Dizi Eleştirisi
Shrinking (1. Sezon)
Sitcomlara has bir samimiyetsiz samimiyetin arkasına sığınarak yakalamaya çalıştığı güldürü temposunda hayatın içinden olana özel bir yer ayırıyor sanki Shrinking. Aksiliklerinin, her karakterine has veryansının arkasında bir planlanmışlık olduğunu sakınmıyor, seyircisini güldüren sahnelerin prova edildiğini kamufle etmek için kaygılanmıyor ve bunlara karşın saf bir duyguya yer açıyor her bölümünde. Dünyanın en kusurlu varlığı insanın doğasında yer alan her tümsekten ufak da olsa nemalanarak çıkarıyor malzemesini. Olağanüstü ve yenilikçi hikâyelere başvurmuyor, tanıtmak için üstün çaba gösterdiği karakterleri belli durumlara tabi tutarak gözlemlemeye koyuluyor yalnızca. Sonuçta da kontrastlardan bir kahkaha tufanı ortaya çıkıyor tabii. Birbirinden yetenekli oyuncularının da katkısıyla… Sitcomların vazgeçilmezleri arasında yer alan görevini layığıyla yerine getirmeyen ebeveyn ve isyankar evlat karşılaşmasını sıklıkla kullansa da yeni bir cümle de eklememesine karşı taze hissettirmeyi başarıyor, kendi içerisinde oyuncu rejisinden mizah anlayışına kurduğu dengeyle.
Kamera arkasında deneyimli bir ekibin yer alıyor olmasının avantajı ortada. Ama bunların da haricinde komedi üretimini kariyerlerinin merkezine almış, aşina olduğumuz yüzlerin Shrinking’te buluşmuş olmasının da etkisi çok büyük. İhtisasını How I Met Your Mother’da yapan Jason Segel, Bill Lawrence’ı hiçbir projesinde yalnız bırakmayan Christa Miller, 2 Dope Queens’in biriciği Jessica Williams ve hayatının rolüyle buluşmuş gibi hissettiren Harrison Ford. Sanki Parkinson’a yakalanmış, aksi, kariyerini her şeyin üzerinde tutan, hayatının son baharında yeni bir aşk yaşamak ve kızıyla ilişkisini düzeltmek için harekete geçen Paul Rhoades karakterini oynamak için beklemiş senelerdir Ford. Hayata bağlayan, iyi vakit geçirtmeyi kendine misyon bilmiş bu dizi sayesinde Harrison Ford için Emmy’e bir yol çıkacak mı meraktayım.