Keyfî Drag Race All Stars Tekrarı 5×2

Bir dakika, bir dakika… On ikinci sezonun güneşin batışına Kumbaya mırıldandığımız RuPaul’s Best Friend Race rutini sona mı erdi şimdi? En nihayetinde bunun bir realite şov olduğunun bilincindeki eski toprak kızların varlığı drama ve izlenebilirlikle birlikte herkesin en iyi arkadaşım diye ağlaştığı bir seri olmaktan alıkoyacak yani All Stars 5’i, öyle mi? Derrick gitti, ne güzel bu India entrikasını sağacaktık dediğimiz yerde hiç beklenmedik cepheler mi oluşturacak yani Drag Race? Her şeyi geçtim, uzun zaman sonra ilk kez beyaz bir queen, üstelik kendini hem beyaz hem de tuzlu diye tanıtan New York cep prensesi mi terör estirecek? Sezonun kötülükleri kraliçesi mi olacak? Throw away the receipts bitch, ’cause I’m buying it!

All Stars tarihinin en zayıf Variety Show’u ile yaptığımız açılıştan sonra yolculuk nereye diye ufaktan bir gerilmiştim; ama şüphe uyandıran kadro neyse ki istenileni çok geçmeden vermeye başladı. ”I’m in Love!” isimli bir şarkıda selebriti kıraşlarına (Evet böyle yazdım, ne var?) ilan-ı aşk ettikleri bölüm kafadan Miz Cracker’ın Ongina yükselmesiyle başladı zaten. Neymiş efendim, Ongina’nın yeterli mücadeleyi vermiyor oluşu Cracker’a içindeki BenDeLaCreme’i uyandırıp ruja eleme potasında olmamasına rağmen tipeks ile Ongina’nın adını yazma isteği yaşatmış. Daha kapıdan gireli iki gün bile olmamış iken kendine böyle bir anlatı oluşturmanın arkasındaki hevesi ben pek anlamlandıramadım açıkçası. Üstelik kadronun kolektif bir şekilde sayıp sevdiği bir queen’i karşına alarak bunu yapma çabası… Başını ezmeye çalıştığın tek hamlede yutacağın bir Derrick, bir India, ne bileyim bir Mayhem değil ki…

Geçtiğimiz haftanın kazananı kendine rakip olarak Shea ve Blair’ı gördüğünü ilan edip gruplar belli olduktan sonra da drama devam etti. Bu arada tuzsuz ayrandan daha az heyecan yaratan Blair’ın India tarafından neden ciddi bir tehdit olarak görüldüğünü anlayabilen varsa beri gelsin. Neyse, biz gruplar diyorduk… Cracker’ın provalardaki bencil ve her şey benim kontrolümde olmalı tavrı Mayhem’in post travmatik stres bozukluğunu gün yüzüne çıkarırken devamında da Blair’dan gelen bir egoistsin rantıyla yeşillendirildi. Ayna karşısında verilen ikinci drama çıkartmasında bu sefer Cracker’ın neden böyle hissettiğiyle ilgili anlamsız şeyler dinledik. Yani şey… Sosyopatlığın kıyısından dönmen, arkadaş edinememen ve bunun için yargılanman senin değil, bizim sorunumuz… Doğru mu anladım? Good God, get a grip girl.

Ana sahnede verilen performanslarda Shea’in yine yazdığı rap ile bölümün canını okuduğunda zaten evrence hemfikiriz. Mentorluk yapan bey farkında, Shea farkında, biz farkındayız… Zaten o da dördüncü duvarı yıkıp sordu soruyu: But were you surprised? Asla! Ben eski usül Top 2 belirlemeli bir düzen olsa ikinci oyumu Daddy Yankee’sine sıkı sıkı sarılmak isteyen Alexis Mateo’yu seçerdim. Zaten Alexis’e duyduğum saygı gittikçe artıyor. Bu hafta evden düzenledikleri türlü Zoom toplantısını da izleyip drag’le ve kendiyle ne kadar barıştığını da gördüm. Üçüncü sezonda izleyip oflayıp pufladığım Alexis yerini olgun birine bırakmış. O kadar mutlu ki hâlinden, çekim alanına girmemek neredeyse imkansız. Ama garip bir şekilde jüri, teninin rengiyle ne kadar gurur duyduğunu göstermesi gerektiği anda pembe olmaya karar veren Blair’a yüksek bir not vermeyi tercih etti.

