RuPaul's Drag Race
Keyfî Drag Race Tekrarı: Aşk-ı Memnu VEDA
Bir Drag Race sezonunun daha sonuna geldik sevgili seyirciler. Benim de yazılı olarak RPDR’a eşlik ettiğim son sezon ayrıca. Evet, Keyfî Drag Race Tekrarı’nı geri dönüşü olmamak üzere bırakıyorum. Çünkü VH1’a geçiş sürecinde programı sosyal medyada şovu alakadar eden kanalları işgal etmiş Z kuşağının zevklerine teslim eden şovun değişmediğine kendimi çok inandırmak istesem de olmadı, olmadı, şimdi o bir dadı. Son üç bölümde bir anda sezonda terör gibi esen ama karizmasızlığıyla ne yazık ki iç bunaltan Brooke Lynn’den bayrağı alıp Yvie kazanacak işaretleriyle anlatıyı değiştirmeye çabaladı programın yapımcıları. Kurgu masasında dönen hilekarlıklara kızgın olduğum da düşünülmesin. Çünkü Nina West ve Vanjie haricinde bu sezondan hatırlanmaya değecek bir queen olduğunu düşünmüyorum. Kazanan kim olursa olsun koca bir “meh” çekecektim zaten.
Yalnız 12 hafta boyunca verilen mücadelenin, bir yere hapsedilmiş gibi hisseden kızların o psikolojiyle verdiği savaştan güçlü olanları ayırmak varken bu “lip sync for the crown” formatına fırlanmasını başından beri anlamlandıramadım. Ve her sezonla birlikte ağzımdaki acı tat iyice yer edindi kendine. Drag Race, hazır popüler olduk madem her yıla üçer beşer sezon sığdıralım diyerek şovun içini iyice boşalttı. Verdiği pozitif mesajlar, drag’in ana akım tarafından değer görmesi iyi hoş da içerisinde “bize” ait bir şey kalmadı artık. Zamana ayak uydurmanın yaş ortalaması çok daha düşük bir kitleye hitap etmek ve her şeyin sosyal medyadan geçtiğini düşünmesiyle büyük bir kayıp yaşadığı inancındayım. Bana katılmayabilirsiniz. Ama artık Drag Race’i de bir zamanlar tutkuyla izleyip tamamen bunaldığım ve sırf yarıda bırakmak OCD’me iyi gelmeyeceği için devam ettiğim şovların arasına transfer ediyorum artık.
Finale dair de söyleyeceğim pek bir şey yok. Lip synclerin üçü de birbirinden donuk idi. Performansı tamamen ifşalar üzerine kuran bu kafadan kurtulurlar mı, kurtulmazlar mı artık bunu bile umursamıyorum. Aquaria’nın kıyafetinin rezilliği, programdaki videoların WWE kurgusunun çiğliği, Ru’nun topuzu bozulmuş gibi duran peruğu, Brooke Lynn’e düpedüz underdog muamelesi yapılması, Silky’nin aldığı anlamsız nefret, aceleye getirilmiş türlü prodüksiyonlar… Tek kazancımız Raja’nın dört saniyelik yürüyüşünde bile kendisinden sonra bir daha asla onun kadar şahane (gerçi Violet ablamız da var) bir podyum queen’i gelmeyeceğini kanıtlaması, Christine’in Sissy That Walk yorumu, Nina West’in sezonu özetleyen “meh”i, Vanjiecik ve tabii ki Bryce’ın ışıklar altında kendini belli eden chorizosu… Hadi size sonraki sezonlar için iyi seyirler. Ben istifamı verdim. Topluca izler, en kötü sosyal medyaya 1-2 şey kusup köşeme çekilirim. Nihal, sen geç canım. Cık, arkası daha rahat.