Liste

#OB15: Son 15 Yılın Kadın Oyuncu Kazananları (Sıralı)

Yayınlandı

on

10 gün süren, adı dahi koyulamayan bir hastalık/atak sebebiyle site sınırlarını aşmayan Oscar Boy’un 15. yıl kutlamalarına bir ara vermek zorunda kalmıştım. Ama ilaç tedavisi, besin takviyesi derken dipçik gibi sahalara geri döndüm. Son 15 yılın ana dallardaki Oscar galiplerini keyfimin kahyası nasıl isterse sıraladığım listelerimde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu sonrası En İyi Kadın Oyuncu dalına giriyorum bugün. İtirazı olanlar sonsuza kadar susmaya devam edebilir ya da çok canları isterse yorum kısmında konuşabilirler. Başlayalım mı?

15. SANDRA BULLOCK | The Blind Side

Sandra Bullock teşekkür konuşmasında çok güzel özetlemişti konuyu: Bu ödülü gerçekten hak ettim mi, yoksa sizi yordum mu? Şimdilerde canlandırarak ödülü aldığı Leigh Anne Tuohy isimli kadın, bizzat evlat edindiği oğlu tarafından dava edildiği için tekrar gündemde. Keşke bu Oscar zaferiyle birlikte filmi ve bu aileyi bütünüyle unutabilsek. Bullock’un bütün Hollywood’u bir kariyer ödülü hak etmiş olduğuna inandırması da müthiş bir gaslighting örneğiydi diye düşünüyorum. Hangi kariyer için, pardon?

Başka kimler adaydı? Helen Mirren (The Last Station), Carey Mulligsn (An Education), Gabourey Sidibe (Precious), Meryl Streep (Julie & Julia)
Kim kazanmalıydı? Sidibe ya da Mulligan, hiç fark etmez. Bu ödül ikisinin de kariyerini bambaşka bir seviyeye çıkarırdı. Gerçi Bullock’un kaybetmesi de Gravity’le gelen tatsız bir zafere uzanabilirdi.

14. JESSICA CHASTAIN | The Eyes of Tammy Faye

Oscar’ı çok istese de Zero Dark Thirty ertesi oynadığı herhangi bir filmle ilgi çekemeyen Chastain’in doğru zamanda doğru yerde olmasının bir meyvesi bu zafer. Son dakikaya kadar aday olma ihtimalini bile düşük bulurken, ödülü evine götürdüğünü izledik Chastain’in. Pandemi ertesi garip bir psikolojide olan dünya gibi Hollywood da o sene birbirinden garip seçimler yapmıştı zaten. CODA ve Will Smith’in arasında Chastain’in bu filmdeki prostetik altında ezilen mübalağalı performansı hiç sırıtmadı.

Başka kimler adaydı? Olivia Colman (The Lost Daughter), Penélope Cruz (Parallel Mothers), Nicole Kidman (Being the Ricardos), Kristen Stewart (Spencer)
Kim kazanmalıydı? Öyle kötü bir yıldı ki, kategoride aday olmayı hak eden tek bir aday vardı zaten: Olivia Colman. İkinci Oscar’ını alsaydı bu filmle tarihe geçerdi kraliçe.

13. BRIE LARSON | Room

Tahammülfersa oyuncu personaları sıralamasında zirveye oynayacak egosuyla Brie Larson’dan özel olarak nefret ettiğimi saklamama gerek yoktur sanıyorum ki. Makyaj yapmayarak oynamasını cesur olarak pazarlayan, herkese bağımsız filmlerle ilgili ders verir gibi konuştuktan sonra Marvel filmlerinde oynayan aktrisin travma pornosu Room’da da yaptığı özel bir şey yok. Halbuki United States of Tara’da gerçekten de gelecek vaat ettiğine çok inandırmıştı. Şimdi ne yaptığı bile belli değil. Yer aldığı her işte de aynı kadını canlandırıp duruyor.

Başka kimler adaydı? Cate Blanchett (Carol), Jennifer Lawrence (Joy), Charlotte Rampling (45 Years), Saoirse Ronan (Brooklyn)
Kim kazanmalıydı? Cate Fuckin’ Blanchett. Carol’ı oynamadı, Carol oydu zaten.