Blair’ın durumu… Bilmiyorum, böyle bir kontekst içerisinde beyaz bir queen kendini karartsa çok aşağılıkça ve yanlış bulmaz mıydık? Bu noktada pembe allah pembe bir tenin de benzer hisleri yaratmıyor oluşu henüz Raja’nın mor insanları Dünya’ya ayak basmadığı için mi? Pit Stop’ta da biraz bahsedilmiş ayrıca… Blair gerçekten öyle mi dans ediyor, yoksa komik olmaya mı çalışıyor? Her iki ihtimalde de oluru yok ya neyse. Zayıf halkalar konusunda Mariah haricinde India ve Ongina tercihlerine bir itirazım olduğunu söyleyemem ama. Mariah da bir şekilde, ne giyse yakıştırdığı ve makyajıyla tamamladığı podyum reprezentasyonu sayesinde kurtardı sanki paçayı. Ongina’nın total kötü bir hafta geçirdiğini söylememe gerek yoktur. Sesini kaybetmesi, Cracker’ın üstüne gelişi, iki kıyafetinin de geçer not alamaması, gereksiz bir şekilde pes edip kendine oy verecek kadar ileriye gitmesi…

Lip sync suikastçısı olarak seçilen Alyssa Edwards’ın, zamanında acaba tek zayıf olduğu konu lip sync mi diye düşündüren Shea tarafından ezilmesi de bölümün sonuna pek yaraştı. Değil 20 bin, 40 binlik çekle ayrılmayı hak ediyordu siyah mükemmeliyetinin en iyi temsilcisi Miss Couleé. Yarışmanın favorisi olduğunu da sahnenin her bir tarafına vücut sıvılarını bırakarak ilan etmiş oldu. Şimdi çaktırmayan shadylerden Jujubee, serinin uzun zamandır gördüğü ilk beyaz villain Miz Cracker ve bam kere bam Alexis Mateo düşünsün. Haftaya da ne olur India gitsin. Bu kadar figüranlık yetti, şimdiden sıkıldım…

KDRAST: Untucked

• Mayhem’i sevmeyi çok istiyorum ama iddiasının ne olduğunu gerçekten bilmiyorum. Herkes tarafından tanınması mı? İyi bir insan olması mı? Nedir yani?
• Miz Cracker promolarda ve ilk bölümde ne kadar kazanmaya odaklı gözüküyorduysa da bu bölümde o kadar kendine güvensiz geldi bana. Sezonu kazanacak iddiamı geri çekiyorum. Hele ki bu kurguyla…
• Bu arada kim söyledi tam hatırlamıyorum da birinci bizim oylarımızla belli olacak iması yapıldı sanki. Olabilir mi öyle bir şey?
• Monet’nin yaptığı programa konuk olan All Stars 5 kızları bu sezonda hâlâ doğrusunun ne olduğunun bilinmediği büyük bir drama yaşanacak dedi. Merak ediyorum içerisinden ne çıkacak.
• Dramanın çok olacağına ve All Stars 5’in uzun zamandır istediğimiz tadı vereceğinin de iddiası var hem sezon kızlarından, hem de Drag Race mezunlarından. Hazırız!
• Shea Couleé kazansın sezonu allah anacığım ne olur ya…

Genel sıralamam
⭐⭐⭐⭐: Shea Couleé, Jujubee, Miz Cracker
⭐⭐⭐: Alexis Mateo
⭐⭐: Ongina, Mariah, Mayhem Miller, Blair St. Clair, India Ferrah
⭐: Derrick Barry

Ben jüri üyesi olsaydım…