Eleştiri
Utama
Eskinin yerini yeninin aldığı asırlık döngüyü yeniden yorumlayan Utama, artık doğayla insan arasındaki ilişkide iklim krizi faktörünün oynadığı rolün farkında. Film alışılagelmiş, patriyarkaya hizmet eden ataerkil bayrak teslimini hem kuraklığın esir aldığı toprakların hayvancılık ve tarımla uğraşan kırsal kesim üzerindeki etkisiyle, hem de babadan oğula sistemin jenerasyon atlayan ve kuralı güce karşı değil de gücün dağılımıyla bozan bir anlatı kuruyor. Bunu da hiç eskimeyecek bir aşk, bir bağlılık yeminiyle süslemiş üstelik. Utama’nın merkezindeki çiftin birbirlerine duyduğu saygı ve sevgi yer yer bencilleşse de, bugüne ait olmadığını bilmemize rağmen tanıdık bir hissiyat uyandırıyor. Neyse ki burada erkeği kollayan öğretiler biraz olsun kırılmış. Ona gösterilen dünyaya göre bir hayat sürmüş, bolluğu görmese de değirmeni dönmeye hep devam etmiş Virginio, tekil bir aile babasını da temsil etmiyor burada üstelik. Alınması gereken önlemlere karşı sessiz kalmış, yarın değil de hep bugünler için tırmalamış, inadı sırf saltanatını kaybetme kaygısından sebep bütün patriyarkal otoritelerin sureti aynı zamanda.
Alejandro Loayza Grisi, fotoğrafçılık geçmişinden miras yetilerini kullanarak eşsiz manzaralarla seyircisini el üstünde ağırlıyor. Pastoral mersiyesinin barındırdığı keder pek dile getirilmeden, unutulmayacak kareler eşliğinde hatırlatılıyor hatta. Bolivya topraklarını mesken edinse de küresel ve bütün coğrafyaları ilgilendiren dev çaresizliğimizi mikro bir pencereden açıyor. Çok tekdüze, bilindik yollar seçmiş hikâyesini dallandırıp budaklandırırken. Ancak ses tasarımının da gücünü fazlasıyla kullanarak düşük ritime esir düşürdüğü dünyasının bu şekilde iyi işlediğini söyleyebilirim. Su kaynaklarının tükendiğini defalarca hatırlatmak, ataerkinin bozumunu yine geleneksel “aile”yle gerçekleştirmeye çalışmak gibi aksaklıkları mevcut tabii. Ama Utama dahilinde tüm bu kulağa hoş gelmeyen tercihler sırıtmadığı için çok yüklenmenin anlamı olduğunu sanmıyorum. Neticede tasası, tüm felaketlerin en büyüğü kapımızdayken artık ölü taklidi yapmanın anlamı yok diye haykırmak ve bunu da layığıyla yerine getiriyor.