Biyografilerle Sezona Hazırlık: Air ve BlackBerry

Filmekimi ertesi gelen tembellikle pek çok filmi yazmaya fırsat bulamadım ama bir de yılın başında izleyip ödül sezonunda adını duyacaklarımızdan eksiklerim vardı. Arayı kapatmak adına iki biyografiyi tek avazda çıkarmak istiyorum izninizle. Hem Oscar’ı, Altın Küre’si, herhangi önemli bir ödüle aday olursa Oscar Boy ne demiş diyenlerin (0 kişi) dönüp bakacağı bir sayfa da olur. Hadi buyursunlar o zaman Ben Affleck’in Air’ı ve Berlin çıkışlı BlackBerry hakkında çaldığım çeneye…

AIR | Yönetmen: Ben Affleck | Oyuncular: Matt Damon, Ben Affleck, Jason Bateman, Chris Messina, Matthew Maher, Marlon Wayans, Jay Mohr, Julius Tennon, Chris Tucker, Viola Davis, Dan Bucatinsky | Senaryo: Alex Convery | ABD | 111′ | Dram

Seksenlerin ortasında eski Nike yöneticisi Sonny Vaccaro’nun olmayan paraları ve büyük umutlarıyla Michael Jordan’ın kapısına gidip Air Jordan adında yok satan ayakkabı modelini piyasaya sunmasını konu alıyor Air. Argo ile elde ettiği sürpriz ve bir o kadar da anlamsız Oscar başarısı ertesi bir kötü filmden diğerinin yönetmen koltuğuna savrulan Ben Affleck’in son numarası klasik bir seyirciyi memnun etme yapımı. Hedefinde ise kesinlikle biz yokuz. Bu pabuçlara hak ettiğinden fazla değer vermiş milyonları, basketbolu saplantı hâline getirmiş gençleri, Michael Jordan’ın benzersiz yükselişini hatırlayanları almaya çalışıyor avcunun içine. Erkek ağırlıklı sporların özünde yer alan o arkadaş hasbihalinin bir benzerini de başrole kader ortağı Matt Damon’ı kondurarak yakalamış. Oregon ve Kuzey Carolina’da geçse de Boston’lı spor düşkünü beylerin sohbetine maruz kalarak izliyoruz olanı biteni. Enteresan tercihleri de yok değil bir yönetmen olarak. Mesela Michael Jordan’ı canlandıran oyuncu hiç konuşmuyor, yüzü neredeyse hiç görünmüyor. Buradaki minicik rolü nasıl kabul ettiğini bilemediğimiz, Jordan’ın annesi olarak izlediğimiz Viola Davis’e devrediyor bütün yükü. Fakat kalanda da hatırladığı seksenlerden pop kültür referanslarını gelişigüzel önümüze bırakmak haricinde bir zahmete girişmemiş ne yazık ki. Film Nike’ın öngörüsü hakkında mı, Jordan’ın spor tarihindeki değeriyle mi ilgili, yoksa Affleck hazır bütçe bulmuşken dostlarıyla seksenler nostaljisi mi yapmaya özenmiş koca bir muamma. İzleyip hızlıca unutulanlar sepetine bir yeni film daha eklediği kesin ama.

BLACKBERRY | Yönetmen: Matt Johnson | Oyuncular: Jay Baruchel, Glenn Howerton, Matt Johnson, Rich Somner, Michael Ironside, Martin Donovan, Michelle Giroux, SungWon Cho | Senaryo: Matt Johnson, Matthew Miller (uyarlama), Jacquie McNish, Sean Silcoff (kitap) | Kanada | 121′ | Dram, Komedi, Biyografi

Teknolojinin mihenk taşlarını beyazperdeye taşırken sürdürülebilirliği üzerine pek çok şey söylendi esasen. Ama iPhone hayatımıza girmeden evvel hayatlarımızı işgal eden klavyeli ilk aşklarımızı konu edinmiş BlackBerry, gösterişsiz ve mockumentary türünü andıran estetiğiyle bambaşka bir yerden tutuyor konuyu. Jay Baruchel ve bilhassa Glenn Howerton’ın kariyer performanslarını çıkardığı yapım, Steve Jobs dünyayı ele geçirmeden önce 2000’li yılların buluşu olarak nitelendirilen üretim harikasının doğuşu ve batışını anlatmakta. Zaman kavramının çağdaş kültür içerisinde nasıl da bir hiçe dönüştüğünü alaycı ve dolaylı yoldan anlatabilme marifeti BlackBerry’i The Social Network’ünden televizyona taşınmış sayısız teknoloji felaketine (The Dropout, WeCrashed, SuperPumped), durak durak gezdiğimiz yaşanmışlıklardan ayıran temel nokta. Filmde oyuncu olarak da karşımıza çıkan Matt Johnson, çok yakın tarihte olduğuna inanmakta güçlük çektiğimiz bu kabustan bozma ama bir o kadar da komik trajediyle aramızdaki uçurumu iyice dikleştirerek yapıyor ne yapıyorsa. BlackBerry ekibinin iPhone karşısındaki şoku, hırsla üretimi Asya’ya taşımalarının ardından gelen o yıkım, ürettiklerine değil de paraya duydukları o tat kaçırıcı bağlılık… Eksiksiz bir modern zamanlar ağlatısı, dev bir enkazın röntgeni, acımasız bir hiciv, tıpkı anlattığı insanlar gibi onu var edene hem âşık hem de ciddiye almakta zorlanan, temposu yüksek bir biyografi.