Yönetmen: Andrew Bujalski | Oyuncular: Regina Hall, Haley Lu Richardson, Shayna McHayle, James Le Gros, AJ Michalka, Dylan Gelula, Lea DeLaria, Jana Kramer, Brooklyn Decker, Kat Rogers, Chris V. Brown, Ann McCaskey, Elizabeth Trieu | Senaryo: Andrew Bujalski | 91 dakika | Komedi
Double Whammies adında, Hooters’dan bozma, Texas orijinli bir spor barının yarı çıplak kadın garsonları, onlara neredeyse annelik yapan müdürü ve tek bir zorlu iş gününe sığdırılmış, o küçük habitatta bomba etkisine sahip olaylar zincirini konu alıyor Support the Girls. Yönetmen/senarist Andrew Bujalski’nin niyeti oldukça açık: Kadınların cinsel olarak nesneleştirildiği tarihin sinir bozan sayfalarında ekonomik bir gerçeği yüzümüze vuruyor. Orta-alt sınıfın belini kırmış yüksek faizli Mortgage krizinden miras, bilhassa tek başına mücadele veren kadınlar cephesinde hizmet sektöründeki cinsiyet, ırk, sınıf ayrımının fecaati mizahla soslandırılmış röntgeni gibi tanımlamak en iyisi. Fakat ağır bir meseleden ilhamını alıyor olsa da Bujalski filmini olabildiğince hafif bir tonda tutmaya özen gösteriyor. Öyle ki bu kadınların sıradan bir çalışma gününde muhattap olduğu her türlü habis, tatsız durumu bile tüm çıplaklığıyla senaryosuna koymasına rağmen bugünün kritik başlıklarından süt sağmaya çalışmıyor. Restoran personelinin başından geçenlere birebir karşılık bulmak mümkün. Çok agresifleşmeyen bir tavırla kızlarını kanatlarının altına alan Regina Hall, para için ufak tefek flörtlere katlanan genç kadınlar ve aynı dertlerden muzdarip mutfak elemanının göçmen kimliği üzerinden bir başka tablo daha… Ama bu hep eleştirilmiş kurumlarda perdeyi aralayıp gerçeklikle tanıştırması, karmaşık duygulara sevk ediyor izleyiciyi. Toplumun bir parçası olduğu her problemde sadece ak ve kara olmadığını hatırlatır nitelikte, samimi bir yargısızlık hakim. Tamam, kameranın arkasında da bir erkek var ve karşı cinsinin deneyimlerini mercek altına alarak Amerika’nın bugününe dair bıkkınlıklarını, hatta öfkesini bırakıyor önümüze. Ama alaycı bir belgesel ahlakıyla yola çıktığından yarım ağız feminist bir manifestoya evrilmemiş. Öyle ki yüzeyini biraz kazımak gerekiyor esas hazineye ulaşmak için. Böyle düşünülünce de bir gazete köşesinde makale olabilecekken iki saate esnetilmiş 21. yüzyıla has sosyal dökü-dramaların sömürüsüyle kıyaslamaya girişiyor ve algısal görüngesinde çok daha can alıcı bir katman olduğuna kanaat ediyorum Support the Girls’ün. Çünkü hayatın sürekli tokatladığı hüzünü benimsemiş insanları tanımak onların rutinlerini anlayabilmekten geçiyor. Ve Bujalski’nin de ilgilendiği esas bu. Striptiz barından hâllice bir mekanda işçi sınıfının hayal kırıklıklarını biriktirip empati kuruyor. Hem de bir anlatıcı olarak en alçak gönüllü tutumu benimseyerek. Tüm bunlara ek olarak filmin iki kilit performansına da dikkat çekmezsem olmaz yazıyı sonlandırmadan. Bir tarafta Regina Hall’un ekonomik, güdümlü oyunu var. Diğer tarafta da Shayna McHayle’nin daha açık, neredeyse pasaklı performansı. İkisi de ayrı ayrı kameraya hükmediyor. Ve hatta ben biraz ileri gidip aralarındaki dinamiği, Sean Baker’ın yarı başyapıtı Tangerine’in çılgın ikilisine benzettim. Bujalski ile sinema dilleri de birbirini andırdığı için bu akrabalık ilişkisine varmam şaşırtıcı değil sanırım. Şimdi haklı mıyım diye kontrol etmek için kurumsal ve hatta kitlesel ayrımcılığın ipini pazara çıkarması haricinde de marifeti bol olan Support the Girls’ü izlemeniz gerekecek. Hadi Torren Festivali semalarında görüşelim! Fesat Mukayese: Support the Girls > Vesikalı Yarım