12. MERYL STREEP | The Iron Lady

Retrospektifte eskisi kadar sinirli değilim bu sonuca. Çünkü Akademi’nin Meryl Streep sevdası sona erdi. Meryl Streep’in Oscar kovalama devri kapandı. Only Murders in the Building izlerken eğlendiğini ve keyifle oynayan Meryl’ı izlemeyi ne kadar özlediğimizi görüyorum. The Iron Lady ile aldığı Oscar’ın hak edilmemişliği için diyecek başka bir kelime yok. Harvey Weinstein’in Oscar tarihine attığı sayısız kazıktan biri bu. Gerçi o kazanmasaydı Viola Davis kazanacaktı. Davis kazansaydı da Fences senesi muhtemelen Michelle Williams, Oscar alacaktı. Neyse bu böyle uzar gider. Alternatif Oscar tarihi sohbetimin sonu yok.

Başka kimler adaydı? Glenn Close (Albert Nobbs), Viola Davis (The Help), Rooney Mara (The Girl with the Dragon Tattoo), Michelle Williams (My Week with Marilyn)
Kim kazanmalıydı? Williams alsaydı da sırasını savsaydı diyorum. Ama bir taraftan da Mara’nın yarattığı harikaları düşünüyorum, kafam karışıyor.

11. JULIANNE MOORE | Still Alice

Sevdiğimiz aktrislerin çok da umursamadığımız performanslarıyla zamanı geldiğinde Oscar almasına alışığız. Julianne Moore’un altın heykelcikle buluşması da tam olarak bu vakalardan biri. Festivallerde ilgi çekmesi, bir anda dağıtımcı bulması, o sene yarışın Rosamund Pike haricinde başka bir iddialı barındırmaması, Julianne Moore’un ödül almak için abanması derken bir şekilde ilk Oscar’ına kavuştu. Ne acıdır ki sevmelere doyamadığımız aktris, o günden beri bir kez bile Oscar’a aday edilmedi.

Başka kimler adaydı? Marion Cotillard (Two Days, One Night), Felicity Jones (The Theory of Everything), Rosamund Pike (Gone Girl), Reese Witherspoon (Wild)
Kim kazanmalıydı? Çoğunluk Pike diyecektir bu soruya ama benim cevabım hiç kuşkusuz Cotillard. O performansı düşünmek bile gözlerimin dolması için yeterli oluyor.

10. EMMA STONE | La La Land

La La Land’in Oscar gecesine kadar mutlak favori olarak geçirdiği sezon öyle bereketliydi ki Emma Stone teşekkür konuşması yapmaya doyamadı. Nihayetinde En İyi Film ödülü kaçsa da Stone, kadın oyuncu dalında ıskalamadı ve kariyerinin ilk Oscar’ıyla buluştu. Performansıyla mı aldı, personası ve anlatısıyla mı sorusuna verilecek cevabı sizlere bırakıyorum. Ben bu ödülü Easy A ile almış gibi davranmaya çalışıyorum. Son 15 yılın birden fazla Oscar alan sayılı oyuncularından birisi olmasına da birazdan geliriz.

Başka kimler adaydı? Isabelle Huppert (Elle), Ruth Negga (Loving), Natalie Portman (Jackie), Meryl Streep (Florence Foster Jenkins)
Kim kazanmalıydı? Huppert. La La Land bu kadar büyük bir yarışçıya dönüşmeseydi de alırdı. Keşke birkaç sene sonra Poor Things’in geleceğini bilselerdi de bekletebilselerdi Stone’u.

9. RENÉE ZELLWEGER | Judy

Oscar’la büyüdük diye mi bu biyografilere düşer olduk yoksa mesele tamamen Judy Garland’la mı ilgili bilemiyorum ama Zellweger’ın performansını seven sayılı azınlıktanım ben. Kariyeri ikinci bir Oscar’ı hak ediyor muydu? Asla. Ama tipik bir ödül sezonu anlatısı işte. Sektörün resmen aman kaşın şöyle, burnun böyle diye dışladığı bir aktris aynı medya saldırısına uğramış bir ikonu canlandırarak Oscar alıyor. Bu arada tarihin en sıkıcı teşekkür konuşmaları konusunda kimse Zellweger’ın eline su dökemez, söylemeden geçemeyeceğim.

Başka kimler adaydı? Cynthia Erivo (Harriet), Scarlett Johansson (Marriage Story), Saoirse Ronan (Little Women), Charlize Theron (Bombshell)
Kim kazanmalıydı? Canımız Saoirse alsaydı şu ödülü de anlı şanlı kariyeri taçlandırılsaydı fena mı olurdu?

