Kısa Eleştiri

Animasyon Kuşağı: Memoir of a Snail, Mars Express ve Spellbound

Yayınlandı

on

Her ay üç animasyon yaza yaza bu senenin animasyon yarışına yetişmeyi de başardım. Flow, Chicken for Linda ve Inside Out 2 ile başlayan yolculuğumuz, geçtiğimiz ay Look Back, The Wild Robot ve Piece by Piece ile devam etti. Yeni bölümde ise bu cuma gösterime girecek Memoir of a Snail, Netflix’den ulaşabileceğiniz Spellbound ve Reddit’te gördüğüm övgülere dayanamayıp başına oturduğum Mars Express‘i konuşacağım.

MEMOIR OF A SNAIL: BOĞAZIMDA DEV BİR YUMRU

MEMOIR OF A SNAIL | Yönetmen & Senaryo: Adam Elliot | Seslendirenler: Sarah Snook, Kodi Smit Mc-Phee, Jacki Weaver, Eric Bana, Magda Szubanski, Dominique Pinon | Avustralya | 94′ | Animasyon, Drama

Adam Elliot, çocuk yaşta yetişkinlerin duygularına fazlaca tanıklık edenlerin trajedilerini stop-motion dünyasında işlemeye devam ediyor. Memoir of a Snail, yediden yetmişe herkesin kendine bir öğüt çıkarabileceği, draması bol bir öykü. Önce annelerini, ardından da babalarını kaybeden ikizlerden Grace, ebeveynliği yarım ağızla üstlenen bir koruyucu ailenin yanına yerleşirken; kardeşi Gilbert, inançlarıyla kafayı bozmuş, kırsalda yaşayan manyakların himayesine bırakılıyor. Seneler geçmesine rağmen bir türlü kavuşamayan ve bu süreçte türlü zorluklarla sınanan iki kardeşin hikâyesini Grace’in anlatımıyla baştan sona dinliyoruz. Filmin mesajı net: Hayat acımasız, bizi yerden yere vuracak kadar sert olabilir; ancak tüm bu kötülüklerin arasında kendimize sınırlar koymanın ve bu sınırları itaatle kabullenip hayatı ertelemenin bir anlamı yok. Eğer siz de benim gibi optimum koşulları beklerken ömrünü tüketenlerdenseniz, Memoir of a Snail boğazınıza oturup kalacak. Elbette, müziklerinden öykünün akışına kadar seyirci olarak büyük bir duygusal manipülasyona maruz kaldığımız ortada. Ancak ben bu manipülasyona yenik düştüm, kusura bakmayın. Elliot’ın insan ruhunu böylesine derinlemesine kavrayışına, Sarah Snook’un başını çektiği etkileyici seslendirme kadrosuna ve Grace’in küçücük dünyasına dokunan, irili ufaklı tüm karakterlere etki alanında kalmamak elde değil.


MARS EXPRESS: KANI BOZUK İNSAN EVLADI

MARS EXPRESS | Yönetmen: Jérémie Périn | Seslendirenler: Léa Drucker, Mathieu Amalric, Daniel Njo, Lobé, Marie Bouvet, Sébastien Chassagne, Marthe Keller | Senaryo: Laurent Sarfati, Jérémie Périn | Fransa | 89′ | Animasyon, Bilimkurgu, Aksiyon

Yapay zekâ teorilerinin gün geçtikçe çoğaldığı, Hollywood’un buna karşı önlemler almak için çırpındığı ve Ben Affleck’in en mantıklı açıklamayı yaptığı bir çağdayız. Bu ortamda, Mars Express gibi bilimkurgu eserleri, her zamankinden daha olası bir geleceği gözler önüne seriyor gibi hissettiriyor. Fransız yönetmen Jérémie Périn’in imzasını taşıyan bu siberpunk deliliği, Scavengers Reign’den beri bir dünya inşa etme konusunda izlediğim en etkileyici animasyonlardan biri. Film, insanların hayalarına, türlü yazılım ve algoritmalarla donatılmış makinelerin entegre olduğu bir gerçeklikte geçiyor. Mars’ı mesken tutmuş hikayede, androidlerin de hakları olması gerektiğini savunanlarla, hacklenerek insan emirlerine itaat etmeyenleri birer tehdit olarak görenlerin çatışmasına tanıklık ediyoruz. Mars Express, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, hangi gezegene taşınırsak taşınalım, insan doğasının hırs ve gaddarlığını asla geride bırakamayacağını sert bir şekilde hatırlatıyor. Bu da tüm etik bağlamıyla onu, tematik olarak fazlasıyla realist kılıyor. Film, seyircisini kısa sürede böyle bir geleceğin varlığına ikna edip âdeta zincire vuruyor. Ancak, bu yaratıcı dünyaya rağmen anlatının yer yer monotonlaştığını söylemek gerek. Uzun süresi boyunca hikayeyi derinleştirmek adına fazlaca yan karakter ve olay örgüsü eklenmiş. Halbuki Mars Express’e ilk 15 dakikada teslim oluyoruz zaten. Bu kadar dolambaçlı bir yola girmeye gerek var mıydı, emin değilim.


SPELLBOUND: HETERONORMATİF TRAVMALAR

SPELLBOUND | Yönetmen: Vicky Jenson | Seslendirenler: Rachel Zegler, Nicole Kidman, Javier Bardem, Dee Bradley Baker, John Lithgow, Jenifer Lewis, Olga Merediz, Tituss Burgess, Nathan Lane, Jordan Fisher | Senaryo: Lauren Hynek, Elizabeth Martin, Julia Miranda, Vicky Jenson | İspanya, ABD | 109′ | Animasyon, Müzikal, Komedi

Spellbound’u izlerken, yetişkinler için değil, okul çağına bile gelmemiş çocuklara hitap ettiği kabulünü yapmak şart. Ama bu kabul, filmi daha katlanılabilir kılıyor mu? Hayır. Maharetsiz, eski kafalı ve fazlasıyla gürültülü bir animasyon var karşımızda. Hikâye, annesi ve babası bir lanet sonucu canavara dönüşen Prenses Ellian’ın, onları eski hâllerine döndürmek için çıktığı maceraları içeriyor. Hem de tahammülfersa şarkılar eşliğinde… Disney’e fazlasıyla öykünen bu Netflix  -Skydance ortaklığında, çocukluğumuzun klasik animasyonlarından izler bulmak mümkün. Ancak o izler sadece birer gölge gibi; zira filmin finaline kadar sakladığı “büyük” numarası, son derece sıkıntılı, Uyuyan Güzel’in yanında masum kaldığı bir mesaj içeriyor. Geçinemeyen ebeveynlerin günahını, yükünü ve acısını küçücük bir çocuğun omuzlarına yıkmak delilik. Daha da kötüsü, bitmesi gereken bir evliliği sırf geleneklere bağlı kalmak adına aileyi kutsayarak ayakta tutmaya çalışmak da övülüyor burada. Anlıyorum, minik bir çocuk bu kadar derin analizler yapmayacak belki. Ancak zihninin en açık olduğu yaşta böyle bir mesajla karşılaşması doğru mu? Zaten sosyal medya sayesinde her şeyin suçunu kendimizde aradığımız bir mental çıkmazda sürükleniyoruz. Bir de jenerasyonel travmalarımıza, yanlış bir kararla hayatlarını birleştirmiş iki ebeveynin sancısını eklemeyelim bir zahmet.

Yorum yazın...Cevabı iptal et

Exit mobile version