Yönetmen: Brad Bird | Seslendirenler: Craig T. Nelson, Holly Hunter, Sarah Vowell, Huckleberry Miner, Eli Fucile, Samuel L. Jackson, Bob Odenkirk, Catherine Keener, Bill Wise, Brad Bird, Jonathan Banks, Michael Bird, Sophia Bush, Phil LaMarr, Paul Eiding, Isabella Rossellini, John Ratzenberger | Senaryo: Brad Bird | 118 dakika | Animasyon, Aksiyon, Macera
Pixar’ın gayriresmî maskotu olarak Incredibles 2 hakkında fikir beyan etmenin de zamanı geldi çattı. Rakipsiz stüdyonun hata yapma lüksü yokmuş gibi davranarak müşkülpesentliğe mahal vermek istemesem de 2004 tarihli ilk filmin mirasını zedeleyen, taslak senaryolardan taslak senaryo beğenen bir kargaşa var karşımızda. Günün cinsiyet ve ırk üzerinden her anlamda eşitliği savunan anlatılarının rüzgârına kapılıp, sevmeye doyamadığımız Pixar da uzun zamandır devamı gelsin diye beklenilen inanılmaz aileyi 2018’in politik mesajı bol iklimine taşımış. Bu güncelleme gerçekleşirken de bilhassa evin annesini işe gönderip babayı çocuklara bakmakla yükümlü tutan, sözde rol değiştirici mesaja epey bağlı kalmaya gayret etmiş. Ama öyle bir ısrar var ki tüm o kadının gücü yağlamalarına sanki yönetmen/senarist Brad Bird bile inanmıyor. Heteronormatif aile düzenini geçtim. Zaten ortada bir hikâye var, bunu parçalayıp yeniden inşa etmelerini beklemiyoruz. Fakat sabah evden çıkıp “işe” gidenle geride kalıp yuvayı yuva yapanın arasına koyduğu dağ şaşırtıcı. O kadar gelenekselleştiriyor ki görevleri, kadına ne teslim etmiş, erkeğe ne uygun görmüşün bir esprisi kalmıyor esasen. Hadi bunu bıraktım; diyelim ki cehalete, benzer bir aymazlıkla cevap veriyorsun. Bırak da o zaman günü kadın karakterin kurtarsın. Ama o da yok. Kadın, kadını kırıyor. Hırslar, entrikalar, intikam planları esas karaktere dönüşüyor. Hâl böyle olunca da meydan filmin ufaklıklarına kalıyor. Seslendirme kadrosunun renksiz karakterlere can veren leziz eforu da olmasa sonunu getiremeyeceğiz, düşünün. Peki ne istiyorduk biz Incredibles 2’dan? Bu kadar beklerken kafamızda kurduğumuz neydi de şimdi hayal kırıklığına uğruyoruz? Hatırı sayılır bir sürükleyiciliğin nabzını tutacak kadar macera yarattı da kalan boşlukları neyle doldurmasını arzu ederdik? Kendi adıma konuşacak olursam, Pixar’ın Ratatouille ile birlikte yetişkinlere hitap etme anlamında estetik olarak da daha ağır bir muhtevaya sahip inanılmaz ailesinin daha dişe gelir problemleri olmasını istemiştim. Şimdi fazlasıyla yalınlaştırılan, 5-10 dakikayı bulan anlamsız kavgalarla süreyi tamamlamaya çalışan sıradanlığı o büyüyü yerle bir etmiş. İlk filmin formül tanımayan ve kendi kural kitabını yazan yaramazlıklarından sonra bu herhangi bir stüdyonun storyboard‘undan çıktığına kolayca inanabileceğimiz, filmi yapılmasa umursanmayacak bir öykü gibi. Tabii Pixar olsun, çamurdan olsun felsefesiyle sonuna da kolunuzdan sürükleye sürükleye götüren bir ritmi var, bunu kabul etmek gerek. Ana akım sinemacılığın tüm oyunlarından yararlanıyor ne de olsa. Gerçi bunu da ama hep mi sonu acabalı bir macerayla oyalanacağız gibi bir yerden tutup eleştirebilmek mümkün. Neyse ki stüdyonun ve Bird’ün kredileri sayesinde sakinim. Altmışlar taklidi yapan seksenler ahlaklı Incredibles 2’yu Pixar’ın zayıfları arasına yerleştirip senenin diğer animasyonlarına yöneleyim en iyisi. Belki Isle of Dogs’a bir alternatif bulur, OBA Makarna sponsorluğundaki ödüllerimde hatırı sayılır bir rekabet koyarım sahneye. Fesat Mukayese: Kaygısızlar > Incredibles 2