8. FRANCES MCDORMAND | Three Billboards Outside Ebbing, Missouri

Hayatının büyük bir kısmını favori filmi soruladığında Fargo diye cevaplayarak geçirmiş bir sinemasever için, McDormand’ın seneler sonra kariyerini dirilterek Oscar almasının ne kadar kıymetli olduğunu kelimelere dökmem imkansız. Three Billboards’u pek sevdiğim söylenemez. Hatta filmin çok da çirkin yaşlandığını düşünüyorum şu kadarcık sürede bile. Ama McDormand o kadar iyi oynuyor ki, tüm o bataklığın içerisinde parlıyor. Katharine Hepburn ve Meryl Streep’le üç oyunculuk Oscar’ı alan kadın oyunculardan biri olması da pembe vanilyalı fantezime pek uyuyor.

Başka kimler adaydı? Sally Hawkins (The Shape of Water), Margot Robbie (I, Tonya), Saoirse Ronan (Lady Bird), Meryl Streep (The Post)
Kim kazanmalıydı? E benim cevabım yine Saoirse Ronan…

7. JENNIFER LAWRENCE | Silver Linings Playbook

Bu filmin ve performansın da ayrı bir yeri var bende, çok üzgünüm. Jennifer Lawrence’ın kariyer zirvesinde, hem de gencecik yaşında ödüllenmesinin temel sebebi Akademi’nin yaş ayrımcılığı olsa da ilk kez bir işe yaradı galiba bu genç sevdaları. Günlük hayatımda da durmaksızın alıntı yaptığım Tiffany karakteri için birkaç defa izlemişliğim var filmi. Yalnız teşekkür konuşması büyük hayal kırıklığıydı. İnsan favoriyken neden bu kadar heyecanlanır JLaw? Altın Küre’dekinin yarısı kadar bile bir konuşma yazamadın mı?

Başka kimler adaydı? Jessica Chastain (Zero Dark Thirty), Emmanuelle Riva (Amou), Quvenzhané Wallis (Beasts of the Southern Wild), Naomi Watts (The Impossible)
Kim kazanmalıydı? Evet, hak edenin kazandığını düşünüyorum. Bir sıkıntı mı vardı Amourcular?

6. MICHELLE YEOH | Everything Everywhere All at Once

Filmlerini izleyerek büyüdüğümüz ve bir noktada Oscar alma ihtimalini hiç aklımızdan geçirmediğimiz bir aktrisin büyüleyici bir filmle gelip tüm oyunu değiştirmesi, üstüne de tarih yazmasından daha güzel ne var? Blanchett, üçüncü Oscar’ını alsaydı da olurdu evet ama Yeoh’nun tarihi zaferinin yerini tutmazdı muhtemelen. Halle Berry haricinde tarihte bu dalda ödül kazanmış beyaz olmayan sadece ikinci aktris olmasının nasıl bir skandal olduğunu da sonsuza kadar konuşmaya devam edelim. Üçüncü ne zaman gelecek kim bilir…

Başka kimler adaydı? Cate Blanchett (TÁR), Ana de Armas (Blonde), Andrea Riseborough (To Leslie), Michelle Williams (The Fabelmans)
Kim kazanmalıydı? Cate Blanchett de kazansa sesimi çıkarmazdım ama Yeoh sonucundan pek mesudum.

5. EMMA STONE | Poor Things

Sanki evren Emma Stone’un Bella Baxter olmasını bekliyormuş, değil mi? Bu karakteri anca o canlandırabilirmiş, başkası hakkını veremezmiş gibi hatta. Filmi kat kat yukarıya taşıyan eşsiz performansıyla gönülleri fethettiği yetmedi, gencecik yaşında ikinci Oscar’ını da aldı Emma Stone. Ve içimden bir his, üçüncü Oscar’ın da er ya da geç geleceğini söylüyor. Bakarsınız bu defa bir kadın yönetmenin filmiyle gerçekleşir bu zafer.

Başka kimler adaydı? Annette Bening (Nyad), Lily Gladstone (Killers of the Flower Moon), Sandra Hüller (Anatomy of a Fall), Carey Mulligan (Maestro)
Kim kazanmalıydı? Son yılların en hak edilmiş zaferi.

4. FRANCES MCDORMAND | Nomadland

Pandemi yılında yaşadığımız buhranı, Oscar’ın sıkıcılığını falan asla hatırlamak istemesem de Nomadland gibi bir filmle Frances McDormand’ın ödül almış olmasını sağladığı için bile müteşekkirim o yıla. Franny zaten her filminde kariyer performansı verdiği için sürekli ödüllenmeyi hak ediyor ama Nomadland önemli zirvelerinden biri sayılabilir. Bu kadar kısa sürede yeniden Oscarlanması ve hatta üç ödüle doymayıp yapımcı kimliğiyle de dördüncüyü eve götürmesi… İşte yaşayan efsaneye yaraşan sonuçlar bunlar.

