Eleştiri

Always Be My Maybe

Yayınlandı

on

Yönetmen: Nahnatchka Khan | Oyuncular: Ali Wong, Randall Park, James Saito, Michelle Buteau, Vivian Bang, Keanu Reeves, Susan Park, Daniel Dae Kim, Karan Soni, Charlyne Yi, Lyrics Born, Casey Wilson | Senaryo: Ali Wong, Randall Park, Michael Golamco | 101 dakika | Romantik, Komedi

Blog tamamen Pride ve televizyonun esiri olduğu için araya filmlerden kopmadığımı belirtmek üzere bir yazı bırakayım istedim bugün. Gerçi Always Be My Maybe ne kadar doğru bir tercih emin olamıyorum. Görsel medya tüketim alışkanlıklarımızı değiştiren Netflix damgalı yapım, asırlık cinsiyetçi, ırkçı, homofobik tarihini yeniden yazmak için üstün çaba sarf eden endüstrinin son marifeti. Stand up ritüellerinden tanıdığımız Ali Wong ve Fresh Off the Boat ile televizyon şöhreti yakalamış Randall Park’ı buluşturan projenin yanına tik attığı kutuların sayısı oldukça fazla. Öncelikle hikâye kadın karakterin gözünden anlatılıyor. İkincisi, klasik romantik komedi başrollerinin alıştığımız fiziksel özellik normlarına az da olsa aykırılık yapıyor. Ve son olarak ikinci nesil göçmen karakterleriyle benzerine pek rastlamadığımız bir perspektiften sunuyor anlatısını. Ancak… Crazy Rich Asians ve Love, Simon gibi post #MeToo devirinin kusurlu filmlerine gösterdiğim müsamahanın yerinde yerler esmekte bu sefer. Çünkü Always Be My Maybe tıpkı koca senaryonun b*klu paya sürüklendiği The Help gibi tüm ümitlerini filmde sözde cameo yapan Keanu Reeves’e bağlamış. Salt tek bir olaydan medet umarak ayakta kalmaya çalışıyor. Her daim kendiyle dalga geçebilme ve hayatı çok ciddiye almama özellikleri sebebiyle internetin sevgilisi olmuş aktörün beklenmedik bir anda merceksiz gözlükleriyle salına salına yürürken karşımıza çıkmasına kimsenin itirazı yok elbette. Fakat bir başka Netflix vasatlığı olarak hafıza çöplüğündeki yığına katılan filmden Reeves’i çıkardığınızda hiçbir şey kalmıyor! Durun durun, beterin de beterini henüz paylaşmadım. Yerli dizilerdeki sahibi olduğu holdinge girince önüne çıkan ilk adama “İhale ne oldu?” sorusunu soran zengin adam misali kendine inanılması güç bir kariyer inşa etmiş esas kızımız, finalde yollarını birleştirdiği romantik uğraşının hayallerine diz çöküp iş hayatını da buna göre yönlendiriyor! Bir jest değil, şakalı sürprizli bir ayrıntı da değil, kadıncağız demek ki yaptığım her şeyi gösterişçi buluyorsun, iyi o zaman ben de senin rüyalarına göre hareket ederim canım ne olacak diyor düpedüz. Bu durumda da bugüne gelmeden önceki kısım, şimdiki zaman ve merkezindeki çifte uygun gördüğü gelecek üç ayrı parça olarak düşünüldüğünde bir motivasyondan diğerine zıp zıp zıplayan fânilerinin eylemlerine inanmak söz konusu olmuyor tabii. Şimdi yazıyı okurken bu da en nihayetinde klasik bir romantik komedi Umur çok şey bekliyorsun diyor olabilirsiniz, haklısınız. Ama madem bir devrim yapıyoruz, her şey tam olmasın mı? Bu durumda politik doğruculuktan şikayet eden eski kafalı sinefilbrolara hak vermek zorunda kalıyorum. Elinin ucuyla tutup, göstermelik aktivistlik yaptıktan sonra kılını kıpırdatmışsın, ne fayda? Sen koca bir hareketin imajını zedelemekten başka bir işe yaramadın ki zaten. Tatavan mütemadiyen hadsiz. Hayır bir de tüm bunlar yetmezmiş gibi Wong gibi oyunculuk marifetleri konusunda fazlasıyla sıkıntı yaşayan birine teslim edilmiş olması bu enkazın… Yok yok, seninle olmayacak. Ne belkim ol, ne keşkem. Güle güle!

Yorum yazın...Cevabı iptal et

Exit mobile version