Eleştiri
Vortex
Bir hikâye anlatıcısının, hele ki belli bir yaşı geçtikten sonra, dilini ve filmlerinin dokusunu değiştirmesi pek rastladığımız bir durum değil. Fakat edindiği deneyimlerle dert edindiği meselelerin ölçeği büyüyebiliyor. Gaspar Noé özelinde manzara biraz daha ilginç tabii. Filmlerindeki karakterlerin her daim nihai sona açılan kapıya bir adım kadar yakın olmalarına alışığız. Yalnız Vortex’te ölümle ilgili muhabbetinin yol haritasını değiştirmiş. Hep deneyimlerinden, geçmişindeki sayfalardan anlatılar inşa etmişken şimdi gelecekle belli belirsiz ilgileniyor Noé. Karamsarlığının temelinde yarınlarına tutunacak bir neden bulamasa da yeteri kadar yarın yaşayıp yaşamadığını da sorgulayan bir tavırla kamera arkasında sanki. Bunu biçimsel tercihleriyle destekleyerek, deri değiştirmekten imtina eden sinemasını da soluklandırıyor adeta. Vortex, ne yaşadığımız ya da kim olduğumuzla ilgilenmeyen bir hastalığın pençesindeki iki ana karakterinin tekil deneyiminde bir anlam aramaya koyuluyor. Devasa bir evrende, dört duvarı olan bir evi paylaşacak kadar birbirimize yakın olsak bile, aynı paydada farklı gerçekleri deneyimliyor oluşumuzun büyüsüyle pişiyor. Hayat adı verilen girdapta her şeyin hiçbir şey olduğunu kavrayan sezon filmlerine de ekleme yapıyor aslında baktığı yerden.
Kendi küçük dünyamda ürettiklerine koyacak bir yer bulmakta güçlük çektiğim bir yönetmenin filmiyle bu denli bağ kurabilmek inanın beni de hazırlıksız yakaladı. Ama uzun bir aradan sonra üzerine düşünmemiz için bu asırlardır tekrarlanan döngüye bildiğimiz ama yenilikçi bir yerden yaklaşıyor olması bana kalırsa değerli. Üstelik cevap ararken bunu yalnızca sevginin karşılığı bulunmayan bir değer olduğunu vurgulamakla yetiniyor. Duygusal açlığıyla hırçınlaşan, zaman mefhumuyla kavgası bir türlü bitmeyen karakterlerin kuklacısı Gaspar Noé, ilk kez empati kurmamıza izin veriyor sanki. Gidiş yollarını tıkadığı yegâne yer final ise bloğu. Vortex, meselesini çözümledikten sonra anekdotlarla biraz sarkma yapıyor çünkü. Bunu ekranın ikiye bölünmesi durumuna uygun bir kapanış yapma arzusuyla açıklamak mümkün olsa da o ana kadar anlatım tercihini bir trük olarak kullanmamasıyla ters düşerek, yapıyı bozduğu da aşikar.
Fatih ALBAYRAK
16 Mayıs 2022 at 16:11
Umur Bey, bir konu hakkında bilgi almak istiyorum. Vortex, Hit the Road, Innocents gibi filmleri Oscar 2023’te mi göreceğiz? Yoksa bu filmler Oscar 2022 trenini kaçırdılar mı? Çünkü bu filmler 2021 yapımı, bu noktada çok karışıklık var. Vortex geçen hafta vizyona girdi Türkiye’de. Cannes ile Oscar arasındaki durumu anlayamadım. Mesela Parasite filmi 2019’da Cannes’da ödül alıyor, 2020’de Oscar kazanıyor.
Umur
17 Mayıs 2022 at 22:41
Merhabalar. Amerika’da vizyona girdiği tarih dikkate alınıyor. 2022 filmleri mesela 2023’te dağıtılacak törende değerlendirmeye alınacak. Prömiyerlerinden ziyade geniş gösterim tarihleri mühim.
Fatih
18 Mayıs 2022 at 10:13
Anladım teşekkürler.