Başka kimler adaydı? Viola Davis (Ma Rainey’s Black Bottom), Andra Day (The United States vs. Billie Holiday), Vanessa Kirby (Pieces of a Woman), Carey Mulligan (Promising Young Woman)
Kim kazanmalıydı? Akademi’den beklemediğim kadar iyi bir seçim olduğu için yine itirazsızım.

3. CATE BLANCHETT | Blue Jasmine

Bir başka kraliçe daha. Woody Allen’ın adını zihnimizden hızla silmeye çalışsak da Cate Blanchett’in Blue Jasmine performansını zihnimizden atabilmemiz imkânsız. The Aviator ile erkenden ilk Oscar’ını alan Blanchett, yarışın inanılmaz çetin olduğu bir yılda ikinci Oscar’ını kazanmıştı. Sezon boyunca da çenesi düşük Matthew McConaughey’e teşekkür konuşmaları için ayrılan zamana laf sokarak, kadın oyuncuların oynadığı filmlerin nasıl da gişe yaptığını hatırlatarak yedirdi de yedirdi Hollywood’a.

Başka kimler adaydı? Amy Adams (American Hustle), Sandra Bullock (Gravity), Judi Dench (Philomena), Meryl Streep (August: Osage County)
Kim kazanmalıydı? Hiçbir Oscar bu kadar hak edilmemişti.

2. OLIVIA COLMAN | The Favourite

Tüm zamanların en iyi sonuçlarından, en iyi teşekkür konuşmalarından ve en iyi sürprizlerinden biri Olivia Colman’ın Oscar’ı. Glenn Close’un yaşadığı dehşeti düşündükçe keyiflenmeye devam ediyorum. Colman’ın konuşması da konfor alanımın yegâne parçası. Canım mı sıkıldı, kafam mı bozuk, YouTube’da vakit öldüresim mi var, izleyecek bir şey mi bulamıyorum? Hepsinde adresim aynı: Colman’ın teşekkür konuşması. McDormand’ın adını okuyuşundan Colman’ın Gaga’ya attığı öpücüklere kadar kelime kelime ezberimde.

Başka kimler adaydı? Yalitza Aparicio (Roma), Glenn Close (The Wife), Lady Gaga (A Star Is Born), Melissa McCarthy (Can You Ever Forgive Me?)
Kim kazanmalıydı? McCarthy desem benden ne kadar nefret edersiniz? Neyse, Glenn Close kazanmadı ya gerisi önemli değil.

1. NATALIE PORTMAN | Black Swan

Sinema tarihinin en iyi kadın oyuncu performanslarından birinin Oscar’ı var. Vallahi insanın inanası gelmiyor. Natalie Portman ile Darren Aronofsky’nin tutku projesi bugün bile aynı etkiye sahip. Defalarca izleyip, her seferinde yeni detayları yakalamayı ve Portman’a bir kez daha hayran kalmayı âdet edindim. Çok da zor bir yılda ödülü aldığını not düşmek gerek. Şu rakiplere bakar mısınız? Hanımefendiler, hepiniz mi bu sene zirveye oynamaya ant içtiniz?

Başka kimler adaydı? Annette Bening (The Kids Are All Right), Nicole Kidman (Rabbit Hole), Jennifer Lawrence (Winter’s Bone), Michelle Williams (Blue Valentine)
Kim kazanmalıydı? Beşine birden ödül verilebilecek bir yıldı ama yani Natalie Portman başka bir viteste oynuyor sanki.

3 Comments

  1. Metin C

    17 Ekim 2024 at 09:38

    Az çok benzer fikirlerim var. Ayrıldığım nokta: J-Law Winter Bone üstüne çıkamadı bence ve evet ödül Emanuelle Riva’nın olmalıydı; J-Law hiç de özel bir şey yapmadan, kampanya ile aldı ödülü. Olivia Collman ise harika bir oyuncu ve karakter ama filmde aslında yardımcı roldeydi; yardımcı oyuncu dalında yarıştırılan Emma ve Rachel ise başroldü. Bu anlamda bir “category fraud” var ve Glenn Close seksenlerde iki kez alması gereken (forget Cher, forget Joodie) ödülü yine kaçırdı (ama film cidden sıkıcıydı. Keşke geri dönüp bir de Meeting Venus, Reversal of Fortune ve Things You Can Tell… ile de aday edebilsek onu)

