görüş günlerinde bir araya gelip mektuplaşarak bağ kurmuş bir adam. Kabul edilebilir erilliğe ulaşacağı dönemde tüm sosyal imkanları kısıtlanmış, dört duvar arasındaki 20 yılı aşkın mahkumiyeti sırasında da bu ilişki hayatında çok önemli bir yer teşkil etmiş onun için. Ve kapandan kurtulup temiz oksijeni ciğerlerine çektiği andan itibaren de normale dönüş sürecinde kendisinden yaşça büyük, evli, çocuklu öğretmenine sıkı sıkıya sarılıp geleceğe dair tüm beklentilerini tek bir noktaya odaklıyor doğal olarak. Hikâyenin gözlemlemek için seçtiği manzaraya diyecek yok. Sinemada hâlâ haklı ya da haksız yollardan onanmış bir cezanın tamamlanması ile düşülen merdivensiz kuyuya dair şöyle dört başı mamur bir sosyal ikiyüzlülük metini ile yollarımızın kesişmediği aşikâr. Amma velakin merak uyandıran bir insan rasatı için en ön sıradan yerini ayırtmasına rağmen taş üstüne taş koymuyor Outside In. Otantik bir mecburiyet hissiyatıyla donatabileceği masasında plastik kokulu romantizmi çok kısa sürede sığlaşıyor. Esas oğlan için tüm yolların duvarın her iki tarafında da ona aynı ilgiyi göstermiş bir kadına çıkıyor olmasında sakınca yok. Ama obsesif ruh hâlini, eskinin çok eski yeninin çok yeni olduğu bir düzende hissettiği çaresizliği açıklamaya yeltenmemesi Lynn Shelton’ın kaptanlığını üstlendiği geminin su almasına sebep oluyor. Dağılan parçaların da havaya saçıldıktan sonra düştüğü yerler pek tanıdık olunca geriye bir şey kalmıyor zaten. Bağımsız Amerikan sinemasının istemsiz bir karikatürüne, klişelere bel bağlamış hicivine evriliyor. Bu neredeyse tamamı gri, bekleme salonunda öldürülen vakti andıran zaman aralığının ardından lineer bir yol haritası çizilmesinde sorun görmüyorum aslına bakarsanız. Sorun çılgınca uzun esaretin nihayetinde irdelenecek pek çok mesele varken acaba kadın, bu çocuk için ailesini terk edecek mi gibi ucuz bir melodrama bağlanması. Halbuki açılıştan itibaren aralarındaki kişisel etkileşimin tüm detayları çok daha farklı dinamiklere sahip olabilecek bir ilişkiye işaret ediyor. İlk ve ikinci yarıda bambaşka filmler izlemiş olmanın verdiği derin üzüntüye rağmen, Edie Falco’nun adını bir kez daha anmak istiyorum yine de. The Sopranos ile giriş yaptığı beyaz ekran dünyasına Nurse Jackie ve geçtiğimiz sene de The Menendez Murders’daki başarılı performanslarını ilave eden aktrisin kariyerinin yalınlığa yüzünü döndüğü bölümüne şahit olmak için Outside In harika bir fırsat. Ekonomik oyunu, Shelton ile Duplass’in birlikte karaladığı negatif ivmeli senaryoya tahammülü kolaylaştırıyor. Mahkumumuz hayata dönebilmek için fazlasıyla efor sarf ederken, Falco da seyirci bu mırıltıdan kopmasın diye canla başla mücadelesini veriyor. Fesat Mukayese: Cemile > Outside In