    Bir de “ödül kazanmış beyaz olmayan sadece ikinci aktris” kısmına eleştirim var; ödül politik doğruculuk adına mı verilmeli? Bence mesela Halle Berry yerine o yıl Sissy Spacek ödül almalı ve hatta Naomi Watts aday olmalıydı (belki hatta Audrey Tautou, Maggie Cheung). Halle Berry hak etti ödülü diyebiliyor muyuz? Politik doğrucu ödül de hata yapabiliyor. Geriye dönüp bakınca da güçlü non-white adayların olduğu senelerde yine güçlü white adaylar da varmış ve ödülü kazanmış (Liza Minnelli, Geraldine Page, Holly Hunter) Ah tabii 2009’da Gabourey ödülü almalıydı bence de ama orada da ırk ayrımcılığına değil Weinstein’a yenildi herkes. (Bu arada Uzak Doğulu, Afrikalı, Orta Doğulu adaylar için bakmadım ayrıca ama non-white da zaten sorunlu bir tanım değil mi? Mesela Hillary Swank’in büyük annesinin Hispanik/Meksika kökenli olduğunu öğrendim ama kendisini “beyaz” sayıyoruz. )

    • Umur Çağın Taş

      17 Ekim 2024 at 10:30

      Ödül politik doğruculuk adına mı verilmeli? Ben de şunu sorayım: 97 senede sadece 2 kez olmuş bir şey için bu soruyu sormalı mıyız? Bu tür yorumlar beni biraz düşündürüyor açıkçası. Oscar’ın neredeyse 100. senesine yaklaşıyoruz ve şöyle bir geçmişe dönüp baktığımızda her seferinde “en iyi”yi ödüllendirmediklerini çok net bir şekilde görüyoruz. Zaten siz bile belirtmişsiniz Cher’den Jodie Foster’a hak edenin başkası olduğu yılları. Kampanyası, politikası bile demeyeceğim. Direkt zeitgeist olarak özetlemek mümkün. Ama nedense beyaz olmayan oyuncuların kazandığı yıllarda bu hak etme meselesinin altı daha çok çiziliyor. Evet, ben de Halle Berry’i desteklemiyordum o yıl. Aynı şekilde erkek oyuncu dalında da son 15 senedir sadece 1 kazanana katılmışım. Yani Michelle Yeoh ve Halle Berry özelinde bu konuşmayı yapana kadar o kadar çok hak etmemiş beyaz winner war ki…

      • Metin C

        18 Ekim 2024 at 09:03

        Haklınısız; hak etmemiş beyaz kazanan çok var; subjektif değerlendirmelerimizi yan yana koysak eminim ki paralellik de görürüz tercihlerimizde. Ancak demek istediğim nokta şu; aday olup da kazanamayan beyaz olmayan oyuncular (ki benim gözümde en iyi kadın oyuncu dalında ödülü hak edip alamamış beyaz-olmayan iki kadın var; Fernanda Montenegro ve Gabourey Sidibe; Whoopi Goldberg ve Angela Basset ise ödülü Geraldine Page ve Holly Hunter ile paylaşır bence), çoklukla en iyisi oldukları halde kazanamamış değil (Mesela eminim ki ikimiz de 1954’te ödülü Grace Kelly yerine Dorothy Dandridge’e değil Judy Garland’a verirdik) ve asıl sorun da bu olmamalı. Beyaz olmayan, ana dili İngilizce olmayan, eşcinsel, Hristiyan olmayan, vs oyuncular Oscar kazanamıyor çünkü aday olmaları da çok nadir; bunun arkasında yeterince iyi rollerle buluşamamaları/tercih edilmemeleri, oynadıkları filmlerin oscar sohbetlerine dahil edilmemesi (kampanya, dağıtımcı, ana gündemde yer alma biçimleri ve imkanları, vs) gibi sebepler aranabilir. O muhteşem Fransız aktrisleri (J. Morreau, C. Deneuve, J. Binoche, vs) neden Amerikan filmlerinde güzel yan karakter olarak bulunabiliyorlar sadece? Angela Basset gibi bir oyuncu sadece iki kez aday olabildi çünkü o muhteşem yetenek kötü filmlerde, kimsenin izlemediği işlerde harcandı. Denzel Washington’a veya Morgan Freeman’a sunulan imkanların ne kadarı Angela Basset’a sunuldu diye ayrıca da sormak mümkün elbette.

        Bu arada -side note: beyaz olmayan derken neyi kastediyoruz? büyük annesi Meksikalı olan Hillary Swank beyaz mı veya İtalyan olan Anna Magnani? Zira işin ekstrem boyutundakiler için bu isimlere de beyaz denilemiyor; saf kan değiller.

Yorum yazın...Cevabı iptal et

Exit mobile version